Mastürbasyon

 ilk planda cinsel doyuma ulaşma amacına yönelik kendine özgü cinsel bir faaliyet olarak tanımlanırsa

 Otoerotizm bireyin kendi bedenine yönelik olarak geliştirdiği

 mastürbasyon da dahil olmak üzere her çeşit haz alma durumunu içermektedir. Organların ve duyarlı erojen bölgelerin cinsel doyum noktasına dek uyarılması bunlar arasında en belirginidir. Diğer yandan sokakta

 evde birtakım el hareketleriyle cinsel organlarını yerleştirir gibi yapan erkek ile saç

 yüz ve cildini ara sıra hafif hafif okşamakta olan kadın

 örtük bir otoerotizm sergilemektedir. Bunlar tam anlamıyla normal davranışlardır ve otoerotizm

 az ya da çok ölçüde her insanda bulunmaktadır. Çocukluk çağında cinselliğe karşı duyulan yoğun ilgi dönemlerini saptayarak bu dönemlerde görülen mastürbasyon faaliyeti ile cinsellik tutumları arasındaki bağlantıyı kurmuş olan Freud’dur. Freud’un çalışmalarında mastürbasyon

 otoerotizm terimi ile karşılanır ve açıklandığı gibi

 geniş kapsamlı bir çerçeve içinde düşünülür.
 
Çoğu erkekler belirli cinsel tepkileri verme yetkisine sahiptir. Zaten birçok erkek çocuk penisleri sertleşmiş olarak doğarlar. Her iki cinsin bebeklerini de cinsel organlarını yatağa

 halıya veya herhangi bir oyuncağa sürterken gözlemek mümkündür; bundan fiziksel bir haz duydukları da kuşkusuzdur. İlk başlarda hareketlerini kontrol edemedikleri için

 daha doğrudan bir uyarma için ellerini kullanmazlar. Ama bir süre sonra bunu da keşfedeceklerdir. İstenerek yapılan bu mastürbasyon sık sık orgazma kadar sürdürülür. Çocuğun orgazm yeteneği yaşla birlikte artar. Beş yaşına geldiğinde erkek çocukların yarıdan çoğu orgazma ulaşmıştır. Bu oran 10-13 yaşları arasındaki erkek çocuklar için yüzde 80′e yakındır. Ergenlikten önce meni üretilmediği için bu orgazmlarda doğal olarak herhangi bir sıvı fışkırması olmaz. Olmaya başladığı zaman bile bir süre fışkıran meninin içinde sperm hücreleri bulunmayabilir. Genelde orgazma kadar kendi kendini uyaran kız çocuğu sayısı erkeklerden azdır. Bunun bir nedeni; iki cinsin farklı anatomisidir. Penis çok daha kolay ellenebildiği gibi

 sertleşmesi de dölyolunun ıslanmasından daha barizdir. İkinci bir neden ; kızların toplumsal koşullanma sonucu öğrendikleri

 pasif ve cinsellikten uzak tutumları olabilir. Kız veya erkek çocukların kendi kendilerini uyardıklarını farkeden anne-babalar

 paniğe kapılarak çocukları bundan vazgeçirmek için ceza vermekle tehdide kalkışırlarsa

 büyük bir yanlış yapmış olurlar. Gizlice mastürbasyona devam edecekleri için bu tehdit yalnızca gereksiz suçluluk duygularına neden olacaktır. Cinsel tepki ; insan vücudunun normal bir işlevi olup

 fiziksel zarar vermesi veya çocuğun büyümesini engellemesi söz konusu değildir. Pek çok çocuk için büyümenin bir parçasıdır ve bu olaydan zevk almamalarnı gerektiren herhangi bir tıbbi neden yoktur. Buna karşılık mastürbasyonun kamu içinde kabul görmeyen çok kişisel ve özel bir eylem olduğunu

 fakat mahrem yapılan her işin mutlaka kötü

 ayıp veya günah olmadığını çocuklara iyice açıklamak gerekir. Bu tür olumsuz yankıların önüne geçildiği takdirde

 kendi kendini uyarmanın çocuklar açısından yaratacağı bir sorun yoktur.
 
Ergenlikte kendi kendine doyum
Ergenlikte hormonal değişiklikler

 cinsel tepkilerde büyük bir artışa yol açar. Hele erkek çocukları çok çabuk coşkulanırlar; vücutları meni sıvısını üretip fışkırtmaya hazırdır artık. Bazı durumlarda meni fışkırması erkek çocuğu uykudayken kendiliğinden olur. İlk boşalmalarını bu şekilde yaşayan çocuk sayısı az değildir. Kız çocukları meni üretmedikleri ve boşaltmadıkları halde daha ender olarak uykuda orgazma ulaşırlar. Kız ve erkek çocuklar arasındaki bu fark

 istenerek yapılan mastürbasyon için de geçerlidir. 15 yaşına geldiklerinde kızların yalnızca yüzde 25 kadarı kendi kendine doyuma ulaşırken

 erkeklerdeki oran yüzde 100′e yakındır. Ancak erkek ergenliğinin evrensel diyebileceğimiz bu deneyimi sıklık ve teknik açısından bireyden bireye çok çeşitlilik gösterir. Bazı oğlanlar düzenli ve sık kendilerini uyarırken

 diğer bazıları seyrek veya kısa bir yaşam devresinde kendi kendilerini uyanrlar. Teknik olarak da

 elle okşayıp sıkmaktan yatağa

 yastığa sürtmeye kadar çeşitli yöntemler uygulanabilir. Sonuç olarak

 hangi yöntemle olursa olsun

 ergenlikteki erkek kısa sürede

 isteğe bağlı olarak orgazma nasıl ulaşabileceğini öğrenir. Vücudunun tepkilerini tanıyarak zamanla bunlar üzerinde bir denetim kurabilir. Böylece yeni gelişen cinsel yeteneklerine hakim olma duygusunu geliştirir.
 
Erkeklerin

 cinsel konularda birbirlerine bilgi aktarmada kızlardan daha atılgan oldukları bir gerçektir. Bu yaştaki erkeklerde başlangıçta yakın çevreden

 hatta aile içinden bir kadının düşünülmesi doğaldır. Çoğunlukla da açık saçık bir fotoğraf ya da filmden görüntüler

 ilk arzuyu uyandıran

 hayalgücünü harekete geçiren etmen olur. Mastürbasyon eşliğindeki düşlemeler daha ileri yaşlarda gelişmiş fantazilere dönüşebilir. Hatta fiziksel açıdan mekanikleşmeye ve can sıkıcı bir hale dönüşmeye yatkın olan kendi kendini tatmin

 bu fantaziler sayesinde çekiciliğini korur. Bazı erkeklerin kendini tatmin sırasında ipek

 kürk gibi dokunulması hoş maddeler

 çeşitli kokular bulundurdukları 

hatta üzerine meni akıtmak amacıyla fahişeler kiraladıkları görülmüştür.
 
Kızlar da çeşitli mastürbasyon tekniklerine başvurabilirler. En duyarlı nokta klitoris olmakla birlikte

 aşırı uyarma acı verebileceğinden genellikle bütün olarak vulva ellenir. Bazıları

 parmak veya yuvarlak bir maddeyi dölyoluna sokarak cinsel birleşmeyi taklide çalışırlar. Vulvayı yastık veya koltuk kenarı gibi nesnelere sürterek doyuma ulaşanlar çoktur. Çoğu erkek çocuğu mastürbasyonun nasıl yapılacağını kendinden daha büyük arkadaşlarından öğrenirken

 kızlar bu pratiği genellikle yalnız başlarına geliştirirler. Gerçekte yaptığının ne olduğunu bilmeden yıllarca kendi kendini uyarmış olan kızlara rastlamak olasıdır. Hemen tüm yeni yetme erkek çocukları kendi kendini uyardıkları için

 özellikle bunları

 anne-babalarının bilimsel gerçeklerden haberdar etmesi önemlidir. Mastürbasyonun kendi içinde zararlı olmadığını

 hiçbir zaman aşırıya kaçamayacağını anlatmaları gerekir. Kısa bir süre içinde kimi insanlar diğer bazılarından fazla sayıda orgazma ulaşabilirler

 ama kimsenin kendi kendini çok fazla uyarması diye birşey söz konusu olamaz. Çünkü bir süre sonra eğer dinlendirilmeyecek olursa vücut zaten tepki göstermektedir. Gençlerin gerilimlerini gidermesi ve düş dünyalarını uyarması açısından mastürbasyonun yararlı bir edim olduğu söylenebilir. Gebeliğe ya da cinsel hastalıklara da yol açamayacağı için tedirgin edici bir yanı da yoktur. Ayrıca kızların da erkeklerin de ilerideki yaşantılarında eşleriyle daha iyi yatak arkadaşı olmalarına yardımcı olabilir. Sık sık kendi kendini uyaran bir erkek çocuğu

 hareketini keserek veya yavaşlatarak boşalmasını ertelemeyi öğrenir. Keza bir genç kız da mastürbasyon sayesinde daha hızlı orgazma ulaşmayı öğrenecektir. Bu deneyler ileride eşlerin cinsel uyum sağlamasında da yararlı olacaktır. Ancak mutlaka belirtilmesi gerekir ki

 bazı bunalımlı ve yalnız gençler için mastürbasyon bir tutku haline gelebilir. Genellikle bunalımın temelinde

 okul veya evdeki yoğun baskı türünden cinsel olmayan bir sorun yatar. Mastürbasyon bu durumda

 gerçek sorunla yüzyüze gelmemek için başvurulan bir kaçış veya yalancı bir özürdür. Tabii ki burada çözülmesi gereken

 temeldeki gerçek sorundur.
 
Freud ve kızlarda mastürbasyon
Kız çocuklar

 önceleri kendi kendini uyarma faaliyetlerini erkekler kadar sık yürütürken

 ergenlikte ilk adet kanamasıyla birlikte gelen yeni bir etkinin altına girerler. Freud’a göre penisin kadındaki karşılığı olan klitoris

 çocukluktaki önemini yitirir. Daha doğrusu

 klitoris çevresinde gelişmekte olan erkeksi cinsel arzu baskı altına alınır. Dolayısıyla erkekler aktif bir mastürbasyon dönemine girerken

 kız çocuklarda tam tersine mastürbasyona sırt çevirme başlar. Kendi kendini tatminin erkeğin cinsel yaşamında önemli bir yer tutması ve kızlarda klitorisin baskı altına alınması

 daha sonraki dönemlerde kadın ve erkek cinselliğinin başlıca farklılığını oluşturur. Kendi kendine tatmin etmeyi

 erkeklere oranla daha düşük ölçüde uygulayan ve çoğunlukla bir erkekle cinsel birleşmede bulunduktan sonra bu işe başlayan kadınlar arasında ergenlik ve kızlık döneminde mastürbasyon yapanların sayısı oldukça azdır. İlk birleşmeden sonra mastürbasyon yapan kadınlara daha sık rastlanır. Kadınlarda cinsel organ bölgesinin elle

 yastıkla

 akarsuyla ve benzeri yollarla uyarıldığı görülür. Bazı durumlarda ise

 dölyoluna penis biçiminde herhangi bir nesnenin sokulduğuna rastlanır. Pek çok yerde cinsel arzuları geliştirici eşyalar satan dükkanlarda vibratör adı altında fallus biçiminde pil akımı ile titreşimler sağlayan gereçler satılmaktadır. Fakat uygulama yolu ne olursa olsun

 kadın bilincinde mastürbasyon

 erkeğe kıyasla daha belirsiz bir uyarı şeklindedir. Öyle ki

 bazan uzun süredir kendi kendini tatmin etmekte olan bir kadının

 yaptığının ne olduğunu çok sonradan fark ettiği görülebilir. Kadınlar arasında mastürbasyonla ilgili ilk bilgileri yazılı bir kaynaktan öğrenenler yüzde 43 gibi oldukça geniş bir kesim oluştururlar. Evlilik ya da cinsel birleşme öncesi dönemlerde

 karşı cinsle ilk karşılaşmalarda algılanan okşanmanın

 öpüşmenin yol açtığı erotik uyarımlardan sonra mastürbasyona yönelenler de vardır. Bazı genç kızların da

 tanık oldukları bir cinsel birleşmeden heyecan duyarak kendi kendilerini tatmine başladıkları tespit edilmiştir.
 
Dolayısıyla ergenlikte mastürbasyonun

 bireylerin temel cinsel tavırlarının yerleşmesinde aracı olduğu söylenebilir. Bu evrede

 yoğun bir elle doyum dönemi geçiren erkekte

 cinsel arzu peniste odaklaşır; hem fiziksel hem de sembolik açılardan cinsel organlara merkezi bir konum tanınır. Diğer yandan ergenlikte mastürbasyonun reddi

 kadın cinselliğini

 aktiflik potansiyelinin ortadan kalkması şeklinde etkiler. Bunun sonucunda kadın cinselliğinin en önemli özelliği pasiflik olarak belirlenmiş olur.