Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 7 November 2008, 18:34
Syst3m - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Syst3m Syst3m isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Root Administrator
 
Kayıt Tarihi: 26 July 2008
Mesajlar: 3,557
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Arrow Hayat ve Zaman...

Hayat ve Zaman...
En âlâ öğretmendir hayat.

Yanı başında da hep zaman vardır.

Ne zamanki acısıyla kavrulursun, ne zamanki tadına varırsın, işte o zaman tanışırsın hayatla. Hesaba katmadığın yüzleşmedir bu. Hayatta pembe gördüklerin rengini mi değiştirdi, yoksa önceden beridir böyleydi de sen mi tanıyamamıştın? Israrla yaşamın güzel olduğunda karar kılmak istiyorsun. Sanki senin kararını ölçercesine tavır takınıyor hayat.

İlkin ailene doğdun sen. Hayata karışmaya başlayışın ikinci doğumun. O içinde yer aldığın kabuk artık çatladı ve git gide kırıldı, düştün dünyanın kucağına. Sermayen sen istemeden çoktan sana verildi. Akıl dersen akıl, yürek dersen yürek sonuna kadar. Yok öyle idealleri zaferleri hediye olarak beklemek. Bedel ödedikçe elde edersin ne istersen. Belki hemen alırsın karşılığını, belki de vakti geldiğine.

Ne sürekli mutsuz olabilirsin, nede sürekli mutlu. Hüzünlüyken, kalbin ağırlaşmış taşıyamazken, mutlu olmak için uğraştıkça uğraşıyorsun. Başaramayınca, bu seferde başaramadığına kahroluyorsun. Bu; ısrarla uyumaya çalıştıkça uyuyamamak gibi. İstediğin gerçekleşmeyince daha fazla üzülüyorsun. "Mutlu olmak zorunda değilim" de o vakit. Göreceksin bak, sakinleşip gülümseyeceksin. Garip bir gülümseme işte.

Empati düşünmek derler hani. Neden bu düşünce çoğu kez canını acıtır? Kendini, karşındakinin yerine koyduğunda "mümkünü yok, yinede öyle davranmazdım" diyorsun. Herkesin, empatiliği 'ne olursa olsun, ne yaparsa, ne derse desin karşısındakine hak vermek' olarak algılaması yanlış galiba. Çok kızıyorsun. Sana, senin yapmayacaklarının yapılması zoruna gidiyor. Aramızda "o kişi kendini benim yerime koyduğunda ya kendince haksız bulursa beni" diyenler ne kadar da az.

Fark edersin. Çoğunlukla kimse kimseye güvenmiyor, kimse kimseye güven vermiyor. Dostluklarda, yakınlıklarda, ilişkilerde, hemen hemen herkes birbirine şüpheyle bakıyor, şüpheyle yaklaşıyor. Nedeni; yaşanılmış acı izler. Acı izlerin senide rahat bırakmıyor bu doğru. Kolundan tutulmuş çekiliyorsun arsızlığa, duygusuzluğa, kalpsizliğe. Acımasızca sen hariç diğer herkesi kötü olarak kabul edip bir tutmaya yönlendiriliyorsun. Ey insan! Ayaklarını sabit kıl. Çekildiğin çamuru yalanlayan güzel insanların var senin. Gözlerinde kaybolup rahatladığın insanlar. Diğerlerine ise; iyi olmalarına kalbin, dürüstlüklerine samimiliğin, gerçekçi davranmalarına doğallığın, sevgilerine sevgin sebep olsun. Bazen yıpratılıyorsun bu yüzden. Çığırından çıkasın geliyor. Fakat zalimliğe ufacık tavizinle ipin ucunu kaptırırsan, insanlığının örgüsü söküldükçe sökülür. Daha da fazlasıyla yıpranırsın.

Devran dönüp insanlar, kendi öfkelerinin ve kızmalarının muhatabı olabiliyorlar. Değişebiliyorlar boş vermişliğe yürüyerek. Bildikleriyle ikna edemiyorlar kendilerini. Ve hiç bir şey gelmiyor elden. Gerçeği bildiği hâlde uygulamayanları düzeltmek kadar zor nedir ki? Sakın olma aklınla kalbinin düşmanı. Varlığının nedenini bilmelisin kesinlikle. Yaşamak için mükemmel bir neden olmalısın aslında.

Bir kıvılcımı söndüren, yangını önlüyor.
Bir tohumu umursayan, bahçelere kavuşuyor.

Ey kalbin. Kırılsa da kırıkların batmasın kimseye. Varsın bir şey anlamadın sansınlar, varsın küçümsesinler değerlerini. Affet! Gördüğün sevgilere toprak ol kurutmadan. Kaynağını tespitte tereddüde düşmesinler. Önemse!

Bak, her şeyiyle seni bekliyor hayat. Ve oradaki, hey, aynadaki, 'kendinle konuşmak' cesaret ister bilirsin. Sen bu işi başarıyorsun galiba. Unutma, yaşamak da cesaret ister. Cesaretten korkmuyorsan, inadına yürümelisin bu yolda.
Alıntı ile Cevapla