Konu
:
Hukuk Sözlüğü
Tekil Mesaj gösterimi
#
1
3 January 2009, 12:31
HaZzAn
Banned
Kayıt Tarihi:
26 September 2008
Mesajlar:
0
Konular:
Aldığı Beğeni:
0
xx
Beğendiği Mesajlar:
0
xx
Hukuk Sözlüğü
A
abideler ve asar-ı atika: anıt ve abideler
abluka: bir devletin dışarı ile olan ilişkilerini zor kullanarak kesmek
acele itiraz: verilen kararın tefhim yada tebliğinden itibaren belirli bir süre içerisinde ( genellikle bir hafta ) yapılması gereken
kanunda açıkça sayılan itiraz türüdür. itiraz üzerine kararı veren makam değil itiraz mercii bir karar verir. (CMUK. 304)
acenta: ticari mümessil ticari vekil
satış memuru veya müstahdem gibi bir sıfatı olmaksızın bir sözleşmeye dayanarak belirli bir bölge içinde daimi bir suretle ticari bir işletmeyi ilgilendiren akidlerde aracılık etmeyi veya bunları o işletme adına yapmayı meslek edinen kimse (TTK 116 vd.)
acir: kiraya veren kimse
aciz: bir şahsın borçlarını ödeyemeyecek durumda bulunması
aciz vesikası: alacaklı alacağının tamamını alamamışsa kalan miktar için kendisine verilen vesika (İİK 143)
açık artırma: bir malın
teklif veren kişiler arasında en yüksek bedeli öneren kimseye satılmasını sağlayan satış biçimi.
ada: çevresi yollarla sınırlandırılmış bulunan
çeşitli parselleri kapsayan arsa parçası.
adâd: adetler; sayılar
adalet: haklılık; hakka uygunluk
adem-i ifâ: yapmamak; yerine getirmemek; borcu ödememek
adem-i iştirak: katılmamak
adem-i selahiyet: yetkisizlik
adem-i vüsuk: gercek olmamak
adi kira: kiraya verenin
belli bir ücret karşılığında bir şeyin kullanılmasını kiracıya bıraktığı sözleşme.
adi şirket: iki veya daha çok kimsenin
ortak bir amaca ulaşmak için emeklerini ve mallarını birleştirmeyi kabul ettikleri sözleşme ile kurulan ortaklık.
adlî kaza: cezai
hukuki
ticari
nizalı
nizasız yargı
adlî müzaharet: adli yardım
ağlep: kuvvetli; büyük
ahar: başkası; üçüncü kişi; yabancı
ahde vefa: söze bağlılık
sözleşmeye bağlılık
âhir: son; sondaki; en son; en sondaki
ahit : söz verme
ahkam: hükümler
ahkâmı huzuriyye: hakim önünde yargılanmayla ilgili yöntem hükümleri
ahkâmı mahsusa: özel hükümler
ahkâmı müteferia: ayrıntılı hükümler
ahkâmı mütehalife: aykırı değişik hükümler
ahvâl: durumlar; haller; vaziyetler
ahz: almak
aile hukuku: Aile ilişkilerini düzeneleyen hukuk kurallarıdır.
aile şirketi: bir ailenin bireylerinden oluşan ortaklık.
aile yurdu: bir kimsenin
ailenin gereksiniminden büyük olmamak ve bizzat kendisinin veya ailesinin işletmesi ya da oturması koşuluyla
aile bireylerinin geçimi ve oturmasını sağlamak amacıyla ayırdığı taşınmaz ve ekleri.
akar: taşınmaz mal; kiraya verilen ve gelir sağlayan şeyler
akarâtı mevkufe: vakfedilmiş
gelir getiren mallar
akdetmek: sözleşmek; kararlaştırmak; düzenlemek; bağlamak
akd-i mebhusünanh: sözü geçen akit
anlaşma
sözleşme
akd-i mezbur: sözü geçen akit
anlaşma
sözleşme
akd-i muvazaa: karşılıklı ödün verilerek yapılan akit
anlaşma
sözleşme
akd-i sahih: geçerli
doğru
kusursuz akit
anlaşma
sözleşme
âkideyn:her akitte akdi yapan iki taraf
âkidîn: sözleşenler; sözleşme yapanlar
âkit: bir işi karşılıklı olarak kararlaştırıp üstlerine alan taraflardan her biri; sözleşme veya mukavele yapan
alâhilâf'ül-kanun: kanun hilafına; yasaya aykırı olarak
alâkadar: ilgili; ilişkili
alât: aletler; araçlar
aledderecat: sırasıyla; derecesine göre
alelhesap: hesaplaşmak üzere; hesaba sayarak; sayışılmak üzere; doğan kârdan bir bölümünün ileride tamamı üzerinde hesaplatılmak üzere önceden ödenmesi
ale-l-ıtlak: genel olarak; rasgele; bir sınır ile bağlı olmayarak
ale-l-umûm: genel olarak; umumi bir biçimde; bütün
alelusul: usulüne uygun;
aleniyet: açıklık
alettakrib: takriben; yaklaşık olarak
amade: bir işi yapmaya hazır; hazırlanmış
amel: iş; edim; fiil
amele: işçi; emekçi
ırgat
amelî: işe dayanan; iş üstünde; tatbikî; pratik; uygulamalı
amenajman:doğal kaynakların işletilmesi
âmil: yapan; etken; etmen; sebep; faktör
âmir: emreden; buyuran; bir memurun vazife bakımından büyüğü; bir fiili yapmaya veya yapmamaya zorlayan
buna gücü yeten
âmm:genel; umumi; herkese ait
amme :kamu
âmme hükmî şahsiyeti: kamu tüzel kişiliği
amme intizamı : kamu düzeni
anagayrimenkul: Kat mülkiyetine konu olan taşınmazın bütünü.
anayapı: Kat mülkiyetine konu olan taşınmazın esas yapı kısmı.
angaje: sözle veya yazılı olarak bağlanan; bağımlı
ânif'ül-beyan: az önce beyan olunan
bildirilen
anmuhakemetin: muhakeme yaparak; yargılama yoluyla
antrepo: gümrüklere gelen ticari eşyanın konulduğu
korunduğu yer; ardiye; ambar
âra: reyler; oylar
arazi mahlule: mutasarrıfın mirasçı bırakmadan ölümü ile mahlûl olan arazi-i emiriyye
arazi-i emiriyye: beytülmâle ait olarak devlet tarafından kişilere dağıtılan yerler
topraklar; beylik arazi
arâzi-i haraciyye: haraca bağlı arazi;
arâzi-i memlûke: mülk; timar toprağı; mülkiyet yolu ile tasarruf olunan yerler
arâzi-i metrûke: halkın gereksinimi ve kullanımı için terk edilen arazi
arâzi-i mevât: hiç kimsenin tasarrufu altında olmayan ve halka terk ve tahsis edilmemiş bulunan
yüksek sesli bir kimsenin sesi işitilmeyecek derecede köy ve kasabalar gibi yerlerden uzak bulunan kıraç
taşlık
pırnallık gibi yerler
arazi-i mevkufe: geliri belirli bir konuya tahsis olunan yer; vakıf olunmuş arazi
arazi-i miriye: devlete ait arazi
arâzi-i öşriye: ürününden onda bir Devlet payı alınan ve üzerinde her türlü mülkiyet tasarrufları bulunan arazi
âri: boş; çıplak; soyut; arınmış; yüksüz
âriyet: ödünç; eğreti; ödünç sözleşmesi
arîz ve amîk: genişlik ve derinliğine; enine boyuna;
arz: sunma; gösterme; bildirme; önüne koyma; anlatma (bir büyüğe)
arsa payı: Kat mülkiyetinde arsanın
kanunda belirtilen esasa göre bağımsız bölümlere ayrılan ortak mülkiyet payı.
arsa: Belediye sınırları içinde
belediye tarafından parsellenerek üzerine inşaat yapmak için ayrılan arazi parçası.
arzuhal: dilekçe
asgarî: en az; en aşağı; en azından; en düşük; en küçük
ashab-ı intikal: verasetin geçişinde hak sahipleri
asrî: zamana uygun; çağdaş; modern
ateh: bunama; bunaklık
atıf: yollama; yöneltme; yükleme; bağlama; eğme; meylettirme; ilişkili bulma
âtî: gelecek; gelen (kişi veya şey); gelecek zaman; istikbal
avans: alacağına sayılmak üzere önceden yapılan ödeme; öndelik
avârız: kazalar; belâlar; borçlanma ve hak kazanma yeterliliğini kısan veya yok eden haller
avdet: dönüş; geri gelme; dönme
ayn: para dışında
kazanılabilen bütün servet öğeleri
aynî: mala ilişkin; eşyaya bağlı; malın mülkiyeti ile ilgili; herkese karşı ileri sürülebilen
ayni haklar: Eşya üzerinde doğrudan doğruya mutlak egemenlik yetkisi veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklar.
âzâ: uzuvlar; üyeler; organlar
âzâde: serbest; hür; özgür
azamî: en çok; en büyük; en yüksek
azimet: gidiş; yola çıkma
azil: Verilen temsil yetkisinin ortadan kaldırılması
HaZzAn
Açık Profil bilgileri
HaZzAn nickli üyeye özel mesaj gönderin
HaZzAn nickli üyeye ait bütün mesajları arattır