30 July 2009, 08:37
|
|
|
Kayıt Tarihi: 7 May 2009
Mesajlar: 13,636
Konular:
|
|
Cvp: GÜVELER ve SESÜSTÜ DALGALAR
Bilim adamları açıklamaları:
1- Güvenin çıkardığı ses yarasanın algılama sistemini bozmaktadır.
2- Ses yayan güveler yarasaların sevmediği bir tada sahiptir. Yarasa bu sesi algıladığında tatsız bir av ile karşılaştığını düşünmektedir.
Güvelerin ultrasonik dalgalar yayarak yarasaları kaçırmaları bir yana sadece ses algılamaları bile başlı başına bir mucizedir.
Güveler bazı bilim adamlarınca "basit" kabul edilen bir kulak yapısına sahiptir. Ancak bu kabulün nedeni evrimci anlayıştır. Merkezi sinir sistemine sahip olan hayvanlar ve insanlar dış dünyayı, binlerce sinir lifi ile beyine bağlı bir sıra duyu organı aracılığıyla algılar. Güvenin algılaması ise topu topu birkaç sinir lifi aracılığı ile sağlanmaktadır. Bu nedenle evrimci görüşe göre güvenin işitme duyusu en ilkeldir evrimsel gelişimin en alt basamaklarında yer almaktadır.
Bir sistemi sırf bu nedenlerle ilkel olarak kabul etmek bir hatadır. Çünkü herkes bilir ki bir işlevin, mümkün olan en az elemanla, küçük bir hacimde, ihtiyacı tam olarak karşılaması gelişmişliğin göstergesidir. Sözgelimi cep telefonları ve radyolar gibi ses algılayıcı sistemler teknoloji geliştikçe küçülmekte ve içlerindeki elektronik parçalar azalmaktadır. Aslında güvenin kulak yapısına bakılacak olursa yapılan işin sanıldığı kadar basit ve ilkel olmadığı da görülecektir:
Bir güvenin kulakları göğsünün arka kısmında yan taraflarında bulunur. Kulak, esas olarak böceğin göğüs ve karnını ayıran dar bir geçide yerleştirilmiştir. Kulaklar dışarıdan bakan biri için küçük bir oyuk gibi gözükebilir. Bu oyuğun içinde şeffaf bir kulak zarı vardır.
Geçidin orta kulak adlandırılan kısmında yer alan zarın hemen arkasında bir hava kesesi bulunur; duyu organın sinirsel öğelerini içeren ince bir sıra doku, hava kesesini boydan boya geçerek kulak zarının ortasından iskelet desteğine kadar uzanır. Bu sıra üzerinde A hücresi olarak adlandırılan iki işitme hücresi, yer alır. Bu iki hücreye bitişik olan ve B hücresi olarak adlandırılan, sesle doğrudan ilişkili olmayan üçüncü bir hücre mevcuttur.
Her A hücresi, bir ucu dışarı kulak zarına doğru, diğer ucu da içeri iskelet desteğine doğru uzanan birer sinir lifi gönderir. Güvenin algıladığı yüksek frekanslı seslerle ilgili tüm bilgiler A1 ve A2 olarak adlandırılan bu iki A lifinin üzerinden merkezi sinir sistemine iletilir. Her iki A lifi de büyük B hücresinin çok yakınından geçer. B hücresinin de bir sinir lifi vardır ve kısa bir mesafe sonra üç lif olarak birleşir. Birleşen üç lif, orta kulak siniri olarak güvenin merkezi sinir sisteminin içine doğru devam eder.
Sinir liflerindeki elektriksel sinyalleri 1 voltun binde bir-ikisi kadardır. Güvenin A liflerindeki sinyaller, duyu hücrelerinden merkezi sinir sistemine saniyenin binde ikisinden daha kısa bir sürede ulaşırlar.
Bu sinirler, yarasaların yaydığı ses dalgalarını algılayabilecek bir kapasitededirler. Ayrıca bu dalgalar arasındaki sessizlik süresindeki değişimleri ve dalgaların büyüklüklerini tespit etme konusunda son derece hassastırlar.
Bir güvenin kulağı yarasanın çığlığı tarafından uyarıldığı zaman A hücresi derhal faaliyete geçer. Uyarı şiddetlendikçe sinirdeki elektrik sinyallerinde de değişimler görülür. İlk önce, sinyallerin büyüklükleri artar, ikinci olarak sinyallerin arasındaki zaman aralığı azalır. A1 lifi, ses algılama konusunda A2 lifinden daha hassastır (20 desibel kadar). Güve Liflerlerdeki tüm bu özellikler sayesinde, bir güvenin kulağı yarasanın çığlığı tarafından uyarıldığı zaman A hücresi derhal faaliyete geçer. Uyarı şiddetlendikçe sinirdeki elektrik sinyallerinde de değişimler görülür. İlk önce, sinyallerin büyüklükleri artar, ikinci olarak sinyallerin arasındaki zaman aralığı azalır. A1 lifi, ses algılama konusunda A2 lifinden daha hassastır (20 desibel kadar). Güve Liflerlerdeki tüm bu özellikler sayesinde, uzaktaki bir yarasanın uzun ve zayıf çığlığını, öldürmek üzere yaklaşan bir yarasanın şiddetli çığlığını ayırabilir. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]
Güvenin yarasanın sesini duyabilmesi, karmaşık bir dizi işlem sayesinde mümkün olabilmektedir. Bu işlemlerden birini, örneğin A1 lifi ile A2 lifi arasındaki algılama farkını ortadan kaldırırsanız güve, yarasa çığlıkları arasındaki farkı hissedemez. Veya yarasadan kaynaklanan seslerin çarptığı kulak zarının yapısını bozun, güve artık hiçbir şey duymaz. Güvenin yarasanın seslerini algılaması da tek başına bir şey ifade etmez. Böceğin hayatta kalabilmesi için düşmanın varlığına tepki verecek bir sinir sisteminin de olması şarttır.
Bu sinir sisteminde, belirli kasları harekete geçirerek kaçışı sağlayan tepkimeler bir düzen içerisinde gerçekleşmelidir. Sinir sisteminin, belli bir düzendeki duyumsal veriyi (yarasanın çığlıkları), belirli bir motor çıktıya (güvenin kaçış hareketi) çeviren sistem, bir "karmaşık" bir sistemdir.
Böyle bir sistem "aşama aşama" gelişemez, çünkü ara aşamaların hiçbiri herhangi bir işe yaramayacaktır.
20. yüzyıl bilimi, canlılığı en ince detaylarına kadar incelemiş ve gerçekte canlı yapılarının çoğunun birbirini takip eden çok sayıda küçük değişiklikle oluşamayacak kadara karmaşık olduğunu göstermiştir. Bu tip kusursuz sistemlerin var olabilmesi için "son derece üstün bir bilgiye" sahip bir tasarımcıyı gereklidir.
|