Bu destanın kahramanı olan Ruşen Ali’nin ve babası Koca Yusuf’un Bolu Beyi ile olan mücadelelerini anlatır.
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]‘nın kahramanı ise 16yy. da yaşamış halk ozanı Ruşen Ali (
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL])’dur.
Bolu beyi, güvendiği ve sevdiği seyislerinden biri olan Yusuf’a : ” Çok hünerli ve değerli bir at bul .” emrini verir. Seyis Yusuf, uzun süre Bolu beyinin isteğine göre bir at arar. Büyüdüklerinde istenen niteliklere sahip olacağına inandığı iki küçük tay bulur ve bunları satın alır. Bolu beyi bu zayıf tayları görünce çok kızar ve seyis Yusuf’un gözlerine mil çekilmesini emreder. Gözleri kör edilen ve işinden kovulan Yusuf, zayıf taylarla birlikte evine döner. Oğlu Ruşen Ali’ye talimat verir ve tayları büyütür.
Babası kör olduğu için Köroğlu takma adıyla anılan Ruşen Ali, babasının talimatlarına göre atları yetiştirir. Taylardan biri mükemmel bir at haline gelir ve Kırat adı verilir. Kırat da destan kahramanı Köroğlu kadar ünlenir. Seyis Yusuf, Bolu beyinden intikam almak için gözlerini açacak ve onu güçlü kılacak üç sihirli köpüğü içmek üzere oğlu ile birlikte pınara gider. Ancak, Köroğlu babasına getirmesi gereken bu köpükleri kendisi içer, yiğitlik, şâirlik ve sonsuz güç kazanır. Babası kaderine rıza gösterir ancak oğluna, ne pahasına olursa olsun intikamını almasını söyler. Köroğlu Çamlıbel’e yerleşir, çevresine yiğitler toplar ve babasının intikamını alır.
Hayatını fakirlere ve çaresizlere yardım ederek geçirir. Halk inancına göre silah icat edilince mertlik bozuldu demiş kırklara karışmıştır. Çeşitli dönemlere ve farklı siyâsî birlikler sahip Türk grupları arasında tespit edilen
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]nın kısaca tanıtımı ve özeti bu kadardır. Bu destan metinleri incelendiğinde hepsinde ilk Türk destanı
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]nın izlerinin olduğu görülür. Bu destan parçaları Türk dünyasının ortak tarihî dönem hatıralarını aksettiren ilk edebî ürünler olarak da çok önemlidir. Bir gün bu parçalardan hareketle Fin destanı Kalavela gibi değerli mükemmel bir Türk destanını yazılabilirse çeşitli kaynaklarda dağınık olarak bulunan malzeme daha anlamlı hale gelebilir.