#1
|
||||
|
||||
Toroslar'ın Arasına Gizlenmiş Dağların Prensi....AKSEKİ [Antalya]
Güneş, sahilde plaj kumlarını daha da kızdırırken, Toroslar'ın arasına serin bir Antalya gizlenir. Aşağıda bahar varken, yükseklerde karı yaşayan Akseki'dir o.
Toros Dağları'nın Antalya Körfezi'ne bakan yamaçları arasına gizlenen Akseki, Orta Anadolulu olduğu kadar da Akdenizlidir. Sırtını Toroslar'a yaslayıp yüzünü Akdeniz'e dönen ilçe, kadim zamanlardan yakın dönemlere dek Orta Anadolu'dan denize açılan ticaret yolunun önemli duraklarındandı. Yaşam koşullarının pek kolay olmadığı coğrafyasında ilkel kabileler yaşardı iki bin yıl kadar önce. Oroandlar, Homonadlar ve İsaurialılar olarak bilinen savaşçı yerli kavimler, Romalılara yaşattıkları sıkıntılarla kayıtlara geçmişlerdi. Bir liman kenti olan Side'den başlayarak, Konya üzerinden Orta Anadolu'ya açılan bu ticaret yolundaki kervanlara verdikleri zararlar nedeniyle söz konusu kabileler, Roma döneminden sonra da sıkıntı yaratmaya devam etmişlerdi. KESTANE, MEŞE VE ÇAMDAN EVLER Antik dönemlerden kalan büyük kentlere ait kalıntılar olmasa da, Akseki çevresindeki bazı yerleşimlerde küçük ölçekli kalıntılar görülmüyor değil. Kırık dökük de olsa sütun ve lahit parçalarına rastlanabiliyor çevrede. Akseki, tarih boyunca önemsenen bu yolun neredeyse tam ortasında yer alıyor. Ticaret yolu üzerindeki her yerleşim gibi burası da özellikle el sanatları konusunda gelişiyor yıllar boyunca. El sanatlarındaki hünerlerini ise en çok evlerine yansıtıyor Aksekili ustalar. Taş ve ahşap sık kullanılan iki malzeme olarak, becerikli ustaların ellerinde birer sanat eserine dönüşüyor. Ana yapısı taşla şekillendirilen evlerin detaylarında, incelikle işlenmiş ahşap kullanılıyor. Yörede yetişen çam, göknar, sedir ve meşe ağaçlarının bolluğu yanında, aslında kuzeyli bir ağaç olan kestanenin de Akseki yakınlarında yoğun olarak yetişmesi, hammadde anlamında ustalara pek sıkıntı yaşatmamış. Taş malzemenin kaynağını ise söylemeye bile gerek yok. Akseki ve çevresinde deyim yerindeyse; yer gök taş. YERLEŞİM YAMAÇTA, TARIM DÜZLÜKLERDE Toprağın kısıtlı olduğu bu tür coğrafyalarda düz alanların tarım için ayrılması kuralı Akseki'de de karşımıza çıkıyor. Eski kent dokusu daha çok yamaçlarda yoğunlaşıyor. Önemli ölçüde korunabilmiş Akseki evleri, en az 80 ya da 100 yaşında ve genellikle iki katlı. Ancak az sayıda da olsa, ekonomik durumları iyi olan ailelere ait üç katlı evleri de görmek mümkün. Bu güzelim tarihi evlerin çokluğu sayesinde Akseki, 1998 yılında 'kentsel sit alanı' ilan edilmiş. Kaya zemine oturtulan beşik çatılı evler, klasik Akdeniz yöresi yapı tarzını yansıtıyor. Taş ve ahşap, evlerin cephelerinde de birlikte kullanılmış. Taşla örülen cephe duvarlarının arasına ahşap hatıllar atılarak evin hem dayanıklılığı artırılmış, hem de nefes alması sağlanmış. Ahşap malzeme, kapı ve pencerelerde kullanıldığı kadar, iç mekânlara da zarafet katmış. İşçilik sedir, korkuluk, dolap ve tavan göbeklerinde ise zirveye ulaşmış. Geleneksel Türk mimarisinin en hoş detaylarından sayılan şahnişin en seçkin örneklerini yine Akseki evlerinde görebiliyoruz. OKUMA YAZMA ORANI YÜZDE YÜZ Akseki'deki tek tarihi dinsel yapı olan Ulu Cami'nin yapım yılı kesin olarak bilinmiyor. Kesme taştan inşa edilmiş tek minareli caminin çatısı kiremit örtülü. Mihrabında çeşitli süsleme ve kabartmaların bulunduğu Ulu Cami'nin iç kubbesi dört sütun üzerine oturtulmuş. Akseki'nin içinde bulunduğu havza aynı zamanda İbradı, Cevizli, Kuyucak, Bademli ve Ormana ilçelerine de ev sahipliği yapıyor. Bu bölge ülkemizde okuma yazma oranı en yüksek olan yerlerin başında geliyor. Yüzde yüze yaklaşan okuma yazma oranı Akseki halkının eğitime ve kültüre verdiği değeri yansıtması bakımından önem taşıyor. GÖKKUŞAĞININ RENKLERİ VE ALAGEYİK'İN DAĞLARI Eski adı Marulye olan Akseki, hem Akdeniz, hem de karasal iklimin etkilerine maruz kalan bir yerleşim. Yaz aylarında kurak geçen iki üç aylık periyodun dışında yoğun yağış alan bir bölge. Anıt ağaçlarının yanı sıra, 'soğanlı bitkiler cenneti' olarak kabul ediliyor. Özellikle ilkbahar aylarında bölge bu bitkilerin açan çiçekleriyle gökkuşağının renklerine bürünüyor. Kardelen başta olmak üzere Manisa lalesi, sarı kokulu, domuz turpu, akyıldız, sarıçiğdem, yıldız sümbülü gibi onlarca çiçek Akseki ve çevresini sarıyor. Akseki'nin içinde bulunduğu coğrafyanın doğal zenginliği sadece bitki ve ağaçlarla sınırlı değil. Toros Dağları'nın neredeyse simgesi haline gelen ve dünyada sadece bu dağlarda dolaşan alageyik başta olmak üzere dağ keçisi, tavşan, tilki, yaban ayısı gibi daha pek çok hayvana yine Akseki çevresinde rastlanabiliyor. DOĞASEVERLERİN GÖZDESİ OLMAYA ADAY Yörenin kireçtaşı yapısı, bol yağışın etkisiyle birleşince çevrede çok sayıda yeraltı ırmağı, obruk, mağara gibi oluşumlar ortaya çıkmış. Bunların içinde en ünlüsü ise Altınbeşik Mağarası. Ürünlü Köyü yakınlarındaki mağara ve çevresi 1994 yılında milli park olarak kabul edilmiş. Alabalık ve Irmak Vadileri ile Gültepe, Göktepe, Çimi ve Geyran Yaylaları, Akseki yakınlarında bulunan diğer önemli doğal alanlar. Son yıllarda Akseki kültür turizmine açılırken, yakın çevresi de doğa yürüyüşü sevenlerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. |
Benzer Konular |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Erkeklerin en sevdiği 4 sürpriz | ceyLin | Evlilik ve cinsel yaşam | 0 | 18 January 2009 17:10 |
Can - Şaka Maka | ceyLin | A,B,C,Ç,D,E,F | 0 | 20 December 2008 13:28 |