Öyle ki kötülük yapmayı niyet etsek bile, yapmayınca sevap veriyor. Bu konuda Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Allah iyiliklerin ve kötülüklerin yazılmasını emretti. Bir kimse bir iyilik yapmaya niyet eder de yapamazsa, Allah kendi yüce katından o kimse için tam bir iyilik sevabı yazar.
Eğer hem iyilik yapmayı niyet eder, hem de niyet ettiği iyiliği yaparsa on iyilik sevabı yazar ve bu sevabı yedi yüze ve daha fazlasına kadar çıkarır. "Ve eğer kötülük yapmayı niyet eder de, sonra vazgeçerse, Allah onun için tam bir iyilik sevabı yazar.
Eğer kötü işe hem niyet eder, hem de onu yaparsa, Allah o kimse için de sadece bir günah yazar."1 Aynı şekilde iyiliğe niyet etmek sevap kazandırdığı gibi, o iyiliği yapmak için yola çıkmak daha fazla sevabı kazandırır. Bunun için insan hayaline gelen kötü şeylerden dolayı sorumlu değildir.
Değildir, ama bu düşünce tarzı güzel düşüncelere zarar verebilir. İnsan manevi ve hayırlı şeylerde karar vermese de yine sevabını alır. Güzel ve hayırlı şeyler nurludur, ayna gibi parlaktır ve yansır. Bu açıdan niyet çok önem taşıyor. Bir hadiste Peygamberimiz "mü'minin niyeti amelinden hayırlıdır" müjdesini veriyor.
Bu arada kötülük düşünmenin cezasının olmayacağını, ancak eyleme geçince cezayı hak edeceğini de belirtelim. Bunun içindir ki, kötülüğü düşünmek günah değil, kötülüğü işlemek günahtır. Çünkü insanın aklına kötülüğü getiren şeytandır. İnsan kötülüğü düşünüp de yapmazsa günaha girmiş olmaz.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, hayalimize gelen kötü düşünceleri terk etmeye çalışmak, zihnimizde yer etmesine fırsat vermemektir. Çünkü insan bir an için nefsine uyabilir, düşüncesini eyleme geçirebilir. Zorlandığınız zaman, bunalıma sürüklenir gibi olduğunuz zaman Allah'a sığının Ondan yardım isteyin, Onun rahmetine yönelin. Peygamberimizin duasında geçtiği gibi, Allah'tan af, âfiyet ve huzur dilemelidir.
Hz. Yakub gibi, "Ben derdimi ve üzüntümü Allah'a şikâyet ediyorum" diyerek Allah'a el açmalı. Dertlerimizi Allah'a şikâyet etmeli, Allah'tan şikâyet etmemelidir. Bu arada bir yakınınızla derdinizi paylaşmaya çalışın, ona içinizi dökün, rahatlayın. Kendi derdinizle baş başa kalırsanız, içiniz kararır, zihniniz bulanır.
Aklınıza kötü düşüncelerin gelmesi size sorumluluk getirmez. Çünkü bu elinizde olmayan bir şeydir. Bu düşünceler şeytanın insana verdiği vesvesedir. Şeytanın size pazarlamaya çalıştığı kötü düşünceleri kendinize mal etmeyin, kendinizden bilmeyin.
Şeytandan gelen vesveseleri üzerinde durmazsanız, gözünüzde büyütmezseniz, önem vermezseniz, size bir zararı dokunmaz. Ama "Ne yaptım da bu şeyler aklıma geliyor?
Benim kalbim bozulmuş olmalı ki, böyle şeyleri düşünüyorum" derseniz, işte o zaman zarar görürsünüz. Çünkü bu düşünceler akılınıza gelmiyor, hayalinize geliyor. İnsan da hayaline engel olamaz.
Nasıl ki, ateşin aynadaki görüntüsü elinizi yakmaz, ekrana yansıyan pislik elinizi kirletmez, yılanın görüntüsü zarar vermezse, hayalinize gelen bu düşüncelerin de bir zararı olmaz.
Çare olarak ne yapmak lazım? Şeytanın şerrinden Allah'a sığınmak, Ona iltica etmek lazımdır.
1 Buharî, Rikak: 31.