ASLAN
Nesli Tehlikede: (VU) IUSN
Sınıfı: Memeli
Takımı: Carnivora
Erkek: 180-190 kg.
Dişi: 120-130 kg
Yaşadığı yer: Afrika'nın kuzeyi ve kuzeybatısı hariç, tümü
Yaşam Süresi: 15-18 yıl
Yediği Hayvanlar: Antilop türleri, geyik, zebra, buffalo ve diğer küçük hayvanlar.
Ormanlar Kralı Aslan
Ormanlar kralı olmanın ayrıcalığından değil elbette ama soyları, kaplan, leopar ve çita'ya oranla daha güvende. Bunun nedeni ise; hala kaçak olarak avlanmalarına rağmen bugün artık Afrika'nın bir çok ülkesinde eko turizmin ciddi bir iş ve gelir kaynağı olması. Yani eko turizm sayesinde dirileri ölülerinden daha çok getiri sağlıyor. Afrika'da yapılan safarilerde her yaştan insan, yüklü miktarda bir bedel ödeyerek ulusal parklarda ya da kişisel arazilerde safariye çıkıyor ve onları doğal ortamlarında izleyebiliyor. Aslanların soyu da bu sayede korunmuş oluyor. Bir çok diğer hayvan için de aynı koruma yolu geçerli hale getirilmeli diye düşünüyorum.
Aslanların yaşamı
Aslanlar günün büyük bölümünü uyuyarak geçiriyorlar. Bu süre ise yaklaşık günde 16 saati buluyor. Aslan geceleri, sabah ve akşam serinliğinde çok farklı davranışlar sergiliyor. Sabah ve akşam serinliğinde aktif olan aslanlar gündüz saatlerinde sürekli uyuyorlar. Onların gece ve gündüz arasındaki davranışları tamamen farklı bir karakter olarak izlenebiliyor. Sosyal gruplar halinde yaşayan aslanlar 'en büyük sosyal kedi' olarak tanımlanıyor. Onların bu sosyal gruplarına ise "pride" adı veriliyor. Tüm vahşi kediler gibi aslanların da en temel davranışları bile yaşadıkları ortama göre değişkenlik gösterebiliyor. Gündüzleri genellikle, hep birlikte uyuyan aslanlar, havanın serinlediği saatlerde ise avlanma hazırlıklarına başlıyor. Ve birlikte avlanıyorlar. Her biri tek tek, ava farklı yönden yaklaşıyor. Bu işi de genellikle dişiler yapıyor. Aslanlarda yalnız avlanma çok ender ve başarı oranı 1/6'dır. Grup halinde ise bu oran1/3 tür. Bazen genç erkekler, beraber avlanan küçük gruplar oluşturabilirler. Aslan, avına yaklaşık 20 metre mesafeye kadar sürünerek yaklaşır.
Saatte 58 km hızla kovalar
Saldırıya geçtiğinde ise 200-300 metre boyunca avını ortalama 58 kilometre hızla kovalar. Yaşadıkları coğrafyaya ve avın türüne göre saldırı tarzı bile değişebilir. Mesela impala avında her aslan avını kendi seçer. Botswana'daki Kalahari çölünde aslanlar gemsboklar için bir başka yöntem kullanır. Önce arkadan ısırıp öne doğru silkeler ve omurganın narin bir yerden kırılmasını sağlayarak avını sakatlar. Oysa diğer yerlerde aslan avını gırtlağından ısırarak veya burnunu ağzıyla kapatıp boğarak öldürür. Yalnız gezen yaşlı erkekler kirpi yerler. Ve bu nedenle yüzlerinde kirpi dikenlerinin açtığı yara izleri vardır. Yine Kalahari çölün'de yaşlı erkekler kirpi avcılığı konusunda diğer bölgelerdeki aslanlardan farklı olarak ustalaşmışlardır. Zaman zaman leş de yiyen aslanlar yemek yerken oldukça agresifdir. Erkekler bir seferde 35 kg yerken dişilerde bu miktar 22 kg'dır.
Çiftleşmek isteyen erkek yavruyu öldürebilir
Afrika'daki en büyük vahşi kedi olan aslanların ağırlığı en çok 190 kg civarındadır. Ama Serengeti ve Etosha aslanlarının 260 kg ağırlığa ulaştıklarıda görülmüştür. Yavruların ölüm nedeni genellikle açlıktır. Bazen bu ölümlere, anne aslanla çiftleşmek isteyen diğer genç aslanlar da neden olur. Dişilerin çiftleşebilmesi için salgıladıkları bir koku vardır. Bu, onların çiftleşmeye hazır olduğuna işarettir. Fakat süt emziren anne bu kokuyu salgılayamaz. Çiftleşmek isteyen genç erkekler ise annenin bir boşluğundan yararlanıp yavruları öldürmeye çalışırlar. Başarırlarsa anne, sütten kesilecek ve 4 hafta sonra çiftleşmeye hazır olduğunu işaret eden kokuyu salgılayacaktır. Aslanların çiftleşmesi yaklaşık bir dakika sürer ve sona doğru erkek dişinin boynunu ısırır. Bunu bir saat içinde 4 kez tekrarlarlar. Yavru doğduktan 6 ay sonra sütten kesilir. Ama 3 aylıkken etle tanışır. Hatta izlediğim bazı avlarda yavru, avlanmış olan hayvanın gövdesinin içine girip karnını doyurup dışarıya çıkıyordu. Annesi ise gelip onun kandan kıpkırmızı olmuş tüylerini yalayarak temizliyordu. Bu davranışı ile ürkütücü olan yavru aslanlar başta da belirttiğim gibi gündüzleri tamamen farklı bir karakterde karşımıza çıkıyorlar. Günün sıcağında uyumaya çalışan diğer tüm aslanların kendileri ile sürekli oynamasını istiyorlar ve hiç birine rahat vermeyen birer yorulmaz oyuncu oluyorlar. Tüm diğer aslanlar tarafından reddedildiklerinde ise özellikle diğerlerine oranla kendilerine daha hoşgörülü olan annelerinin sabırlarını zorluyorlar.
Aslanlar ve pride
4 ile 12 yakın akraba dişi ve onların yavruları ile 1-6 yakın akraba erkek bir pride oluşturabilir. Dişiler pride'ların kalıcı bireyleridir. Yaşadıkları ortamın beslenme ve güvenlik koşulları pride'daki aslan sayısını etkiler. Bu anlamda olumlu bir bölgeyi kalıcı olarak sahiplenirler. Ama ortamlarında göç eden avlarının olması, yemek kaynaklarının dağınık ve güvensiz olması sonucu oluşan dev boyutlardaki alanlarını korumaları giderek zorlaşıyor. Pride'ın tek hakimi erkek aslandır. Erkekler bir pride'a girerken de, bir pride'dan çıkarken de mücadele eder. Bu pride'a dışarıdan gelen başka bir erkek aslan önce liderin göz hapsine girer, ardından bölgeyi terk etmemesi durumunda bir liderlik savaşı yapılır. Kazanan, dışarıdan gelen aslan ise bu artık onun pride'ı olur. Ve kendi gibi güçlü bir nesil yetiştirmek ister. Bu nedenle bir önceki liderden olma yavrular pride'da bulunuyorsa, bu yeni lider tarafından öldürülmeleri olasılığı vardır. Bir erkeğe ait birden fazla pride olabilir.
Yavru aslanların şovu
Afrika'da çıktığım tüm safarilerde en neşeli zamanlarım yavruların da bulunduğu pride'ları izlerken geçti. Sürekli bir hareket ve eğlence uzmanı olan yavrular, yetişkinleri sürekli rahatsız ederek adeta küçük çocukların yaptığı gibi büyüklerinin sabırlarını sınarlar. Botswana'da, tanık olduğum bir av sahnesi buna çok iyi bir örnek oldu. Sabaha karşı Savuti kanalının üzerinde buharlardan bir bulut oluşmuştu. Zebra ve wildeebest sürüleri ayağa kalkıp koşmaya başlayınca toz ve buhar bir başka diyara götürüyordu insanı. Sanki bir ressamın tablosunun içindeymişim gibi hissediyordum kendimi. Öylesine gerçek dışı ve etkileyiciydi. Oysa herşey gerçekti.
En sosyal vahşi kedi
Sonra aslanlar çıktı karşımıza. Sabah serinliğinde hiç olmadıkları kadar hareketliydiler. Biliyoruz ki savanların en sosyal hayvanı aslanlar ve gruplar, daha doğrusu aileler halinde dolaşıyorlar. Bir grup zebrayı gözlerine kestirdiler. Belki aralarında yüz metre var tam kestiremiyorum dişi bir aslan pusuya yattı ama arkasında yavrusu onunla oynamak istiyor ve sürekli üzerine çıkarak debeleniyor. Aslında ilk cinsel deneyimi için alıştırma yapmaya çalışıyordu. Dişi aslan bir süre bu oyunlara ses çıkartmadı ama biraz sonra ani bir hareketle yavruyu üzerinden atarak iyice toprağa doğru yattı. Diğer dişi aslanlar ise hareketsiz kalmayı yeğliyorlardı. Aslında genellikle bir kaç ayrı yönden saldırmayı tercih ederler ama bu defa sanırım tembellik ağır basmıştı. Erkekler ise genellikle dişiler avı yakaladıktan sonra onu yeme safhasında katılımcı olurlar. Bu arada dişi aslan yerde gözlerini avından ayırmadan ve oyun konusunda ısrar ederek görünmelerine neden olabilecek yavrusuna rağmen büyük bir sabırla sürünmeyi sürdürüyordu. Bu, sürünerek yaklaşma süreci ben izlerken olduğu gibi her zaman geniş bir zamana yayılabiliyor. Biraz da dişi aslanın sabrı ile ilgili tabii. Ama uzun süre sabretmek genelde başarılı bir av ile sonuçlanıyor. Öte yandan zebralar uzun mesafeyi asla net göremedikleri için yerdeki çalıların arasında sürünen bu aslanı asla farkedemiyorlar. Zira rüzgar da zebralardan aslana doğru esiyor ve bu ise her zaman olduğu gibi bir tarafın şansı diğerinin ise şanssızlığı oluyor.
Ava 15 metre Yaklaşıyorlar
Benim izlediğim av sahnesinde ise dişi aslanımız ise gerçekten sabırlı çıktı. Yavru sonunda oyundan vazgeçmiş durumdaydı. Aslanlar genellikle avlarına arazi nasıl olursa olsun en azından 15 metre yaklaşana kadar bekliyorlar. Sanırım benim bildiğimi bizim dişi aslan da biliyordu ve doğrulayacaktı. Çalıların yüksekliği nedeni ile onu gözden kaybetmeye başlamıştık. Ve bu boşluktan yararlanarak avın başlayacağını tahmin ettiğim yere doğru ilerledik. Daha doğrusu avı izleyebilmemiz için uygun olan ama ne aslanı ne de zebraları aracımızın hareketi ile ürkütmeyeceğimiz bir yer belirleyip, orada tekrar kontağı kapatıp uzun bekleyişe başladık... Fakat aslan benim tahminimden daha akıllı ve sabırlı çıkarak uzun bir yol katederek zebraların arkasına dolaşmayı yeğledi. Bizi hiç umursamadığını da belli etmişti. Çünkü biz de oradaydık. Ama onun da hiç ummadığı bir şey oluyor ya da zebralar bu defa koku alıyorlar ve yönlerini değiştirip tam tersi yöne doğru yavaş yavaş ilerliyorlardı. Bunu gören dişi hemen saldırıya geçti ama bu başarısız bir atak oldu. Zebralar kurtuldular. Dişi ise onlara, nasıl kaçırdım dercesine arkalarından uzun uzun baktıktan sonra ağır adımlarla diğer aslanların yanına doğru ilerlemeye başladı. Annesinin yaklaştığını gören ve işi sadece oyun olan yavru ise bu duruma sevinerek ona doğru hareket etmeye başladı.
Kim Açgözlü?
Zebralar nefes nefese ve soluk alışlarını duyabiliyorduk. Yaşıyor olduklarına seviniyorlardı. Çünkü bu gün şans onlara gülmüştü. Ama belki yarın böyle olmayacak ve yaşlı, güçsüz bir tanesi aslanların yaşamını sürdürebilmesinin bir günlük bedeli olacak. İşte vahşi doğa! Ama bana yine de bizim yaşamımızdan daha vahşi gelmiyor tüm bunlar. Çünkü hiç bir aslan karnı tok olunca avlanmaz ya da aynı anda birden fazla zebra avlamaz. Sadece gerektiği zaman ve yeterince. Oysa bizim yaşamımızdaki aç gözlülük çok daha uzun yazılara konu olabilecek durumda... Vahşi doğa'da bunu sık sık olmasa da görebilmek mümkün ve ben Savuti kanalında şanslı biri olarak bir kaç kez izledim. Ve hep doğa bana bir şeyler öğretti. Sanırım benim gibi giden herkese öğretti ve öğretmeye devam edecek. Dilerim hiçbirimiz bu öğretiyi reddetmeyiz. Çünkü doğayı hissederek bize öğrettiklerini anlamak yerine onu bize, bedeli ağır dersler vermeye zorluyoruz...