Konu: AnTalya (:

Tekil Mesaj gösterimi
  #6  
Alt 2 April 2009, 09:23
Yorgun Yürek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yorgun Yürek Yorgun Yürek isimli Üye şimdilik offline konumundadır
♥ GüLerken AğLadığını,MutLu OLanLar BiLmez
 
Kayıt Tarihi: 3 March 2009
Mesajlar: 35,077
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: AnTalya (:

Elmalı

Tarihçe ve Kaya Mezarları
Antalya'nın eski yerleşim yerlerinden biri
olan Elmalı, uzun ve zengin tarihi boyunca birçok medeniyete tanıklık etmiş,
yörenin tarihi, M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda yaşamış olan Likyalılar ile
başlamıştır. Beldenin M.Ö. 2000-3000 yıllarına varan yaşantısı, hala tarihin
karanlık örtüsü altındadır. Ancak bu devirlere ait mezarlarda yapılan kazılar ve
incelemeler, Likyalıların bir Asya Kavimi olduğunı kabule imkan vermiştir. Likya
olarak anılan bölge, Roma ve Bizans İmparatorluğu'nun, Selçuklu Devletini' nin,
Teke Beyliği'nin, Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetiminde kalmıştır. Özellikle
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde bölgenin en gelişmiş yöresi olarak kültür,
sanat ve ticaret alanlarında çevresine örnek olmuş, Likya'nın kuzeyini temsil
eden önemli şehirlerden biri olarak kabul edilmiştir. Bölgede yapılan arkeolojik
kazılar sonucu yaşanan tarihe ve tanrıçalara ev sahipliği yapan birçok tarihi
eser gün ışığına çıkartılmıştır. Bunlardan bazıları olan Kızılbeli Mezarları,
Likya Yolu, Fildişi Çocuklu Kadın Heykeli, Gümüş Kral Heykeli, Semahöyük Küp
Mezarları, Yapraklı Köyü Yazılı Kaya, Armutlu Köyü Kaya Mezarı, Söğle Yaylası
Arı Serenleri tarihsel ve kültürel zenginliğin göstergeleridir.
Bunlara ek
olarak Elmalı'nın gelişimi, yörenin Yıldırım Beyazıt zamanında Osmanlı idaresine
geçmesi, Osmanlı Devleti'nin ilk zamanlarında Anadolu Eyaletine bağlı olan Teke
Livası'nın merkezi ve Teke Paşaları'nın ikametgahı olmasının ardından idare
merkezinin Antalya'ya nakledilmesi üzerine yörenin kaza haline gelmesiyle
özetlenebilir. İlçe sıra ile "Kabalı, Amelas, Elmalı" isimlerini almış, ancak bu
isimlerin nereden kaynaklandığına dair kesin bir delil bulunamamıştır.


Elmalı Sikkeleri

M.Ö. V. yy.'da Persler'in Yunanistan'ı istila etmelerinden
sonra Atina Şehir Devleti'nin önderliğinde Akdeniz Çevresi şehirlerinden oluşan
bir birlik (Ati-Delos Deniz Birliği) kurulmuştu. Bu birliğin bir merkezi ve
bütçesi vardı. Her ülke kendi bastığı gümüş sikkeden kendi gücü oranında bu
birliğe katkıda bulunuyordu.
İşte 1984 yılında Antalya'nın Elmalı ilçesinde
kaçak kazılar sonucu bulunan yüzyılın definesi Elmalı Sikkeleri, o bölgede
bulunna bütün şehir devletlerinin paralarını içeriyordu. Söz konusu sikkelere
yüzyılın definesi denilmesinin en önemli nedeni de Yunanlılar'ın Persler'i
yendikleri için bir anı parası çıkarma kararı almalı ve normal olarak o zamanın
para birimi için en fazla 4 drahmi değeri biçilirken; anma neeniyle 10
drahmililk paranın çıkarılmış olmasıydı. (10 drahmi'lik para=Dekadrahmi)

İnce işçiliği ve dünyadaki azlığıyla değeri artan dekadrahmiler, Elmalı
Definesi'nin bulunmasıyla hem dünyada bilinen Dekadrahmi sayısı iki katına
çıkmış hem de insanlık tarihinin bilinmeyen önemli bir bölümü aydınlatılmıştır.
Çünkü 1984 yılına kadar tüm dünyada yalnızca 13 adet Dekadrahmi'nin varlığı
bilinirken, Elmalı Definesi'nde bunlardan 14 adet bulunmuştur.
Oldukça önem
taşıyan böylesi değerli bir kültür mirası ne yazık ki önce kaçak kazılar sonucu
yurt dışına kaçırılmıştır. Ardından geçen uzun süreler sonucunda tekrar ait
olduğu Anadolu topraklarına geri dönebilmesi sağlanmıştır. Bugünlerde de Elmalı
Hazineleri Müzesi'nde sergilenmeyi beklemektedir.


Semahöyük Küp Mezarları
Antalya İlinin Karain ve Beldibi gibi Prehistorik
merkezlerinden sonra gelen, eski yerleşme merkezidir. Amerikan Bryn Mawr College
tarafından yeri belirlenen ve Prof. Machteld Mellink tarafından 1963 yılında
başlanan kazılarda, İ.Ö. 3. bin ortalarından 2. bin yılın başlarına tarihlenen
Erken Bronz Çağı bir yerleşmenin varlığı belirlenmiştir. Hendeklerle çevrili
dörtgen şeklinde bir saray ile çevresinde ev kalıntıları ve bunların batısında
bugün Antalya Müzesi'nde sergilenen Küp Mezarlar (Pithos) ortaya çıkarılmıştır.
Kazılarda çıkarılan diğer arkeolojik buluntular pithoslar, seramikler, bronz
iğneler, aynalar, ağırşaklar, mühürler, genç kızlara ait bilezikler, gaga ağızlı
testiler, kolyeler, mızrak uçları bugün Antalya Müzesi'nin en ilgi çeken
eserlerini oluşturmaktadır.

Bilinen iki anıt mezar vardır. Bunlardan ilki Karaburun, diğeri
ise Kızılbel'dedir. Karataş kazısının hemen kuzeyinde Antalya- Elmalı yolu
üzerindeki Karaburun Kral Mezarı Prof. Machteld Mellink tarafından kazılmış ve
İ.Ö.5. yüzyıl ortalarına tarihlendirilmiştir. Mezar odasının duvarları av ve
savaş sahnelerinden oluşan fresklerle süslüdür. Kızılbel mezar anıtı ise, kentin
batısında Elmalı -Yuva köyü yolu üzerindedir. Kalker bloklardan oluşmuş bir
odadan ibarettir. Muhtemelen antik dönemde içi boşaltılmış olan mezarda
arkeolojik buluntuya rastlanılmamıştır.
Bölgede yapılan arkeolojik kazılar
sonucunda yapılan tarihe ve tanrıçalara ev sahipliği yapan birçok tarihi eser
gün ışığına çıkartılmıştır. Bunlardan bazıları olan Kızılbeli Mezarları, Likya
Yolu, Fildişi Çocuklu Kadın Heykeli, Gümüş Kral Heykeli, Semahöyük Küp
Mezarları, Yapraklı Köyü Yazılı Kaya, Armutlu Köyü Kaya Mezarı, Söğle Yaylası
Arı Serenleri tarihsel ve kültürel zenginliğin göstergesidir.


Alıntı ile Cevapla