Tekil Mesaj gösterimi
  #10  
Alt 26 January 2009, 15:39
HaZzAn HaZzAn isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Banned
 
Kayıt Tarihi: 26 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Medeniyetler Tarihi

Feodalite
Roma İmparatorluğu yıkıldıktan sonra barbar kavimler, Avrupa'nın çeşitli bölgelerinde devletler kurdular. Krallar, Roma kanunları ile kendi geleneklerini birleştirerek yeni düzenlemeler yaptılar ve ülkelerini kontluklara, onları da daha küçük idari birimlere ayırdılar. Buralara barbar şeflerini atayarak bazı ayrıcalıklar verdiler.

Kavimler Göçü'yle başlayan karışıklıkların etkisiyle büyük toprak sahipleri ve çiftçiler, hayatlarını devam ettirebilmek için güçlü kişilerin koruması altına girdiler. Halkın himayesi altına girdiği kişilere süzeren, himaye edilen halka da vassal adı verildi. Senyörler, bağlılıkları karşılığında sahip oldukları toprağın işleme hakkını kira karşılığında verdiler.

Feodalitenin temel özelliği siyasi bölünmüşlük ve sosyal eşitsizliktir. Senyörler, topraklarında yaşayan insanların üzerinde mutlak haklara sahiptirler. Her senyör, ayrı bir silahlı güce sahiptir ve her senyörün bölgesinde ayrı kurallar geçerlidir.

Avrupa'da siyasal ve sosyal bölünmüşlük, bölgesel ekonomik faaliyetler, insanlar arasında dil, davranış ve dünya görüşü bakımından farklılıklar doğmasına neden olmuştur.

Feodalite, bütün Ortaçağ boyunca devam etti. 15. yüzyılda; barutun ateşli silahlarda kullanılmasıyla sona erdi. Feodalitenin yıkılması, mutlak krallıkların güçlenmesini sağladı. Yeniçağ başında Almanya dışında feodalite yıkıldı. Almanya'da ise Yakınçağ'da ortadan kalktı. Feodalite devam ettiği süre içerisinde Avrupa'da sosyal adalet kurulmamış, bu nedenle halk, çeşitli sınıflara ayrılmıştır:

Asiller

Ortaçağ Avrupası'nın en imtiyazlı sınıfı asillerdi. Bunların en üstünde senyör denilen derebeyleri bulunurdu. Senyörlerin en büyüğü kraldı. Derebeylerden sonra sırasıyla dükler, kontlar, baronlar, vikontlar ve şövalyeler yer almıştır. Asiller, her türlü hakka sahipti.

Rahipler

Asillerden sonra en imtiyazlı sınıftı. Papa'ya bağlı olarak çalışırlardı. Kilise topraklarında senyörler gibi yaşarlardı. Ortaçağ'da önemli miktarda toprak elde ederek zenginleşmişlerdi. Vergi ve askerlikten muaf tutulmuşlardı. Hem devlet hem de din işleriyle uğramışlardır.

Burjuvalar

Kasaba ve şehirlerde oturup ticaret ve sanayi ile uğraşanlara burjuva denirdi. Senyörlere belli miktarda para vererek onların himayesinde yaşarlardı. Zamanla zenginleşen burjuvalar, senyörlerden para ile bağımsızlıklarını satın alarak tam serbestlik gibi imtiyazlar elde etmişlerdir.

Köylüler

Ortaçağ Avrupası'nda en kötü şartlar altında bulunan sınıftı. Köylüler iki kısma ayrılmıştı. Serf adı verilen köylülerin hiçbir hakları yoktu. Efendileri için tarlalarda çalışırlar ve kazançlarını onlara verirlerdi. Toprakla beraber alınıp satılırlardı. Araziden ayrılma imkânları kesinlikle yoktu. Serbest Köylüler, ekip biçtikleri topraklardan kazandıklarının bir kısmını senyöre vergi olarak verirlerdi. İstedikleri zaman başka bir yere gidebilirlerdi. Malları da çocuklarına kalırdı.



Galya ve Galyalılar


Fransa'nın eski adıdır. Eski Galya, aşağı yukarı bugünkü Fransa topraklarının ancak, Ren Irmağı'na kadar uzanan kısmını kapsar. Bu geniş bölgede yaşayan Galyalılar aslında, M.Ö. I. binyılda Güney Almanya'dan gelen ve Galya'yı istilâ eden Keklerdir. M.Ö. VI. yy. sonlarında ikinci bir Kelt istilâsı olmuş, bu istilâcılar önceden yerleşmiş halklara karışarak, Galyalılar adı verilecek olan yeni bir halk oluşturmuşlardı. M.Ö. III. yy. sonlarında, Ren Irmağı'ndan Pireneler'e, Manş Denizi'nden Provence kıyılarına kadar Keltler, yerleşmelerini tamamlamış oluyorlardı.

Kelt uygarlığı

Galyalıların birçok tanrısı vardı. Onlara açıklanamaz gibi gelen her şeye, gökcisimlerine, rüzgârlara tapınırlardı. Ruhun ölümsüzlüğüne de inanıyorlardı. Çok iyi çiftçiydiler, toprağı tekerlekli sabanla sürüyorlardı; dökmecilik, kuyumculuk, çömlekçilik sanatında usta zanaatçılardı. Ticaretleri de gelişmişti. Buğday ve tuzlama etin şarap ve zeytinyağı ile takas edilmesi, M.Ö. III. yy.da paranın kullanılmasına yol açacaktı.

Roma Fethi

Massalia'daki (Marsilya) Foça kolonisi, Galya'yı fethetmek için, Romalılara başlangıç noktası oldu. Romalılar M.Ö. 154 yılında, bu sitenin çağrısı üzerine, onları komşu kabilelere karşı korumak için, işe karıştılar. Böylece Galya'nın güneyine yerleşip yavaş yavaş Akdeniz kıyısını işgal ettiler, yönetim merkezi Narbonne olan Provence eyaletini kurdular ve İspanya'ya giden bir ticaret yolu açtılar.

Zaten sarsılmış bulunan Galya, Kimber ve Toton istilâsıyla (M.Ö. 109-101) bir defa daha sarsılmış, yakılıp yıkılarak pek zayıf düşmüştü. M.Ö. 60'a doğru, Germenler tarafından tehdit edilen Galyalılar, Provence valisi Sezar'dan yardım istediler ve Sezar, istilâcıları püskürttü. Roma'nın fethi gerçek anlamıyla, askerlerini Galya'nın hemen hemen her yerine yerleştiren Sezar ile başlamış ve M.Ö. 54 yılına doğru, Sezar kendisini bu ülkenin hâkimi sayabilecek duruma gelmişti.

Galyalılar bağımsızlıklarını yitirdikleri zaman genç Vercingetorix'in ardında toplandılar, ama bu önder düşmana yenildi (M.Ö. 52) ve Romalılar, Galya'ya kesinlikle egemen oldular.

V. yy .da, göçmen kavimler Galya'yı istilâ edince Roma İmparatorluğu dağıldı. Ortaya çıkan kargaşalıktan, ülkenin ekonomisi büyük zarar gördü. Ama çok geçmeden eski Galya, Frank kralı Clovis'in buyruğunda yeniden birleşecek ve yavaş yavaş Fransa haline gelecekti.

Alesia

M.Ö. 52 yılında Alesia'ya çekilen Vercing6torix orduları, Sezar ile lejyonları tarafından kuşatıldı. Romalılar şehri kuşattılar, hendekler kazdılar, çitler, tahta perdeler diktiler, insan tuzakları kurdular. Galya'nın her yanından akın akın yardım gönderildi, ama Vercingetorix son bir çatışmadan sonra, yurttaşlarının canını kurtarmak için teslim olmağa karar verdi.
Alıntı ile Cevapla