Konu
:
Psikiyatrlardan : Boşanma
Tekil Mesaj gösterimi
25 November 2008, 15:12
ceyLin
Guest
Mesajlar: n/a
Psikiyatrlardan : Boşanma
Büyük umutlarla başlayan evlilikler
bazen ne yazık ki boşanmalarla noktalanıyor. Ve insan mutluluğa çok çabuk adapte olurken
boşanmanın getirdiği mutsuzluk kimi zaman çiftleri depresyona bile sokuyor.
Bu nedenle uzmanlar
boşanmaya karar veren eşlerin
bu zorlu maratonu nasıl başaracakları konusunda çeşitli önerilerde bulunuyorlar. Yani
ayrılık aşaması nasıl daha kolay atlatılabilir buna yönelik tüyolar veriyorlar.
Aile ve İlişki Terapisti Psikiyatr Murat Dokur
boşanmanın iki insan arasındaki duygusal ve kişisel beraberliğin sona ermesi olduğunu ve evli bir çiftin beraberliğinde sıkıntı
bezginlik duygularının
keyifli anlardan daha fazla yoğunlaştığı noktada çiftlerin problemlerinin de başladığını belirtiyor. Dokur'a göre
bu problemlerin devamında gelen boşanma
tıpkı evlilik gibi bir "durum" olarak değerlendirilebilir.
Boşanmanın öncesi
sırası ve sonrasında yaşanabilecek olan bazı ortak özellikli duygulardan ve onlara eşlik eden davranışlardan söz etmek mümkün.
Boşanma aşamaları
Dokur
"Boşanma öncesi dönem
düşünme dönemidir. Bu dönemde
tatsız olan gerçeğin fark edilmesi söz konusudur. Önce tatminsizlik
hoşnutsuzluk
eşe ve ilişkiye yabancılaşma görülebilirken; sonrasında yoğun korku
çok büyük acı/keder
şok
boşluk
kaos
yetersizlik ve düşük benlik değerinin deneyimlenmesi olasıdır. Bu duygularla baş ederken
ortaya bazı davranış özellikleri çıkabilir.
Partnerle yüzleşmek
tartışmak/münakaşa etmek
terapi arayışına geçmek
inkar
fiziksel ve duygusal olarak içe kapanmak
her şey yolundaymış gibi yapmak ve sevecenliği geri kazanmaya çalışmak bu davranışlardan bazılarıdır. Bu dönemde çiftlerin bilmesi gereken en önemli şey; boşanabilmeleri için önce ilişkilerinin düzelmesi gerektiğidir. Çatışma devam ettiği sürece
boşanma zor ve sancılı olacaktır" diyor.
Yapılan aile terapileri gösteriyor ki
boşanma sırası dönem
mahkeme dönemi olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönemde eşlerden biri ya da her ikisi depresyona girebilir; kızgınlık
ümitsizlik hissedebilir
kendilerine acıyabilir
yoğun öfke
üzüntü
ve yalnızlık hissedebilir. Bu duyguların ardından bir yas tutma ve rahatlama sürecine geçilir. Bu dönemde çiftlerin pazarlık etmeleri
çatışmaya girmeleri
birbirlerini tehdit etmeleri
hatta bazen intihara teşebbüs etmeleri söz konusu olabilir.
Eşler artık fiziksel olarak ayrılmaktadır ve boşanma işlemleri kanuni olarak başlatılmaktadır. Buna paralel olarak ekonomik düzenlemeler yapılır ve akraba ile arkadaşlara durum açıklanır. Bu dönemde özellikle ailelerle temasta
boşanma konusunun en az şekilde gündeme gelmesi ve eğer olmuyorsa
temasın azaltılması ve daha sessiz yaşanabilmesi kıymetli olacaktır.
Sonrası
Dokur'a göre; Boşanma sonrası dönemde dengenin yeniden kurulması söz konusudur. Bu dönemde kişilerin daha iyimser
kararlı
coşkulu
meraklı oldukları gözlenebilir. Bazen pişmanlıklar ortaya çıkabilir. Ancak sonra durumun kabullenilmesiyle birlikte
kendine güven artar
benlik değeri yeniden yükselir
bütünlük hissine ulaşılır ve bağımsızlık duygusu tekrar yaşanır.
Boşanmanın sona erdiği bu dönemde; yeni arkadaşlarla görüşülmeye başlanabilir
yeni bir yaşam biçiminin ve çocuklar için günlük bir rutinin oturtulması ile kimliğin yeniden sentezlenmesi söz konusu olur. Boşanmanın psikolojik açıdan da tamamlanmasıyla birlikte
yeni bir sevgi nesnesine yönelim olur ve yeni yaşam biçiminde ve yeni arkadaşlarla rahat olmaya doğru geçilir. Yine bu dönemde
çocukların
boşanmayı kabul etmelerine yardımcı olmak söz konusudur. Boşandıktan sonra; eşlerin
mümkünse zorunlu olmadıkça aynı ortamda bulunmamaları ve aynı arkadaş gruplarında ve/veya sosyal ortamda bulunmamaları tercih olunur. Çocuklarla ilgili olarak da
bir uzmana başvurulması yararlı ve kolaylaştırıcı olacaktır.
Aile terapisti psikiyatr Dr Armağan Samancı
boşanmaya karar veren çiftlerin işlerinin evlenmeye karar verenler kadar kolay olmadığını çünkü insanların bir grubunun
kişilik özelliği açısından bağımlı olduğunu ve bundan dolayı sadece evliliklerinden değil
bağlandıkları herhangi bir ilişkiden de ayrılmalarının zor olduğunu belirterek şunları söylüyor.
"Sonuçta mesela
ikiliden biri bağımlı özellikler taşıyorsa ve ilk ilişkisini yaşıyorsa
bu dönem çok yoğun acılı yaşanıyor.Üstelik
eşlerden biri için diğeri kaybedilmeyecek kadar değerliyse
yaşamında duygusal olarak aktarım yapacağı başka şeyler yoksa
iyi bir arkadaş ya da aile ilişkisi bulunmuyorsa
artı duygusal boşluk yaşıyorsa bu konumda o kişi için ayrılmak zor oluyor. Çünkü burada sadece şahıstan ayrılmak değil
yıllardır yakaladığı iyilik hissinden de ayrılmak söz konusu." Samancı'nın şimdiye kadar yaptığı terapilerden edindiği izlenimler şöyle: Ayrılıkta çok zorlanan insanlar bir ilişkiyi ancak başka bir ilişkiye girerek bitiyorlar. Çünkü biliyorlar ki
o ilişkiden ayrılmaları zor ama aynı zamanda ilişki de iyi gitmiyor yani terk edileceklerini hissediyorlar ama ayrılmaya da yanaşmıyorlar. Bir yandan da başkasına bağlanma yoluna gidiyorlar.
Ne yapmak gerekiyor?
Psikiyatr Dr. Armağan Samancı
ayrılık kararı veren çiftlerin izlemeleri gereken yolu şöyle anlatıyor. "Her şeyde olduğu gibi öncelikle kişinin bireysel çözümlenmesinin olması lazım. Kendi iç dünyalarında
eşleriyle ilgili yarattıkları modelin gerçek olup olmadığını anlamaları
o insanı gerçekçi anlamda görmeleri gerekiyor. Bu insanlar
sadece ilişki bozulmasın diye iyi bir çizgi oluşturmak çözümü yerine ilişkiyi testten geçirecek sürece girmeli. Yaşamlarında farklı duygusal yatırım alanları oluşturmaları lazım.
Bir arkadaş grubu
bir hayvan sevgisi
gönüllü bir çalışma yapmak olabilir bu. Ve genel anlamda karşı cinsle dostluklarını da geliştirmeleri gerekiyor. Sonuçta yaşamının bir insan odaklı olmaması lazım. Kendi bireyselliklerini dostluk olarak da yaşamalı. Karşı cinsten bir dost kimi zaman eşin daha net sorgulanmasını getirebilir. İlişkinin iyi gitmeyen taraflarını böyle görebilirler. Ve gerçekten zorlanılan noktada
mutlaka terapi desteği alınmalı. Çünkü bazı insanlar
düşünce olarak ilişkinin kötüye gittiğin görse bile çok sıkıntı yaşıyor."
window.google_render_ad();
ceyLin