Mengi
İzmir'in Naldöken ve Narlıdere (şimdi İzmir'in ilçesi) köylerinin düğünlerinde erkekler sabaha karşı halka olur ve zurnasız olarak davulcuyu ortaya alıp oyuna geçerler, el ele sıçraşıp dönerler. Zaman zaman halkadan kimi şunun, kimi bunun aklına gelişigüzel bir l'f gelir. Meselâ; birinin yüksek sesle bir "Oyyy!" çekmesiyle halka ve davulun durup kulak kesilirler ve adam l'fını atarak meselâ; "Dereye indim" der. Bütün halka "Eeee?" diye sonra neler oldu gibilerinden bir ağızdan neticeyi sorar. Aynı adam, k'fiyeli düşürerek ve davulcuyu kastederek meselâ; "Ben gagasına bindim!" der. Halkada kadınlar yer almadığı ve seyirciler de erkekler olacağı için atışmalarda fazlaca şakalaşılabilir. Davulcu, pişkinlikte gelip tekrar davulu vurmaya ve gülüp geçmeye koyulunca halka kahkahalar içinde yine dönmeye başlar. Bu sefer bir başkası hatırladığı nükteyi atar. Aynı toplu soru ve münâsip (uygun) kafiyeli cevabı gelir. Cinas ve şaka oyunudur.
O köylerde davul - zurna takımı çağrılmadan düğün koşmaktadır. Ayrıca gündelik olmazlar, çünkü eni konu bahşiş devşiriyorlar. Cömertlikten ve ağaların bir nevi efece ibz'l (bol bol verme) yarışından iyice faydalanırlar. Buralar köylerinin kendi davul - zurnacıları hiç yoktur denilebilir. Şehirden ve hususiyle (özellikle) Abdal Türklerinden veya Çingenelerden olurlar. Bunlar, şehrin bir köşesinde sessiz ve çekingen yaşayıp köylerden gelecek düğün haberlerini müd'vimi (devamlı müşterisi) bulundukları belirli bir kahvede bekleşirler.
Tecirli ve Afşar halkının (aşiretlerinin, boylarının) güzelleri ün salmışlardır. Onları öven bir halay havasını türküsüyle de söylerler. Halaydaki yerli ceritlerin bu güzelleme türküsünü, onlara karşı ayıp düşeceğini söylediği işitilmiştir.
Kundura geyer gecena (ayağına)
Girer camızın içine
Saçbağı bağlar saçına
Tecirli'nin güzelleri
Yovsan (kovsan) uçar engine konar
Kötünün dalına tüner
Alatirik (elektrik) gibi yanar
Tecirli'nin güzelleri
Mengi oyunu, bu yörede zahirî (dış ahiretle ilgili olmayan) hayata ait düğün ve eğlencelerce, hususiyle (özellikle) de gençlere mahsus olduğundan büyüklerin meclisinde oynanması ayıp sayılır. Bilindiği gibi Alevî erkânınca yapılan Samah, bir tarikat raksıydı. Mengi oyununun havası ise türkü şeklinde ve çok hareketlidir. Tarzı şöyledir: Oyunu genç kızlar ve genç erkekler karşı karşıya sıralanarak ve bazen parmaklara tahta kaşıklar sıkıştırılarak oynarlar. Sazın temposuna uyulur ve bu tempo ayak uçlarında yaylanılarak dizlerin gövdeye dikey olarak kalkıp sekmelerini sağlar. Parmaklar boş olduğu takdirde diz yukarı kalkıp sektiği sırada iki el, diz bükümü altında çırpılır. Bu oyun, Antalya dolaylarındaki Yürüklerin meşhur Teke Zortlatmasının veya Sallamasının ve Konya'nın Kaşık Oyununun aynıdır. Gülek Boğazı'ndaki Çamlanı köyü Tahtacıları 1948'de Tarsus gençliğinin tertiplediği "Gülek Gecesi"ne gelmişler ve bu Mengi oyununu Tarsuslulara göstererek fevkal'de alkışlanmışlardı. Bu oyunun z'hirleri (Alevî olmayanlar) karşısında oynanmasında mahzur (sakınca) görmezlerdi. Mengi oyunu esnasında dem (içki, genellikle şarap, rakı) içerler.
|