Anne Sütü Hakkında Herşey
Anne Sütünün İçeriği
Beslenme ile sağlık arasında yakın bir ilişki olduğu bilinmektedir Çocukların sağlıklı büyümesi ve gelişmesi, kalıtsal potansiyellerine erişebilmesi yeterli ve dengeli beslenme ile mümkündür Dünyada kötü beslenme,bilgisizlik, hatalı beslenme alışkanlıkları ve buna bağlı olarak gelişen enfeksiyonlar milyonlarca çocuğun ölümüne, bir o kadar çocuğun da büyüme ve gelişmesinin geri kalmasına neden olmaktadır
Gelişmekte olan ülkelerde beslenme sorunun düzeltilmesi, koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında beslenme sorunlarına yönelik önlemlerin alınması gereklidir Nitekim bebek ve küçük çocukların beslenmesi ulusal ve uluslararası programlarda önemli bir unsur olarak yer almıştır
Dünya Sağlık Örgütü, Tarım Ve Gıda Organizasyonu, Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu ve Uluslararası Beslenme Komitesi gibi kuruluşlar bebek beslenmesi konusuna önemle eğilmektedir
Süt çocuğu için en uygun besin anne sütüdür Anne sütü ilk 6 ayda bebeğin tüm gereksinmelerini sağlayan ve sindirim sistemine göre ayarlanmış bir besindir En çağdaş yöntemlerle ve bilimsel ilkelere uygun şekilde yapılmış en mükemmel endüstri sütleri bile anne sütünün çok yönlü nitelikleri düzeyinde değildir Bu nedenle 1970 yılından bu yana dünyada “Anne Sütüne Dönüş” dönemi başlatılmış ve bu amaçla birçok ülkede özendirici kampanyalar yapılmıştır
Anne sütü ile beslenme geleneğinin ortadan kalkmasının sakıncaları az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için daha büyüktür Ekonomik güçlük içinde bulunan toplumlarda endüstri sütleri ile beslenme ekonomik yük getirir, aynı zamanda uygun ve temiz koşullarda hazırlanmadığında ishal vb beslenme bozukluklarına yol açabilir
Bir insan hakkı olarak emzirmenin korunması, özendirilmesi ve desteklenmesi tüm sağlık personelinin doğal bir görevidir
Çocuğunu isteyerek doğuran, gebelik süresince emzirmeye hazırlanan ve ruh sağlığı iyi olan her kadında laktasyon (süt üretimi) başarılı olur
Anne sütü, yaşamın ilk 6 ayında bebeğin gereksinimi olan tüm besinleri içerir Bebek için en uygun protein ve yağları kapsar
- Bebeğin ihtiyacı olan laktoz ( süt şekeri) diğer sütlere oranla daha fazladır
- Bebek için yeterli vitamin vardır Dışarıdan ek vitamin ya da meyve suyu desteğine gerek göstermez
-Yeterli demiri içerir Çok fazla miktarda demir olmamasına karşın bebek bağırsaklarından emilebilme oranı fazladır
- Anne sütü ile beslenen bebeklerde demir eksikliği anemisi nadiren gelişir
- Sıcak iklimlerde bile yeterli olan suya sahiptir
-Yeterli oranlarda tuz, kalsiyum, fosfat içerir
Doğumdan sonra bebeğin annesini emmesi ile birlikte prolaktin hormonu salgılanarak memede süt yapımı başlar Oksitosin hormonu salgılanması ile birlikte oluşan sütün boşalması sağlanır Bebeğin istedikçe emzirilmesi süt yapımını arttırır Doğumdan sonraki 3 4 günlerde süt salgılanmasında artış görülür 4 ve 6 haftalarda artış en üst düzeylere ulaşır Günlük salgılanan süt miktarı 750 – 800 ml kadardır
Kolostrum:
Doğumdan hemen sonra ilk 5 günde salgılanan koyu sarı renkteki süte kolostrum adı verilirBileşim özellikleri yenidoğan bebeğin ilk günlerdeki gereksinmeleri açısından büyük önem taşımaktadırAnne sütünde bulunan antienfektif öğeler (sekretuar İgA kolostrumda 20-30 g/l,protein %2-3g),Avitamini,sodyum ve çinko düzeyi olgun sütü oranla daha zengin olduğundan,steril ortamdan steril olmayan ortama gelen bebek ilk birkaç gün içerisinde enfeksiyonlardan en iyi şekilde korunmuş olurDoğar doğmaz ilk anne sütü alan bebeklerin ağzından başlayarak gastrointestinal sistemleri tümden immünoglobülinler ile kaplanarak (mukozal bir tabaka oluşur),çocuğun dış ortamdan gelecek patojen mikroorganizmalara karşı korunması sağlanırKolostrum 5-10 günler arasında geçiş sütü şeklini alarak 3 haftadan sonra olgun (matür) süt özelliğini taşırBu süre içerisinde bazı besinler ve immünolojik içeriklerin oranında değişme olurBu değişiklikler süt yapan meme bezlerinin (glandlarının)fizyolojik ve metabolik olgunlaşması ile de ilgilidir
Olgun Anne Sütünün Bileşimi ve Özellikleri:
Anne sütünün bileşimi laktasyon dönemine,incelenen örneklerin emzirmenin başında ya da sonunda alınmış olmasına,gün içerisinde alındığı zaman dilimine,bebeğin doğduğu gebelik haftasına ve yaşına göre değişiklik gösterir
1Protein:
Anne sütü proteini inek sütüne oranla 3 kez daha azdırAnne sütü proteininin kantitatif farkı yanında bileşim açısından da çocuk için en ideal yapıya sahiptir Süt proteinini kazein whey proteinleri oluşturur
Whey proteinlerinin en önemli bileşenleri a-laktalbümin,laktoferrin,lizozim,immünoglobulinler ve serum albüminidirAnne sütünün antienfektif,whey proteinleri fraksiyonunda bulunmaktadırİnek sütünde kazein/whey oranı 80/20 iken,olgun anne sütünde laktasyon devresine göre değişmekle birlikte 40/60’dır İnek sütünde whey proteinleri az miktardadır ve bu sütteki whey proteinlerinin önemli bir kısmını oluşturan ve allerjen olan b -laktoglobulin anne sütünde bulunmaz b- Laktoglobulin allerjik özelliklere sahiptir ve çocukta allerji,solunum sisteminde bozukluk ve döküntülere neden olabilirAnne sütündeki a-laktalbümin laktoz sentetaz enziminin yapısına girer ve glikozun UDP-galaktoza bağlanmasını katalize ederek meme bezlerinde laktoz sentezlenmesini sağlar
Kazein ester bağlı fosfat,yüksek oranda prolin ve çok az sistin içeren ve pH:4-5 ‘te çözünürlüğü az olan bir süt proteinidir Alfa,beta,gama ve kappa olarak dört fraksiyonu vardır ve anne sütünde b kazeinleri fazla miktardaAnne sütündeki kazein miçellerinin çapı inek sütündekilere göre daha küçük ve aynı zamanda anne sütü eriyebilen whey proteinlerinden zengin olduğundan,daha kolay yıkılabilen moleküller ortaya çıkmakta ve daha kolay sindirilip emilebilmektedirİnek sütündeki fazla kazein midede kaba pıhtıların oluşumuna neden olur
Anne sütünde kükürtlü aminoasitlerden metıonin/sistin oranı 0,69 iken,bu oran inek sütünde 2,72’dirYenidoğanda metionini sistine dönüştüren enzimler immatür olduğundan,anne sütündesistin miktarının yüksek olması sistin ve sülfat gereksinmesini karşıladığı için önemlidirAyrıca inek sütü sistinden fakir olduğundan,çeşitli dokularda sinir iletiminde rolü olan taurin sentezinde kullanılamaz
İçerdiği düşük yoğunluktaki fenilalanin ve tirozin ile anne sütü,bu aminoasitlerin yenidoğan dönemindeki metabolize edilme hızlarındaki düşüklüğe uygunluk gösterirAnne sütünde glutamik asitten sonra yoğunluğu en yüksek olan aminoasit,büyümeyi düzenleyen etmenlerden birisi,hücre membranının bütünlüğünü sağlayan ve retina zedelenmesini önleyen taurindirAnne sütündeki taurin düzeyleri inek sütünden 30-40 kez daha fazladır (anne sütünde 250-350 mmol/l,inek sütünde 10 mmol/l)
2Antienfektif Öğeler:
Hücre ve Antikorlar: T ve B lenfositler,makrofajlar,nötrofiller,epitelyal hücreler
Bifidus Faktörü: Barsakta “laktobasillusbifidus”isimli yararlı bakterinin oluşumunu sağlarLaktobasillus bifidus,barsak pH’sını düşürerek diyareye neden olan mikroorganizma ve mantarların üremesine engel olur
Lizozim: Bakterisidal etkisi olan bir enzimdirPeptidoglikan yıkımında görevlidir
Laktoferrin: Bakteriostatik etkisi olan bir proteindirDemiri bağlayarak patojen mikroorganizmaların üremesini engellerFagositik etkisi vardırBağışıklık sistemini güçlendirici ve uyarıcı etkisi vardırBüyüme etmeni olarak kullanılır
Laktoperoksidaz: Bakteriostatik etkisi olan bir proteindir
İmmünoglobülinler: Özellikle sekretuvar İgA bakterilerden E Coli,vibrio kolera,H influenza,difteri,pnömoni,salmonella,shigella ve virüslerden polio,rotavirüs,HİV ve sitomegalovirusa karşı etkilidirİnterferon:Antiviral etkili bir proteindir
Komplemanlar: Özellikle C3 opsonin (antijenle birleşerek onu fagositoza hassas kılan antikor)olarak görev alır
Müsin: Rotavirüse karşı etkilidir
Fibronektin: Opsonin (antijenle birleşerek onu fagositoza hassas kılan antikor)olarak işlev görür
Antistafilokok faktör Nükleotidler Sitokinler: Anne sütünde bulunan sitokinlerden interlökin 1b,T hücrelerini aktive eder;interlökin 6,İgA yapımını,tümör nekrozis faktöra(TNFa)komplamen salgılanmasını ve dönüştürücü büyüme etmeni (transforming growth factor ;TGFb) ise T hücrelerine dönüşümü arttırmaktadır
Lenfositler: EColi’ye karşı etkindir
Antiviral lipidler: Virusları parçalarlar
Oligosakkaritler: Bakterilerin epitel dokuya bağlanmasını önlerlerReseptör analoğudur
3Yağlar:
Anne sütünün verdiği enerjinin yaklaşık yarısı yağlardan gelirAnne sütünün yağlarının %98’ini trigliseritler oluştururTrigliserit yapısında en fazla bulunan yağ asitleri ise palmitik ve oleik asitlerdirKolosstrumda daha fazla olmak üere anne sütünün çoklu doymamış yağ asitlerden zengin olması beyin gelişimi,myelinizasyon,retinal işlevler ve hücre proliferasyonunun normal olmasını sağlar
Anne sütü yağının sindirim ve emilimi inek sütüne oranla kolaydırAnne sütünde bulunan yağların çevresi membranla çevrili,çekirdek kısmını trigliseridlerin ve membranını da fosfolipidler,kolesterol ve proteinlerin oluşturduğu yağ globülleri şeklindedirAnne sütünün yağ globüllerinin çapının inek sütünden küçük oluşu,kısmen içerdiği yağ asitleri ve kısmen de anne sütünde bulunan ve +4 C’de bile aktif olan lipaz enzimi bebekte yağ emilimini kolaylaştıran etmenlerdendir
Sütün içerdiği yağ miktarı,insandan insana laktasyonun zamanına ve gün içinde salgılandığı saate göre değişkenlik gösterirBebek beslenmesi süresince 2 tip süt salgılanırEmzirmede ilk gelen süt (fore milk –ön süt) yağdan fakir,laktozdan zengin sulu süttürBu sütün özelliği öncelikle çocuktaki dehidratasyonu ve hipoglisemiyi önlemesidirBeslenme süresi uzadıkça çocuk yağlı süte ulaşır ve sütün yağ içerdiği 3 kez,proteini ise 1,3 kez,artma gösrerir ve emzirmenin sonuna doğru salgılanan ve yağdan zengin olan sütü (hind milk) alan çocuk doygunluk hissederek memeyi bırakırYağlı süt bebeğin enerjisini büyük bir kısmını karşılayacağından bu süte ulaşması için emme süresinin uzun olması gerekirYağlı süt enerji yanında doygunluk vereceği için de çocukta rahatlama ve derin uyku görülebilirBu nedenle her süt verişte anne bir memesini sonuna kadar boşaltmalıdırÇocuk emme süresini kendi denetim altına alır ve böylece obesite önlenmiş olur
4 Karbonhidratlar:
Süt şekeri laktozdurLaktoz meme hücreleri Golgi cisimciklerinde glikoz ve galaktoz moleküllerinden sentezlenirAnne sütünün laktoz yoğunluğu annenin beslenmesinden etkilenmezYavaş ve kolay sindirildiğinden kan şekerini çocuğun fizyolojisine uygun olarak düzenler,kalsiyum ve diğer minerallerin emilimine yardımcı olur,barsak bakterileri tarafından laktik aside çevrilerek,dışkıda istenmeyen mikroorganizmaların üremesini engellerLaktozun galaktoz kompanentinin lipidlerle bileşikleri beyin dokusu gelişimi için çok önemlidir
Anne sütünde aminoasitlere ve proteinlere bağlı (glikoproteinler ve glikopeptidler) karbonhidratlar da vardırGlikoproteinler laktobasillus bifidusun büyümesini uyardığından “bifidus faktör” veya “büyüme faktörü” adı da verilirAnne sütü alan bebeklerde bu faktör barsaklardaki bakteriyel florada yoğundurBifidus faktörünün varlığı anne sütü alan bebeklerin dışkılarının yapay beslenenlere göre farklı olmasını sağlar
Anne sütünde besleyici olarak önemli miktarlarda glikoz,galaktoz gibi basit şekerler ile çocuğu enfeksiyonlardan koruma özelliği olan oligosakkaritler ve diğer bazı kompleks karbonhidratlar da bulunmaktadır
5Vitaminler:
K veD vitaminleri dışındaki yağda eriyen ve suda eriyen diğer vitaminlerin anne sütündeki konsantrasyonları süt çocuğu için yeterlidirİşleme ile kayıplar olmadığından vitaminlerin bioyararlılığı yüksektir
Suda eriyen vitaminlerin yoğunlukları annenin yakın zamandaki beslenmesi ile ilgilidir
Yenidoğanda hepatik hidroksilaz aktivitesi gelişmemiştirAnne sütünde D vitamininin 25-OH formunda olması bebeğin fizyolojik durumuna uygunluk gösterirBir antioksidant ve A vitamini öncüsü olan b karoten vücudun bağışıklık sisteminin korunmasında,hücre sağlığının sürdürülmesinde ve serbest köklerin yol açtığı kümülatif hasarın önlenmesi açısından önlenmesi açısından önemlidirBununla birlikte anne sütünde 22 İU/lt D vitamini vardır ve bu miktar çocuğun gerekinmesi olan 400 İU/litre ‘den(veya 10mg kolekalsiferolden) oldukça azdırAnne sütüyle beslenen süt çocuklarında güneş ışınlarından yeterince yararlanılmadığında riketsgelişebileceğinden ilk yılda 15-20 günlükten itibaren günde 400 İU D vitamini verilmesi önerilir
Anne sütünde 15mg/lt olan K vitamininin 0,5-1,0mg parenteral veya 2,0mg ağızdan verilmesi gerekirDaha sonra anne sütündeki K1 ve barsak florasının sentezlediği K2 vitamini ile gereksinim karşılanır
6Mineraller:
Anne sütünün mineral içeriği annenin beslenmesi ile büyük ölçüde değişim göstermezAnnenin mineral depoları kullanılarak bu düzenleme sağlanırAnne sütünde potasyum,sodyum ve kalsiyum serbest iyonlar olarak,diğer mineraller de kompleks bileşikler halinde bulunurlar
Anne sütündeki kalsiyum miktarı,inek sütünün %25’i kadar olsa da,barsak pH’sının asit,yağ emiliminin daha iyi ve fosfor emiliminin daha düşük olması ne4 nedeniyle anne sütündeki kalsiyumun %55’i emilirİnek sütü veya inek sütünden hazırlanan ticari mamalarda bu oran %38’dir
Anne sütünün demir yoğunluğu düşüktür (0,2-0,8mg/lt)Ancak bioyararlılığı yüksektirİnek sütü ve diğer hayvansal besinlerdeki demirin ancak %5-10’u emilebilirken,anne sütünde bu oran%50’dirDemir depoları yeterli annelerin sütlerindeki demir oranı daha yüksektir
Anne ve inek sütlerindeki demirin biyoyararlılığı
Anne sütünde çinko genellikle whey proteinlerine bağlıdırWhey ya da kazeine bağlı olan çinkonun emilimi inek sütüne göre daha yüksektirKolostrum da çinko yönünden zengindirBu nedenle çinko metabolizmasının kalıtsal bir defekti olan “akrodermatitis enteropatika”bebek anne sütü aldığı sürece belirti vermez
Anne sütü alan bebeklerde bakır yetersizliği görülmez
Diş ve kemik dokusunun normal yapısının ve gelişiminin korunmasında gerekli olan florun anne sütündeki miktarı 0,02ppm’dir ve bu miktarın süt çocuğu için yeterliliği tartışılmaktadırYerel su kaynakları 0,3 ppm’den az flor içeren bölgelerde yaşayan süt çocuklarına 6aydan itibaren 0,25mg/gün flor eklenmesi önerilmektedir
Anne sütündeki selenyum miktarı inek sütünden daha fazladırSelenyumun humoral ve hücresel aracılı bağışıklık sisteminde görevi vardırToksik maddelerin yıkımını katalize eden glutatyon peroksidazın yapısına girerTirozinin metabolik olarak aktif şekline dönüştürülmesi için gerekli “iyodotironin deiyodinaz 2”enziminin bir bileşenidir
Anne sütünde K+iyonları Na+ iyonlarından daha fazladırBu özelliği ile anne sütü intrasellüler sıvılarla uyumluluk gösterirHer iki iyonun miktarı süte aktif olarak salgılanan klor iyonlarının oluşturduğu elektriksel farkı bağlı olarak ayarlanır
Sodyum iyonunun içeriğinin düşüklüğü bebeğin gelişmemiş böbrek işlevlerine fizyolojik olarak uyum gösterir
|