Cevap: Kastamonuda Tatil
Kastamonu Külliyeleri
İsmail Bey Külliyesi (Merkez)
Kastamonu İsmail Bey Mahallesi’nde, Şeyhinşah kayası diye tanınan bir tepe üzerinde, meyilli bir arazide bulunan İsmail Bey Külliyesi cami, imaret, medrese, sıbyan mektebi, türbe, han ve hamamdan meydana gelmiştir. Vakfiyesinde ayrıca kütüphane, ambar, mutfak ve fırın gibi yapıların da bulunduğu belirtilmektedir. Külliye Candaroğulları beylerinden Kemaleddin İsmail Bey (1443-1461) adına XV.yüzyılda yapılmıştır.
Külliyeyi oluşturan yapılar caminin konumuna göre yerleştirilmiştir. Cami, imaret, medrese ve han birbirlerine duvarla bağlanan bir avlu oluşturmaktadır. Türbe de bu avlunun içerisindedir. Külliyenin hamamı avlu dışında ve külliyenin batısında ayrı bir arsa üzerinde yapılmıştır.
Cami:
Selçuklu nesihi ile yazılmış kitabesinden öğrenildiğine göre 1454 yılında İsmail Bey tarafından yaptırılmıştır. Cami Erken Osmanlı mimarisinde görülen zaviyeli veya tabhaneli plan tipindedir. Peş peşe aynı yükseklikte iki büyük kubbe ve öndeki kubbenin iki yanında ibadet mekanına birer küçük kapı ile açılan tonozlu mekanlardan meydana gelmiştir. Mihrap önündeki kubbeli bölüm diğerine göre daha küçüktür. Yan mekanlardan doğudaki, önündeki kubbeli mekanın genişliğine yakın ölçüdedir. Batıdaki yan mekan ise güneye doğru biraz daha uzatılmış, birbirinden duvarla ayrılan iki bölümden meydana gelmiştir. Bunların da üzeri sivri kemerlerle örtülüdür. İbadet mekanını örten kubbeler sekizgen tuğla kasnaklar üzerine oturtulmuştur. Caminin önünde beş kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Bu kubbeler dört sütunla iki paye üzerine sivri kemerlerle oturtulmuştur. Son cemaat yerinden ibadet mekanına giriş kapısının köşeleri duvara dayalı sütunlarla hareketlendirilmiş, kapının alınlığına da üç satırlı Arapça bir kitabe yerleştirilmiştir.
İbadet mekanındaki peş peşe iki kubbeli mekan arasında zemin kotu farkı bulunmaktadır. Bu bölümler 9.35x9.35 m. ölçüsündedir. Kubbeye geçişler de mukarnas dolgulu trompların yardımı iledir. Mihrap oldukça sade ve alçıdan yapılmıştır. Yine alçıdan yapılmış olan minberde de bezeme görülmemektedir.
Caminin kuzeybatı köşesinde yer alan kesme taş minarenin gövdesi altta sekizgen, üstte de onaltıgen olarak yükselmektedir. Tek şerefeli minarenin petek kısmı silindirik olup, üzeri basık bir külahla örtülmüştür.
İmaret:
Caminin doğu ve batı yönüne, camiye bitişik olarak yapılan imaret ayrı bölümlerden meydana gelmiştir. Bunlardan doğudaki büyük tonozlu bölüm külliyenin vakfiyesinde de belirtildiği gibi, misafirlerin yatması için yapılmıştır. Yapının güney ve doğu duvarlarında alt sırada birer pencere, güneyinde üst sırada bir mazgal bulunmaktadır. Kuzeybatı köşesindeki basık kemerli kapı ile de sofayla bağlantısı sağlanmıştır. İmaretin batı tarafındaki mekan da mutfak, ambar ve fırın olarak iki bölümden meydana gelmiştir.
Medrese:
Caminin kuzeyinde bulunan Medrese kesme taş ve moloz taştan yapılmış, tek katlı, açık avlulu ve iki eyvanlı bir plan tipi göstermektedir. Medresenin kapısı üzerinde üç satırlı Arapça kitabesinden, Ebcet hesabına göre 1457 tarihi çıkarılmaktadır. Avlunun güneyinde yer alan eyvanın üzeri kubbe ile örtülmüştür. Batıdaki giriş eyvanı ile avluyu üç yönden çeviren odalar beşik tonozlarla örtülmüştür. Avlu çevresindeki on hücrenin içerisinde birer ocak nişleri bulunmakta, ayrıca dışarıya da birer pencere ile açılmaktadır. Medrese önündeki ahşap revaklar yıkıldığından günümüze gelememiştir.
Sıbyan Mektebi:
Candaroğlu İsmail Bey’in türbesinin kuzeybatısında bulunan sıbyan mektebi 14.50x14.50 m. ölçüsünde ayrı bir avlu içerisinde yapılmıştır. Avlu kapısı üzerinde 1514 tarihli bir kitabe bulunmaktadır. Bu tarihe dayanan bazı araştırmacılar sıbyan mektebinin Osmanlı döneminde yapıldığını ileri sürmektedirler.
Sıbyan mektebi iki sıra kesme taş, iki sıra tuğlanın örülmesi ile meydana gelmiş bir duvar yapısına sahiptir. Kare planlı, kubbeli olan sıbyan mektebinde kubbeye geçiş istiridye kabuğu şeklindeki tromplarla sağlanmıştır. Sıbyan mektebi 1514, 1766-1767 yıllarında onarılmıştır. Bu onarımlar sırasında da orijinalliğinden kısmen uzaklaşmıştır.
Türbe:
Caminin kuzeybatısında bulunan türbeyi, Candaroğlu İsmail Bey kendisi ve yakınları için yaptırmıştır. Ancak, Fatih Sultan Mehmet tarafından Filibe’ye gönderildiğinden buraya gömülememiştir. Bu nedenle de kapısı üzerindeki kitabe yeri boş bırakılmıştır.
Türbe kesme taştan 9.80x9.80 m. ölçüsünde kare planlıdır. Üzeri sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Silmeler ile dikdörtgen çerçeve içerisine alınan giriş kapısının köşeleri duvara yapışık küçük sütunlarla yumuşatılmıştır. Giriş kapısı basık kemerlidir. Türbe duvarlarında birer dört köşe pencere ile kubbe kasnağında da dört küçük mazgal penceresi bulunmaktadır. Türbe içerisinde on bir mezar bulunmaktadır. Bunlardan beşi, Seyyid Alaaddin, Mevlana Safiyuddin, Emir İshak Bey, Aşre Hatun ve Azade Hatun’a aittir. Diğer mezarların kitabeleri bulunmamaktadır.
Han:
İsmail Bey Külliyesinin kuzeyinde yer alan ve halk arasında Deve Hanı olarak isimlendirilen bu hanın kitabesi bulunmamaktadır. Ancak vakfiyesi göz önüne alınırsa, bu hanın 1454-1457 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır.
Kesme taş, moloz taş ve tuğladan yapılmış, 13.75x20.95 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. İki bölümlü olan yapıda her bölümün üzeri örtülüdür.Güney cephesinin ortasında basık kemerli bir kapısı olup, burada aydınlık feneri olan bir kubbe ile örtülü mekana geçilmektedir. İki yanında zeminden yüksek, kare planlı, üzerleri sivri tonozla örtülü iki ayrı mekan bulunmaktadır. Güney yönündeki ocak nişleri ve bacası ile yolculara ayrılmıştır. Girişin ekseninden sivri kemerli kapı ile de kuzeydeki dikdörtgen planlı, kapalı ahıra geçilmektedir.
Hanın 1952 yılında çatısı yenilenmiş, 1990-1992 yıllarında da restore edilmiştir.
Hamam:
İsmail Bey Külliyesi’ne gelir sağlamak için yaptırılmış olan hamamın kitabesi bulunmamaktadır. Ancak vakfiyesi dikkate alındığında 1454-1457 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır. Külliyenin batısında yer alan bu hamam, doğu-batı doğrultusunda arsaya yerleştirilmiştir.
Kesme taş duvarlı olan hamamın üst örtüsü tuğladandır. Hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Bu üç bölüm de 6.30x6.70 m. ölçüsünde, içten kubbeli, ahşap tavanlı olup, kiremitli bir çatı ile de üzeri örtülmüştür. Soyunmalık kısmı eski ev mimarisini yansıtmaktadır. Ilıklığın ortasında küçük bir kubbe, yanlarında da sivri kemerli tonozlar bulunmaktadır. Sıcaklık bölümü iki eyvanlıdır. Batısına kare planlı ve kubbeli iki halvet hücresi eklenmiştir. Bunların arkasına dikdörtgen planlı, tonoz örtülü külhan yerleştirilmiştir.
Hamam 1990-1993 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir.
Nasrullah Külliyesi (Merkez)
Kastamonu il merkezinde bulunan bu külliye, Sultan II.Beyazıt döneminde Nasrullah Kadı tarafından 1506 yılında yaptırılmıştır.
Bu cami büyük olasılıkla daha önce burada bulunan Selçuklu dönemine ait bir ulu caminin yerine yapılmış olmalıdır. Bu konuda araştırma yapan Yrd.Doç.Z.Kenan Bilici’ye göre; Selçuklu devrinde yapılmış olan bu cami ya büyük ölçüde tahrip olmuş, ya da bir süre sonra ihtiyaca cevap verememiştir. Bunun üzerine XVI.yüzyılda arsası üzerine bugünkü yapı yapılmıştır.
Zamanla yapı topluluğu bazı eklerle genişletilmiştir. Külliye içerisinde başta Münire (Bayraklı) Medresesi olmak üzere şadırvan ve köprü bulunmaktadır. Tapı topluluğu 1746,1876 yıllarında onarılmış, 1945’te de alçı pencereleri tümüyle değiştirilmiştir.
Kastamonu’nun önemli yapılarından olan külliyenin camisi; çok kubbeli ulu cami tipinde Osmanlı yapılarından bir örnektir. Moloz ve kesme taştan yapılan caminin kuzeyinde on sütunlu, yedi kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. İbadet mekanı ilk yapıldığı zaman altı kubbe ile örtülü iken, sonradan cami genişletilmiş üç kubbe daha ilave edilerek bugün dokuz kubbesi bulunmaktadır. Bu kubbeler pandantiflerin yardımıyla sivri kemerler üzerine oturmuştur. Caminin mihrabı oldukça sade, minberi ise Kastamonu’ya özgü ağaç işçiliğinden güzel bir örnektir. Üzeri birbirine geçme geometrik motiflerle bezenmiştir. XVIII.yüzyılda cami iki büyük onarım geçirmiş, XIX.yüzyılda son cemaat yeri yenilenmiştir.
Caminin kuzeyinde bulunan şadırvanı Kadı Nasrullah yaptırmıştır. Kadı Nasrullah’ın aynı zamanda Kastamonu’da Nasrullah Köprüsü ile Araba pazarı’nda bir de çifte hamam yaptırıp bu camiye vakfettiği vakfiyelerinden öğrenilmektedir. Şadırvan köşe payeleri ve sütunlar üzerine oturan dikdörtgen bir yapı olup, kasnaklı iki ayrı kubbesi ile dikkati çekmektedir.
Yapı topluluğunun medresesi caminin güneyinde yer almakta olup, Reis-ül Küttap Hacı Mustafa Efendi tarafından 1824 yılında yaptırılmıştır.
Kesme taştan yapılmış olan bu medrese at nalı şeklindeki avlu etrafında sıralanmış 23 odadan meydana gelmiştir. İki katlı medresenin üzeri çatı ile örtülüdür. Odaların içerisinde ocak, baca ve avluya açılan birer kapısı vardır. Medresenin günümüzde alt katına dükkanlar sıralanmıştır. İkinci katta yuvarlak kemerli odalar bulunmaktadır. Önü revaklı ve kubbeli olan bu medrese yakın tarihlerde onarılmış ve turizm amaçlı El Sanatları Çarşısına dönüştürülmüştür.
Yakup Ağa Külliyesi (Merkez)
Kastamonu Alaca Mescit Mahallesi’nde bulunan Yakup Ağa Külliyesi’ni Kanuni Sultan Süleyman’ın Kilercibaşısı Yakup Ağa 1547 yılında yaptırmıştır. Yapı topluluğu cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret ve misafirhaneden meydana gelmiştir.
Külliyenin camisi, kesme taştan kare planlıdır. Üzeri pandantifler üzerine oturmuş, merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Caminin önünde üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinden cami içerisine açılan portal dikdörtgen çerçeveli olup, silmelerle sınırlanmış, yuvarlak kemerli ve üzeri stalaktitlidir. Kastamonu camileri arasında gösterişli portali olan bir yapıdır. Portalin üzerinde de kitabesi bulunmaktadır. Caminin kapıları ve pencere kapakları Kastamonu’ya özgü ağaç işi örneklerindendir.
Caminin yanındaki taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.
Caminin kuzeyinde bulunan medrese, kesme taştan yapılmış, avlu etrafında sıralanmış odalardan meydana gelmiştir. Bu plan üslubu Osmanlı mimarisinde belirli bir tipe uymamaktadır. Avluyu çeviren revaklar mermer sütunlu ve yuvarlak kemerlidir. Medrese girişinde üzeri kubbeli dört oda, güneyinde de tonoz örtülü sekiz odası bulunmaktadır.
Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi (Merkez)
Kastamonu Mustafa Fakih Mahallesi’nde, Hisarardı Mevkiinde bulunan bu yapı topluluğunu Sultan III.Murad’ın hocası Şücaiddün Efendi 1575 yılında yaptırmıştır. Yapı topluluğu cami, türbe, şadırvan, kütüphane ve bir de ahşap konaktan meydana gelmiştir.
Yapı topluluğu değişik zamanlarda yapılan eklerle tümüyle özgünlüğünü yitirmiştir.
Kesme taş ve tuğladan yapılmış olan topluluğun camisi, dikdörtgen planlı, üzeri ahşap çatılıdır. Mihrap ve minberi bir özellik göstermemektedir. Cami önünde şadırvanı bulunmaktadır.
Benli Sultan Külliyesi (Merkez)
Kastamonu il merkezine 30 km. uzaklıkta Ahlatköyü’nde (Lat Köyü) benli Sultan Mahallesi’nde bulunan bu külliyeyi, Yavuz Sultan selim döneminde yaşamış olan Mutasavvıf Benli Sultan 1515-1520 yıllarında yaptırmıştır. Yapı topluluğu cami, türbe, medrese, kütüphane ve misafirhaneden meydana gelmiştir. Bu yapılardan medrese ile kütüphane günümüze ulaşamamıştır.
Yapı topluluğu moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Cami kare planlı olup, üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbeye geçiş Türk üçgenleri ile sağlanmıştır. Önünde son cemaat yeri bulunmaktadır. Mihrap ve minberi orijinalliğinden uzaklaşmıştır. Caminin yanında taş kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli kesme taştan tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.
Caminin önünde bulunan Benli Sultan’ın türbesi kesme taş ve tuğla dizili olup, kare planlı üzeri de kubbe ile örtülüdür. Misafirhane özelliğini yitirmiştir.
|