| 
		 
 | 
| 
		 
			 
			#1  
			
			
			
			
			
		 
		
	 | 
|||
		
		
  | 
|||
| 
		
	
		
		
			
			 
			
			«Mürdüm eriği  
		
		
		
		
		
		
		
		
	
	çiçek açmıştır. -- ilkönce zerdali çiçek açar mürdüm en sonra -- Sevgilim, çimenin üzerine diz üstü oturalım karşı-be-karşı. Hava lezzetli ve aydınlık — fakat iyice ısınmadı daha — çağlanın kabuğu yemyeşil tüylüdür henüz yumuşacık... Bahtiyarız yaşayabildiğimiz için. Herhalde çoktan öldürülmüştük sen Londra@da olsaydın ben Tobruk@ta olsaydım, bir İngiliz şilebinde yahut... Sevgilim, ellerini koy dizlerine — bileklerin kalın ve beyaz — sol avucunu çevir : gün ışığı avucunun içindedir kayısı gibi... Dünkü hava akınında ölenlerin yüz kadarı beş yaşından aşağı, yirmi dördü emzikte... Sevgilim, nar tanesinin rengine bayılırım — nar tanesi, nur tanesi — kavunda ıtrı severim mayhoşluğu erikte ..........» .......... yağmurlu bir gün yemişlerden ve senden uzak — daha bir tek ağaç bahar açmadı kar yağması ihtimali bile var — Bursa cezaevinde acayip bir duyguya kapılarak ve kahredici bir öfke içinde inadıma yazıyorum bunları, kendime ve sevgili insanlarıma inat.  | 
![]()  | 
	
	
		
  | 
	
		
  |