Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 7 January 2009, 15:45
HaZzAn HaZzAn isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Banned
 
Kayıt Tarihi: 26 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Takının Anadolu Yolculuğu

Mezarlardan Saraylara Takının Anadolu Yolculuğu


Anadolu takıları binlerce yılın içinden süzülüp gelen teknik incelikleri detaylarda saklanan derinliği ve onlarca kültürün izini süren tasarımlarının zenginliğiyle zamanın ötesine geçiyor...

Otuz bin yıl önce ölümün sessizliğinde doğdu takılar. İnsanoğlu yanıbaşında susan nefesin geri dönmeyeceğini anladığında belki son bir kez daha onu kutsamak gittiği yerde huzur duymasını sağlamak karanlığın kötülüklerinden korumak için mezarına taşlardan boynuz ve kemiklerden deniz kabuklarından yapılma boncuk dizileri bilezikler ve yüzükler koydu.
Sonra başa çıkamadığı kötülüklerden tehlikelerden kendisini de korumak için boynunu kollarını ellerini başını ayaklarını takılarla donattı; onları tanrılarına sundu. Bir de baktı volkanik camlara yansıyan görüntüsü takılarla daha farklı daha güzel... İşte dinin ötesine geçtiği o andan sonra taktıklarını bir daha hiç çıkarmadı; takıların güzelliğinde kendi güzelliğini buldu. Zamanın içinden sessizce geçerken onları en parlak en göz alıcı madenlerle taşlarla bezedi. 6000 yıl önce bu topraklarda Anadolu’da madenlerin en büyüleyicisini altını işleyebileceğini keşfetti ve altın diğer tüm değerli madenler ve taşların da önüne geçti; takıların vazgeçilmezi oldu. Altın takılar insanoğluna her şeyin tüm dinsel amaçlarının güzel görünme çabalarının ötesinde yaşadığı toplum içinde soyut konumunun somut işaretini sundu.


5000 YIL ÖNCE PARLAYAN IŞIK
Değerli madenlerden takı üretimi yani kuyumculuk işte böyle başladı. Ama bin yıl boyunca emekleyen kuyumculuk gerçek bir zanaat olarak karşımıza şaşırtıcı güzellikteki oya gibi işlenmiş takılarla M.Ö. 3. bin yılda çıktı. M.Ö. 2600-2000 dönemine tarihlenen en parlak ve yetkin takı objeleri Troya Eskiyapar ve Alacahöyük’te bulundu. Prens mezarlarında ele geçen altın gümüş agat kuvars kristali gibi değerli malzemelerden yapılan broşlar kolyeler iğne bilezik diadem kemer ve elbise süsü olarak kullanılan çift altın idollerin her biri birer sanat eseri niteliğindeydi.
Aynı döneme ait Doğu Anadolu’da Karaz Batı Anadolu’da Beycesultan ve Semayük Göller bölgesinde Kuruçay Geçiş bölgesinde Kusura Demircihöyük Polatlı Karaoğlan Konya civarında Karahöyük Malatya’da Aslantepe Çukurova bölgesinde Tarsus İslahiye bölgesinde Tilmenhöyük ve Gedikli Güneydoğu Anadolu’da Pulur Norşuntepe ve Tepecik buluntuları Anadolu insanının tasarımda ve döküm işlerinde daha o tarihte ulaştığı ileri düzeyi anlatıyor. Troya altın takılarında kullanılan granülasyon ve telkari teknikleri ise daha ileri bir kuyumculuk çalışmasına işaret ediyor.
Tunç çağını geride bırakırken M.Ö. 2000-1200 arasında Anadolu’da ticaret kolonileri oluşturan Asurlu tüccarların ilgisi de özellikle altın gümüş ve bakır madenleri üzerinde yoğunlaştı. Asurlu tüccarlar Mezopotamya’dan getirdikleri malların yerine buradan değerli madenleri götürüyorlardı. Ticaretin canlandırdığı iletişim olanakları Anadolu’daki ilkçağ zanaatkârlarına Mezopotamya kültürünü tanıttı. Zanaatkârlar yeni tanıdıkları motifleri ve konuları kendi dünyalarının anlamı içinde eritip ortak bir üslup yaratmayı başardılar.

Alıntı ile Cevapla