Epey olmuş, not etmişim bir yana... Yıllar önceden  kalma bir konuşma. Ne kaldıysa aklımda yazmışım. 
Diyor ki notlarım:  Aslında bir "yalan" avutacaktı onu. Gerçek umurunda değildi. Kalbinin beklediği  tek şey biraz avutulmaktı işte. Sevdiği, onu sevmiyorsa bile seviyorum desin  istiyordu. Adam belli ki hiçbir zaman istediği gibi sevmeyecekti onu. Ansızın  çalmayacaktı kapısı mesela. Bir sabah çalıştığı masaya bir buket çiçek  bırakılmayacaktı. "Bu şarkıyı anımsıyor musun?" diye sormayacaktı telefonun  diğer ucundan. Birlikte bir yemek pişirilmeyecekti asla ve domatesler  doğranırken haberlere birlikte kederlenilmeyecekti. Şefkatle okşanmayacaktı  ateşlenmiş alınlar. Aşk için ertelenmeyecekti hiçbir iş... 
Ve... Terk  edilmeyecekti hiçbir "alışkanlık"... Sıradışı olmayacaktı bu ilişki. Bütün  bunları biliyordu ama birisi ona tersini söylesin istiyordu. Biri ona "özel"  olduğunu, her şeyin düzeleceğini, bütün bunların geçici olduğunu söylesin  istiyordu. 
Sevilmemekten eskimiş kalbi bir yalanla tadilata girsin  istiyordu. Razıydı, yeter ki biri kandırsaydı onu. İyi bir şey söylesin  birileri, desin ki mesela "Aslında seviyor seni. Ama gösteremiyor sevgisini.  Belli edemiyor işte. Öğrenmemiş nasıl sevilir bir insan? Hepsi böyle biliyorsun.  Ama ben anladım, çok seviyor seni. Sen görmedin dün, arkan dönüktü ama öyle  güzel baktı ki sana... Suskunluğu içine kapanıklığından, sevgisizliğinden değil  inan bana." 
Böyle desin istiyor birileri. 
Kandırıyorum onu.  
Duymak istediklerini söylüyorum. 
Bir parça teselli bulsa da, o  aslında sevdiğinin yalanlarını istiyor... 
Eski notlarımı okurken bunu  bir yana ayırıyorum. Düşünüyorum da, gittikçe büyüyor kandırılma isteğimiz  galiba... 
Gerçek olduğundan daha ağır geliyor çünkü artık. Daha  dayanılmaz, daha kaldırılmaz oldu... İç karartan, umutsuzluğa alıştıran,  bezdiren, hani olmasa daha iyi olur bir hale geldi. İşte bu yüzden artik kimin  umurundaki gerçek? 
Kimin umurunda yani dayanılmaz sesli bir adamın bir  ses yarışmasında ön sıralara çıkması? Kimin umurunda, ciğeri var mı yok mu  bilinmez insanların köşe başlarında yol tutması? Kimin umurunda gözümüze baka  baka var olanı yok diye gösterenler? Kimin umurunda her akşam yok olanı varmış  gibi anlatanlar? 
Geçtiğimiz günlerde Pakize Suda "Genç kızlar  kandırılmak istiyor" diye yazdı. Nicedir aklımdaydı aşk ve yalan yazmak. Tam da  üstüne geldi Pako'nun yazısı. 
Üstelik sadece genç kızlar değil  kandırılmak isteyenler... 
Sıraya girdik hepimiz... "Dertli gönlümüze bir  yalan daha söyleyiniz, ömrümüz mutlulukla nihayet bulsun" diye beklemekteyiz.  
Bal gibi fakındayız oysa. Yazının başında anlatılan sevdalı gibi...  Olmayacak bir iş ama birisi "olur" desin diye bekliyoruz... Bir yalanla avunacak  kalbimiz... Hepsi bu!