12 October 2008, 09:12
|
Junior Member
|
|
Kayıt Tarihi: 1 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
|
|
Bir Dua, Bin Şükür...
Gece yarısını çoktan aştı saatler
Akrep yelkovanı takip etmekten yorulmuş gibi,
Zaman durdu geçmek bilmiyor…
Babam tatlı bir uykuda, bense başucunda.
İlaç kokan, sessiz ve ağır bir hastane odasındayım…
Gözlerimden sıra sıra yaşlar süzülüyor.
Gün boyu babamdan gizlediğim,
Yüreğimi yaka yaka içime akan yaşlar…
Doktorun ümit vaat etmeyen sözleri kulaklarımı tırmalıyor
Bir gökyüzüne bir babama bakıyorum
Acaba hangisi daha uzak şu anda bana
Uçurumun kenarında ama tutunamıyorum.
Ya düşerse, ya kayıverirse avuçlarımın arasından
Çok erken…
Ayrılığa hazır değilim…
Sahi, ayrılığa hazır olabilir mi insan…
Bana bir gün, sen benim annemsin dediği günden beri
Daha bir başka şefkat düştü içime.
Kimseleri istemiyor yanında.
Gitmek istesem, kal diyor yalvaran gözlerle..
Gideyim demem de gitmek istediğimden değil
İçime akan yaşları, zaman zaman taşıyamaz oluşumdan.
Bir dua süzüldü yüreğimden semaya
Babamı diledim, sadece ve sadece babamı
Onunla biraz daha olabilmek için.
Kanatlarının altında ısınmak,
Nasihatleriyle hayat yolumu çizebilmek için..
Dualarıyla kendimi güçlü hissetmek,
Sevgisini içimde duyabilmek için…
Bir yakarış ki çığlık çığlığa, sessizce süzüldü dilimden…
Ve bir ümit düştü gönlüme
Rabbim dilerse neden olmasındı..
Rabbim dilerse…
Herkes kendini sona hazırlarken
Benim içimde yeni bir başlangıcın ümidi var.
O gece Rabbim, o ümidi vermişti en çaresiz anımda.
Ve kulum üzülme ben buradayım,
Ne dilersen benden dile, vereyim demişti…
Ve Rabbim diledi…!
Ben kuluma kafiyim dedi.
Tam on yıl oldu…
Şimdilerde babamı gördüğüm her güne şükrediyorum.
Evet ayrılığa halâ hazır değilim
Ama artık yalnız olmadığımı,
Sesimi bir duyan olduğunu,
Ve o sesi duyana gitmenin,
Aslında ayrılık değil, vuslat olduğunu biliyorum…
|