Tekil Mesaj gösterimi
  #2  
Alt 14 November 2008, 12:27
ceyLin ceyLin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Arrow Cevap: Osmanlı Antlaşmaları

Baltalimanı Antlaşması

Baltalimanı Antlaşması (16 Ağustos 1838) Osmanlı Devleti'nin İngiltere ile İstanbul'un Baltalimanı semtinde imzaladığı ticaret antlaşmasıdır.

Osmanlı Devleti 1826'dan beri yerli ham maddelerin yurt dışına çıkarılmasını önleyen yed-i vahid (tekel) sistemini uygulamaya koymuştu. Bu sistem İngiltere'nin çıkarlarına uygun düşmüyordu ve İngilizler kendilerine Osmanlı topraklarında kendilerine ayrıcalıklar verilmesi için Osmanlılara baskı yapıyorlardı. Dışişleri bakanı Mustafa Reşit Paşa, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın isyanını bastırmak için İngilizlerden yardım istedi. Bu yardıma karşılık olarak ta İngilizlere ticari bakımdan büyük ayrıcalıklar veren bir antlaşmayı Baltalimanı'nda kendisine ait olan yalısında imzaladı. Antlaşma 8 Ekim 1838’de Kraliçe Viktorya, bir ay sonra da Sultan II. Mahmut tarafından onaylandı.

Bu antlaşmanın bazı maddeleri şunlardır


1. Tekel sistemi kaldırıldı.
2. İç ticarete Osmanlı vatandaşları yanısıra İngilizlerin de katılması öngörüldü.
3. İngiliz vatandaşları Osmanlı ürünlerini ihraç etme hakkına sahip oldular.
4. Transit resmi kaldırıldı.
5. İngiliz gemileriyle gelen İngiliz malları için bir defa gümrük ödendikten sonra mallar alıcı tarafından nereye ***ürülürse ***ürülsün bir daha gümrük ödenmeyecekti. Böylece İngiltere vatandaşları Osmanlı Devleti sınırları içinde ticaret yaparken Osmanlı vatandaşlarından bile daha az vergi ödeyeceklerdi.

1838-1841 yıllarında buna benzer antlaşmalar Fransa, İsveç, Norveç, İspanya, Hollanda, Belçika, Danimarka ve Portekiz'le de imzalandı. Bu antlaşmalar kapitülasyon sistemini sağlamlaştırdı, Osmanlı sanayine büyük bir darbe vurdu. Osmanlı Devleti'nin diğer devletlere borçlanmasına yol açtı ve mali çöküntüsünü hızlandırdı.




Belgrad Antlaşması

Belgrad Antlaşması,Osmanlı Devleti tarafından,18 Eylül 1739'da önce Avusturya,hemen ardından 3 Ekim 1739'da Rusya ile yapılan antlaşmalara verilen addır.

Savaşın Gelişmesi ve Anlaşma

1736'da Kırım Tatarları'yla olan sınır anlaşmazlıklarını bahane eden Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş açtı.1737'de Avusturya da Rusya'nın müttefiki olarak savaşa katıldı.Art arda yenilen Avusturya,Osmanlı İmparatorluğu ile barış yaptı:18 Eylül 1739.Avusturya,1718 Pasarofça Antlaşması'yla elde ettiği,Belgrad da dahil Kuzey Sırbistan'ı ve Küçük Eflak'ı (şimdi Romanya'da) geri verdi. Yalnız kalan Rusya da,3 Ekim 1739'da, savaş beklentilerinin çok gerisinde bir barış antlaşması yaptı.Rusya Azak Kalesi'ni askerden arındırmayı,Azak Denizi ve Karadeniz'de savaş gemisi bulundurmamayı, Karadeniz'deki ticaretini Osmanlı gemileriyle yürütmeyi,Orta Kafkaslar'da önemli dağ geçitlerini kontrol eden ve koruması altında tuttuğu Kabartay bölgesinden çekilmeyi ve burasını tarafsız bir bölge olarak tanımayı kabul etti.



Belgrad Antlaşması (1739)
Belgrad Antlaşması (1739) Osmanlı Devletinin 18 Eylül 1739 tarihinde Avusturya, 3 Ekim 1739 tarihinde de Rusya'yla imzalamış olduğu barış antlaşmalarıdır.

1735-1739 Osmanlı-Rus-Avusturya savaşının sonunda imzalanmış bu antlaşmaların başlıca şartları şunlardır:

1. Avusturya Pasarofça Antlaşması ile aldığı yerleri geri verdi.
2. Azak Kalesi yıkıldı, toprakları Osmanlı Devleti ile Rusya arasında sınır oldu.
3. Kuzey Kafkasya'da bulunan ve dağ geçitlerini (Daryal Geçidi,vd) denetleyen Kabartay bölgesi (Kabardiya) tarafsız bir bölge olarak kabul edildi.

Belgrad Antlaşmaları Osmanlıların 18. yüzyılda imzaladığı en son kazançlı antlaşmalardır. Belgrad antlaşmaları ile Karadeniz’in bir Türk gölü olduğu bir kez daha kabul edildi.

1. Ruslar Kırım'dan çekilecek.

Karadenizde savaş ve ticaret gemileri bulunduramayacaktı.



Berlin Antlaşması

Berlin Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu, Çarlık Rusyası, İngiltere, Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, İtalya ve Fransa arasında 13 Temmuz 1878'de Berlin'de imzalanan barış antlaşmasıdır.

Antlaşmanın Sebepleri ve Şekli

93 Harbi'nin ardından Osmanlı ile Rusya arasında, 3 Mart 1878 tarihinde Ayastefanos Antlaşması imzalanmıştı. Bu antlaşmanın şartları Osmanlı Devleti açısından son derece ağır olmaktaydı ve Rusya'yı da Balkanlar'da tek güç haline getiriyordu. Nitekim bu durum Avrupa'nın diğer büyük devletlerini rahatsız etmekteydi.

Aynı dönemde Sultan II. Abdülhamid Han, İngiltere'yi Rusya'ya karşı kışkırtmaktaydı. Osmanlı Devleti savaşta yenilmiş ve antlaşmak zorunda kalmıştı ancak yapılan antlaşma devletin çöküşünü getirebilecek ağırlıktaydı. II. Abdülhamid de çareyi Avrupa devletlerini Rusya'ya karşı kullanarak durumu hafifletmekte aramaktaydı. Sonuçta İngiltere, Rusya'nın, Orta Doğudaki İngiliz menfaatlerini tehdit edeceğine, ılık sulara inip kendisiyle rekabete başlayacağına inanmıştı. Diğer Avrupa devletleri ile Rusya üzerinde kurduğu yoğun baskı sonucunda Rusya, antlaşmanın yeniden gözden geçirilmesine razı oldu.

13 Haziran 1878'de Almanya İmparatorluk Şansölyesi Prens Bismark'ın başkanlığında Berlin'de,Osmanlı, Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya-Macaristan ve İtalya'nın katılımıyla bir kongre toplandı. Osmanlı Devleti'ni temsilen Hariciye Nazırı Kara Todori Paşa, Müşir Mehmed Ali Paşa ve Berlin büyük elçisi Sadullah Bey (Paşa) gönderilmiş, diğer devletleri de başbakanlar ve dış işleri bakanları temsil etmekteydi.

Kongre bir aylık bir çalışma ile varolan antlaşmanın maddelerini düzenlemiştir. 13 Temmuz'da da 64 maddelik yeni antlaşma katılımcı ülkeler tarafında imzalanarak yürürlüğe girmiştir.

Antlaşma Sonuçları

Antlaşmanın başlıca sonuçları şöyle gruplandırılabilir;


Toprak Kayıpları

Osmanlı Devleti kendisine tabi olan Sırbistan, Bulgaristan, Romanya ve Karadağ'ın kendi başlarına birer prenslik olmalarını kabul etmiştir. Doğu Rumeli vilayeti kurulmuş ve Osmanlı Devleti'ne bağlı ancak çeşitli imtiyazlara sahip olmuşlardır. Toprak paylaşımı ise aşağıdaki gibidir;

* Bosna-Hersek vilayeti Avusturya-Macaristan'a bırakıldı.
* Kıbrıs Sancağı tamamen İngiltere'ye bırakıldı.
* Niş Sancağı Sırbistan'a bırakıldı.
* Teselya Sancağı Yunanistan'a bırakıldı.
* Kars, Batum, Artvin ve Ardahan sancakları Rusya'ya bırakıldı.
* Dobruca Sancağı Romanya'ya bırakıldı.
* Kotur kazası İran'a bırakıldı.
* Bunların dışında birkaç kaza Karadağ'a bırakıldı.

Ayrıca kongre döneminde Fransa'nın yaptığı kulis çalışmaları sonucunda, antlaşma maddelerinde olmadığı halde 3 yıl sonra Tunus Prensliği Fransızlarca işgal edilmiş ve gerekçe olarak Berlin Antlaşması gösterilmiştir. berlin antlaşmasından sonra ingiltere, fransa ve rusya osmanlılara baskı altına alma politikasına devam etti

Kazançlar

Girit, Doğu Beyazıt ve Eleşkirt Osmanlı Devleti'ne bırakıldı.

Azınlıklar Konusu

Osmanlı Devleti, Vilayat-ı Sitte denilen Doğu Anadolu'da ki illerde Ermeniler lehine ıslahat yapacaktı.Benzer ıslahatlar Makedonya vilayetinde de gerçekleştirilecekti. (Bu iki madde hiçbir zaman uygulanmamıştır. II. Abdülhamid, büyük devletlerin çekişmelerinden faydalanarak bu maddelerin uygulanmasını asla tatbik etmemiştir.)

Özet

Bu antlaşma incelendiğinde;

* Berlin Antlaşması, Karlofça Antlaşması'nın ardında Balkanlar'daki Osmanlı varlığının yok edilmesi yolundaki ikinci büyük adımdır ancak Ayastefanos Antlaşması'nın aksine Osmanlı'nın 35 yıl daha Balkanlar'da kalmasını sağlamıştır.
* Rusya, Ayastefanos ile elde ettiği birçok haktan mahrum olmuştur. Özellikle Balkanlar konusunda hayal kırıklığına uğramıştır.
* Antlaşmadan en çok faydalananlar yeni kurulan prenslikler ve İngiltere olmuştur.
* Berlin Antlaşması her ne kadar Osmanlı Devleti için son derece zararlı olmuşsada siyasi açıdan II.Abdülhamid'in zaferlerinden biri olarakkabul edilebilir.
* Tuna Nehri üzerindeki Adakale'nin ismi Berlin Antlaşmasında geçmediği için bu ada Osmanlı yönetiminde kaldı.



Brest Litovsk Barış Antlaşması

Bolşevik İhtilali'ni gerçekleştiren yeni Rus yönetimi, savaştan çekilme kararının yanında; Çarlık Rusya'sının tüm gizli antlaşmalarını da dünya kamuoyuna açıkladı. Bu açıklama ile Osmanlı İmparatorluğu'nun paylaşılmasını öngören antlaşmalar da ortaya çıkmış oldu.

Bunlar: Anadolu'nun Akdeniz kıyılarını İtalyanlara verilmesini öngören 1915 tarihli Londra Antlaşması; tarihte ilk defa Boğazlar Bölgesinin Ruslar'a bırakılmasını esas alan 9 Mart 1915 tarihli İngiltere, Fransa ve Rusya arasındaki gizli antlaşma; Güney ve Güneydoğu Anadolu ile Suriye, Musul, Klikya ve Lübnan bölgelerini Fransa'ya, İran, Irak ve tüm Arap Yarımadasını İngiltere'nin nüfuzuna bırakan Skys-Picot Antlaşması idi.

Rus yöneticileri bu açıklamalardan sonra İttifak Devletleri nez-dinde barış teklifinde bulundular. Almanya, 27 Kasım'da Rusya'nın barış teklifini kabul ettiğini açıkladı. Bunun üzerine Rusya ile Almanya, Avusturya- Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan arasında 15 Aralık 1917'de görüşmelere başlandı ve 3 Mart 1918'de Brest-Litovsk Barış Antlaşması imzalandı.

Bu antlaşmaya göre:

a. Osmanlı, Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan Devletleri ile Rusya Devleti arasındaki savaş durumu sona erecekti.

b. Taraflar, diğer tarafın hükümeti veya devlet örgütü ve askeri aleyhine her çeşit kışkırtma hareketinden vazgeçeceklerdi.

c. Rusya, Doğu Anadolu'da işgal ettiği yerler ile Ardahan, Kars ve Batum'dan hemen çekilecekti.

d. Rusya, yeniden kurduğu da dahil olmak üzere, bütün ordularını terhis edecekti.

e. Baltık Denizi'nde ve Karadeniz'de ticaret gemileri serbestçe dolaşabileceklerdi.

f. Rusya; Ukrayna ile hemen barış yapacak ve bu devletin dört müttefik devletle aralarında yaptığı anlaşmaları kabul edecekti.

g. Rusya, Polonya, Litvanya, Estonya, Letonya'yı boşaltacaktı. Ayrıca Letonya ve Estonya halkından tutuklanan ve göç ettirilenleri serbest bırakacaktı.

h. Almanya'nın isteği üzerine Baltık Denizi'nde kıyısı bulunan diğer devletler de bu andlaşmaya katılmaya davet edilecekti.

ı. Taraflar, İran ve Afganistan'ın siyasi ve ekonomik bağımsızlıkları ile topraklarının bütünlüğüne uyacaklardı.

k. Asker ve sivil savaş esirleri karşılıklı olarak geri verilecekti.

Görüldüğü gibi bu antlaşma ile Sovyetler, Polonya, Litvanya, Estonya ve Letonya'dan çekiliyorlar ve buraların geleceği Merkezi Devletler'in iradesine bırakılıyordu. Ayrıca 1878 Berlin Antlaşması ile Ruslar'a terkedilen Kars, Ardahan ve Batum vilayetleri Osmanlı Devletine iade ediliyordu. Nihayet Ukrayna, Almanların yardımı ile bağımsızlığına kavuşuyordu.

Sonuç olarak; Brest-Litovsk barışı Merkezi Devletler için büyük bir başarı ve kazançtı. Ancak, 1918 yazından itibaren olayların gelişmesi, Merkezi Devletlerin ve özellikle Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı imparatorluklarının çöküşünü bir gerçek haline getirdi.

İttifak Devletleri, 9 Aralık 1918'de Romanya ile de bir Mütareke yapmışlar ve mütarekeyi 7 Mayıs 1918 tarihli Bükreş Barış Antlaşması ile tamamla***** bu ülkenin de savaş dışı kalmasını sağlamışlardır. Bükreş Antlaşması ile Romanya, Karpatlar'da Avusturya-Macaristan yararına bazı sınır değişikliklerine razı olmuş; bütün Dobruca'yı Bulgaristan'a bırakmış buna karşılık Besarabya'yı elde etmiştir. Fakat, gerek Bükreş Antlaşması ve gerekse Brest-Litovsk Antlaşması İttifak Devletleri'nin yenilmesi üzerine hükümsüz kalmıştır.



Bucaş Antlaşması

Bucaş Antlaşması (18 Ekim 1672)tarihinde Osmanlı Devleti'yle Lehistan arasında imzalanmış bir barış antlaşmasıdır.

Hotin Antlaşmasından sonra, Lehistan ve Osmanlı Devleti arasında 50 yıl süren bir barış süreci yaşanmıştı. Osmanlı himayesindeki Ukrayna Kazaklarına saldıran Lehliler, barışı bozdular. Sultan IV. Mehmet ve Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Ukrayna kazaklarının yardım istemesi üzerine, Lehistan seferine çıktılar. Osmanlı ordusunun ard arda kazandığı başarılardan sonra, Lehistan barış istedi. İmzalanan Bucaş Antlaşmasıyla (18 Ekim 1672), Podolya Osmanlılara geçti. Lehistan Kırım Hanına vergi ödemeye devam edecekti. Ayrıca Lehistan her yıl Osmanlı Devleti'ne 22.000 altın ödemeyi kabul ediyordu.

Lehistan meclisinin, bu antlaşmadaki para maddesini kabul etmemesi üzerine, 4 yıl süren İkinci Lehistan seferine çıkıldı. Bazı kalelerin fethedilmesi üzerine, Lehistan elçisi, Podolya ve Ukrayna'nın iadesi şartıyla antlaşma istediyse de bu kabul edilmedi. Bu arada Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın hastalanması üzerine, 1675 yılında Lehistan serdarlığına İbrahim Paşa tayin edildi. Sultan IV. Mehmet, Köprülü Fazıl Ahmet Paşa ile birlikte Edirne'ye döndü.

İbrahim Paşa, kısa sürede 48 kale ve palangayı fethedince, Lehistan tekrar antlaşma istedi. 27 Ekim 1676'da Zarawno'da imzalanan antlaşma ile 22.000 altından vazgeçilmek şartıyla, daha önce Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından imzalan Bucaş Antlaşmasının maddeleri aynen kabul edildi. Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa antlaşmanın imzalandığı haberini aldıktan bir süre sonra 3 Kasım 1676 tarihinde vefat etti.



Bükreş Antlaşması

Bükreş Antlaşması 28 Eylül 1812 tarihinde Osmanlı Devleti ve Rusya arasında bugünkü Romanya'nın Bükreş şehrinde imzalanmış bir barış antlaşmasıdır.

Sultan II. Mahmut tahta geçtiği zaman Osmanlılar Ruslarla savaş halindeydi. İngiltere ile 1809'da yapılan antlaşma sonucu Ruslarla savaşa devam kararı alındı. Rusların Fransa ile olan sorunları, Osmanlı Devleti ordularının yıllarca süren savaştan yorgun düşmesi yüzünden iki devlet de 1812 yılında barış imzalamaya mecbur kaldılar.

28 Eylül 1812 tarihinde imzalanan Bükreş Antlaşmasının bazı şartları şunlardı:

1. Rusya, Eflak ve Boğdan'dan çekilecek, Besarabya bölgesi ise Ruslara bırakılacak.
2. Osmanlılar Bosna ve Eflak'dan 2 yıl vergi almayacak.
3. Sırplar kendi içlerinde serbest kalacak.
4. Tuna nehrinde hem Osmanlı hem de Rus gemileri serbestçe dolaşabilecek. Prut ve Tuna nehirlerinin sol sahilleri iki ülke arasında sınır kabul edilecek.
5. Anapa kalesi ile birlikte, kuzeyde Kuban Irmağı ağzından güneyde Bzıb Irmağı ağzına değin uzanan Karadeniz kıyı kontrolu Osmanlılara, Bzıb Irmağından güneydeki Rion Irmağına değin Karadeniz kıyılarının kontrolü de Ruslara bırakıldı.

Antlaşma Rus tarafında kumandan Mihail Kutuzov tarafından imzalandı ve Napolyon'un Rusya'ya saldırmasından 1 gün önce Rus çarı I. Aleksandr tarafından onaylandı.



Edirne Antlaşması

Edirne Antlaşması 14 Eylül 1829 tarihinde Osmanlı Devleti ve Rusya arasında Edirne şehrinde imzalanmış bir antlaşmadır. Bu antlaşmayla Yunanistan bağımsızlığını kazanmıştır.

Rusya, Sultan II. Mahmut'un Navarin'de Osmanlı donanmasının yakılması ile sonuçlanan olaylardan dolayı savaş tazminatı istemesi üzerine, Osmanlı Devletine karşı savaş açtı. Sultan II. Mahmut bu arada Yeniçeri Ocağını kaldırmış, yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye isimli yeni bir askeri teşkilat kurmuştu. Teşkilatlanmasını henüz tamamlayamamış olan bu ordu Rus kuvvetleri karşısında önemli bir varlık gösteremedi. Eflak ve Boğdan'ı işgal eden Ruslar, Tuna'ya kadar indiler. Balkanları aşan Rusya, batıda Edirne, doğuda ise Erzurum'a kadar ilerledi.

Bu gelişmeler üzerine Osmanlı Devleti barış istedi. Küçük Kaynarca Antlaşması'ndan sonra imzalanmış şartları en ağır antlaşmalardan biri olan Edirne Antlaşması ile Osmanlı Devleti, Yunanistan Devleti'nin kurulmasını kabul etti. Antlaşmanın bazı önemli şartları şunlardı:

1. Yunanistan bağımsız bir devlet olacaktı.
2. Eflak, Boğdan ve Sırbistan'a imtiyazlar tanındı.
3. Ruslar işgal ettikleri yerleri geri verdiler.
4. Rus ticaret gemilerine boğazlarda geçiş hakkı tanındı.
5. Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş tazminatı ödemeyi kabul etti.
6. Antlaşmanın 10. maddesine göre Osmanlı Devleti Rusya, İngiltere ve Fransa'nın Londra'da 6 Temmuz 1827'de ve buna dayalı olarak yine Londra'da 22 Mart 1829'da aralarında yaptıkları, Yunanistan Devleti'nin kurulmasını ve bağımsızlığını öngören anlaşma ve protokolü kabul edecekti. (Londra Antlaşması)
7. Osmanlı Devleti Çerkesya üzerindeki tüm haklarını,bu arada Kuban ve Bzıb ırmakları arasındaki Karadeniz kıyı kontrolunu Rusya'ya devretti.

Edirne Antlaşması'ndan beş ay sonra, 3 Şubat 1830 tarihinde İngiltere, Fransa ve Rusya arasında imzalanan yeni bir "Londra Protokolü" ile bağımsız Yunanistan Devleti'nin kurulduğu ilan edildi. Osmanlı Devleti de 24 Nisan 1830'da Yunanistan'ın bağımsızlığını kabul etmek zorunda kaldı.

Yunanlıların hamisi olan İngiltere, Fransa ve Rusya Mayıs 1832'de Yunanistan'a son şeklini veren bir anlaşma yaptılar. Bununla, Yunanistan'ın kuzey sınırı olarak "Arta-Volo hattı" kabul edildi. Böylece, Yunanistan'a Attik ve Mora yarımadaları bırakılmış oldu. Ayrıca bu yarımadaların çevresindeki tüm adalar ile kuzey Sporadlar, Ege'nin ikinci büyük adası Eğribos dahil olmak üzere yüzlerce ada Yunanistan'a bağlandı. Kurulan Yunan Krallığı'na da Bavyera Kralı Louis'in oğlu Otto seçildi.

Bu arada 3 büyük devlet, Yunanistan adına Osmanlı Devleti ile İstanbul'da son antlaşmaları doğrultusunda görüşmelere başladılar ve 21 Temmuz 1832'de taraflar arasında bir protokol imzalandı. İstanbul Hükûmeti yeni Yunan sınırını ve statüsünü kabul etti. Yeni Yunan Devleti de topraklarındaki Türk mallarının bedeli olarak, Osmanlı Devleti'ne belli bir tazminat ödemeyi yüklendi.



Edirne-Segedin Antlaşması
Edirne-Segedin Antlaşması 1444 yılında Osmanlı Devleti ve Macaristan arasında imzalanmış bir antlaşmadır.

Papa IV. Öjen Macar, Sırp, Bosna ve Eflak kuvvetlerinden oluşan bir Haçlı ordusunu Hunyadi Yanos'ın (Jan Hunyadi) kumandanlığı altında Sultan II. Murat'ın kumandanlığı altındaki Osmanlı ordusunun üzerine gönderdi. Karamanoğulları beyliğinin de desteğini alan bu ordu Osmanlıları yenilgiye uğrattı. Bunun üzerine II. Murat 12 Haziran 1444'de Edirne'de bu barış antlaşmasını imzala***** antlaşmanın metnini bir Osmanlı heyetiyle Macaristan'a yolladı.

Macaristan kralı Ladislas bu antlaşmayı onaylamak taraflısıydı. Ama Papa ve Bizans İmparatoru bu antlaşmaya karşı çıktılar. Sırp despotunun ve Hunyadi Yanos'nin de ısrarıyla kral Ladislas antlaşmayı 12 Temmuz 1444'de Segedin'de imzaladı. Antlaşmanın maddeleri şunlardı:

1. -Bulgaristan’daki Osmanlı egemenliği tanınacak.
2. -Sırp despotluğu tekrar kurulacak ve Osmanlılara vergi verecek.
3. -Eflak beyliği Macar egemenliğinde kalacak, Osmanlılara vergi vermeye devam edecek.
4. -Tuna nehri taraflar arasında sınır olacak.
5. -Antlaşmanın süresi 10 yıldı.

Bu antlaşmadan sonra II. Murat yerini 12 yaşındaki oğlu II. Mehmet'e (Fatih Sultan Mehmet) bıraktı. Ama barış dönemi değil 10 yıl, 6 ay bile sürmedi. Haçlı tehditi altında II. Murat tekrar Osmanlı ordusunun başına geçmek zorunda kaldı. 10 Kasım 1444 tarihinde Osmanlı ordusu tekrar Hunyadi Yanos kumandanlığı altındaki Haçlı Ordusuyla Varna Savaşını yaptı.
Alıntı ile Cevapla