Tekil Mesaj gösterimi
  #3  
Alt 18 July 2009, 15:09
Yorgun Yürek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yorgun Yürek Yorgun Yürek isimli Üye şimdilik offline konumundadır
♥ GüLerken AğLadığını,MutLu OLanLar BiLmez
 
Kayıt Tarihi: 3 March 2009
Mesajlar: 35,077
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cevap: Anime ve Manga Hakkındaki Yazılar

Anime ve Manga nedir?

Japon çizgi filmlerine anime adı verilir. Anime sözcüğü Fransızca'daki animation sözcüğünden türemiştir. Manga ise Japon çizgi romanlarına verilen addır.
Ben Manga'nın Japon çizgi filmi demek olduğunu sanıyordum...
Anime'nin Türkiye'deki ilk gelişme döneminde bu videoları satan dükkan sahipleri, hatalı bir kullanımla bu anime videolarını "Manga" adı altında sattıkları için günümüzde hala bazı kişiler Anime'leri Manga olarak adlandırıyorlar. Bu kişileri bu hataya düşüren şey ise eskiden bu video'ların birçoğunun dağıtımını Manga Entertainment adlı İngiltere kökenli bir şirketin yapıyor olmasıydı. Japon animasyonları sadece 80'lerden önce bazen "TV manga" or "manga eiga" olarak da adlandırılmıştır. Günümüzdeki doğru ve yaygın kullanım ise sadece çizgi romanları manga olarak adlandırmaktır.
Manga Entertainment'ın bir Japon şirketi olduğunu sanıyordum..
Marvin Gleicher
CEO, Manga Entertainment, Inc.
1993 yılında kurulan Manga Entertainment'ın temelleri, İngiltere'de Chris Blackwell'ın sahibi olduğu Island Records adlı müzik şirketinin altında atılmıştır. Daha sonra şirketin merkezi İngiltere'den Amerika'ya (Chicago) taşınmıştır. Başkanlığını ise Marvin Gleicher yapmaktadır ve halen Chris Blackwell'ın Palm Pictures adlı şirketinin bir parçasıdır.
Yanlış bilinen başka bir konu ise Ghost In The Shell gibi animeleri Manga Entertainment adlı şirketin yapmış olduğudur. Halbuki Manga Entertainment bu animelerin sadece satıcısıdır. Yayın hakları karşılığında bazı animelerin yapımında maddi destek sağlamıştır. Örnek olarak Ghost In The Shell aslen Production IG tarafından yapılmıştır. Ayrıca Ghost in the Shell 2'nin hakları Manga Entertainment yerine Disney'in Miramax adlı şirketine satılmıştır. Manga Entertainment 90'lı yıllarda önemli ilklere imza atmış olmakla beraber günümüzde anime videoları satan çok sayıda şirketten sadece biri haline gelmiştir.
Anime'nin kökeni nedir? Nasıl ortaya çıkmıştır?
Osamu Tezuka Japonya'da modern animenin öncüsü olarak kabul edilir. Genç yaşta 8mm'lik kamerasıyla küçük animasyonlar çekmeye başlamış ve bu animasyonlarında Walt Disney ve Max Fleischer'ın eserlerinden ilham almıştır. Onun izinden yürüyen sanatçıların yapıtlarıyla anime adı verilen yeni bir stil ortaya çıkmıştır.
Anime'yi diğer çizgi filmlerden ayıran bir şey mi var?
Anime'ler normalde insanların anladığı şekilde çizgi filmler değillerdir. Çizgi film denilince insanların ilk aklına gelen şey Bugs Bunny, Tweety, Scooby Doo gibi çocuk zekasındaki animasyonlardır. Halbuki animeler her yaştan insan için yapılır ve gerçek hayatta olan veya olmayan hemen herşey onun konusu olabilir. Çizimleri çok farklı ve etkileyicidir.
Neden Anime karakterlerinin büyük gözleri, uzun bacakları vardır? Bütün animeler böyle mi?
Bazı animelerde karakterlerin büyük gözleri, uzun bacakları vardır. Kimi insanlar bu çizimlerle alay ederler ama bilmedikleri şeyse bunun kökeninin Walt Disney olduğudur. İlk Walt Disney çizgi filmlerindeki karakterlerin büyük gözleri ve uzun bacakları vardı (Bambi vs....). Bu çizim tarzı bugün bazı batı animasyonlarında hala kullanılmaktadır. Örnek olarak ShowTV ve TRT'de yayınlanmış olan Genç Pocahontas'ı ve İngiltere'de yapılmış olan Genç Robin Hood'u gosterebiliriz. Bu çizgi filmlerde de büyük gözleri, uzun bacakları olan karakterler kullanılmıştır ama bunlar anime değildir.
Walt Disney'den etkilenen Osamu Tezuka'nın yapmış olduğu animeler Disney'in bu tür çizimlerini kullanmışlardır ve bu uygulama bazı animelerde bügün de sürmektedir. Yani bu çizimlerin kökeni Japonların kısa olması değil, Walt Disney'in etkisidir. Bütün animelerde uzun bacak ve büyük göz kullanılmaz. Türkiye'de genelde sadece bu tür de olan animeler yayınlandığı için bu konuda bilgisi olmayan insanlar böyle sanmakta. Eğer gerçekçi çizim istiyorsanız Ghost In The Shell, Jin-Roh gibi animeleri inceleyebilirsiniz.
Ama ben hep Japon'ların boy-göz takıntıları nedeniyle böyle şeyler yaptıklarını sanırdım..
Açıkçası bu görüş tamamen bir Aristo Mantığı'nın bir çıkarımı. Yani "biber acıdır, hayat da acıdır, demek ki hayat biberdir" gibi bir önerme. Bu konuda doğru ve gerçek yorumlar yapabilmek için derin bir tarih ve psikoloji bilgisine ihtiyaç var. Evet, uzakdoğu insanında böyle bir takıntı vardır. Japonya'da çoğu genç kız uzun topuklu ayakkabı giyer. Ama unutulmaması gereken birşey varsa bunun sadece uzakdoğuya özgü bir takıntı olmadığıdır. Bu takıntı az veya çok dünyadaki bütün ülkelerde, bütün ırklarda vardır.
Barbie Hawaii Doll
Peki neden? Tabii ki ideal insan tipinden. Yapılan bilimsel araştırmalar insanların bilinçaltını ve bilinç üstünü en çok etkileyen organın gözler olduğunu göstermiştir. Hatta yapılan cinsel araştırmalar karşı cinsi en çok etkileyen organın kadınların göğüsleri, popoları, erkeklerin omuzları olmadığını, karşı cinsin gözleri ve bakışları olduğunu kuşku getirmez bir şekilde ispatlamıştır. Uzun bacak olayına gelince... Tüm dünyada neden aileler çocuklarını basket oynamaya teşvik eder? Halter gibi sporlardan gelişim çağı boyunca uzak durmasını ister? Tabi ki çocuklarının uzun boylu olması için. Uzun boylu olma isteği Japonlara özgü değildir, boy ortalamaları ne olursa olsun tüm ülkelerdeki tüm ırklar için geçerlidir. Kiminde daha az, kiminde daha çok olabilir ama sonuçta bu evrensel bir istektir ve nedeni açıktır. Yani bütün insanların bilinçaltında ulaşmak istediği ideal insanın özelliklerinden biri de etkileyici gözlere sahip olmanın yanı sıra uzun boylu olmaktır. Sizce neden Barbie bebeklerinin uzun bacakları vardır?
Betty Boop
Şimdi buradan batı animasyon tarihine bir göz atalım. Daha renkli ve sesli sinemanın olmadığı dönemlere bakalım.. Bu dönemde Fleischer Stüdyoları'nda çizilen dünyaca ünlü Betty Boop'un sizce neden çoğu anime karakterinden bile büyük başı, gözleri küçük ağzı ve burnu, upuzun bacakları vardı? Nedeni açıktır... Bu animasyonu Japonlar hazırlamadığına göre, bunu hazırlayanlar kısa boylu ve küçük gözlü Amerikalılar mıydı? Ayrıca burada animasyon dünyasında gerçek bir dahi olan, insan psikolojisini çok iyi bilen ve eserlerinde sergileyen büyük bir üstadı saygıyla analım.. Yani Walt Disney'i... Walt Disney bu gerçeklerin farkındaydı ve bunları animasyonlarda büyük bir başarı ile kullandı. Bu sırada oluşmakta olan Japon animasyon sanatındaki Osamu Tezuka gibi öncüler batı animasyonunda gördükleri bu çizimleri ve bunların anlamlarını özümseyerek kendi yapıtlarında kullanmaya başladılar. Sonuçta bütün ülkelerde her ırktan insan kullanılan bu animasyon tipini çok sevdi ve bu türün giderek popülerliği arttı. Bu türü çok seven batılılar kısa boylu ve küçük gözlü insanlar değiller. En uzun ırklardan olan Alman ırkına mensup insanların kendileri uzun boylu ve büyük gözlü olmalarına rağmen dünyada anime ve mangayı, özellikle Sailor Moon gibi bu şekilde çizilmiş yapımları en çok seven ve izleyen insanlardan olmalarını nasıl açıklayabilirsiniz ki? Unutulmaması gereken bir konuda anime ve mangada çizilen karakterlerden sadece Japon karakterlerin uzun boylu ve büyük gözlü çizilmediği, tersine tüm ırkların böyle çizildiği gerçeğidir. Tüm dünyada insanlardan gelen bu yoğun istek üzerine Japon sanatçılar bu talebi karşılayabilmek için bu insan tipini kullanmaya devam ettiler. Biz de bu stili seviyoruz ama umarız ki insanlar bundan bizim de kısa boylu ve küçük gözlü olduğumuz sonucunu çıkartmazlar.
Bu tarz çizimler sadece güzel görünme isteğinden dolayı mı kaynaklanıyor?
Hayır, başka nedenler de var. Bunlardan biri de görsel anlatım. Devasa boyutlardaki gözlere inanılmaz duygular sığdırabilirsiniz. Bu sayede çok derin ve etkileyici bir anlatıma ulaşabilirsiniz. Disney de 1942 yapımı Bambi adlı unutulmaz eserinde büyük gözler kullanarak bu etkileyiciliği yakalamıştır.
Ayrıca büyük göz bir sembol olarak da kullanılmaktadır. Büyük gözler bazı anime'lerde "masumiyet" ve "duygusallık" sembolüdür. Bu nedenle bazı anime'lerdeki karakterin gözleri çocukken büyüktür ama genelde karakterler yaşlandıkça masumiyetlerini kaybettiklerinden gözleri nispeten küçülür.
Neden anime ve manga'larda bazen İngilizce sözcükler geçiyor?
1862 yılında Japan Punch adında İngilizce bir dergi çıkartmış olan Charles Wirgman, Japon karikatürünün babası olarak kabul edilmektedir. Charles Wirgman'ın yapıtlarından günümüze miras kalan en önemli şeylerden biri de çoğu manga'da "İngilizce" sözcüklerin geçmesidir. Bu konuda daha ayrıntılı bilgiyi Manga Tarihçesi bölümünde bulabilirsiniz.
Sonuçta anime de bir tür çizgi film ve çizgi filmleri sadece küçük çocuklar seyreder değil mi?
Hayır. İlk olarak animeler sadece küçük çocuklar için yapılmaz, aksine bir çok animenin çocuklar tarafından izlenmesi yasaktır. Anime kendi içinde farklı türlere ayrılır. Bunların arasında çocuklar için yapılan şirin karakterlerin oynadığı Şeker Kız Candy gibi animelerden, felsefe ve psikoloji içeren animelere (Evangelion vs.) ve çocukların izlemesinin kesinlikle yasak olduğu, büyükler için yapılan ve hayal bile edemeyeceğiniz kadar çok şiddet, cinsellik ve iğrençlik içeren animelere (la Blue Girl, X, Urotsukidoji vs.) kadar çok sayıda tür yer alır.
Hımmm.. Sanırım bu büyük bir endrüstri olmuş..
Evet. Örnek vermek gerekirse Amerikalıların çizgi roman pazarı yıllık yaklaşık 100 milyon dolardır. Halbuki Japonya'daki Manga pazarı yıllık yaklaşık 5 milyar dolardır. Bugüne kadar 2000'in üzerinde anime film ve serisi yapılmıştır. Japonya'da animeler Türkiye'deki gibi televizyonda sadece çocuklar okuldan gelince gündüz seyretsinler diye yayınlanmaz. Japonya'da anime filmleri akşamları yani insanların en çok televizyon başında oldukları ve televizyon kanallarınca en çok önem verilen saatlerde Prime Time yayınlanır.
Anlaşılan oldukça popüler bir şey..
Evet. Anime ve manga inanılmaz derecede popülerdir. Her yıl Amerika'da ve bütün Avrupa ülkelerinde anime-manga fuarları açılır ve çok büyük ilgi görür. Ayrıca bütün bu ülkelerde sadece anime-manga üzerine kitap, kaset, bebek, eşya satan özel dükkanlar bulunmaktadır. Hatta Amerika'daki hemen her üniversitede bir anime kulübü vardır.
Peki anime'lerin dünya animasyonundaki yeri nedir?
The White Snake Enchantress
Türkiye'de bilinmemesine karşın birçok anime dünya çapında hayranlıkla izlenmekte ve değişik ülkelerdeki bir çok saygın festivalde ödüller kazanmakta. İlk renkli anime sinema filmi olan 1958 yapımı The White Snake Enchantress'ın Venedik, Meksika ve Berlin festivallerinde ödüller kazanmasının ardından dünya çapında söz sahibi olmaya başlayan anime'ler, uluslararası yarışmalardaki bu başarılarını her yıl daha da arttırarak sürdürmekteler.
Anime'nin başarısına doğal olarak batılı animasyon şirketleri de kayıtsız kalmıyorlar. Zaten uzun süredir batılı şirketlerle ortaklaşa birçok proje yapılıyor ve sonuçta ortaya mükemmel animeler çıkıyor. Buna Fransız-Japon ortak yapımı olan Mysterious Cities of Gold (Türkiye'de bilinen ismiyle Güneşin Oğlu Esteban) gibi bir çok örnek sayılabilir. Ayrıca, batı animasyonun temsilciliğini yapan Disney de artık anime'lerin başarısını açıkca kabul ediyor. Bu nedenle 1996 yılında yapılan Disney-Tokuma anlaşmasıyla Disney, Japon animasyonunun en büyük temsilcisi olan Studio Ghibli'nin anime filmlerinin dünya çapında dağıtımını ve pazarlanmasını üstlendi. Ayrıca Disney, Studio Ghibli'nin hazırladığı anime filmlerinin üretim masraflarının bir kısmını karşılayarak bu filmlere yatırım yapmaya başladı. Mesela Studio Ghibli'nin Tonari no Yamada-kun (My Neighbors the Yamadas) adlı filminin 2.4 milyar yen tutan üretim maliyetinin %10'u Disney tarafından ödendi. Ayrıca Disney, anlaşma uyarınca dağıtımını üstlendiği Studio Ghibli filmlerinden olan Princess Mononoke'nin İngilizce dublajı için 2.4 milyon dolar harcayarak anime'lere vediği önemi bir kez daha vurgulamış oldu.
Anime ve Manga, bugün birçok batı üniversitesinde ders olarak okutulmakta ve incelenmektedir. Örnek olarak Texas Austin Üniversitesi'ndeki anime dersinin programını buraya tıklayarak inceleyebilirsiniz. Hatta Türkiye'de Bilkent Üniversitesi'nde verilen Modern Japan konulu English and Composition 102 dersinin kapsamında incelenen anime ve manga konularını buraya tıklayarak inceleyebilirsiniz.
Bugün batı dünyasının en önemli yönetmen, yazar ve animatörlerinin bir çoğunun anime'ye karşı hayranlık duyduğu biliniyor. Bu kişiler Hayao Miyazaki, Mamoru Oshii, Katsuhiro Otomo gibi anime yönetmen, yazar ve animatörlerine olan hayranlıklarını açıkca dile getiriyorlar. Mesela birkaç örnek verirsek:
  • "Animasyonun yaşayan efsanesi" olarak adlandırılan Hayao Miyazaki hakkında, Buena Vista şirketinin başkanı Michael O. Johnson bir televizyon programında şöyle diyor:
"Disney'in içinde Miyazaki'ye hayran olan çok sayıda animatör var.."
  • Pixar stüdyolarının A Bug's Life ve Toy Story adlı filmlerinin yönetmeni olan John Lasseter şöyle diyor: (Tam metni buraya tıklayarak görebilirsiniz.)
"Pixar'da bir sorun çıktığı zaman çözemezsek Miyazaki'nin filmlerinden birini alıp izleriz ve ilham verecek bir sahne ararız ve bu her zaman işe yarar!! Hayrete düşer ve ilham alırız. Toy Story filmi Bay Miyazaki'ye çok büyük bir minnettarlık borçludur."
  • Steven Spielberg'in, Hayao Miyazaki'nin yönetmenliğini yapmış olduğu Lupin III: The Castle of Cagliostro'nun sinema tarihindeki en iyi macera filmlerinden biri olduğunu ve aynı zamanda en iyi araba takip sahnesine sahip olan film olduğunu söylediği söylenmektedir.
  • Disney'in Mulan filminin yönetmenleri olan Barry Cook ve Tony Bancroft şöyle diyorlar:
"Miyazaki bizim için bir Tanrı gibidir.."
  • Ayrıca, Disney'in Güzel ve Çirkin, Notre Dame'ın Kamburu filmlerinin yönetmenleri olan Gary Trousdale ve Kirk Wise'ın ve Disney'in Ariel, the Beast, Pocahontas ve Aladdin karakterlerinin baş animatörü olan Glen Keane'nin, Miyazaki'nin anime'lerine olan hayranlıkları biliniyor.
  • Batman ve Superman'in animasyon dizilerinin yazarı ve yapımcısı olan Paul Dini, Miyazaki'nin animelerine olan hayranlığını şu sözlerle dile getiriyor:
"Mükemmel", "olağanüstü" ve "gerçekliği ve animasyonu aşan bir film yapımcısı"
  • 1987'den beri birçok Star Trek serisinde görev alan Rick Sternbach, Miyazaki'nin Nausicaa of the Valley of Wind adlı filminden etkilenerek Star Trek: The Next Generation'daki uzaylı ırklardan birine Nausicaäns adını vermişti.
  • Alien, The Abyss ve The Fifth Element gibi dünyaca ünlü filmlerin sahne planlamalarını yapmış olan ve dünyaca ünlü The Aedena Cycle ve The Airtight Garage gibi çizgi romanların yazarı olan Fransız sanatçı Jean "Mobius" Giraud, Miyazaki'yi şöyle tanımlıyor:
"O, çocukların düşüncelerine en parlak alev... Miyazaki, animasyon olarak adlandırılan bu yeni sanatı soylulaştırdı."
  • Sandman ve Books of Magic gibi ünlü çizgi romanların yazarı olan Charles Vess, eserlerinde Miyazaki'nin yarattığı Totoro ve Kiki gibi bir çok karakter kullanmakta.
  • Dünyanın en büyük yönetmenlerinde olan Akira Kurosawa, Miyazaki'nin My Neighbor Totoro adlı filmini yüzyılın en iyi 100 filmi listesine koyuyor ve şöyle diyor:
"Animasyon olmasına rağmen çok etkilendim. Nekobus'a gerçekten bayıldım. Kiki's Delivery Service'i izlerken ağladım. Film endüstrisi için aradığım bütün yetenekler anime'ye geçti. Bu yüzden film endüstrisinin gerçekten çok çalışması gerekecek. Genç insanları çeken böyle filmler yapmalıyız."
  • Matrix'in yönetmenliğini yapmış olan Wachowski kardeşler, dünyaca ünlü Ghost In The Shell, Patlabor, Blood: The Last Vampire, Jin-Roh, Urusei Yatsura gibi anime'lerin yönetmenliğini ve/veya yazarlığını yapmış olan Mamoru Oshii'ye olan hayranlıklarını devamlı dile getiriyorlar. Üstelik Matrix'deki birçok sahnenin aslında Ghost In The Shell'den esinlenmiş olduğu biliniyor. Bu iki filmi karşılaştıran ve Matrix'in Ghost In The Shell'den almış olduğu sahneleri inceleyen çok sayıda siteden birine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
  • Titanic, Aliens, The Abyss, Rambo II, Terminator gibi sayılı filmlerin yazarlığını ve yönetmenliğini yapmış olan James Cameron, Mamoru Oshii'ye gönderdiği mektupta şunları söylüyor: (Orjinal mektubu buraya tıklayarak görebilirsiniz.)
Ghost In The Shell, etkileyici bir kurgu çalışması. Yetişkinler için, edebi ve görsel mükemmelliğe ulaşmış ilk gerçek animasyon filmi. Dizaynı, görsel uyumun şiirselliği ve içeriğinin derinliği onu bilim kurgu filmlerinin içinde özel bir yere koyuyor. Oshii-san'a tebriklerimle - önemli bir görsel çalışma.
  • Robocop 2 ve 3 filmlerinin senaryosunun ve Batman-saga 'Return of the Dark Knight' ve Daredevil çizgiromlarının yazarı olan Frank Miller'ın Akira, Robot Carnival, Roujin Z, Spriggan (bu filminin konusu Türkiye'de geçmektedir) gibi anime filmlerinde yazarlık ve/veya yönetmenlik yapmış olan Katsuhiro Otomo'ya hayran olduğu bilinmektedir. Hatta Frank Miller, Robocop III filmindeki kötü karaktere Otomo adını vermiştir.
Peki animelerin arasında kalitesiz ve kötü olanlar da yok mu?
Elbette kötü olanları da var. Bugün kapitalist düzen sonucu Hollywood nasıl dünyanın en iyi filmlerinin yanı sıra dünyanın en kötü filmlerini de üretiyorsa, doğal olarak yalnızca anime'nin genel popülaritesinden yararlanmak için yapılmış bazı kalitesiz anime'ler de vardır. Bu nedenle sitede kaliteli ve başarılı anime'leri tanıtarak yeni başlayanlara yol göstermeye çalışıyoruz.
Alıntı ile Cevapla