Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 8 December 2008, 08:15
eLanuR eLanuR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Junior Member
 
Kayıt Tarihi: 1 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart İslam Hukuku Dönemi Hukukçuları

İslam Hukuku Dönemi Hukukçuları
Bu dönem tüm yetkilerini tanrıdan alan bir padişahın ülkeyi yönettiği bir dönemdir. Devletin dahi padişah karşısında bir hukuki varlığı yoktu. Osmanlı devletinin kuruluşundan Gülhane Hattı’nın okunmasına kadar olan bu devrede adalet dağıtımı bizzat padişahın yetkisindeydi. Ancak padişahın adalet işinde yardımcıları vardı. Bunlar Vezir-i azam Şeyh’ül İslam Divan-ı Hûmayun ve Kazaskerdi.
Kazaskerlik Osmanlı Devleti’nde adalet işlerinde en yetkili makamdır. Kadıların tayini kadıların verdikleri kararların temyizen incelenmesi görevleri vardı. Bugünün yüksek yargı organı ve adalet bakanlığı fonksiyonlarını taşımaktaydı.
Kazaskerlik makamını 1.Murat kurmuştur. İlk kazasker Çandarlı Kara Halil’dir.
Fatihin İstanbul’u almasından sonra kazaskerlik ikiye ayrılmış ve “Rumeli Kazaskerliği” ve “Anadolu Kazaskerliği” haline gelmiştir. Kazasker rütbe olarak vezire eş değerdeydi. Rumeli Kazaskerliği yüksek bir makamdı. İstanbul Kadılığı veya Anadolu Kazaskerliği yapmış kişiler Rumeli Kazaskeri olabilirlerdi. Anadolu Kazaskeri olmak için de İstanbul kadısı olmak veya büyük illerden birinde kadı olmak gerekirdi. “Koçi Bey Risalesi” adlı eserin yazarı Koçi Bey’e göre “Bursa’dan Edirne’ye olur Edirne’den İstanbul’a olur İstanbul Kadısının yolu Anadolu Kazaskeri olmaktır.” Kadılar ilk önce camilerde adalet dağıtırlardı. Daha sonra kendi evleri ve konaklarında bu görevi yerine getirdiler. Daha sonra 1543’ten sonra cami ya da kadının evinin yanına yapılan gösterişli binalarda kadılar görev yaptılar.
Arap Dünyasında Adalet İşleri:
İslamiyet’in başlangıcında Peygamber Hz. Muhammed adalet ve yargı işlerini kendisi yerine getiriyordu. Devlet işleri artıp topraklar genişleyince peygamber bu işe yetişemeyince Hz. Ebu Bekir Ömer ve Ali gibi İslam büyüklerini hakim olarak uzak illere atadı. Peygamber buralarda verilen kararları temyizen inceledi. Hz. Ömer kadılığı bir meslek haline getirdi. Kuran-ı Kerim peygamberin hadisleri asıl kaynaktır. Hûlefayi Raşidin katkısıyla İslam büyüklerinin toplantısında alınan kararlar demek olam “İcmâ-ı Ûmmet” vbe İslam hukukçularının kıyas yoluyla oluşturdukları “Kıyas-ı Fukuha” diğer hukuk kaynaklarıdır. Bu dört kaynağa ise “Edille-i Erbaa” (Dört delil dört kaynak) denmiştir.
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]Yanda Topkapı sarayı'nda sergilenmekte olan "Name-i Saadet" ve altından yapılmış muhafazası görülmektedir."Name-i Saadet bir mektup olup Hz.Muhammet o zamanki Mısır halkının hükümdarı Mukavkas'ı 627 yılında yazdığı bu mektula onu İslam dinine davet etmiştir.Bu mektup ceylan derisinden yapılmıştır.
Alıntı ile Cevapla