Şüphe yok ki âile,bu dünya hayatında insan için çok önemli bir huzûr, sükûn cenneti, mânevî güç ve mutluluk merkezidir. Aile, aynı zamanda millî özellik ve dînî güzelliklerin hafızası, fert ve toplum kültürünün değeri ölçülmez bir hazînedir. Evlenmek, yeni bir yuva kurmak, sorumluluk üstlenmek ve ciddî bir hayat imtihanına tâbi tutulmak demektir. Çünkü, huzûrlu bir geçimin sağlanması, çeşitli ihtiyaçların helâlinden karşılanması, bu uğurda karşılaşılan güçlüklerin paylaşılması, karşılıklı hakların gözetilip sorumlulukların yerine getirilmesi gibi konularda, gereken tedbirlerin alınması, eşlerin görevidir.
Evlilik, kadınla erkeğin birbirleriyle uyuşma ve anlaşmasına dayanan nikâh akdi ile başlar, karşılıklı sevgi, saygı, şefkat, merhamet, sadâkat ve güvenle devâm eder. O halde, bu hasletlerin güzelce korunması gerekir. Bakınız Yüce Allah, evlenmenin nasıl bir lütuf olduğunu, Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle açıklamaktadır:
“Kendileri ile huzur ve sükûn bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda büyük bir sevgi ve merhamet var etmesi de, O’nun (varlığının ve birliğinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”
Allah’ın rahmet ve hikmetinin bir gereği olan evlilik, eşlerin hayatını sükûnete, gönüllerini huzûra erdirir. İnsanî duygularını geliştirir ve onları, evliliğin asıl hikmetine ulaştırır. Yüce Allah da onlara, sevgi ve şefkatle büyütüp beslemeleri için, çocuklar ihsan eder. Bilgili, görgülü ve faydalı birer insan olarak yetiştirilen o çocuklar, ana baba için en büyük mutluluk ve mükâfat vesilesi olurlar.
Evlenme akdine nikâh, feshine de boşanma denmektedir. Boşanmak, dinimize göre helaldir. Ancak evli İnsanlar, mecbur kalmadıkça boşanmaya asla razı olmazlar. Evliliğin oyuncak değil, çok ciddi bir iş olduğunu, bilirler. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), şöyle buyurmuşlardır. “Allah katında en sevimsiz helal boşamaktır”.Öyle ise boşanma, eşler arasındaki güzel duygulardan ve karşılıklı güvenden bir eser kalmadığı zaman düşünülebilir. Ancak İslâm dini, bu noktaya gelmiş olan eşlere, kendi yakınlarından birer hakem tayin etmelerini, bundan da olumlu bir sonuç alamazlarsa, o zaman boşanma yoluna gidilebileceklerini belirtir. Çünkü eşler arasındaki bağlar artık çözülmüş, evlilik çekilmez olmuş ve boşanmak zorunlu hâle gelmiştir. Böyle bir zorunluluk bulunmadan boşanmak, yukarıda belirttiğimiz nimet ve lütuflardan mahrum kalmak ve çocukları da yalnızlığa terk etmek demektir. Buna da hiçbir vicdan razı olamaz. bir Hadîs-i Şerîf meâline bakalım :
“Eşlerin arasını bozan bizden değildir”
madem velilik müessesi bu kadar önemli ve boşanma bir değil birden çok kişiyi belkide bir toplumu ilgilendiriyor , ve Allah katında madem en sevilmeyen helal o zaman evlilik gemisini Allah için yürütebilen her kula cennet vardır inş. bu gemiyi batırmayan ve batırtmayanlardan eyle Allahım amin...