Sultan Orhan Gazi Han
Padişahlık Sırası
2
Saltanatı 33 Yıl
Cülüsu 1326
Babası Osman Gâzi Hân
Annesi Mal Hatun
Doğumu 1288
Vefâtı 1359
Kabri Bursa’da Osman Gâzi Türbesi’ndedir
Erkek Çocukları Süleyman Paşa, Birinci Murad, İbrahim, Halil, Kasım.
Kız Çocukları Fatma Hatun
Osmanlı sultanlarının ikincisi. 1281 yılında Söğütâ  te doğdu. Babası Osmanlı Devleti ve hânedânının kurucusu Osman Gâzi, annesi Şeyh Edebâliâ  nin kızı Mal Hâtundur. İslâm terbiyesiyle yetiştirildi. İyi bir eğitim ve öğretim gösterilerek büyütüldü. Gâzilerin gazâlarını ve meşhur İslâm mücâhidlerinin, âlimlerinin, evliyâların menkıbelerini dinleyerek şuurlandı. Osman Gâzinin kumandanları ve arkadaşlarından silah tâlimi gördü. Devrin silahlarını mahâretle kullanmasını ve muhârebe taktiklerini öğrendi. Osmanlı Devletinin kuruluşunda hizmet aldı. Küçük yaştan îtibâren devletin teşkilâtlanıp müesseseleşmesinde lâzım olan tecrübelere sâhip oldu.
Orhan Gâzi, gençliğinden îtibâren Bizans tekfurlarıyla yapılan gazâlara katıldı. Muhârebelerde gösterdiği muvaffakiyetle babasının ve gâzilerin takdirini kazandı. 1298â  de Bizanslıların tertiplediği Osman Gâzinin de dâvet edildiği süikast plânlı düğüne katıldı. Tedbirli hareket eden Osman Bey, Yarhisar ve Bilecikâ  i fethederken Bilecik tekfurunun oğluna gelin gitmekte olan Yarhisar tekfurunun kızı Holofiraâ  yı da esir aldı. Holofira İslâmiyeti kabul edip, Müslüman oldu. Nilüfer adını aldı. Orhan Bey, Nilüfer Hâtunla evlendi. BabasıOsman Gâzi, 1299 târihinde istiklâlini îlân edince, devleti idârî bölgelere ayırdı. Orhan Gâzi 1301â  de Sultanönü bölgesinin beyliğine tâyin edildi. 1302â  de Yenişehir ile İznik arasındaki Köprühisarâ  ın fethine gönderildi. Köprühisarâ  ı fethedip, Çavdarlı aşiretinin Osmanlı hudüduna tecâvüzlerinin önüne geçti. 1315â  te Çavdar beyini esir alıp, Çavdarlı aşîretinin suçlularını cezâlandırdı. 1317â  de Karatekin, Karacebeş, Tuzpazarı, Kapucuk ve Keresteci kalelerinin fetih harekâtına katıldı. Muhârebelerde gösterdiği muvaffakiyetle babası ve gâzilerin kendisine olan güvenini daha da arttırdı. Osman Gâzi, 1320 yılından îtibâren, yaşının ilerlemesi ve romatizmasının şiddetlenmesiyle, oğlunun idâresini görmek istedi. Orhan Gâziyi seferlerde kumandan tâyin etti. 1321 Mudanya-Gemlik Seferinde, Mudanyaâ  yı fethetti. Bursaâ  nın denizle irtibâtını kesti. 1325â  te Bursaâ  nın güneyindeki Atranosâ  u fethedince, şehrin ablukasını daha da şiddetlendirdi. 1326 yılında Bursaâ  nın Pınarbaşı mevkiine gelerek, karargâhını kurdu. Şehrin kalesini kuşattı. 1314 yılından beri abluka altındaki Bursa Kalesini kurtarmaktan ve yardımdan ümîdini kesmiş olan kale kumandanı, teslim şartlarını görüşmeye mecbur kaldı. Orhan Bey, 6 Nisan 1326 târihinde Bursaâ  yı teslim aldı. Osman Gâzi Bursaâ  nın fethini işitince memnun olup, Orhan Beyi yerine vâris tâyin etti. Diğer evlatlarının ve kumandanlarının Orhan Beye bîat edip, ona karşı itâatli olmalarını bildirdi. Osman Beyin Bursaâ  nın fethinden önce, fetih sırasında veya fetihten sonra öldüğüne dâir kaynaklarda muhtelif rivâyetler mevcuttur. Ancak bu kaynakların çoğuna göre Osman Bey, Bursaâ  nın fethinden hemen sonra vefât etmiş ve Gümüşlü Kümbete defnedilmiştir.
Osmanlı Devletinin ikinci sultânı olarak tahta geçen Orhan Gâzi, Alâaddîn Paşayı vezir tâyin etti. Devlet Merkezi Yenişehirâ  den Bursaâ  ya nakledildi. Askerî, idârî faâliyetlere ağırlık verilip, iktisâdî müesseseler kuruldu. Aşîret kuvvetlerine ilâveten â  yayaâ  denilen piyâde sınıfı orduya dâhil edildi. Orhan Gâzi, 1327â  de Bursaâ  da gümüş akçesini darbettirdi. Tâyinlerde bulunup, Akçakocaâ  ya Kandıra, Kara Mürselâ  e İzmit Körfezinin güneyi ve Abdurrahmân Gâziye de yeni fethedilen Aydos ve Samandraâ  nın idâresi verildi. Bu kumandanlar, bulundukları mevkilerde fetihlerle de vazîfeliydiler.
Osmanlıların Boğaz sâhillerine kadar genişlemeleri Bizansâ  ı telâşlandırdı. Türklerin Sakarya Irmağı sâhilinden Karadeniz istikâmetinde ilerlemesini durdurmak ve İznik kuşatmasını kaldırtmak için, Bizans İmparatoru Üçüncü Andronikos ordu hazırladı. 1329 yılında İstanbulâ  un Anadolu yakasına geçti. Flokenâ  de karargâhını kurdu. Orhan Gâzi, İznik kuşatmasına bir miktar asker bırakarak, sekiz bin kişilik kuvvetle Bizanslılara karşı harekete geçti. Maltepe (Pelekanon) mevkiinde düşmanla karşılaştı. 1329 Mayısında meydana gelen Osmanlı-Bizans muhârebesi, sabahtan akşama kadar sürdü. Bizans İmparatoru bir günlük muhârebenin sonunda, büyük ümitlerle Rumeliâ  nden Anadoluâ  ya geçirdiği ordusunun, Osmanlılar karşısında dayanamayacağını anladı. Gece karanlığından istifâde etmeyi düşünen İmparator, muhârebe meydanından karargâhına dönmek isterken Orhan Gâzi, fırsatı kaçırmadı. Gece muhârebe şartlarını iyi bilen ordusuyla Bizanslıları tâkibe geçti.
Bizans ordusu gece taarruzuna uğrayınca, paniğe kapılarak, birbirine girdi. İmparator yaralı vaziyette canını kurtarabildiyse de, ordusu imhâ edildi. Savaşı kazanan OrhanGâzi, İznik şehrinin kuşatmasını şiddetlendirdi. Bizanslıların İznik kumandanı, Pelekanon Muhârebesinin netîcesini öğrenince, artık kendisine yardım edilemeyeceğini kestirdiğinden, Osmanlıların adâletine sığınarak teslim oldu. Kaleyi teslim alan Orhan Gâzi, ahâliden arzu edenlerin eşyâlarıyla birlikte gitmesine müsâade etti. AyrıcaOsmanlı Devletinin tebaası olarak kalıp, yalnız cizye vermek şartıyla, âdet ve ananelerini muhâfaza edebileceklerini de îlân etti. Halkın büyük çoğunluğu Osmanlı idâresini tercih etti. Muhârebe ve kuşatmada eşleri ölen kadınlar, Orhan Gâziye mürâcaat edip, sâhipsiz kaldıklarını, Müslüman olup, Osmanlılardan isteyenlerle evlenebileceklerini bildirdiler. Orhan Gâzi, İznikâ  in yerli kadınlarının arzularını îlân edip, isteyenlerin bunlarla evlenebileceklerini ve bunlarla evlenenlerin İznik muhâfazasında vazîfelendirileceğini açıkladı. Ayrıca halktan İznikâ  te kalıp Müslüman olmayanlara, İslâmiyetin gayri müslimlere olan huküku tatbik edilip, vergilendirildi. Osmanlı Devletinin merkezi, geçici olarak İznikâ  e taşındı. Şehir îmâr edilip, İslâmî eserlerle süslendi. Orhan Gâzi, İznikâ  in en büyük kilisesini câmiye çevirtip burada Cumâ namazını kıldı. Manastırını da medreseye çevirtti. İmâret yaptırdı. Orhan Gâzinin hayırsever hanımı Nilüfer Hâtun, imâret; oğlu Süleymân Paşa medrese ve diğer hayır sâhipleri de şehirde pekçok sosyal tesis kurdular. Bundan sonra, bölgenin ticârî bakımdan meşhur şehirlerinden olan İzmitâ  in kuşatılması şiddetlendirildi. Bizans İmparatoru, deniz yoluyla İzmitâ  in yardımına geldi. Orhan Gâzi Osmanlı Devletinin ilk sulh antlaşmasını, İzmitâ  in muhâsarası esnâsında, Bizans İmparatoru Üçüncü Andronikos ile yaparak kuşatmayı kaldırdı.
1331â  de Taraklı, Mudurnu ve Göynük kasabaları Osmanlı ülkesine katıldı. 1333â  te Gemlik, 1336â  da Kirmasti, Mihaliç ve Ulubad kasabaları fethedildi. 1337â  de şiddetli bir şekilde tekrar kuşatılan İzmit teslim olmak zorunda kaldı. İzmitâ  in fethiyle Kocaeli Yarımadasının tamâmı Osmanlıların eline geçti. Daha sonra Hereke, Yalova ve Armutluâ  nun da fethedilmesiyle Osmanlı Devletinin hudüdu Boğaz sâhiline dayandı. Bizansâ  ın Anadolu ile irtibatı sâdece Şile veBoğaziçiâ  nde kaldı. Orhan Gâzinin Bizansâ  ı iyice sıkıştırması, Üçüncü Andronikosâ  u antlaşmaya mecbur etti. 1341 Osmanlı-Bizans Antlaşmasına göre Anadoluâ  daki Şile ve Üsküdar Orhan Gâzinin akıncılarından emin olmak şartı ile diğer yerler Osmanlı Devletine kaldı.
Diğer taraftan Karesi beyinin ölümü üzerine, babasının yerine geçen Demirhanâ  a muhâlefet eden kardeşi Dursun Bey ölüm korkusu yüzünden Orhan Gâziye sığındı. Dursun Bey, birâderlerinin yerine hükümdâr olmak için Orhan Gâziden yardım istedi. Dursun Bey yardım edildiği takdirde Balıkesir ile berâber bâzı şehirleri Osmanlılara vermeyi vâd etmesi üzerine Orhan Gâzi, Karesi üzerine sefere çıktı. Demirhan Bey, Orhan Gâzinin üzerine geldiğini duyunca, Balıkesirâ  den Bergamaâ  ya kaçtı. Bergamaâ  nın muhâsarası sırasında Dursun Bey kaleden atılan okla öldü. Teslim olmaya mecbur kalan Demirhan Bey Bursaâ  ya getirildi. Balıkesir, Manyas, Edincik, Kapıdağı ve havâlisi Osmanlı topraklarına katıldı. Bu arada Bizansâ  taki saltanat mücâdelesinde taht iddiâcıları Orhan Gâzinin desteğini sağlamak istediler. Altıncı Yuannis Kantakuzen, kızı Teodoraâ  yı Orhan Gâziye verdi. Orhan Gâzi, 5000 Osmanlı askerini Avrupa kıtasına geçirip Kantakuzenâ  e yardımcı gönderdi. Yardım için Trakyaâ  ya geçen Osmanlı askeri, bölgede keşif yaparak çevreyi tanıdı. Orhan Gâzinin desteğiyle Bizans tahtına sâhip olan Altıncı Yuannis Kantakuzen, 1347â  de dâmâdını Üsküdarâ  a dâvet ederek görüştü. Orhan Gâzi Üsküdarâ  da üç gün misâfir kaldı. Kantakuzen, Bizans tahtındaki yerini sağlamlaştırınca Papaâ  yla gizli irtibat kurdu ve Akdeniz, Ege, İstanbul ve Karadenizâ  de koloni rekâbetindeki Venediklileri destekledi. Buna karşılık Orhan Gâzi de Cenevizlilere yardım etti. Ayrıca 1352â  de Üsküdar ve Kadıköy ile Marmara adalarını fethettirdi. Kantakuzen aleyhine Bulgarlar ve Sırplar batıdan harekete geçince Osmanlılara karşı Papalık ile ittifak içinde olmasına rağmen, Orhan Gâziden yardım istedi. Orhan Gâzi, Bizanslılardan Gelibolu Yarımadasındaki kalelerden birinin verileceğine âit söz alınca oğlu Vezir Süleymân Paşa kumandasında on bin kişilik bir Osmanlı kuvveti gönderdi. Kantakuzen, Osmanlı askerinin yardımıyla Dimetokaâ  da Bulgar ve Sırplara karşı başarılı muhârebeler yaptı. Orhan Gâzinin oğlu Süleymân Paşa Anadoluâ  ya dönerken Bizans İmparatorunun Gelibolu Yarımadasında Osmanlılara verdiği Çimpe Kalesinde asker bıraktı. Osmanlıların 1353â  te Çimpe Kalesine yerleşmeleriyle Rumeliâ  deki fetihler için üsse sâhip olmaları, bölgenin kontrolünü sağladı. 1354â  te Geliboluâ  nun fethi ile Avrupa kıtasındaki Osmanlı toprakları devamlı genişledi. Süleymân Paşa kumandasındaki Osmanlı kuvvetlerinin Bolayır ve Tekirdağâ  ına kadar, bütün Marmara kıyılarına hâkim olmaları, Kantakuzenâ  i telaşlandırdı. Osmanlıları bölgeden atma faâliyeti içine girdi. Orhan Gâzi ile İzmitâ  te görüşüp, Çimpe Kalesini on bin altın karşılığı satın alabileceğini söyledi ve Osmanlı kuvvetlerinin Geliboluâ  dan çıkmalarını istedi. Orhan Gâzi, teklifleri kabul etmedi. Kantakuzen, Balkan ve Hıristiyan devletleriyle ittifak kurmak istediyse de müttefik bulamadı. Kantakuzen, 1355â  te Bizans tahtından indirilince, yerine Yuannis Paleolog getirildi. Yuannis, Osmanlıların Avrupa kıtasındaki hâkimiyetine karşı koyulamayacağını bildiğinden Orhan Gâzi ile iyi geçinme yolunu seçti. Orhan Gâzinin oğlu Halilâ  i korsanlardan kurtarıp, on yaşındaki kızını Osmanlı şehzâdesine vermeyi kararlaştırdı. Ancak daha sonra Papalık ile münâsebetlerde bulundu. Hattâ Bizansâ  ın Ortodoksluğu bırakarak katolikliğe geçmesini plânladı. Böylece Lâtin devletlerinden daha çok yardım alacağını ümit ediyordu. Buna karşılık Orhan Gâzi fetih hareketini hızlandırdı. Süleymân Paşa, 1356 senesinde Doğu Trakyaâ  ya geçerek Malkara ile Keşan ve Çorluâ  yu aldı. Bölgedeki Osmanlı hâkimiyetini kuvvetlendirmek için Anadoluâ  dan Türk-İslâm nüfüsu getirilerek iskân edildi. Rumeli fütühatında, Osmanlıların yerli ahâliye iyi muâmelesi, din, mezhep, dil hoşgörüsü; can, mal, ırz, emniyeti sağlaması, bölgeye sulh, sükün, huzur ve refâh getirdi.
|