Tekil Mesaj gösterimi
  #5  
Alt 21 April 2009, 15:10
Yorgun Yürek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yorgun Yürek Yorgun Yürek isimli Üye şimdilik offline konumundadır
♥ GüLerken AğLadığını,MutLu OLanLar BiLmez
 
Kayıt Tarihi: 3 March 2009
Mesajlar: 35,077
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Tüm Türk Halk Oyunları ve anlamları - Tüm yöresel oyunlar

EBELER:
Kütahya ilçesinde kadın erkek hep birlikte ikişer ikişer oyuna girebilip darbuka ve bağlama eşliğiyle bu oyunu seyre arz ederler. Türküsünün konusu aşk macerasıdır.
EFE HAVASI:
Efe Havası, Zeybek oyunu gibi tekli oyunları Muğla'da kadınlar ancak kadın meclislerinde oynayabilmişlerdir. Aslında erkek oyunlarıdır. Kimi davul zurnayla, kimi de keman veya kemança, cura, bağlama bozuk gibi sazlardan en az ikisi eşliğiyle oynarlar. Bazıları yer adlarını taşıyıp, bu hal her halde menşelerine göredir: Bodrum Zeybeği, Harmandallı Zeybeği vs. gibi. Havalarında da bazen karakter damgaları okunur: Ağır Hava, Kıvrak Hava, Ağır Zeybek, Yürük Zeybek gibi. Muğla taraflarında Çiftetelli'yi erkekler de yürütür.
EFELER OYUNU:
Kemah ilçesinin Yukarı Mahalle semtinde 3-10 erkek saz eşliğiyle bu Efeler Oyunu’nu gösterirler. Düğünlerde her isteyen halkada yer alabilir.
Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde de Efeler Oyunu vardır. Yerin genişliğine göre 10-20 erkek tarafından birlikte yürütülür. Aynı ilçenin oyun çeşitleri epey zengindir: Dik Kayda, Düz Kayda, Karşılama, Kol Oyunu, Tamzara, Üç Ayak. Cümlesine davul zurna yahut kemençe, tolumba veya kaval eşlik edebilir. Bazı toplu olanlarında 5-40 kişi yer alabilir.
EFE OYUNU:
Afyonkarahisar'dan Sandıklı ilçesinin Yavaşlar köyünde gün gören davul zurnalı erkek oyunlarındandır. Zeybekler kadrosundandır.
EĞİNE:
Afyonkarahisar'ın Emirdağ ilçesinde ince çalgı sazlarıyla yürütülen yalnız erkeklere mahsus ikişerli oyundur.
ELMAS:
Kars'ın tanınmış oyun havalarındandır.
EMET OYUNU:
Kütahya bölgesinde yaygın olan bu oyuna Kütahya Zeybeği de derler.
ENGELİ:
Kars'ın tanınmış oyun havalarındandır.
ERENCİK:
Kastamonu'nun tutunmuş ve yarı irticali oyunlarından olup türküsü de vardır.
ERMENİ BARLARI:
Kars oyunları arasında Erivan asıllı olarak Üç Ermeni oyunu vardır. Bar başlığı altında olmak şartıyla Kars dolayında bilinen Erivan çeşitleri bunlardan ibarettir. Yani başkaca Ermeni Barı şarkta yoktur. Erivan'da her halde başkaları da mevcut olabilirse de, onlar Kars'a ve daha batısına yayılmamışlardır. Ayrıca Bak: Artvin Barı mı? Ata barı mı? Ermeni Barı mı?

ESENYEL OYUNU:
Samsun'da Havza ilçesinin Esen-Yel köyünde bilhassa oynandığına göre orada çıkmış olduğu anlaşılıyor. On kişi tarafından davul zurna veya tef çalarken oynanır. Kadınlı erkekli karma halde yürütüldüğü de olur.
ESİ HAVASI:
Türkülü oyun havası ki, sözlerinde Esi (Ayşe) adı geçer. Tunceli taraflarında şahıs adları bu yolda çevrimlere uğrayıp bu hal oyunun yabancı bir bucaktan olduğu zannına bazen yol açabilmektedir. Aykırıca oyun adları çoğu zaman has isimlerden bozuntulardır.

ESİR ALMACA:
Güney Türkmen oymaklarında vardır (Mersin). Düğünlerde gündüzleri yürütülen bir halk raksıdır.

ESKİ HEMŞİN:
Hemşin tarafının Horonlarındandır.
ESMER:
Diyarbakır oyunlarındandır.
ERZİNCAN OYUNLARI:
Erzincan merkezinde kadınlara mahsus olarak Sedir Kenarı, Çayırın Ten Yüzünde ayrıca iki kadın tarafından yürütülen Bezdik Oyunu, kadın erkek iki kişilik Karşılama (ki oturak oyunlarındandır), 2-20 kişilik davul zurnalı Düz Bar, kadınlara mahsus Hürünü Oyunu vardır. Köylerden meselâ Ciminli köyünde Eminem ve Çil Keklik oyunları gün görmüştür.
Kemah'ın Kerer köyünde davul zurna desteğinde yürütülen ve yerin genişliğine göre 5-10 kişi tarafından Temürağa veya Düz Ayak oynanır. Tan köyü halkınca Düz Ayak ve Karşılama kez' oynanılır.
Yukarı Mahalle köyünde 3-10 erkekle ve sazla Efeler Oyunu yürütülür. Yarı sportif mahiyette olarak Bucu Oyunu bazı köylerde hâlâ tanınıyor.


Bektaşilikle yüzyılları aşan köylerde kadınlı erkekli oyun göreneği şimdi folklor orijinalliği halinde günümüze intikal etmiş bulunuyor.

Erzincan'ın kuzeybatısına düşen Şebinkarahisar (Şarki Karahisar)'da bir Tamzara oyunu bilhassa var ve tanınmıştır. Önce yayılmış ve sonra çeşitlenmiş oyunlardan biridir. Tamzara oyununu Harput, Eğin ve kuzeyden Giresun bölgeleri hep bilirler. Fakat, yayıldıkça çeşitlenmeye uğradığında da hiç şüphe yoktur. Yer adı olarak Tamzara, Şarkî Karahisar'ın kuzeyine düşen on altı kadar köylük ve dağlıklar arasına düşen bir bucaktır.
Erzincan'da Bayburt ve Trabzon oyunlarının etkisi tanınmıştır. Elazığ, Malatya, Sivas, Erzurum ve hatta Kars'tan da hatıralar edinip yaşatmıştır.
Halay Anadolu'nun her yerinde vardır. Kürt, bir avuç idiyse, Halay bilakis Anadolu ölçüsündedir. Gezgin bir iki oymağa gelince, bunlar obalılardır. Meselâ Şakaklılı denilenlerin lehçesi bir hoş olmakla beraber Türkçe'nin bir şivesidir. Kürt değil, göçebedirler. O bölgede yerleşik halk Alevî geleneğini yürütmüş olup Türk'türler. Bektaşiler de k'milen Türk'tür. Kuro Kürtleri dağlarda yaşayıp yazın göçebe olurlar. Mezhep çatallanmışlığına rağmen bütün sekene (oturanlar, yerleşmişler) Horasan tarafından gelme ve Turanlı aslındandırlar.
Tanınmış oyun meraklıları zamanımızda ancak düğün, bayram gibi özenli vesilelerde dikkatle eskiye uygun millî yerli elbiseler giyindikleri için, başka arkadaşlık toplantılarında şundan bundan oyun resimleri çekilmemelidir. Çünkü göz için pek karışık ve ifadesiz anlar alınmış olmaktadır. Bunlar, seyirlik değil, kendi aralarında anlar, idmanlardır.
Erzincan'ın akran arası oyun tutuşmalarında bayram ve düğünlerdeki gibi millî giyim özeni yoktur.
ERZURUM BARLARI:
Baş Bar, Tikine Barı (Dikine Bar), Sekme Barı, Hoşbilezik Barı, Kürdün Yaymanı Barı, Daldalan Barı, Aşırma Barı, Dello Barı, Nari Barı, Kürt Barı, Temirağa Barı, Bitlis Barı, L'vik Barı, Hozan Dağı Barı, Tortum Barı... Her birinin ayrı havaları ve bazılarının türküleri vardır. Adların sonundaki Bar kelimesi birliktelik anlamıyla sadece dans demek olduğu için bu oyun adları, mahallinde eksiz olarak bazen kısaca da kullanılırlar: Hoşbilezik, Sekme gibi. Kimisi de Anadolu'nun başka taraflarında Halay, oyun ekleriyle vardır: Düz Bar, Düz Halay, Düz Oyun, Düz Horan gibi ki, tertipçe aralarında bölge uzaklığı nispetinde hasıl olmuş görülen farklara rağmen geçmişteki şekil birliğini buluşturmak üzere karşılaştırılarak incelenmeleri de doğru olur. Yani "genel olarak" oyun anlamındaki ek tabirler birer genel etiket olup dil modaları halinde geç asırlarda becayişe uğramışlar, meselâ Düz Yallı, Düz Raks denildiği bile olmuştur. Buna göre bütün eklerin yerini günün birinde "dans" etiketi tutarak meselâ Düz Dans denilebileceği akla gelir. Bütün önem özel adlarda ve onların etimolojilerindedir. Bazı çeşitlerin geç yüzyıllardaki Türk tertiplerinden olduğunu adlardan anlamak herkes için kolaydır. Meselâ, Temur Ağa Barında Temurtaş Paşa'nın adı yaşatılmıştır. Bu paşanın ünü cidden çok müessir (etkili) bir şekilde Erzurum folkloruna sinebilmiş görünüyor. Paşa'nın Telli Nig'r isminde bir gözdesi varmış ve hakkında şöyle demiş:
Demirim, aslım Türk işi
Seninle kuram savaşı
Koy Nig'r'ı kurtar başı
Git Köroğlu kıymam sana

Elbet Köroğlu'nun da cevabı hazır, o da söylemiş, söylemiş de neticede dayatıvermiş; "Koymam sana Nig'r'ı Temurtaş Paşa". İşte bu söz çarpışması kılıçlarla dans halinde oynanır. Hançer Barı da dilber bir kadın için döğüşen iki sevdalının hikâyesiymiş.
Görülüyor ki dikkatle derlenmesi gerekecek oyun rivayetleri "yalnız Artvin'de 60'tan fazla oyun çeşidi yaşadığı" gibi günlük rakamlara inhisar etmemektedir. Menşe rivayetleri daha sabit kalabileceği halde, aynı Artvin'de meselâ üç yüz yıl önce belki de 300 oyun çeşidi bile vardı! Menşe rivayetleri yaşatıcı manevi gücüyle tarihle de bazen beslenebileceğine göre, bu işin üzerine düşülmelidir. Her yerin oyun sayıları yıldan yıla azala azala günün birinde maazallah (Allah saklasın) sıfıra müncer olmasın. Şimdiki halde Erzurum oyunda en zengin ve gürbüz kalan bölgelerimizden biridir.
Bütün davul zurnalı Türk sıra oyunları gibi Erzurum'dakilerin de ana örnekleriyle Horasan tarafından ilk sahipleri elinde gelmişliğini en başta "aksak tartımlar" yüz yıllardır davul zurnalarla haykırıp durmuş, oyalı adımlar her inancı topraklara işleyip sindirerek mıhlamıştır. Bunların tümüne birden ister Bar de, ister Halay de, ister Alay, Yallı, Depki, Horan, Raks, Oyun yahut Türkçe'nin en alt tabakasında yatan Büyi'yi diriltebilerek öyle de, bunlardan her hangi birisi "genel etiket"ten başka bir şey sayılmayacaktır. Hoşbilezik Oyunu desen de olur, Hoşbilezik Dansı desen de olur. Karslılar hoş bir yol tutmuşlar: Bar, Halay, Yallı, Oyun, Horan etiketlerinin hepsini kullanıyorlar. Esasen bar denilince sadece Sıra oyunu gibi inhisarlı (sınırlandırılmış) bir mana anlaşılmaz. Kelime, dans demektir. Erzurumlular raks dememek ve oyunun ikinci anlamlarındaki iltibasa (karışıklığa) meydan açmamak üzere Bar etiketini tercih ettiler. İlk fatihlerin bütün Türk dünyasındaki en eski göreneğe göre "büyi" demiş oldukları pek tabiî idi. Anadolu'nun en eski Türkçe metinlerinde XVI. yüzyıla kadar bu tabir ve büğmek (raksetmek) fiili vardır. Şimdiki bükmek, bükülmek fiilleri asılda aynı şeydi her halde.
Erkek Barları arasında taşradan gelmeliği anlaşılan (fakat yerli zevke göre düzene çekilmiş olan) Tanzara, Köçeri (Koç eri), Köroğlu gibi çeşitler de yer aldığı gibi, çoğu türkülü olan bölge kadın oyunları da gelenektendir: Üçak, Kosalama, Tatyan.
Çoğunlukla bilinip en çok oynanan Barlar, Hoşbilezik, Dello, Timurağa, Hançer Barı, Köçeri ve Köroğlu'dur. Bunlardan Köroğlu kılıçlarla oynanır. Hançer Barı ellerinde hançer bulunan iki kişi tarfından yürütülür: Bazı marifetli oyuncular sekiz on hançerle, hem de her parmağında bir bıçak döndürerek oyun gösterirlerdi.
Sabit tertipli her sıra oyununun bir değişmezliği bulunduğu halde, figür ve hareketleri zamanla ufak tefek katım veya kesintilere uğramış, çocukluktan ihtiyarlığa kadar bu küçük değişimler gözle görülüp zamanımızda anlatılmış geçen yüzyıllar adına da bu bilgiden istintaçlarda (sonuç çıkarmalarda) bulunulabilmiştir. Bilhassa başka şehirlere yayılışta her sıra Barı daha da farklı haller edinmiştir. Öyle ki, meselâ Erzurum'daki Hakk'ri Barı'nı oradan gelme saymaktan ziyade Erzurum'un oraya ismen bir ithafı addetmek daha doğru olur .
Barlar düğün, millî bayram, Hıdırellez, Nevruz gibi günlerde, hafta tatillerinde, özel gece toplantılarında oynanır. Şehrin Köşk, Abdurrahman Gazi, Kavak, Cirit Meydanı gibi mesire yerlerinde yazın bu Barları çevirenler sık sık görülür. Köşk'te hemen her gün Kavak'ta eskiden cumaları, şimdi Pazar günleri, ziyaret günleri Türbe'de aşağıdaki dere boyunda takım takım oyuncular görülür. Öyle ki, bazen on, onbeş davul zurnanın yer yer çaldıkları duyulur. Birkaç oyundan sonraki fasılada (arada) davulcu, davulu yere yatırıp kucağına alarak parsa toplamağa bakar. Deri üstüne önce oyuncular para atar, sonra seyircileri dolaşır. Eğer birisinin şerefine oynamışlarsa, parayı o kimse verip, oynayanlarla seyirciler artık bir şey vermezler.
Barlar, Erzurum'a civar vilayetlere hemen tamamen geçerek, nispeten kolay öğrenilenleri oralarda revaçta kalabilmiştir. Bunların başta gelenleri Hoşbilezik, Dello ve Timurağa'dır. Civar şehirler arasında en çok Dello ve Köçeri rağbettedir. Bunlar oralarda hem daha kalabalık sıralarla, hem de farklıca figürlerle yürütülürler.
Dello ile Timurağa bir ara ihmale uğrar gibi görünmüşlerdi. Fakat, Meşrutiyet'ten sonra tekrar parladı. Öbürlerinden fazla gün görür oldular. Balkan Harbi, I. Dünya Harbi ve Mütareke yıllarının türlü gaileleri (sıkıntıları) arasında heves ve neşe, tabiatiyle kırıldığından oyunlar epey ihmale yüz tuttu. Oyuncular hayli azalmıştı. Böyle zamanlarda oyun cephedeki asker arasındadır. Her hangi en küçük dinlenmenin fırsatını kollayan Erzurum delikanlıları Barlarını çevirerek ruhlarını dinlendirmeye can atarlardı. Düğünlerde oyunu idare edecek Barbaşılar o yıllarda güç bulunur olmuştu. Düğün sahibi mevcutları araştırıp hususi davet ve ricalarla güçlükle düğün yerine getirtebilirdi. Yarım asır öncelerin ünlü barbaşıları hâlâ yaşlılarca ad ve hüviyetleriyle anılıyorlarmış. İstiklâl Savaşı'nın taze sevinci ve zaferlerin neşesi Barları yeni baştan canlandırdı. Cumhuriyet devrinde rağbet daha da arttı. Hevesliler, oyunlu müsamereler çoğaldı. Ankara'nın ora oyunlarına ilgi gösterir olması ve festivallerde kazanılan derecelerin üstelenmesi canlanışı büsbütün körüklemişlerdir.
Aşşahdan Gelirem (aşağıdan geliyorum), Kavak, Çift Beyaz Güvercin, Atın Üstünde Eğer ve Bir Taş Attım Çekile gibi türkülü kadın oyun çeşitleri ile, erkeklerin Sekme ve Aşırma adlıları gibiler yine başkadır, Bar değillerdir.
ERZİNCAN OYUNLARI:
Erzincan merkezinde kadınlara mahsus olarak Sedir Kenarı, Çayırın Ten Yüzünde ayrıca iki kadın tarafından yürütülen Bezdik Oyunu, kadın erkek iki kişilik Karşılama (ki oturak oyunlarındandır), 2-20 kişilik davul zurnalı Düz Bar, kadınlara mahsus Hürünü Oyunu vardır. Köylerden meselâ Ciminli köyünde Eminem ve Çil Keklik oyunları gün görmüştür.
Kemah'ın Kerer köyünde davul zurna desteğinde yürütülen ve yerin genişliğine göre 5-10 kişi tarafından Temürağa veya Düz Ayak oynanır. Tan köyü halkınca Düz Ayak ve Karşılama kez' oynanılır.
Yukarı Mahalle köyünde 3-10 erkekle ve sazla Efeler Oyunu yürütülür. Yarı sportif mahiyette olarak Bucu Oyunu bazı köylerde hâlâ tanınıyor.


Bektaşilikle yüzyılları aşan köylerde kadınlı erkekli oyun göreneği şimdi folklor orijinalliği halinde günümüze intikal etmiş bulunuyor.

Erzincan'ın kuzeybatısına düşen Şebinkarahisar (Şarki Karahisar)'da bir Tamzara oyunu bilhassa var ve tanınmıştır. Önce yayılmış ve sonra çeşitlenmiş oyunlardan biridir. Tamzara oyununu Harput, Eğin ve kuzeyden Giresun bölgeleri hep bilirler. Fakat, yayıldıkça çeşitlenmeye uğradığında da hiç şüphe yoktur. Yer adı olarak Tamzara, Şarkî Karahisar'ın kuzeyine düşen on altı kadar köylük ve dağlıklar arasına düşen bir bucaktır.
Erzincan'da Bayburt ve Trabzon oyunlarının etkisi tanınmıştır. Elazığ, Malatya, Sivas, Erzurum ve hatta Kars'tan da hatıralar edinip yaşatmıştır.
Halay Anadolu'nun her yerinde vardır. Kürt, bir avuç idiyse, Halay bilakis Anadolu ölçüsündedir. Gezgin bir iki oymağa gelince, bunlar obalılardır. Meselâ Şakaklılı denilenlerin lehçesi bir hoş olmakla beraber Türkçe'nin bir şivesidir. Kürt değil, göçebedirler. O bölgede yerleşik halk Alevî geleneğini yürütmüş olup Türk'türler. Bektaşiler de k'milen Türk'tür. Kuro Kürtleri dağlarda yaşayıp yazın göçebe olurlar. Mezhep çatallanmışlığına rağmen bütün sekene (oturanlar, yerleşmişler) Horasan tarafından gelme ve Turanlı aslındandırlar.
Tanınmış oyun meraklıları zamanımızda ancak düğün, bayram gibi özenli vesilelerde dikkatle eskiye uygun millî yerli elbiseler giyindikleri için, başka arkadaşlık toplantılarında şundan bundan oyun resimleri çekilmemelidir. Çünkü göz için pek karışık ve ifadesiz anlar alınmış olmaktadır. Bunlar, seyirlik değil, kendi aralarında anlar, idmanlardır.
Erzincan'ın akran arası oyun tutuşmalarında bayram ve düğünlerdeki gibi millî giyim özeni yoktur.

EŞKİYA HORONU:
Giresun'dan Şebinkarahisar ilçesinin Turpçu köyünde erkekler tarafından davul zurnayla oynanır.
EVİM NİM NAY:
Erzurum'dan Çat ilçesinin köy oyunlarındandır. Adını türküsünden almıştır. Sazsız olarak hep bir ağızdan türküsü çağrılarak oynanan Barlardandır. Bu eski oyunu 8-10 kadın dizi kurup yürütürler. Köylü arasında bağlılık ve sevgiyi artırır.

EVLERİNİN ÖNÜ:
Sivas'ın bilhassa Çelebiler köyünde kadınlı erkekli yürütülen Halay'dır. Türküsü çağrılarak çekilir. Musiki pentatoniktir.
İki gruba ayrılan oyunculardan bir kümenin söylediğini ikincisi tekrarlar. Ele ele tutuşup hilâl şeklinde dizilmişlerdir. Sıradakiler önce sağ ayağı bir adım ileri atarlar (Dizinin cephesi yarım sağa dönmüştür). İkincide sol ve üçüncü zamanda sağ birer adım ileri atılır. Dörtte sol ayak sağın yanına getirilir. Beşte yine sol ayak kısa bir adım sola geriye atılır. Altıncı zamanda sağ ayak solun yanına getirilerek yere vurulur. (Halay dizisinin cephesi başlangıçtaki vaziyetine gelmiştir.)
Evlerinin Önü Halayı'nın başka figürü yoktur. Eller Bırakıldıktan sonra da oyun aynı şekilde devam eder. Yalnız, yürüyüşten sonra sağ ayak solun yanına getirilince el çırpmaları yapılır. Kolların eller bırakıldıktan sonra hareketi "Düz Halay" da olduğu gibidir. Bu Halay'ın davul zurnayla oynandığı hiç işitilmemiştir. Pek nadiren kavalla yürütüldüğü olur.



alıntıdır
Alıntı ile Cevapla