BENGAL KAPLANI
Av ve Beslenme:
Yetişkin kaplanlar yalnız yaşamayı tercih ederler (yavrularına bakan anneler hariç) Bu sayede ne zaman bir avla karşılaşacağını bilmeyen kaplanlar yaşadıkları ortamda avlara kalabalık şekilde yaklaşmaktan ve onları kaçırmaktan daha çok, avlara sürpriz yaparlar. Açık alanları sevmeyen Bengal kaplanlarının yaşam sahaları besin bulma olanaklarına bağlı olarak 30-80 km2 civarında değişir. Yabani domuz ve antilop türleri temelde avladıkları hayvanlardır.Avına sürünerek yaklaşır ve en yakın mesafeden hamle yapar. Kaplanın postundaki çizgiler avına karşı bir kamuflaj görevi görür. Kuyrukları hızla koştuklarında bir denge unsurudur ve bir iletişim aracıdır. 30 kg'lık küçük bir avı boynundan ısırarak ve spinal kordunu parçalayarak avlar. 900 kglık bir ava gırtlaktan saldırır ve boğarak öldürmeyi tercih eder. Bir bölgede birden fazla Bengal Kaplanı farklı zamanlarda dolaşabilir ve iz bırakabilir. Kaplanlar, bir seferde 18 kilodan fazla yiyebilirler Bir yedikten sonra bir kaç gün yemezler. Bazen avlarını güvenli bir yere taşıyıp orada günlerce yerler.
Çiftlesme:
Dişiler 3 yaşında erginliğe ulaşır ve çiftleşmeye hazır olduklarında koku ve seslerle bunu bildirir. Gebelik 103 gün sürer. Bir defada 2-3 yavru yaparlar (en fazla 5 yavru). Doğumda genellikle bir yavru ölür. Kaplanlar kör doğarlar ve 1 kg ağırlığındadırlar. Yavrular, 6-8 hafta anne sütü emerler. Sonra anneleri onlara av eti verir. 18 aylıkken kendi avlarını yerler. Yavrular 1.5-3 yaşlarında anneden ayrılır. Dişiler anneden ayrıldıktan sonra anneye yakın bir sahaya yerleşir. Erkekler daha uzağa giderler. Yetişkin kaplanlar, çalılıklara ve ağaçlara bir idrar ve bir bezin çıkardığı kokulu akıntıyla işaret koyarlar. Ağaçlara tırmıklayarak ta işaret koyarlar. Yetişkin kaplanların 30 dişi vardır. Kanin (köpek) dişlerinin uzunluğu 74.5-90 mm civarındadır. Kaplanlar, suyu severler ve çok iyi yüzücüdürler. Beyaz Kaplanlar -albino değillerdir- ve Bengal Kaplanlarıdır. Bu kaplanlar Bengal Kaplanlarındaki resessiv-çekinik bir genin annede de babada da bulunmasıyla ortaya çıkarlar. Vahşi tabiatta çok az bulunurlar.
Sayıları Hızla Tükenen Kaplanlar:
100 yıl önce sayıları 40.000 kadar olan Bengal Kaplanlarının sayısı bugün 2500 kadardır. Bu da her gün bir kaplanın vurulduğunu açıklıyor. Hindistanda Bengal Kaplanı populasyonu diğer yerlere göre çok fazla olmasının yanında avcılığın ve zehirleme olaylarının aşırı artışı nedeniyle güvenli bir sayıyı temsil etmemektedir. WWF1, 1998 yılında yayınladığı raporla son yüzyıl içinde dünyadaki kaplanların yüzde 95 oranında azaldığını açıkladı. Son yüzyıl içinde 3 kaplan türünün soyu tükendi. Bunlar, Hazar kaplanı, Cava kaplanı ve Bali kaplanı idi. Bengal kaplanları Hindistan, Nepal, Bhutan ve Bangladeş'te yaşıyor ve 100 yıl önce sayıları 40 bin civarındayken bu gün nüfusları 2500-3000 civarında kabul ediliyor. Bir yandan da onların korunması için çaba gösteriliyor ve milyonlarca dolar harcanıyor gibi bakılabilir buna. Bu konuda sayısız örnek gösterilebilir. Sözgelimi 15 temmuz 1997 tarihli Reuters haberi çok ilginç bir örnek. Hindistan'ın Vahşi Yaşamını Koruma Derneğinin Müdürünün de yazısının bulunduğu haberde, 2 Bengal kaplanı derisinin fiyatı 16.800 Amerikan doları ediyor. Vahşi Yaşam uzmanlarına göre; hergün Hindistan'da 2500 kaplandan biri öldürülüyor. Bu demektir ki; yılda 3 milyon dolardan fazla piyasa değeri olan kaplan derisi elde ediliyor. Öte yandan yapılan yardıma baktığımızda ise, WWF 1999 yılında kaplanların korunması için ve onların yararına olabilecek projelere sadece 4,5 milyon dolar harcamış. Zaten kaplanlarla ilgili efsaneleri ve yıllardır bu iş üzerinden sağlanan rantı artık herkes biliyor. Kaplanın bir çok organı bu illegal ticaretin bir parçası. Bu konudaki örnekler sınırsız. Kaplan penisinden yapılan çorba 300 Amerikan dolarından alıcı buluyor. Ama kurutulmuş kaplan penisi ile derdinize derman bulmak isterseniz bu bedel 2500 Amerikan dolarından başlıyor.2
Kaçak avcılar kaplanları sadece postları için değil aynı zamanda "şifalı kemikleri" için de avlıyorlar. Asya'da bu kemiklerin tozlarından yapılan ilaçlar sayesinde cinsel gücün arttığına inanılıyor.1975'te CITES, Amur (kar) kaplanı hariç (bu gün sadece 150 tane kaldı) tüm kaplanların uluslararası ticaretini yasaklamıştı. Ancak 1975 ile 1992 yılları arasında sadece Güney Kore 6133 kg kaplan kemiği tozu ithal etti. (bir kaplandan 6-10 kg arası kemik tozu elde edilebilmektedir.)3
Önümüzdeki birkaç yıl içinde bir kaplanın sokaktaki fiyatının 25.000 Amerikan dolarına kadar çıkacağı tahmin ediliyor. Çünkü, 1990-1994 yılları arasında tahmini olarak yılda 60 hayvan kaçak olarak avlanmış. Bunların her bir gramları 50 Amerikan dolarından alıcı buluyor. (Japonya'da ödenen fiyat), Primorski Krai'den iri, dondurulmuş, bir erkek kaplan, avcısına yaklaşık 8.000 $ kazandırıyor ancak ondan elde edilecek 10 kg'lık kemik tozunun sokak fiyatının, yakın gelecekte 750.000 Amerikan dolarına kadar çıkacağı tahmin ediliyor.4
Kaplan türleri arasında bu gün en ciddi tehlike Sibirya Kaplanları için bulunuyor. Sibirya Kaplanı 350 kg'ı aşan ağırlığı ile doğadaki en büyük kedi.
Sadece 150 tane kaldılar. Geçtiğimiz yıl Sibirya Kaplanları için bir çok firmanın verdiği milyonlarca dolarlık destek ise sadece bu yıl sayının 150'de sabit tutulabilmesi hedefi için kullanılacak. Yani geri dönüşü olmayan bir durumdalar ve bir kaç yıla kadar tükenmeleri kaçınılmaz. Doğanın en büyük kedisi Sibirya Kaplanı bize elveda demek üzere. Ve bu sonu hazırlayan bizlerin üzülmek ve diğer türler için daha keskin ve dikkatli tavır almaktan başka artık yapacağı çok şey kalmadı gibi.