Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 31 March 2009, 08:08
Yorgun Yürek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yorgun Yürek Yorgun Yürek isimli Üye şimdilik offline konumundadır
♥ GüLerken AğLadığını,MutLu OLanLar BiLmez
 
Kayıt Tarihi: 3 March 2009
Mesajlar: 35,077
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Bereketli On İki Dirhem


Hz. Ali (a.s), Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.v) tarafından O'na bir gömlek
almak için Pazara gitmekle görevlendi. Hz. Ali (a.s) da pazara gidip on
iki dirheme bir gömlek alarak eve döndü.

Resulullah (s.a.v): - "Bu gömleği kaça aldın?"

Hz. Ali: - "On iki dirheme."

Resulullah (s.a.v). - "Bu gömleği öyle sevmiyorum, bundan daha ucuzunu
istiyorum. Acaba satıcı bunu geri almaya hazır olur mu?"

Hz. Ali (a.s) şöyle diyor:

Gömleği alıp çarşıya döndüm, Peygamber'in isteğini satıcıya ilettim,
satıcı da kabul etti. Parayı alıp Peygamber (s.a.v)'in yanına döndüm. Bir
gömlek almak için Resulullah (s.a.v) ile birlikte Pazara doğru hareket
ettik. Yolun yarısında Resulullah (s.a.v)'ın gözü, ağlayan bir cariyeye
ilişti. Resulullah (s.a.a) onun yanına gidip;

- "Neden ağlıyorsun?" diye sordu. Cariye cevaben şöyle dedi.

- "Ev sahibi bana dört dirhem verdi, bir şeyler almak için beni çarşıya
gönderdi. Fakat ben parayı nasıl kaybettiğimi bilemiyorum, şimdi eve
dönmekten korkuyorum."

Resulullah (s.a.v) on iki dirhemden dört dirhemi cariyeye verdi ve;

- "İstediğin şeyleri al ve eve dön" diye buyurdular.

Resulullah (s.a.v) Allah'a şükredip pazara doğru hareket etti, pazardan
dört dirheme bir gömlek alıp giydi. Eve döndüğünde, yol üzerinde bir
çıplağı görünce gömleğini çıkarıp ona verdi. Kendisi tekrar çarşıya geri
döndü, yine dört dirheme bir gömlek alıp giydi ve eve doğru hareket etti.
Yolun yarısında yine aynı cariyeyi üzüntülü ve şaşkın bir halde gördü.
Bunun üzerine;

- "Neden evinize gitmedin?" diye sordu.

Cariye: - Ya Resulellah ! Gecikmişim, beni dövmelerinden korkuyorum.

Resulullah: - "Gel birlikte gidelim, evinizi bana göster ben suçundan
geçmeleri için aracı olurum".

Resulullah (s.a.v) o cariye ile birlikte yola koyuldu. Evlerine
yetiştiklerinde cariye;

- "İşte bu bizim evdir" dedi.

Resulullah (s.a.v) kapının arkasından yüksek bir sesle:

- "Ey ev sahibi! Selam'un- aleykum" dedi. Bir cevap gelmedi. Tekrar
ikinci kez selam verdi, yine bir cevap duyulmadı. Üçüncü kez bir daha
selam verdiğinde

- "Aleyke's- selam ya Resulellah ve rahmetullahi ve berekatuh" diye
cevap verdiler.

Resulullah (s.a.v): - "Neden ilk defa cevap vermediniz? Acaba benim
sesimi duymadınız mı?"

Ev Sahibi: - İlk defasında duyduk, senin olduğunu bile anladık.

Resulullah (s.a.v): - " Öyleyse neden geç cevap verdiniz?"

Ev sahibi: - Senin sesini bir kaç defa duymak istedik.

Resulullah (s.a.v): - "Sizin bu cariyeniz gecikmiştir, onu muahaza
etmemeniz (cezalandırmamanız) için size rica etmekten ötürü buraya
geldim."

Ev sahibi: - Ya Resulullah! Sizin mübarek ayağınızın hürmetine bu
cariye artık şimdiden azattır (hürdür).

Daha sonra Resulullah (s.a.v) kendi kendisine şöyle dedi:

- "Allah'a şükür, ne de bereketli on iki dirhemdi! İki çıplağı örttü,
bir köleyi ise azat etti."
Alıntı ile Cevapla