Tekil Mesaj gösterimi
  #3  
Alt 4 December 2008, 21:13
ceyLin ceyLin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Cvp: Şeker Hastaları İçin Genel Bilgiler

Doktorum artık hap yerine insülin kul*lanmam gerektiğini söylüyor. Karbonhid*rat alımını kısıtlarsam, insülin kullanma*ma gerek kalmayabilir mi ?
Hayır. Eğer fazla kilonuz varsa ve ihtiyacınızdan da*ha fazla yiyorsanız, sıkı bir diyet yapmak ve kilo vermek suretiyle insülin ihtiyacınızı bir ölçüde ortadan kaldırabilirsiniz.
Eğer zaten ihtiyacınız olduğu kadar yiyorsanız, bu miktarın altına düşmek kilo kaybetmenize ve kendinizi güçsüz hissetme*nize neden olur.
Dolayısıyla, eğer fazla yiyorsanız yiyecek*lerinizi kısıtlayın ve kan şekerinizi bu şekilde kontrol altına almayı deneyin. Ancak diyeti*nize tam olarak uyuyorsanız, boşuna aç kal*mayın. İnsüline geçme önerisini kabul edin ve her şeyin ne kadar farklı olacağını görün.
Eğer diyabeti olan yakın bir akrabam (anne, baba ya da kardeş) varsa, benim de gelecekte hasta olma ihtimalim ne kadar*dır ?
Henüz tam olarak anlaşılamamış ne*denlerden dolayı, şeker hastalığına yakalanma riskiniz, diyabetik yakınını*zın anneniz ya da babanız olmasına göre değişir.
Aşağıdaki tablo, aile hikayesi dikkate alı*narak size diyabet olma riskinizin ne kadar olduğunu göstermektedir:


Diyabetik nefropati denilen şeker has*talarında görülen böbrek hasarı hakkında bilgilendirir misiniz ?
Böbreklerimizin içinde milyonlarca adet ufacık kan damarları (kılcal damarlar) bulun*makta olup, bu damarlar atık maddeleri, ka*nınızdan süzerek, idrarınız ile atmanızı sağ*lar.
Şeker hastalığı, sıklıkla da daha sizin herhangi bir şi*kayetiniz ortada yokken, bu ince ve narin sistemi hasara uğratabilir.
Tip I diyabeti olan her 10 hastadan 3′ünde eninde sonunda nefropati denilen bu böbrek hastalığı gelişirken, bu rakam Tip II diyabetlilerde her 10 kişiden birdir. Bu farklılığın kısmen nedeni, Tip I diyabeti olan kişilerin tipik olarak hastalığa daha erken yaşta yakalanmalarıdır. Şeker hastalığı kişide ne kadar uzun süredir varsa, böbreğinizin hasara uğrama riski de o denli fazladır.
Erken dönemlerde, böbrek tutulumu çok az şikayete yol açar. Genellikle hasar ileri bir safhaya ulaşınca, şu şikayetler ortaya çıkar:
• Ayak bileklerinde, eller veya ayaklarda şişmeler.
• Yüksek tansiyon
• Nefes darlığı
• Bulantı ve kusma
• Yorgunluk hissi
• Kuru ve kaşıntılı cilt
• İştahsızlık
• Konsantrasyon bozukluğu
Böbrek hasarı yavaş yavaş ve sinsi bir şe*kilde ilerleyerek böbrek yetmezliği safhasına kadar ulaşır.
Olay bu safhaya varmadan yapılacak en önemli yaklaşımlar:
1- Şeker düzeyini norma*le yakın seviyelerde tut*mak (HbAlc < 5,5 )
2- Hipertansiyonu kont*rol altına almak
3- Albüminüri varsa, sıkı tuz diyeti uygulamak
4- Eğer üre değeri normalin üstünde ise, protein kısıtlaması yapmak.
Son evre böbrek hastalığı olarak da bilinen ciddi hasarın tedavisi, diyaliz (peritor veya hemodiyaliz ) ve böbrek naklidir (çoğu kez kadavradan)
İnsülin kullanan insanların, ara öğün almaları şart mıdır ?
Bazen evet. Pankreasınız normal şekilde çalışırken, yemek yediğinizde insülin salgıla*maya başlar; sindirim tamamlandıktan sonra salgılamayı keser. Enjekte edilen insülin, bel*li zamanlarda en yüksek düzeyine ulaştığın*dan, o zamanlarda bir miktar karbonhidrat almanız gerekir. Aksi halde kan şekeriniz düşer. Bu durumda aldığınız karbonhidratın liften’zengin olması halinde emiliminin daha uzun süreceğini belirtmemiz lazım.
Ara öğün almak si*ze zor geliyorsa, kısa etkili bir insü*lin yerine orta etki*li insülin kullana*rak bu gereksinimi azaltabilirsiniz. Ancak özellikle aktif olan insanların, uzun etkili in*sülin kullanırken bile, ara öğün alması gere*kebilir.
İnsülin kullanan insanların, ara öğün almaları şart mıdır ?
Bazen evet. Pankreasınız normal şekilde çalışırken, yemek yediğinizde insülin salgıla*maya başlar; sindirim tamamlandıktan sonra salgılamayı keser. Enjekte edilen insülin, bel*li zamanlarda en yüksek düzeyine ulaştığın*dan, o zamanlarda bir miktar karbonhidrat almanız gerekir. Aksi halde kan şekeriniz düşer. Bu durumda aldığınız karbonhidratın liften zengin olması halinde emiliminin daha uzun süreceğini belirtmemiz lazım.
Ara öğün almak si*ze zor geliyorsa, kısa etkili bir insü*lin yerine orta etki*li insülin kullana*rak bu gereksinimi azaltabilirsiniz. Ancak özellikle aktif olan insanların, uzun etkili in*sülin kullanırken bile, ara öğün alması gere*kebilir.
Şeker hastası olan 18 yaşındaki kızını kilo vermeye çalışıyor, Düşük karbonhid*ratlı bir diyete çok sıkı şekilde uymasına rağmen niye kilo veremediğini öğrenebi*lir miyim ?
Sadece karbonhid*rat alımının kısıtla*ması kilo vermesini sağlamayabilir. Kilo vermesi için, top*lam kilo alımını kı*sıtlama gerekir ki, bu da öncelikle yağ olmak üzere protein tüketimini de azaltması anla*mına gelir.
Kızınız kızartmalar, şekerli gıdalar ve peynir*den kaçınmalı; normal süt yerine yağsız sütü tercih etmeli; tereyağı ve margarin tüketimini kısıtlamalıdır.
Liften zengin karbonhidratlar içeren bir diyet kan şekerinde daha az oynamalara yol açacağından, kızınız tarafından daha rahat*lıkla uygulanabilir.
Adet dönemlerinde kan şekeri değerle*rimin çok değiştiğini gözlemliyorum. Bu durumda, kan şekerimi dengede tutmam zorlaşıyor. Şeker hastalığı ile ilgili pek çok kitap okudum, ancak bu konuda bir bilgi bulamadım.
Kan şekeri düzeylerinin adet dönemlerin*de dalgalanmalar göstermesi çok normaldir. Çoğu kadın adet süresince kan şekerlerinin yüksek olduğunu, kanamadan sonra ise nor*male döndüğünü söyler.
Bazı hastaların insülin dozlarım birkaç ünite arttırması gerekebilir.
Her kadm kendi durumunu değerlendir*meli ve eğer varsa fazladan insülin ihtiyacını belirlemelidir. Bu ayarlamaları ne şekilde ya*pabileceğinizi öğrenmek üzere başvuracağı*nız kişi, doktorunuz olmalıdır.
Eğer diyabetim var ise, çocuğumda da çıkma ihtimali ne kadardır ?
Tip I ya da Tip II diyabeti olan bir çocuk sahibi olma ihtimaliniz konusunda, size bir genetik danışman yardımcı olabilir.
Amerikan Diyabet Birliğine göre Tip I di*yabeti olan 25 yaş ya da daha üstü bir anne*nin çocuğunun şeker hastası olma riski an*nesi ve babası diyabetik olmayan bir çocuğunkine eşdeğer olup, %1 dir. Bu riski, anne*nin yaşı çocuk doğduğunda 2 5′in altında ise %4′dür.
Eğer babasında Tip I diyabet var ise, risk %6 ya çıkar.
Eğer ebeveynlerin her ikisi de 11 yaşların*dan evvel Tip I diyabet olmuşlar ise bu risk iki katına çıkmaktadır.
Diğer taraftan Tip II diyabet ailesel olarak giden bir rahatsızlıktır. Yemek ve egzersize bağlı yaşam tarzı değişiklikleri çocuğunuzun erişkin yaşta Tip II diyabeti olup olmayaca*ğını belirlemede genetik faktörlere göre da*ha önemlidir. Bu önce çelişki gibi gözükü*yorsa da, özellikle Tip II diyabetiklerde kilo fazlalığı çok önemlidir. Eğer kişi genetik olarak potansiyel Tip II Diyabet adayı iken ide*al kiloda ya da zayıf ise bu kişinin diyabete yakalanma riski çok azalacaktır. Yani burada genetik yatkınlıktan daha baskın olan, fazla kilolu olmaktır.
Alıntı ile Cevapla