Konu: Zeybek

Tekil Mesaj gösterimi
  #6  
Alt 10 August 2009, 15:11
daiSy daiSy isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 11 April 2009
Mesajlar: 737
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Zeybek

Zeybeklerin Dağa Çıkış Nedenleri

1. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Anadolu’da halk açısından dağlar, özgürlüğü, yiğitliği, karşı koyuşu, başkaldırıyı simgeler.Bu anlamda her zaman zorda kalan, darda kalan, tutunacak dal bulamayan tüm insalar için dağlar, doğal bir çekim merkezi olmuştur.
2. Osmanlı döneminde ağır vergiler, derebeyleri, aşar ve mültezim belası halkı canından bezdirirdi.Dayanacak gücü kalmayanlar kaçınılmaz olarak başkaldırırdı.
3. Anaları, babalıar, yakınlar yöneticilerin haksızlık ve baskısına uğrayanlar, baş buracak kapı, tutunacak dal bulamadıklarından, yöneticilerin hükmünün sökmediği dağlara çıkarlardı.Bazıları ise,, ata geleneğini ve vasiyetini sürdürmek amacıyla zeybeklik yapardı.Zaten o koşullar içinde yetişmiş ve şekillenmiş insanların fazla bir seçeneği de olmazdı.
4. Dağlara çıkışın önemli nedenlerinde biri de Osman döneminde neredeyse yaşam boyu süren, sonu gelmez “askerlik angaryası”dır.Çoğunlukla daha yeni yetişme çağında ve ilk gençlik döneminde askere alınanan gençler, yılları boyu sınır boylarında savaşın, kan ve ateşin içine atılırlar, bunun nedenini ise bilmezlerdir.Aradan yıllar geçtikten sonra eğer sağ kalmışlarsa, köylerine saçları ağarmış, belleri bükülmüş, bitmiş, tükenmiş bir durumda dönerlerdi.Döndüklerinde ise, çoğunlukla baba ocağı dağılmış, yavuklular başkalarınca kapılmış olurdu.Bu arada sınır boylarında çile dolduran, siperlerde çarığını kemiren bu insanların, ağaların, beylerin “çiftliklerde keyf çatıp avrat oynatmalarını, bolluk, rahatlık içinde gününü gün ettiklerini” duymaları başlarını döndürür, çıldırmalarına yeterli sebep olurdu.Bunları öğrendikleri, olayın bilincine vardıkları an, artık padişah fermanının geçmediği, kendilerine “yiğitler barınağı, düşkünler sığınağı” dağlara yürürlerdi.
5. Haksızlığa uğrayanlar bunları giderecek ve adalet sağlayacak başvuru merkezi bulamazlardı.Bu nedenle zeybekliğe başlayarak kendi sorunlarını “kendilerince” çözmeye yönelirlerdi.

6. Göçebe ve yarı göçebe durumunda olan Türkmen aşiretleri, hayvansal üretime elverişli, çayırlık, otlak, sulak arazilerin azalması ve verimin düşmesi sonucu borş batağına saplanmışlardı.Tefecilerin, vurguncuların ellerine düşmeleri sonucu koyunu keçiyi, tarlayı tapanı, kilimi keçeyi faiz karşılığı bu soygunculara kaptırmışlar ve umarsız kalmışlardı.Bu durum kaçınılmaz olarak başkaldırı ve çatışma ortamı yaratıyordu.
7. İskan siyasetinin yürürlükte olduğu dönemlerde göçebeler düzenli ve üretime uygun bir şekilde yerleştirilmemişler ve sıkıntıya düşmüşlerdi.Sorunlarını çözecek, dertlerini anlatacak makam ise bulamıyorlardı.
8. Merkezi yönetim dışında, ayrıca yerel yöneticilerin basiretsiz yönetimleri, haksız uygulamaları halkı onlardan koparmış, çelişki ve çatışmaları derinleştirerek, çeşitli boyutlarda direnişçi toplulukların oluşmasına yol açmıştı.
9. Zeybeklerin yaşam biçimi ve eylemlerinden dolayı saygın bir yer edinmesi, toplumda aynı zamanda “idol” oluşumuna yol açıyordu.Ezilen ve kişiğili örselenenlerden onların yaşamına ve konumuna özenerek dağlara yönelenler oluyordu.

10. Toplumsal bozukluklar, emeğin değerini bulamaması, geçim kaynaklarının kıtlığı, yokluklar nedeniyle sevdiğine kavuşamamak insanları bunalıma sürüklemiş, pek çekici olan efe ve zeybeklik serüvenlerinin de etkisiyle dağlara yönelmişlerdi.


Sıraladığımız gibi bu ve benzeri bozukluklar sonucu dağlara çıkan zeybekler, temel olarak haksızlıkların giderilmesi talebinde bulunurlar.Bu durumu yaratanlara karşı mücadele verirler.Kendi anlayış ve geleneklerine göre adalet dağıtır, yanlışları ortadan kaldırırlar.

Hükümeti temsil eden yöneticilerin ve derebeylerin zulmüne, üretimlerinin talan edilmesine ve vergi adaletsizliğine karşı 1624-25 yılında Aydın - Birgi’de ayaklanan ve çevresine halkın önemli bir kesimini toplayan ve haksızlıkları düzelteceğini söyleyen Birgili Cennetoğlu, yine Ege Bölgesinde 1658 yılında ayaklanan Sivri Bölükbaşı, Batı Anadolu’yu büyük oranda etkileyen 1829 - 1830 Aydın ihtilalinin öncüsü Atçalı Kel Mehmet Efe bu durumun çarpıcı örnekleridir.

Ege Bölgesinde isyan eden bölükbaşıların, Osmanlı belgelerinde açıkça belirtilmese bile, eldeki verilerden anlaşıldığı kadarıyla büyük bir olasılıkla zeybek olduklarını belirttmiştik.Yukarıda özel olarak sıraladığımız nedenleri, 15. yüzyıl sonlarından itibaren Osmanlı dönemi boyunca Batı Anadolu’da ortaya çıkan yaklaşık bütün direnişçi toplulukların ayaklanma nedenleri arasında sayabiliriz.

Çoğunlukla toplumsal geçiş dönemlerinde, yani eski üretim ilişkilerinin çözülmeye, yeni üretim ilişkilerinin egemen olmaya başladığı, değer yargılarının hızla değiştiği toplumsal bunalımın derinleştiği dönemlerde zeybekliğin de yoğunlaştığını, başkaldırı ve çatışmalarda sıçrama olduğunu görüyoruz.

Bu dönemlerde köylüler, göçebeler, yarı göçebeler gibi ağır biçimde ezilen ve şiddete maruz kalan toplumsal kesimler, kendi içlerinden çıktığı, ezilen, horlanan, emeği yağmalanan ve geçim olanakları daralan kesimlerin yandaşı olduğu, topluma sıkıntıdan başka bir şey vermeyen bozuk düzene karşı koyduğu, kendi özlemleriyle örtüşen eylem ve davranışlara giriştiği için zeybeklerin eylemlerine dolaylı ya da dolayısız destek verir.




Alıntı ile Cevapla