Ramazan'ın Türkiye'ye ait geleneklerinden biridir mahyalar.
Ramazan coşkusunun bir göstergesi olarak
sadece Türkiye'deki camilerin minareleri arasında yüzyıllardır yaşayan bu gelenek
Cumhuriyet'in yıllarında şimdiki örneklerden çok farklı amaçlar için kullanılmış.
500 YILLIK GELENEK
Mübarek gün ve gecelerde halkın ibadeti için gece boyu açık kalan camilerin kandillerle donatılması
İslâmiyet`in ilk asırlarına kadar uzanan bir gelenek
Osmanlılarda ise bu geleneğin 16'ncı yüzyılın ikinci yarısına
İkinci Selim dönemine kadar uzandığı biliniyor. Yaptırılan camilerde minare sayısı fazlalaştıkça mahya geleneği de yaygınlaşmış. Minareler arasına gerilen iplere
kandil ya da ampullerle yazılan yazılarla ışık huzmeli mahyalar oluşturulmuş.
Bu yazılar `Fetih suresinin ilk ayeti
`Maşallah`
`Bismillah`
`Leyle-i Kadir`
`Hoş geldin yâ Ramazan`
`On bir ayın sultanı`
`El-Firak`
`Elveda`
gibi dini mahiyette ifadeler yer alırdı. En meşhur mahyalar ise Süleymaniye Camii`ne kurulurdu.
MAHYALARIN 'SİYASALLAŞMASI'
Cumhuriyet devrinde ise mahyalar devletin mesajlarını halka ulaştırdığı bir pano gibi kullanıldı zaman zaman
. Liderlerin adları minareler arasına yazıldı
Sultanahmed Camii`nin minareleri arasına 'Para biriktir` mahyası
Fatih Camii minarelerine Cumhuriyetin `30. yıl kutlu olsun`
Edirne Selimiye Camii'ne `Atatürk` ve `Var ol İnönü` mahyaları asıldı.
Konu üzerinde araştırmalar yapan İsmail Kara
mesajların muhtevasının dönemlere göre değiştiğini söylüyor. Örneğin Millî Mücadele yıllarında 'Yetimleri koru
Şehitlere fatiha
Hilal-i ahmeri unutma
Para biriktir
Yerli malı kullan' gibi yardımlaşma ve savaş mağdurlarını gözetmeye dönük mesajlar
vurgular var. Kara'ya göre
bu mahyalar bize Türkiye'de siyasi merkez ve toplumun din meselesine nasıl baktığını gösteriyor.
'Müslümanlar Cumhuriyetperverdir' yazan bir mahya da bulunduğunu ifade eden Kara
laik bir rejim olma kararındaki Cumhuriyet'in mahyaları araç olarak kullanmasını 'siyasallaşma' olarak yorumluyor.
İsmail Kara'ya göre
mahyalara estetik açıdan olduğu kadar halkın katılımı açısından da bakmak gerek. Sadece üstün bir zevke işaret etmiyor. Heyecanına ve zevkine hitap ederek halkı dinî atmosfere doğrudan dâhil ediyor. 1950'lere kadar zeytinyağıyla yanan kandiller kullanılarak hazırlanan mahyalar
o tarihlerde elektrikle yakılmaya başlanıyor.