Erzurum
Tarihçe
Erzurum, günümüüze kadar Theodosiopolis, Karin, Kalikala, Karnoi Kal(gh) ak gibi isimler altında anılmıştır. Şimdiki adıolan Erzurum ise, Erzen el-Rum'dan türemiştir. Anlamı ''Roma arazisindeki Erzen'dir. Diğer bir rivayete göre Erzurum kelimesi Arz-ı Rum yanı Bizans ülkesinden meydana gelmiştir. Selçuklu paraları üzerinde şehrin adı Erzen el-Rum, Arzan-ı Rum ve Arz-ı Rum'dur. xvıı. yy'in büyük Türk gezginlerinden olup, Erzurum'da görevle kısa bir müddet ikamet eden Evliya Çelebi, şehrin adı ile ilgili olarak şunları yazmaktadır:''Erzen-i Rum yani Erzurum. Bazıları Erzurum da der. Azerbaycan civarinda geniş bir eyalettir.Bazı tarihlerde Nuşirevan-i Adil tarafından kurulmuş denirsede doğrusu Akçakoyunlu padişahlarindan Gündüzbayoğlu Soktar oğlu Erzenbay tarafindan yapıldığıdır''. Jean Babtist Tavernier, Th.Ch. Fleurian. J.Brant, H.W. Dowe, HSuter, E.Smith, W.F. Ainsworth, J. Taylor, H.Tozer, H.F.B. Lynch ve C.F. Lehmann-Haupt gibi gezginler Erzurum hakkında önemli bilgiler vermekte, gördüklerini kendi fikirlerine göre ifade etmektedir.
Erzurum ve çevresi oldukça eski bir geçmişe sahiptir. Karaz, Kırmızıtaş, Güzelova, Pulur, Sos, ve daha çok yerde eski yerleşme alanları bulunmuştur. Atatürk Üniversitesi tarafından Hasan Kale'de yapılan ve halen devam etmekte olan kazılara göre, tarih öncesi devirlere ait kalıntılar ortaya çikarılmış ve çıkarılmaktadır. Urartu çağına ait kalıntılara da rastlanılmaktadır.
Şimdiki Erzurum, ovanın doğusunda bir tepe üzerindedir. Bu durumu ile Bolu'ya, Ilıca yönunden bakıldığında ise Manisaya benzemektedir. Tarih boyunca Med, Pers ve Sasani istilalarına uğrayan Erzurum, askeri ihtiyaçlar göz onünede tutularak, burada inşa edilmiştir. Özellikle, doğu politikasina ister istemez büyük önem veren Bizanslilar, Karaz'daki yerleşme alanını terk ederek, dağlara daha yakın olan tepede, Theodosiopolis kalesini inşa etmişlerdir. İran'dan devamli akınlarin ilk uğrak noktası olan kale, Anatolius'un emri ile 415-422 tarihleri arasinda vucuda getirilmiştir. Ancak çok tahribat gören kalenin bu devre ait hiç bir kalinti kalmamiştir. Türk devresine ait yapilar şehre hakim olmuştur. Dış istilalar yanında dini mücadeler de Theodosiopolis'de büyük etkiler yapmiş, Ermeni ve Rumlar arasında devamlı fikir ayriliği bazen büyük sürtüşmelere sebebiyet vermiştir. Bizanlilar Ortodoksluğu, Ermeniler de Gregoryenliği şehirde hakim kılmaya gayret etmişlerdir. Kiliselerdeki ilk ayrilik, tabiariyla halk arasında da hizipleşmeyi sürekli olarak lörüklemiştir. Hiristiyanlik bu durumda iken, doğudan Sasani hegemonyası da Theodosiopolis'i sık sık tehdit etmiştir. Meydana gelen sınır değişmeleri, E.Honigmann'ın ''Bizans'ın Doğu sınırı'' nda bahis konusu edilmiş, bundanda anlaşildığına göre, Erzurum pek kısa aralıklarla Bizans hakimiyetinden çikmiştır. Doğuya ve batıya akan büyük akarsuların kaynakları da erzurum arazisinde idi.İslami yaymaya çalişan Araplar da gazalarını diğer istilacilar gibi bu bölgeye tevcih etmişler, 651'de ilk defa şehir önlerinde gönünmüşlerdi. halkın Saresen dediği bu müslümanların başinda Habib b. Mesleme bulunmakta idi ve islam kumandanı az sonra Erzurumu'da ele geçirmiştir. 653'de, Bizans imparatoru Konstantios, doğudaki bu şehri kurtarmak için bir sefer yaptı ve arapları şehirden çikardı. Muaviye zamanında, murabit denen 2000 kişi burada iskan edilmiştir. 686'da Bizanslı General Leontios, 700'de de Halife Abd el-Melik'in oğlu Abdullah, Erzurum'da hakimiyet sürdüler. 753'de Bizanslilar Theodosiopolis'i tekrar ele geçirdiler. Abbas isimli bir Abbasi kumandanı şehri kuşatmiş ise de, kışın yaklaşması üzerine muhasarayı kaldırmak zorunda kalmiştır. 770-772 yıllarında Erzurum'da isyan patlak vermiş,Ermenilerin ayaklanması güçlükle Amir b. İsmail tarafından bastırılmıştır.
Erzurum ve çevresi arazi yapısı açısından talihsiz bir bölge idi. Büyük bir fay hattı buradan geçmekte ve doğuya doğru uzanmakta idi. Devamlı depremler, hem insan ve hem de yapılar açısından büyük kayıplara meydan vermekteydi. Tarih kaynaklarından ilk tespit edilen yer sarsıntısı 840 yılında meydana gelmiş, Bizans imparatorlarının ve bazı islam fatihlerinin yaptırdığı binalar yerle bir olmuştur. Doğudaki Bizans varlığını Erzurum'da tutmak isteyen imparatorlar, Arapları devamlı surette tehdit ettiler. Katakalon ve İoannis Kurkuas, haçın Hilal karşısında üstünlüğünü sağlamak için mücadele edip durdular.923'deki şiddetli bir Bizans kuşatması, Muhammed b. Nasr el-Hacib'in zamanında yardıma koşması ile önlendi. 949'da İonnis Çimiskes Erzurum'u kalabalık bir Bizans kuvveti ile kuşattı ve Arapların savunduğu yüksek, tahkimi savunma kulelerini yıkarak sehri ele geçirmiştir. Taraflar arasındaki sürekli savaşlara rağmen Erzurum, Suriyeli, Iranlı, Ermeni ve diğer milletlere mensup tüccarların faaliyet gösterdiği yerdi. Bundan da, arz ettiği stratejik durumun büyük önemi vardi
Gazneliler ve Selçuklular arasındaki siyası çekişmenin de Erzurum tarihinde rol oynadığı görülmektedir. Ceyhun'un batısına itilen Türkler, Rey ve Azerbaycan üzerinden ilk defa Kur-Aras vadisine girmişlerdir. Türkler bunları sıkıştırdıkça, onlarda Bizans'ı rahatsız ediyorlardı. İstanbul'daki Bizans imparatorları, doğudaki valilerden aldıkları raporlar üzerine, önemli mezhep farkı bulunan ve emniyetleri için tehlikeli gördükleri Ermenileri daha iç yörelere zorla göç ettirdiler. Tampon bölgenin boşalması sırasında ilk defa Bizanslılar Türklerle karşı karşıyageldiler ve böylece Erzurum'un tarihinde yeni bir dönem açılmıştır.
1048 veya 1049'da Bizans kaynaklarının Skyth veya Tazik dedikleri Türkler, Selçuklular Erzurum'a doğru harekata geçtiler. Sultan Tuğrul verdiği emirle amcası, oğlu İbrahim Yinal ve Kutlamış'ı yeni gaza ucuna yolladı. Bu Türk gazileriTheodosiopolis kalesine (şimdiki şehrin bulunduğu yer) uğramadan, Karaz'a hücum etti. Geniş bir ovanın kuzey-batısında, Euphrates'in yukarı kolunun aktiği araziye yakın yerde bulunan Karaz, o devirde oldukça kalabalık bir şehirdi. Selçuklulara önceden pek önem vermeyen Karazlılar, İbrahim Bey'in muhasaraya başlaması üzerine şehre çekilmiş ve sonrada şavaşa mecbur kalmişlardı. Az sonra şiddetli bir rüzgarın patlak vermesinden faydalanan Selçuklular, yağlı paçavralar ile Karaz'da büyük bir yangın çikarttılar. Bu olayi Karaz'ın sonu oldu ve muhasaradan canını kurtarabilen ahalisi güçlükle asıl kalenın bulunduğu Theodosiopolis'e sığınabildi. 1054 yılında Anadolu seferine çıkan Tuğrul Bey, Pasin'i geçtikten sonra, Erzurum ovasına hakim olan bir tepeye bizzat çıkmış ve kalenin durumunu gözetlemiştir. Theodosiopolis, 1071'de yinehareketli idi. Zira Nuhun Gemisini andıran bir ordu ile imparator Romanos Diodenes, şehre gelmiş ve ikmal hazırlıklarını tamamlayarak Malazgir'e doğru yürüyüşe geçmiştir. Şehirdeki Bizanslılar, imparatoru son defa, bir daha görmemek için üzere uğurluyorlardı. 26 Ağustos 1071' de büyük Türk zaferi, Theodosiopolis'deki Bizans'ın son günleri oldu. Az sonra Türkler Erzurumu ele geçirecekler, Bizans'ın tek taraflı barışı bozmaları üzerine Ege sahillerine kadar gideceklerdir. Erzurum'un nasıl ve ne syrette Selçuklu hakimiyetine geçtiği bilinmemektedir ve bu tarihi zaman parçasımaalesef çok karanlık kalmaktadır. 1071-1202 tarihleri arasında Saltuklu Beyliği bu şehre İslami Türk karakteri vermiştir. Beyliğin kurucusu Ebu'l-Kasım Saltuk'tur. Bir rivayete göre burası ile doğunun önemli bir kısmı Alp Arslan tarafından ıkta olarak Saltuk Beyi'ne verilmişti. Baybud, Tercan, İspir, Oltu, Micingird, Koçmaz ve daha birçok kasaba Erzurum'a bağlanmış ve Saltuklu Türkleri tarafından yöneltilmiştir.
Saltuk'un oğlu Emir Ali, 1102-3' de, erzurum hakimidir. Kadı Ahmed'in ''el-Veled uş-Şefik'' indeki Kaım b. Ali'nın, Ali b. Kasım olması gerekmektedir. O, Irak'tan dönüp Erzer-er-Rum denilen Kalikala şehrini aldı kaydı tine bu kaynakta görülmekte ve karanık bir olay gün işiğina çıkarılmaktadır. 1116' da Gürcü kralı David, Saltukluların büyük rakibi olarak ortaya çıkmış ve Pasin Ovası'na kadar ilerleyerek Erzurum'u tehdit etmiştir. Onun çok sayıda Türk'ü öldürdüğü ve yeri yakıp yıktığı Gürcü kaynağı tarafından belirtilmektedir. Artukoğlu İl-Gazi, 1121'de Erzen Beyi Toğan Arslan ile Erzurum'a gelmiş ve Emir Ali'yi de beraberlerinealarak, Tiflis'e kadar bir intikam seferi düzenlemiştir. 1124'te Gürcüler, İspir ve Pasin ovası'na kadar bir karşı akın yaptılar ve bu defaki yürüyüşleri de çok kanlı bir şekilde sonuçlanmıştır. Emir Ali, günümüze kadar bazı değişikliklere uğrayarak kalan Tepsi Minare (saat kulesi)'yi inşa ettirmiştir. Kitabesinde ''Şems el-Mül^ük ve's-Selatin Emir İnanç Yabgu Alp Tuğrul Beğ Ebu'l-Muzaffer Gazi b.Ebu'l-Kasım'' yazısı görülmekte ve bu da Saltuklular'ın eski Türk an'anesine sıkıca bağlı olduklarını göstermektedir. Saltuklular'dan İzz ed-Din, 1168'e kadar saltanat sürmüştür. Onun hakimiyeti esnasında, Azimi'nin yazdığı gibi büyük bir deprem, 1145'de Erzurum'da büyük kayıplara sebebiyet vermiştir. Saltuklu Nasır ed-Din Muhammed'den sonra, 1191'de tahta Mama Hatun geçmiştir. o, ''el-Feth ül-Kussi'' isimli kaynakta da belirtiği üzere, erzurum askeri ile selçuklu heybetinde Ahlata gitmiştir. Tercan'daki türbe ve kervansaray bu hanım tarafından yaptırılmıştır. 1193'de Gürcüler bir kere daha Erzurum önlerinde görüldüler. Erzurum halkı bu olaydan çok etkilenmiş ve '' bu felaket bize nereden geldi. Memleketimizde hiç bir zaman Hiristiyan görmemiştik'' diye şikayetçi olmuştur.
Saltuklu egemenlii 1202'de sona erdi ve Selçuklular Rükned-Din Süleyman Şaah'ın gayretleri ile Erzurum'a sahip olular.
Paralardan öğrenildiğine göre Mugis ed-Din Tuğrul Şahmelik olarak burada göreve başlamış, 1225 yılına kadar kendi başına yöreyi yönetmiştir. 1225-1230 arasında oğlu Cihanşah Erzurum'da bulunmuş, bu sıralarda belirmeye başlayan Konya hakimiyeti Erzurum'u da içine amıştır. Haezemşahlar ile olan yakın ilişkiler Selçuklu Sultanı Ala ed-Din Keykubad'in dikkatini Erzurum ve çevresi üzerine çekmiştir. O, Moğol tehlikesinin ufuklarda görünüşünden az zaman önce Erzurum'u ele geçirmiş ve cihan Şah'ın bağişlanma isteğini kabul etmiştir. 1242'de Moğollar Erzurum önlerine geldiler ve Baycu Noyan idaresinde şehri kuşattılar. Sü Başı sınan ed-Din Yakut ümitsiz bir şekilde bu sınır kalesini savundu ise de, Şeref ed-Din Duvin isimli birinin ihaneti sonunda mağlup olmuştur. Osman Turan'a göre ''Erzurum Moğol istilasının ilk kurbanı olmuş ve Moğollar Türkiye'yi istıla kapısını artık açmışlardır''. 1255'de Nahcivan-Erzncan yolculuğusırasında Erzrum'a da uğrayan Rahib Guillaume de Rubrauck, burasını güzel bir olarak tasvir eder. 1297'de Naib Mucir ed-Din Emir Şah ve maiyeti Erzurum'a kötü günler yaşatmışlar ve halktan zorla ağır verdiler tahsil etmişlerdir. Selçukluların 1308' de yıkılması ile ilhanlı nüfuzu kendisini gitikçe hissettirmişir. Çünkü başkent tebriz'i batıya ve denize bağlayan önemli yollar bu şsehirden geçmekteidi. Hace Yakut, kendi adı ile anılan bir medrese yaptırmış ve şehri güzelleştirmiştir (1310). 1336/7'de Erzurumu ziyaret eden İbn Battula, iki Türk kabilesinin rekabet halinde yaşadığını yazmaktadır. O tarihte Erzurum'un en yaşlı ahalisi Tuman idi ve o halsiz oluşuna rağmen İbn Battuta'yı üç gün gelenek icabı misafir etmiştir. Emir Hacı Togay ve Hasan gibi beyler de kendi Türkmenlerine dayanarak Erzurum'da hakimiyet tesis etmişlerdir. Sonuncusu kendi adı ile söylenen Hasan Kalesi'ni inşa etmiş ve Erzurum'u doğudan gelecek baskılara karşı korumuştur. 1340'da Sulduz aşiretinin büyük liderlerinden Çoban'ın Togaylılarla sert mücadelesi yine Erzurum çevresini kana boyamıştır. 1360' da batıdan doğuya genişleyen Eretnalilar Erzurum'u ele geçirdiler. İki yıl sonra da bu hakimiyetin hala devam ettiğini bilmekteyiz. 1377'den az önce de Türe Beğ isimli biri Erzurum hakimidir. 1385'de Karakoyunlu Mehmed Erzurum'da saltanat sürmekte idi. Mavera ün-Nehr ve Iran'ı ele geçiren Temürlenk Kara Mehmet oğlu Mısır Hoca'yı Avnik kalesinde mühasara etmiş ve sonra da Erzurum'u ele geçirmiştir. 1400 ve 1402'de Temürlenk Erzurum'dan geçmiş Ankara Meydan Muharebesi sonunda gerçekleştirdiği Anadolu harekatı dönüşünde kısa bir müddet şehri şereflendirmiştir. Temürlenk burasını önce Mutahhartan'a verdi. Daha sonra da Ali isimli Türkmeni idareci tayin etmiştir. İspanyol kralı adına Semerkand'a gitmekte olan elçilik heyetinde bulunan Ruj Gonzales Klavijo, seyahati sırasında şehirde kalmış ve kısa tasvirde bulunmuştur. Ona göre Erzurum Ali Bey tarafından yönetilmekte ve bir kısım Ermeni de burada yaşamakta idi. Şahruh zamanında erzurum yine birçok olaylara sahne oldu. Kara Yülük olayı uzun müddet halkın hafıizasından silinmedi. 1454 ve 1456'da Uzun Hasan. erzurum havalisine akınlar tertip etti. Safavilerin meşhur şahlarından İsmailde 1499'da Erzurum'dan geçmiş ve 1502'de Sultan Elvend'i bozguna uğratmıştır. Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı topraklarına dahil edilen Erzurum, Safavilerle yapılan savaşlarda da eski tarihi önemini korumuştur. xvıı yy. kaynaklarına göre Paşa sancağı olarak, Şarki Karahisar, Kığı, Hınıs, yukarı Pasin, Malazgird, Tekman, Kız-Uçan, İspir, Tortum, Namervan ve Micingerd sancaklarından meydana gelen beylerleyliği yapılmıştı. 1540 tarihli erzurum Kanunnamesi idari yapı açısından son derece önemlidir. Osmanlı devrinde şehir, Anadolu ve Karadeniz'den doğuya, Iran'a kadar giden büyük askeri ve ticaret yolu üzerinde bulunması sebebi ile de ordunun toplandığı ve dayandığı yerdi. Lala Mustafa, Sinan, Ferhad ve Özdemiroğlu Osman Paşa'ların doğu harpleri esnasında Erzurum'u üs olarak kullandıkları belirtmektedir. Abaza Mehmed Paşa'nın meşhur isyanı, Osmanlı dünyasının gözlerini buraya dikmesine neden olmuştur. (1622). ıv. Murad 1635'de Erzurum'a gelmiş ve Ilıca'dan sonra törenle karşılanmıştır. Revan seferi dolayısıyla Erzurum ve çevresinde hissedilir imar faaliyetleri görülmüş olup, bunu ıv. Murad 'ın verdiği kesin emirlere borçludur.
XIX.yy'da Erzurum tarihinde yeni bir sahife açılmıştır. O zamana kadar şehri tehdit
eden ıran tehlikesi, bu tarihten itibaren yerini Hiristiyan Ruslara bırakmıştır. Çar Deli Petro'nun vasiyeti gereği sıcak denizlere inmek isteyen Çarlık Rusyası, Kafkas hakimiyetinin sağlanmasından sonra, ilk defa 1828de, Anadolu'nun doğusuna saldırdı. Yeni Köy Savaşı'nı kazanan Gnl.Paskeviç erzurum'u ele geçirdi. 14 Eylül 1829 Edirne Barışı üzerine Rus ordusu Erzurum'dan çekildi. 1853-1855'de Edirne Barışı üzerine Rus ordusu Erzurum'dan çelildi. 1853-1855'de tekrar Rus tehlikesi Kars'tan sonra Erzurum'u tehdit etmiştir. Osmanlı Hükümeti doğudaki bu büyük tehlike üzerine Erzurum' daha tahkimli hale getirdi ve tabyalar yaptırdı. 1877-8 Osmmanlı Rus Harbinde, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Erzurum'u Ruslara karşı savundu ve 8-9 kasım 1877'de yapılan Aziziye Baskını'nı halkın yardımı ile geri püskürttü. Bu hadilerde ermenilerin ihaneti belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Son savaşta, Osmanlı Devletinin gelecekteki dayanak noktasının Erzurum olduğu daha iyiy anlaşılmıştır. Rus çekilmesinden sonra Erzurum bazı ekonomik krizlerin esir oldu. Hayvan vergisi sebebi ile halk arasında hoşnutsuzluk belirmiş ve hükümete karşı tepkiler meydana gelmiştir. Bu harekat, Meşrutiyet rejimi içib ilk adım sayılmış ve Canveren Derneği tarih rolünü ifade etmiştir. Erzurum, 1. Dünya savaşın'da Türk askeri harekatının yine merkezidir. Sarıkamış başarısızlığı üzerine 16 Şubat 1916'da Ruslar, yine bir ihanet sonucu Erzurumu ele geçirdiler. Son vali Tahsin Bey,Bab-ı Ali'yeçektiği telgrafla bu serhad ve gaziler, şehidler diyarının bir an evvel tekrar şanlı bayrağımıza kavuşturulmasını vurgulamıştır. Erzurum, Ermeni vahşetinin kol gezdiği iki yıllık kara günleri yaşadı. 12 mart 1918'de 1.kafkas kolordusu Komutanı Alb.Kazım Karabekir tarafından kurtarıldı.
ERZURUM TARİHİ (KRONOLOJİSİ)
*Isa'dan Önce (Kalkolotik dönemde)
*Isa'dan Önce 300–200 Ilk Tunç Çagi
*Isa'dan Önce XI. yy. (Azzi–Hayasa) dönemi
*Isa'dan Önce VIII. yy. (Urartu) egemenligi dönemi
*Isa'dan Önce 585–550 (Medler) dönemi
*Isa'dan Önce 550–530 (Persler) dönemi
*Isa'dan Önce 330–323 (Iskender) dönemi
*Isa'dan Önce 323–120 (Selokit Kralligi) dönemi
*Isa'dan Önce 120–34 (Partlar) dönemi
*Isa'dan Önce 34 Roma egemenliginin baslamasi
*Isa'dan Sonra 395 (Bizans) egemenliginin baslamasi
*610 Erzurum'un Sasanilerin eline geçmesi
*638 Ilyaz Bin Ganen'in Erzurum'u ele geçirmesi
*651 Habib bin Meslemenin Erzurum'u Bizans'tan geri almasi
*686 Bizansli komutan Leontlos'un Erzurum'u almasi
*700 Emevi Halifesi Abdülmelik'in oglu Abdullah'in Erzurum'u Bizans'tan geri almasi
*753 Kentin yeniden Bizanslilarin eline geçmesi
*772 Ermeni ayaklanmasi üzerine kente gelen Amr bin Ismail el–Haris'in yöreyi Abbasi
yönetimine baglamasi
*934 Loannes Kurkuas'in kenti ele geçirerek Bizans yönetimine baglamasi
*948 Kentin Abbasiler tarafindan geri alinmasi
*949 Loannes Çimiskes'in kenti yeniden Bizans yönetimine baglamasi
*979 Erzurum yöresinin Bagratli David'e verilmesi
*1001 II. Basileos'un Erzurum yöresini Bagratlilardan geri almasi
*1019 II. Basilleosun Oltu'yu ele geçirmesi
*1048 Ibrahim Yinal ve Kutalmis Bey'in Erzurum yöresine akinlar yapmasi
*1054 Tugrul Bey'in Erzurum önlerine kadar ilerlemesi
*1058 Yakut Bey'in Erzurum yöresindeki bir çokyeri ele geçermesi
*1071 Erzurum yöresini fetheden Ebulkasim'in Saltuklular beyligini kurmasi
*1202 Anadolu Selçuklu sultani II. Süleymansah'in Saltuklular beyligini ortadan kaldirmasi
*1230 Alaeddin Keykubat'in Erzurum beyi Cihansah'i görevden alarak kendi dogrudan
Anadolu Selçuklu yönetimine baglamasi
*1242 Erzurum'un Mogullarin eline geçmesi
*1295 Erzurum'un tümüyle Ilhanli egemenligi altina girmesi
*1358 Erzurum'un Celayirli Uveys Bahadir Han'in eline geçmesi
*1385 Karakoyunlular'in Erzurum'u ele geçirmesi
*1387 Timur'un, kenti Mutahharten'in yönetimine vermesi
*1404 Timur'un ölmesi üzerine Yusuf Ali adli bir Türkmenli kent yönetimini ele geçirmesi
*1434 Akkoyunlu hükümdari Karayülük Osman'in Erzurum'u almasi
*Kentin karakoyunlu Iskender beyin eline geçmesi
*1468 Akkoyunlu Uzun Hasan'in Erzurum'u ele geçirmesi
*1502 Erzurum'un Safevi'lerin eline geçmesi
*1517 Yavuz Sultn Selim'in Erzurum'u Osmanli yönetimine baglamasi&127
*1535 Erzurum Beylerbeyi'nin kurulmasi
*1590 kent halkinin yeniçerilere karsi ayaklanmasi
*1622 Abaza Mehmet pasanin ayaklanmasi
*1628 Abaza Mehmet pasanin ayaklanmasinin sona ermesi
*1803 Erzurum Valisi Gürcü Osman pasanin ayaklanmasi
*1828 Erzurum'un Rus isgaline ugramasi
*1829 Ruslarin Erzurum'dan çekilmesi
*1856 Türk–Rus savasi (Gavurbogan savaslari)
*1877 Erzurum'un yeniden rus isgaline ugramasi ve sanli Aziziye savasinda Erzurum'un
Türk tarihine emsalsiz bir zafer kazandirmasi
*1879 Berlin antlasmasi ile Rus isgalinin sona ermesi
*8 Subat 1914 Osmanli devleti ile Rusya arasinda imzalanan (Islahat projesi) geregince
Dogu Anadolu vilayetlerine iki yabanci müfettisin atanmasi
*1 Haziran 1914 Ermeni Tasnak örgütünün Erzurum'da bir kongre düzenlemesi
*19 Ocak 1916 Rus birliklerinin Hasankale'yi isgal etmesi
*21 Ocak 1916 Ruslarin Tortum'a girmesi
*26 Ocak 1916 Hinis'in Rus isgaline ugramasi
*18 Aralik 1917 Erzincan mütarekesiyle, Ruslarin Dogu Anadolu'dan çekilmesi
*12 Mart 1918 Kazim karabekir'in kolordusuyla Erzurum'a girmesi
*25 mart 1918 Oltu ve Narman'in düsman isgalinden kurtarilmasi
*Ocak 1919 Oltu'nun güneybatisi geçici Kafka hükümetine baglanmasi
*10 Mart 1919 Vilayati Sarkiye Müdafaa–i Hukuk–u Milliye Cemiyeti'nin kurulmasi.
*Nisan 1919 Oltu Sura hükümetinin olusturulmasi
*3 temmuz 1919–Mustafa Kemal pasa'nin Rauf bey'le beraber Erzurum'a gelisi. Halk ve asker tarafindan sevgi gösterileriyle karsilanmasi. Dahiliye naziri Ali Kemal'in valilere, "Ordu müfettisleri ve kolordu kumandanlari ittihat ve terakkinin bakiyesidir, seferberlik emri verilirse ahali bunu icra etmesin" tarzindaki genelgesine XV. Kolordu kumandani Karabekir'in karsi genelgesi: "Dogunun müdafaasindan ben mesulüm. (Ben sorumluyum) Kanun bana bir tehlike aninda seferberlik emri vermek yetkisini vermistir. Her kim olursa olsun seferberlik emrine uymazsa derhan divani harbe verdiririm."
*5 Temmuz 1919. mustafa Kemal Pasa'nin Erzurum'dan Babiali'nin muhtemel menfi (olumsuz) genelgelerini kontrol altina almak gayesiyle iletisim merkezlerinde önlem alinmasini isteyen emrini bütün kumandanlara göndermesi
*9 Temmuz 1919. Mustafa Kemal Pasa'nin resmi göreviyle beraber askerlik mesleginden istifa ettigini bildiren genelgesi ve ingiliz albayi Rawlinson'un Erzurum kongresinin 10 Temmuz'da toplanacagini haber almasi üzerine Mustafa Kemal Pasa'yi ziyareti, Rawilson,
"Isittigime göre burada yarin bir kongre açacakmissiniz."Mustafa kemal pasa "Evet milletçe açilmasi kararlastirilmistir" Rawilson "Açilmamasi daha uygun olacaktir." Mustafa kemal Pasa, "Kongre muhakkak toplanacak ve gününde açilacaktir. Millet buna karar vermistir. Açilmamasini öneren görüsünüze egemen olan sebepleri bile sormayi gerekli görmüyorum. Rawilson, "Kongreden vazgeçmezseniz zor kullanararak toplantinin dagilmasina mecburiyet hasil olacak" Mustafa Kemal Pasa "O halde biz de mecburi ve zorunlu olarak kuvvete kuvvetle karsi koyar ve herhalde milletin kararini yerine getiririz. Ne pahasina olursa olsun kongreyi açacagiz; mülakatimiz bitmistir."
**Kazim karabekir Pasa'nin Mustafa Kemal Pasa'yi ziyareti. kazim Karabekir'in hazirol vaziyetinde selamla söyledikleri, "Ben ve kolordum emrinizdeyiz. Bundan sonra da ne emriniz varsa ifayi bir seref bilirim."
*12 Temmuz 1919. Mustafa kemal Pasa'nin askerlikten istifasi üzerine XV. Kolurdu kumandani kazim Karabekir Pasa'nin telgrafi, "Hizmetleri ve fedakarligi bütün cihanca kabul edilmis olan ve ordu ve milletin övünme sebebi bulunan Bustafa kemal Pasa hazretlerinin istifaya mecburiyetlerinden dolayi sahsim ve kolordum son derece müteessirdir (üzüntülüdür.) Yalniz mukaddes milli gayemiz için savasmaktan hiçbir an geri durulamayacagi hakkindaki va'd–i samileriyle teselli buldugumu arz ile vatan ve milletimiz için her türlü çalismada Hakkin basarilar ihsan buyurmasini diler ve kolordumun saygilarini arz eylerim"
*14 Temmuz 1919 Mustafa Kemal Pasa'nin askerlikten istifasi ve Erzurum Müdafa–i Hukuk cemiyetinin basina geçisinin Erzurum'da yayinlanan Albayrak gazetesinde halka ilani: "Mustafa Kemal Pasa'nin istifanamesi bir azim ve iman belgesidir. Millette, henüz eski kanin sönmemis oldugunu gösterir muazzam delildir. Anafartalarda milli sefi, tarihinin bugünkü nesilden beklemekte oldugu kutsal görevi yükselten ve yücelten bu muhterem kumandani bugün de Milli Mücadelenin basinda görmek mutlu bir temasadir (seyredilmektedir)"
*20 Temmuz 1919 Mustafa kemal Pasa, yakin arkadaslarindan Mazhar Müfit'in
"Muvaffakiyet takdirinde hükümet sekli ne olacak" sorusuna Erzurum'da cevap veriyor,
"Açikça söyleyeyim hükümetin sekli zamani gelene Cumhuriyet olacaktir"
*5 Agustos 1919 Kazim karabekir Pasa'nin Erzurum kongresi hakkinda Sadrazama ve harbiye nezaretine sifresi: "Bu toplanista siyasi ve shsi hiçbir tesirin mevcut olmadigi katiyetle anlasilmistir. Namuz endisesi ve hayattan dogan milli cereyan galeyan halinde olup teskini ve efkarin tatmini için yegane çare ancak milli meclisin hemen bilfiil toplanmasinin temini oldugu ve yavas davranildigi takdirde milli olaylarin kendi kendine bu gayeye varacagini dikkate almanizi arz edmeyi gerekli görev addederim."
*7 Agustos 1919 Erzurum kongresinin temsil kurulunun seçiminden sonra Mustafa Kemal Pasa'nin kisa bir konumasiyla son bulmustur. "Milletimizin kurtulus ümidiyle çirpindigi en heyecanli bir zamanda fedakar, muhterem kurulunuz her türlü eziyetlere katlanarak burada Erzurum'da toplandi. Hassas ve necip bir ruh ve pek saglam bir iman ile vatan ve milletimizin kurtulusuna ait esasli kararlar aldi. Özellikle bütün cihana karsi milletimizin varligini ve birligini gösterdi. tarih bu kongreyi süphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir."
*7/8 Agustos 1919 Mustafa Kemal pasa'nin, Erzurum kongresinin sona erdigi günün aksami, sabaha karsi Mazhat Müfit Kansu'nun hatira defterine yazdiklari: "Zaferden sonra hükümetin sekli CUmhuriyet olacaktir. Bunu size daha önce bir sorunuz üzerine söylemistim, bu bir.. Iki: Padisah ve hanedan hakkinda zamani gelince gerekli muamele yapilacaktir. Üç: Tesettür kalkacaktir. Dört: Fes kalkacak medeni milletler gibi sapka giyilecektir."
*12 Agustos 1919 Erzurum'da yayimlanan Albayrak gazetesinin makalesi: "Vilayat–i Sarkiye Ermenistan olamaz."
*26 Agustos 1919 Sarki Anadolu Müdafaa–i Hukuk Cemiyeti Erzurum heyeti Erzurum merkezinin Mustafa Kemal Pasa'ya Erzurum hemsehriligini teklif yazisi.
*27 Agustos 1919 Mustafa Kemal Pasa'nin teklif edilen Erzurum hemsehriligini kabul ettigini bildiren mektubu: "tarihi olan Erzurum'un, bu erler yataginin hemsehrileri meyaninda bulunmak acizleri için en büyük saadettir."
Ören Yerleri
Harput Kalesi Camii
Minaresiz olan bu camiden bugün hiç bir iz kalmamıştır. Bundan başka sağ tarafında kargir, ufak bir caminin daha olduğu ve daha evvelce mevcut olan minaresinin sonradan yapıldığı belirtilmektedir. Geride kalan kitabesine göre 1348 M. (805 H.) tarihinde inşa edildiği ileri sürülmektedir.
Arslaniye (Esediye) Medresesi
1518 tarihli defterde muhtemelen Bahaüddin Medresesi olarak zikredilen medrese olmalıdır. Medrese, camii ve zaviye ile birlikte bir külliye teşkil etmektedir. Medresenin kesin inşa tarihi belli olmamakla beraber, Selçuklu ve Artuklular zamanınıda yapılmış olabileceği, bugün mevcut olmayan fakat 20-30 yıl kadar önce metruk bir halde bulunduğu ifade edilen avlusunun methalindeki üslup ve mimari özelliklerine istinaden ileri sürülmüştür. Söz konusu methalin üst köşelerini teşkil eden iki tarafındaki evvelce mevcut olduğu bildirilen arslan kabartmasından da bahsedilmektedir ki, isminin buradan geldiği tahmin olunmaktadır. Belki de Külliyeyi Artuklu Fahrettin Kara Arslan inşa ettirmiş olduğundan, Arslaniye adını almıştır.
Zahiriye Medresesi
Aynı adla anılan mahallede bulunan bu külliyenin bulunduğu yerde, bugün "Zahiri Baba" olarak anılan türbeden başka bir yapı kalmamıştır. Türbe, son derece küçük ve basit bir yapıdır. Muhtemelen Selçuklu çağında inşa edilmiştir. Zahiri Baba türbesinde mdefun olan zatın, medresenin korucusuna mı, yoksa sonraki devirlerde medresede hizmet veren bir zata mı ait olduğu bilinmemektedir. 1523 tarihli icmal defterindeki "Efkaf-ı Medrese-i Melik-i Zahiriye" kaydına bakılırsa, Melik zahir'in, Harput'taki medrese ile olan ilgisi konusunda herhangi bir kayıt mevcut değildir.
Molla Ahmet Peykevi Medresesi
Hayatı ve şahsiyeti hakkında efsanevi rivayetlerin dışında pek az bilgi sahibi olduğumuz Molla Ahmet Peykevi'cinin medrese ve zaviyesine ait kayıtlar, onun evvel zanndeildiği gibi, XVII. Yüzyılda IV. Murat devrinde değil, ondan en az 120 sene önce yaşadığını ortaya koymaktadır.
Başa Dön
2. Derviş Beyazıd Külliyesi
Sadece 1518 tarihli tahrir defterinde adı geçen bu külliyenin nerede olduğu bilinmemektedir.Ancak bugün
böyle bir külliye mevcut değildir.
Ulu Camii
Harput’ta Artuklu Hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından H. 551 (M 1156-1157) yılında yaptırılan camii, Anadoludaki en eski ve en önemli yapılardan birisidir.Cami; dikdörtgen planlı, dışa kapalı görünümlü olup, minaresinin eğri durumda oluşu ve tuğlalarının süsleme öğesi olarak kullanılması bakımından ilginçtir. Harim son cemaat ve avlu olmak üzere üç bölümden yapılmıştır.
Darphane
Bugün yeri tespit edilememekle beraber, Harput'taki Darphanenin tarihi XII. Yzüyıla kadar inmektedir. Daha Artuklular zamanında Darphanenin varlığı bilinmektedir. İlk defa Artuklu Hükümdarı İmadeddin Ebu Bekir'in Harput'ta para bastırdığı anlaşılmaktadır. Keza Uzun Hasan Bey ve torunu Rüstem Han'ın da Harput'ta para bastırdıkları bilinmektedir. 1516 baharında Osmanlı hakimiyetine giren Harput'ta Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman da para bastırmışlardır. Darphane, mukataa usulüyle işletilmekteydi.
Gene 1824'te mevcut olan camile ise şunlardı : Saray Hatun, Ulu Camii, Meydan, Kale, Esediye, Zahiriye, Kale Meydanı Camii, Alaca, Ağa, Kurşunlu, ve Ahmet Bey bunların dışında pek çok mescit de bulunmaktaydı. Kale camii zikredilmediğine göre, daha bu tarihlerde tahrip olduğuna hükmedilir.
1832'de Sinabut mahallesinde yukarı ve aşağı olmak üzere 2 kilisenin, İğiki köyünde 1 kilisenin ve Tadım köyünde de Meryem Ana Manastırının varlığı görülmektedir.
XIX. Yüzyılda varlığı bilinen Sıbyan Mektebleri, Rüşdiyeler, Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman Kolejleri bugün tamamen oratadan kalkmış bulunmaktadırlar...
Bu yapılarlar ilgili Kendi İçeriklerini Yapılar Sayfalarımızda da izleyebilirsiniz...
Bedesten
Bugünkü Kurşunlu Camiinin bulunduğu kömür meydanı denilen mevkide bulunduğu anlaşılmaktadır. 1523 tahririnde bahsedilen Bedesten icaresinin yarısı, Zahiriye Medresesi'ne bırakılmıştır.
Kurşunlu Camii
Harput’ta Osmanlı devri camilerinin en güzel örneği olup, kare yapılı, üzeri büyük bir kubbe ile örtülü ve kubbeye giriş trompludur. Kubbe kasnağında dört penceresi olup, mihrabı sade bir niş biçimindedir. Son cemaat mahalli üç kubbelidir. Kubbelerin üzeri kurşunla kaplıdır. Harim kapısı yonca şeklinde olup, minaresi kesme taştan yapılmıştır.
Ağa Camii
Harput’a girişte ana yolun solunda yer alan cami’nin kubbesi çökmüş olup, yalnızca zarif minaresi ayaktadır. Minare kare kaideli ve sekizgen gövdelidir. Harput Müzesindeki kitabesine göre 967 H. (1559 M) yılında Pervane Ağa tarafından inşa edilmiştir. Cami aslına uygun olarak restore edilmekte olup, yakın bir tarihte ibadete açılacaktır.
Ahmet Bey Camii : Harput’a girişte sağ tarafta yer almaktadır. Onarım çalışmaları başlatılan cami, bir Osmanlı devri yapısıdır.
Turizm
Erzurum ilinde Saltukogullari, Selçuklu ve Osmanli dönemlerinden kalan çok sayida tarihi eser vardir. Bir kıs sporları merkezi olan Palandöken Dagları, pekçok turist çeker. İlimizde mevcut turistik belgeli otel sayısı 8'dir. Bu otellerden ikisi 3 yıldızlı, ikisi 2 yıldızlı, üçü 1 yıldızlı ve biri ise 4 yıldızlıdır.1996 yılında ilimizi 63.094'ü yerli ve 8.470'i yabancı olmak üzere tolam 71. 564 turist ziyaret etmiştir.
TARİHİ VE TURİSTİK YERLER
Çifte Minareli Medrese:
Kentin simgesi durumundaki Çifte Minareli Medrese, Selçuklu Sultani Alaeddin Keykubad'in kizi Hüdavend Hatun tarafindan 1253' te yaptirilmistir. Ulu cami yaninda Tebriz Kapisi'ndaki medrese, savaslarda top mermisiyle zarar görmüs, Murad IV tarafindan onarilmistir.1846'ya degin dökümhane olarak kullanilan medresenin yaziti ve bazi parçalari Ruslar tarafindan sökülerek Leningrand Müzesi'ne götürülmüstür.Yurdumuzdaki medreselerin en büyügü olan Çifte Minareli Medrese, düzgün kesme tastan yapilmistir.Giris kapiisinin sag ve solunda yer alan iki minaresi medresenin adinin kaynagidir.Bu minareler bastan basa çinilerle kaplidir.Serefelerden yukarisi kirildigi halde 26 m yüksekliginde olan minarelerin diplerinde çift basli kartal ve yaprak kabartmalari yer alir.Medrese iki katlidir.Içerisi tas oyma ve kabartmalarla süslüdür.
Yakutiye Medresesi:
Ilhanlilar zamaninda Cemaleddin Yakut tarafindan 1310'da insa
edilmistir.Taç kapisi ve çinili minaresiyle taninan medrese kesme
tastan yapilmistir.Kapi çikintisinin kuzey ve güney yüzlerinde çift
basli kartal, yaprak ve çift aslanli kabartmalar yer alir.Dört kalin fil ayagi ve kemer üzerine basan büyük bir kubbeyle örtülü olan
medresenin dogu duvarina bitisik türbenin içinde sanduka
bulunmaktadir.
Üç Kümbetker:
Sultan Melik Mahallesi'nde, Çifte Minareli Medrese'nin
yakinindadir.12.yüzyilda Saltuklu döneminden kalan birbirine yakin dört kümbettir.Üçü önemli oldugu için bu adi alan kümbetlerden hiç biryazit yada sanduka yoktur. Bati'daki büyük kümbetin Saltukoglu Mehmed'e ait oldugu sanilmaktadir.Kirmizi ve boz renkte kesme tasla yapilan kümbetin saçaklari, hayvansal ve geometrik motiflerle süslüdür.Birinci türbenin güneydogusunda bulunan ikinci türbenin alt kismi kare planli, üstü 12 yüzlüdür.Boz kevek tasla yapilmistir.Üstte bir küçük, altta süslü üç büyük pencere vardir.Ikinci türbenin 4 m güneybatisindaki üçüncü kümbet keve tastan yapilmistir ve 12 yüzlü, 4 pencerelidir. Mihrabi süslüdür.
Lala Mustafa Pasa Camii:
Yakutiye Medresesi'nin dogusundaki cami, Kibris Fatihi Lala Mustafa Pasa tarafindan 1562'de yaptirilmistir.Mimar Sinan'in eseridir.Kesme tastan kare planli olarak yapilmistir.Son cemaat yeri alti yuvarlak sutun üzerine binen bes kubbeyle örtülüdür.Kubbelerin içi süslemelidir.
Rüstem Pasa Kervansarayi:
16.yüzyilda Kanuni Sultan Süleyman'in sadrazami Rüsten Pasa
tarafindan yaptirilmistir.Dogudan gelen ticaret kervanlarinin
konakladigi kervansaray,Osmanli kervansaray mimarisinin tüm
özelliklerini tasir.Bugün Rüstem Pasa Kervansarayi, ünlü oltu tasinin islendigi atölyeler ve galerilerin bulundugu bir çarsidir.
Erzurum Kongresi Binasi:
23 Temmuz 1919 günü Erzurum Kongresi'nin toplandigi binair. Bina kongrenin anisini yasatmak için müze olarak düzenlenmistir. Müzede kongreye katilan 62 delegenin adlari, resimleri ve biyografileri ile kongreye çekilen telgraflar vardir.
Aziziye Aniti:
Erzurum'un 10 km kuzeydogusunda Topdaginda, Aziziye Tabyasi önündedir. 1877' de Ruslara karsi yapilan savasin anisina 1952 de dikilmistir. Anitta Aziziye sehitlerinin anisini canlandiran kabartmalar vardir. Bu anitin arkasinda 1877 Rus savasinda bir erkek gibi savasan Türk kadini Nene Hatun'un mezari bulunur.
Aziziye Tabyasi:
Abdülaziz zamaninda Erzurum Valisi Müsir Fosfor Mustafa Sidki Pasa Tarafindan Erzuruma dogudan gelecek saldirilara karsi yapilmistir. Dikdörtgen planlidir. Komutanlik binasi ayaktadir. Tabyanin yakininda Aziziye aniti ile Nene Hatun'un mezari yer alir.
Erzurum Arkeoloji Müzesi:
Erzurum ve çevresinden derlenmis arkeolojik eserler sergilenmektedir. Müzede Bakirtas çagina ait çesitli seramikler, Urartu eserleri, Selçuklu ve Osmanli döneminden kalma seramikler, takilar, sikkeler ve çesitli esyalar varir. Erzurum ve çevresinde yapilan katliamlara ait (özellikle Yanikdere katliami) fotograf ve çesitli belgelerde sergilenmektedir.
Mahmut Pasa Kubbesi:
Tepe Mezarligi'nin güneyindeki türbede Dogu Beyazit Emiri
Abdülfettah ile oglu Beyazit mutasarrifi Mahmut Pasa'nin mezarlari vardir.Türbe Mahmut Pasa'nin oglu tarafindan 1974'te yaptirilmistir.
Saat Kulesi:
1174'te Saltuk Emiri Inaç Alp tarafindan Içkale Camii'nin minaresi ve gözetleme köskü olarak yapilmistir.1856 Kirim Savasi'ndan önce kuleye bir saat yerlestirilince Saat Kulesi adiyla taninmaya basladi.
Habib Timurtas Baba Türbesi:
1844'te Erzurum Valisi Müsir Haci Halil Kamil Tugbay tarafindan
1308'de yaptirilmistir.Kare planli bir taban üzerinde yükselen,
desenlerle bezenmis 12 yüzlü silindir biçiminde bir gövdesi vardir. Içinde bulunan iki sandukanin kime ait oldugu bilinmemektedir.
Abdurrahman Gazi Camii:
Erzurum'un 2.5 km güneydogusunda Eregli Dagi'nin
yamacindadir.1847'de Erzurum Valisi Erzincanli Haci Ahmed Izzet Pasa tarafindan Abdurrahman Gazi Türbesi'nin yanina yaptirilmistir.
Abdurrahman Gazi Türbesi:
1796'da Erzurum Valisi Yusuf Ziya Pasa'nin esi Ayse Hanim tarafindan yaptırılmıstır. Türbeye Haci Izzet Pasa Camii'nin içinden girilir.
Palandöken Kayak Merkezi:
Il merkezinin 5 km güneyindedir. Dünyanin en uzun ve dik kayak pistleri arasinda yer alir.Telesiyej uzunlugu 3.237 m'dir.Baslangiç
yeriyle varis noktasi arasindaki yükseklik farki 1.000 m olan
Palandöken'de oteller ve lokantalar vardir.Dagda kayak mevsimi,
aralik basindan nisan sonuna kadar sürer.
Pasapinari:
Pasinler yolu üzerinde, Erzurum'a 6 km uzakliktadir.Çevresi agaçlarla kapli olan yörede birçok pinar vardir.
Tortum Gölü:
Erzurum'un kuzeyinde, Artvin yolu üzerindedir.Dogal güzelligiyle
insanlari çeken bir dinlenme yeridir.Gölün uzunlugu 8 km, genisligi 1 km'dir.
Tortum Selalesi:
Tortum Gölü'nün kuzey tarafindaki selale, 40 m yükseklikten dik
olarak dökülür.Özellikle suyun bol oldugu bahar aylarinda manzarasi çok güzeldir.
Çobandede Köprüsü:
Erzurm'un 50 km dogusunda Aras Irmagi üzerindedir.13.yüzyildan
kalma bir Selcuklu eseri olan köprü, 220 m uzunlugunda, kesme
tastan yapilmistir.
Pasinler Kalesi:
Ilhanli emiri Togay Bey'in oglu Hasan Bey tarafindan 1339'da
yaptirilmistir.Kalenin güney duvarlari çok yüksektir.Pasinler Ovasi'na
hakim bir tepede kayaliklar üzerine insa edilmistir.
Oltu:
Erzurum'un 95 km kuzeyinde yer alan kentte tarihi bir kale
vardir.Buradaki yataklardan çikarilan siyah oltu tasindan çesitli süs esyalari, takilar yapilir.
Dumlu Dagi Yaylasi:
Erzurum'un 33 km kuzeyindeki Dumlu Dagi üzerindeki bir
yayladir.Su kaynaklari ve temiz havasiyla taninir.
Atatürk Aniti:
Heykeltras Hakki Atamulu'nun eseridir.Erzurum Kongresi'nin 46. yil dönümü olan 23 Temmuz 1965 tarihinde açilmistir.Atatürk'ü askeri üniformasiyla gösteren heykel 3.5 m boyundadir.
Atatürk Evi:
Atatürk'ün 9 Temmuz 1919'da Erzurum'a gelisinden itibaren
kongrenin sonuna degin 20 gün kaldigi evdir.1984'de onarilan evde
Atatürk'ün kullandigi esyalar ve Erzurum Kongresi'ne katilan üyelerin fotograflari yer alir.
Konaklama:
Palandöken Dedeman, Otel Oral, Hotel Dilaver, Otel Polat,
Ulasim: Erzurum çeşitli yolların birlestiği önemli bir kavşak noktasıdır. Trabzon - İran transit yolu, İskenderun - Erzurum, Erzurum - Rize, Erzurum - Artvin, Erzurum - Kars, Erzurum - Muş karayolları ilin merkezinde dügümlenir. Erzurum'un 1939 yılında kavuştuğu demiryolu, ili batı - doğu doğrultusunda geçer. Haydarpasa'yı Kars'a bağlayan bu hat üstünde batıdan doğuya doğru, Aşkale, Erzurum, Hasankale ve Horasan istasyonları vardır. Ayrıca, Ankara ve Istanbul'dan Erzurum'a THY ve İstanbul Havayolları düzenli olarak uçak seferleri yapmaktadır.
|