.Müyessir
Allah (c.c.), Müyessir'dir. Yani, kullarına işleri kolaylaştırır. Emirlerinin uygulanmasını müyesser kılar. Dîninin yaşanmasında kolaylıklar sağlar. Mahlukâtı için hayatı kolaylaştırır. Hayatın dayanılmaz dertlerine karşı sabır ve esenlik lütfeder.
Peygamber Efendimizin (a.s.m.) haber verdiği Müyessir ismi, Kur'ân'da fiil türevleriyle mevcuttur.
Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: "Biz Kur'ân'ı zikir için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?" Bir diğer âyette Cenab-ı Hak, "Öğüt alırlar diye Kur�ân'ı senin dilinde kolaylaştırdık." Başka bir âyette, "En kolay olanı sana kolaylaştırırız," diğer bir âyette, "En kolay olanı kolaylaştıracağız," bir başka âyette ise, "En zor olanı kolaylaştıracağız" buyurur.
Allah Resûlünün (a.s.m.), "Din kolaylıktır" hadisinin de beyanıyla dinde zorluk olmadığını belirten Bedîüzzaman, tevhid inancında mutlak kolaylık, şirkte ve dalâlette büyük müşkülât ve zorluk bulunduğunu kaydeder. Bediüzzaman Saîd Nursî'ye göre, varlıkların îcadı ve yaratılması Sâni-i Hakîkîye verilse kâinat bir ağaç gibi, ağaç bir çekirdek gibi, Cennet bir bahar gibi ve bahar bir çiçek gibi kolayca meydana gelir.
Bedîüzzaman'a göre, hayatta görünen sonsuz kolaylığı ve ucuzluğu vahdete, yani Yaratıcının bir olmasına borçluyuz. Aksi takdirde vahdetten kesrete gidilse idi, yani bu kâinata bir Allah yerine çok eller karışmış olsa idi, bu görünen kolaylık ve ucuzluk olmayacaktı; düzen esastan bozulacaktı.
Nasıl ki, vahdet sırrı ile hayat maddeleri bir kökten, bir merkezden ve bir kanun ile verilen bir ağaç, hayatını kolaylıkla sürdürmekte, rahatlıkla binler meyve vermekte, idâresi ve teşkilâtı bir meyve kadar kolay olmaktadır. Eğer, her bir meyveye lâzım olan hayatî maddeler başka yerlerden ve başka kaynaklardan verilse idi, her bir meyve bir ağaç kadar müşkülâtlı olacak, bir tek çekirdek bir ağaç kadar zor olacaktı. İşte, bir Allah'ın kudretiyle sayısız varlıkların vücuda gelmesi, şirkte ve çok elde tek bir şeyin vücuda gelmesinden çok daha kolay bulunmaktadır. Görüldüğü gibi, küfür ve dalâlet yolu akıl ve mantık bakımından da oldukça zor ve müşkülâtlı; îmân, ubûdiyet ve hidâyet yolu ise gayet kolay ve şüphe götürmez derecede açıktır