Binbirgece” masallarındaki kötüler gibisin,
Ürkütüyorsun birde beni,
Ya korku dolu geçmeye aday gecelerim
Bütün sıfatlarını topladığın maskeli yüzünün gerisinde,
Kah Alibaba’nın haramilerinin mızrakları ucunda,
Kah Şehrazat’ın binbirgecedeki masallarındasın bu gece
Tüm kahpelikler, tüm kalleşlikler, tüm pis sıfatlar,
Aklıma ve aklınıza gelecek tüm çirkin vasıflar...
Sende..
Farkındamısın sende toplanmış…
Ne kadınmışsın sen be.. ne kadın…
Tenine sürdüğün tonlarca güzel kokular..Binbir kokulu çiçek süzmesi sabunlar,
O pis kokunu gidermiyor…
Senin..
Ruhun çürümüş.. ruhun..
Ölü gibi kokuyorsun… Çürüksün…
Ne ucube bir yaratıksın sen..
Sensiz bir dünya ne güzel olacak..
Git artık..
Güzel rüyalarımın düşmanı karabasan,
Git artık nolursun git…
“Binbirgece”nin kötülük saçan tipi..
Şehriyar ve Şahzaman’ın hayatındaki kadınlar..
İhanet ve aldatılmışlığın acısı ile kavrulan iki padişah..
Dünyazat kadar güzel bir kadını hak etmedim mi..
“Binbirgece” –Elfe Leyle ve Leyle-
Öykü içinde öyküler…
Hayatların içinde hayatlar..
Kah bu dünya, kah öteki dünya..
Olur olmaz tasvirler..
Olur olmaz, ama olması zor hayatlar
Sabırlar..
Sabırsızlıklar,
Sen, ben, o, biz, siz, onlar, bunlar, şunlar..
Geceler, gecenin içindeki güneşler..
Günzdüzün içindeki yıldızlar, ay..
-Elfe Leyle ve Leyle-
“Tacirle İfritin Öyküsü”,
“Balıkçı ile Ecinni Öyküsü”
“Hamal ile Genç Kızlar Öyküsü”
“Şah Sinbad’ın Şahini”
“Kesilerek Öldürülen Kadın”
“Üç Elma ve Zenci Reyhan Öyküsü”
“Terziyle Kamburun Öyküsü”
“Vezir Nureddin, Kardeşi Vezir Şemseddin ve Hasan Bedrettin Öyküsü”
“Ali İbn-i Bekar ve Güzel Şemsünnehar Öyküsü”
“Deniz Kızı Gülnar”
“Latembay”
“Cüdar ve Kardeşleri”
“Kamerüzzaman ve Bedrilbüdur”
“Hüdad ve Kardeşleri”
“enis üc-Celis ile Ali Nur Öyküsü”
“Deryabar Sultan”
“Ömer bin Numan ile Oğulları”
“Alaeddin’in Sihirli Lambası”
“Ardeşir ile Hayatunnüfus”
“Ali Baba ve Kırk Haramiler”
“Tacelmülük ve Dünya Hatun”
“Şehzade Ahmet ve Peri Banu”
…
-Elfe Leyle ve Leyle-
…
Senin gibi bu masallar..
Abartılı...
Yalan…
İnanılmaz…
…
Aşık,
Maşuk,
İhanetle dolu…
Nasılda sana benziyor..
Nasılda sen, her satırı tıpkı sen…
…
İstemezmiyim… Kim istemezki..
Dünyazat olmalıydın.. Kutsayıcı eller..
Uzak gökler, uzun deniz yolculukları,
Avarelikler, ciddiyet, akıl..
Şehrazat olmalıydın…
Mazlum..
İhanet çemberinin zavallı halkası..
Kim O..
Benim.. ben..
İnsan olmana tahammül edemiyorum…
Hurilerin hiçbir kötülük beslemeyen,
Şefkatli.. aradığımız kadın tipi…
Cennet’te beklediğimiz kadınlar..
Huriler…
Tüm ihanet ve acılarıyla dolaşan ruhudur bu,
O lanetli, gizemli şehirlerde dolaşan..
Şam’da pazarlarda,
Yemen’de San’a da..
Maskat’ta..
Bombaların, can pazarının Bağdat’ında..
Kutsal Mekke’nin “af, mağrifet ve cennet dilenen” sokaklarında…
Sana benziyor.. senin menşeini keşfettim…
Sen binbirgece masallarının yaratıklarının doğduğu yerdensin..
Sen… siyah kölelerin ruhu…
Sen… ihanet çemberinin halkası kadın..
Sen… asla huri olamayacaksın..
Sen… asla sevmeyi öğrenmeyeceksin,
Sen… asla “Allah” için şefkatle kucaklamayacaksın..
Sen… varya sen…
Binbir gece masallarındaki O Kadınsın:
“Dostum, kadınlara inanma! Vaatlerine gül geç! Çünkü onların iyi yada kötü halleri ferçlerinin heveslerine bağlıdır. Güya aşktan söz ederler; oysa hainlik onları sarıp giysilerinin titreşimininde şekillenir. Yusuf’un dediklerini saygıyla anımsa; Adem’i cennetten kovdurmak için iblisin kadını kullandığını unutma! Kendine de güvenme! Bir işe yaramaz! Çünkü yarın bağlandığın kişide saf aşkın yerini çılgın bir tutku alacaktır. Hele hiç şöyle deme; Aşka düşersem, aşıkların çılgınlığına kapılmayacağım! Sakın bunu söyleme! Çünkü gerçekte kadınların ayartısından yakasını sıyırmış bir erkek, olmayacaktır.”
…
Söyle!! Doğrusunu söyle.
Doğrusunu yaz bana…
Ben yanlışsam ve yalansam..
Beni inandır..
Bitsin bu kalp ağrısı..

__________________