Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Turizm ve Tatil > Türkiye Tatil Yerleri ve Hoteller > Akdeniz Bölgesi
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 18 June 2009, 16:32
Yorgun Yürek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
♥ GüLerken AğLadığını,MutLu OLanLar BiLmez
 
Kayıt Tarihi: 3 March 2009
Mesajlar: 35,077
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart ÜÇaĞiz Sİmena

ÜÇAĞIZ SİMENA



Kaş ile Demre arasında, karadan ya da tekneyle denizden ulaşılabilecek çok sayıda önemli antik kent var. Üçağız, Kaleköy gibi turizm merkezleri de bu antik kentlerle içiçe.

Bu merkezleri gezmek için bir gün ayırmalısınız. Eğer arabanız yoksa, günübirlik tekne turlarına katılmanızı ve tura Demre’den başlamanızı öneririz. Seyahat acentaları Kaleköy ve Kekova çevresindeki tekne turlarına genellikle Demre Çayağzı limanından çıkıyorlar. Tekneler daha büyük ve katedilen yol daha kısa olduğu için.

Demre’den Üçağız’a 12 km’lik bir karayolu da var. Yol stabilize ve kötüydü ama bu yıl asfaltlanacağı söyleniyordu. Yine de sorun.

Bu uyarılarımıza rağmen biz, Kaş’dan Demre’ye olan yolculuğumuzu sürdürecek ve Üçağız, Kaleköy ve Kekova’ya Kaş üzerinden geleceğiz.

Kaş’tan çıktıktan sonra ilk durağımız İsinda ve Phellos antik kentleri. Kaş’tan 9 km sonra (Finike-Fethiye ayrımına gelmeden) Ağullu köyü yakınlarında yol Belenli’ye sapıyor. Belenli’den İsinda antik kentine yol yok. Yürümek gerekiyor. Phellos içinde yine Ağullu köyü yakınlarından bu defa Çukurbağ köyüne dönülüp, oradan da Pınarbaşı’na kadar arabayla gidiliyor, sonra da yürünüyor. Her iki kentte de çevreye dağılmış Lykia tipi lahitler ve kent surları dışında anılmaya değer önemde kalıntı yok. Ama çok sıcak olmayan bir günde, Kaş çevresinde yapılacak doğa yürüyüşü (trekking) için uygun hedef noktalar olabilir. Özellikle Phellos’ta Kaş, Çukurbağ yarımadası ve Meis adasını içine alan çok geniş bir alanın ayaklar altında olduğunu, seyredilecek manzaranın yorgunluğa değebileceğini not edelim.

Üçağız ayrımı ve Apollonia

Artık Kaş-Demre/Finike yoluna giriyor ve kuzeydoğuya yöneliyorsunuz. Kaş’tan yaklaşık 16 km sonra sağa, Üçağız yolu ayrılıyor. Üçağız’a kadar inen 15 km’lik yol dar ama asfalt. Rahat gidilebiliyor.

Sapaktan 9 km sonra karşınıza Kılıçlı köyü çıkacak. Üçağız’a gitmeden ya da dönerken Kılıçlı (Sıçak) köyü yakınlarındaki Apollonia ve Aperlai (Sıçak iskelesi) antik kentlerine uğrayabilirsiniz.

Apollonia için köyden güneye bir toprak yola giriliyor. (Bu yol Aperlai’ye de yaklaşıyor). Arabayla 1 km gidin. Sağınızda, yaklaşık 700 metre ötedeki tepede kalıntılar göreceksiniz. Burası Apollonia antik kentidir. Kente ulaşmak için yürümelisiniz. Apollonia’nın kuruluşuna ilişkin somut bilgi yok. Bir Roma kenti olarak tanımlanıyor. Ama Lykia tipi lahitlerin varlığı, Roma öncesi dönemin işareti sayılıyor. Akropolde küçük bir tiyatro, hamam ile bir Heroon ve anıt mezarlar görülebilir.

Aperlai

Aperlai’ye (Sıcak iskelesi) Kılıçlı köyünden sonra 4 km’lik bir araba yolu var. Sonra da yaklaşk 3 km yürümek gerekiyor. Ama Aperlai’ye denizden tekneyle gelmek en iyisi. Kaş veDemre çıkışlı günübirlik tekne turlarının bir bölümü Aperlai’ye uğruyorlar. Derin ve dar bir koyda kurulmuş antik kent, surlarla çevrili. Kentin bir bölümü, deprem sonucu meydana gelen kaymayla su altında kalmış. Fazla derin olmayan suya gözlükle dalıp, liman kalıntılarını, kral mezarlarını ve çok geniş bir alana dağılmış anforaları seyredebilirsiniz. Aman sadece seyretmekle yetinin, dalıp anfora çıkarmaya kalkışmayın.

Aperlai’nin bir Lykia kenti olduğu sanılıyor. Kentte ve denizde görülebilecek Lykia tipi lahitler bunun işareti.

Üçağız (Theimiussa)

Kaş’tan 31 km uzaklıkta olan Üçağız’a Kılıçlı köyü üzerinden devam edilerek gidiliyor. Üçağız Kılıçlı’dan yaklaşık 6 km ileride ve deniz kenarında. Üçağız’dan Kaleköy ve Kekova adasıyla çevredeki diğer adacıklar ve koylar görülebiliyor.

Kekova ve çevresinin nefis manzarasını seyretmek için Üçağız’a girmeden biraz yukarıda durmakta yarar var.

Üçağız tam bir balıkçı köyü. Turizmin gelişmesiyle birlikte köyün iskelesi çevresinde lokantalar, hediyelik eşya ve halı satan mağazalar açılmış. Az sayıda da pansiyon var. Üçağız günübirlik teknelerle, mavi yolculuk yatlarının önemli uğrak yerleri arasında.

Üçağız’ın doğusunda Theimiussa antik kenti kalıntıları bulunuyor. Kaleköy (Simena) ile Üçağız arasındaki kente, Üçağız’dan yürüyerek gidilebilir. Kalıntılar arasında Lykia dilinde yazılı bir kitabe, kapaklarında insan ve hayvan figürleri bulunan Roma dönemi lahitleri dikkat çekiyor.

Gökkaya limanı

Üçağızın doğal limanı olan Gökkaya, mavi yolculuğa çıkanların hayran kaldıkları, bazen gün boyu konakladıkları ilginç bir koydur. Su sporlarına da uygundur. Kıyıdaki Gökkaya Restaurant, tipik bir balıkçı lokantasıdır. Gece eğlenmekisteyenler için küçük bir diskosunun olduğunu da not edelim.

Kaleköy (Simena)

Kaş’tan, Demre’den ya da Üçağız’dan tekneyle gidilebilen, karayolu olmayan Kaleköy (Simena) bölgenin en güzel yerleşimidir.

Çevredeki irili ufaklı koylara ve Kekova adasının doyumsuz manzarasına hakim kalesine mutlaka çıkılmalıdır. Kaleköy, iskelesindeki lokantaları ve pansiyonlarıyla sadece bir durak yeri değil, aynı zamanda doğa ve tarihle içiçe uzunca süre konaklanabilecek bir tatil beldesidir.

Antik adı Simena olan Kaleköy’ün surlar içinde yığma taştan yapılmış evler, çevreyle uyum göstermektedir. Aykırı bir yapılaşma yoktur Kaleköy’de.

Tekneyle yaklaşıldığında ve tepeden bakıldığında dikkati en çok çeken kalıntılardan biri de, denizdeki Lykia tipi lahittir. Tonlarca ağırlıktaki lahitler kentin her taraında ve özelikle tepedeki kalenin Kekova’ya göre sol yamacında karşınıza çıkacaktır.

Simena’nın bir kayanın yontulmasıyla oluşturulmuş 7 sıralı küçük tiyatrosu görülmeye değer. Roma döneminde yapılmış surların yanısıra, tepede bir ortaçağ kalesi yer almaktadır. Kalıntıların bir bölümü de sular içindedir.



Kekova Adası; Batıkşehir ve Tersane

Bölgeye adını veren Kekova adası, Kaleköy’ün karşısında boylu boyunca uzanıyor. Adanın Kaleköy’e bakan kıyısındaki batık şehir görülmeye değer. Suyun altında eski cadde ve bina kalıntıları belirgin olarak seçilebiliyor. Antik kentin M.Ö. 2. yüzyılda büyük bir deprem sonucunda sulara gömüldüğü sanılıyor. (Aperlai ve Simena örneğinde olduğu gibi)

Özel tekneyle giderseniz deniz gözlüklerini takıp batık kenti daha net olarak seyredebilirsiniz. Eminiz çok etkileneceksiniz.

Adanın batısında Tersane koyu var. Sahilinde bir bazilika kalıntısının da bulunduğu koyda tekneler denize girmek için mola veriyorlar. Kumsalı taşlı da olsa, denize girmek için uygun.

Tekne turu sırasında uğranan yerler arasında mavi mağara da var. Tekneyle içine girilebilecek büyüklükteki mağarada, bölgedeki diğer mağaralarda olduğu gibi güneş ışığının kırılıp yansımasıyla oluşan renkler ilgi çekiyor.

Koylar arasında dolaşırken, bir yamaca Türk bayrağının işlenmiş olduğunu görecek ve şaşıracaksınız. Bu koy 1. Dünya savaşı sırasında büyük başarılar kazanan Hamidiye zırhlısına saklanmak için doğal bir liman görevi görmüş.

Aşırlı Adası

Demre’nin iskelesi Çayağzı’na doğru tekneyle giderken solda Aşırlı adasını göreceksiniz. Aşırlı adası Demre-Çayağzı iskelesinden sadece 800 m uzaklıkta. Hepi topu 1 km uzunluktaki ada, mavi yolculuk ve günübirlik gezi teknelerinin başlıca uğrak yerleri arasında. Adadaki tesislerde yörenin nefis balıklarını tadabilir, diskosunda eğlenebilirsiniz. Adada konaklama tesisi yok. Ama çadır kurulabilir.

Çayağzı (Andriake)

Günübirlik tekne turlarının başlıca çıkış noktası olan Çayağzı için Demre sayfasına bakınız.

Kyenai

Kaş’tan Demre’ye doğru karayolundan seyrederken 23 km sonra, solda Kyenai yön levhası çıkacak karşınıza. Kafanızı çevirip baktığınızda sarp yamaçlara oyulmuş bir kaç kaya mezarından ibaret sanıp geçmeyin Kyenai’yi. Mutlaka zaman ayırın ve görün. Çok etkileneceğinize eminiz.

Kyenai yön levhası izlendiğinde, 2 km sonra Yavı köyüne varılıyor. Kyenai’ye Yavı köyünden yürüyerek çıkılabiliyor. Çıkış 45 dakika sürüyor. Yanınıza köyden rehber almayı unutmayın. Çünkü hem çıkışta en kısa patikayı bulmak, hem de tepedeki kalıntıları hakkıyla görmek için rehbere ihtiyacınız olacak. Bir de o kadar çok sarnıç var ki, yalnız dolaşmak tehlikeli olabilir .

Yürümek istemiyor ve arabanıza güveniyorsanız, tepeyi arkadan dolaşan taşlı topraklı bozuk bir yol var. Bu yol, tepedeki iki dev lahitin tırlara yüklenip Antalya Müzesine götürülmesi için açılmış (Arabayla gitmek için karayoluna çıkıp Kaş yönüne dönmek ve yaklaşık 2 km gittikten sonra sağa ayrılan toprak yola girmek gerekiyor. Yol Yavı’nın mahallesinden geçecek ve antik tiyatronun önüne kadar ulaştıracak sizi).

Önce çok iyi durumdaki tiyatronun üst basamaklarına çıkıp çevreyi seyredin. Kyenai çevrenin en yüksek tepesine kurulmuş. Dört bir taraf görülebiliyor. İşte karşınızda Kekova adası ve çevresindeki adacıklara koylar.

Şehri gezmeye başlıyoruz. Tiyatrodan sonra dikkatinizi çekecek ilk şey dev lahitler. Kimilerinin üzerinde aslan başı var. Tarihi hakkında somut bir bilgi olmayan Kyenai Grekçe’de "mavi şehir" anlamına geliyor. Lahitler Lykia tipinde ama kalıntıların büyük bölümü Roma dönemine ait. Şehir Bizanslılar tarafından da kullanılmış.

Kentte herhangi bir kazı çalışması yapılmamış. Tabii, defineciler dışında. Yer yer meydana gelen çöküntülerden de anlaşılıyor ki, toprak altında kat kat şehir var. Bir yandan, böyle bir değer neden hala toprak altında bırakılır diye üzülüyor insan. Ama öte yandan da seviniyor, hiç değilse böylelikle korunuyor diye. Çünkü kazı yapılan ya da keşfedilen bir çok eser (koskoca tapınaklar dahil), özellikle 19. yüzyıl sonlarında ve 20. yüzyıl toptan kaçırılmış. Bu talan sonraki dönemde de, o boyutta olmasa da sürüp gitmiş. Değerini yeni yeni anlıyoruz.

Şehir surları kenti çepeçevre sarıyor. Surlar Yavı köyü tepesinde daha belirgin. Biraz aşağıda bir Bizans bazilikasının kalıntıları var.

Çöküntüler sonrasında ortaya çıkan galeri girişleri ve duvar etkileyici. Bir de rehberimizin restoran olarak kullanıldığını söylediği yapı var. Ne olduğunu çözemedik. Sarnıçlar o kadar çok ki. Bundan şehrin ne kadar kalabalık olduğu anlaşılıyor. Bazılarının büyüklüğünü bir delikten taş atıp bir diğerinden suya çarpma sesini dinleyerek deniyor ve şaşırıyoruz.

Akropol’ün tepesine bir işaret levhası dikilmiş. Şehrin en yüksek noktasını belirlemek amacıyla. Üzerinde atlı araba figürlerinin bulunduğu bir lahit görüyoruz. Bu lahitin eşi tırlarla Antalya müzesine götürülmüş. Sık makilikler arasında bulmak oldukça güç. Kemerlerden geçiyoruz. Gezimiz en az 1 saat sürüyor. Rehberimiz şehrin ancak yarısını gezdirebildim diyor, kentin görkemini belirtmek istercesine.

Trysa, Sura

Demre yolu üzerinde, Yavı’dan çıktıktan 6 km sonra sola ayrılan yolla 12 km gidildiğinde karşınıza çıkan Gölbaşı köyü yakınlarında küçük bir tepe üzerinde Trysa antik kenti kalıntıları bulunmaktadır. Trysa’da üzerinde bir ailenin kabartma figürlerinin bulunduğu Heroon (M.Ö. 4. yüzyıla ait) ilgi çekicidir.

Demre’ye yaklaşırken (5 km kala) antik çağda bir kehanet merkezi olarak tanınan Sura’ya da uğranabilir. Kentin Myra’ya bağlı dinsel merkez olarak kaldığı ve fazla gelişmediği sanılıyor. Sura için bir yön levhası bulunmuyor. Çevreden rehber almadan ulaşmak zor. Bir de yakındaki evlere ait köpeklere dikkat etmekte yarar var.

Sura’nın 10 metrelik bir yükseltiye kurulmuş Akropol’ünün kuzeyinde kent duvarının bitiminde kentin en fazla dikkat çeken yapısı olan gözetleme kulesi, güney doğusunda sadece terası kalmış kahinler evi vardır. Aşağıda, şehrin liman bölümünde Apollo tapınağının kalıntıları ve küçük bir Bizans kilisesi görülebilir

Resimler....







Üçağız’da deniz yosunu toplayan çocuklar. Harika meze oluyor.






Mavi yolculuk ve günübirlik gezi tekneleri, Kekova çevresinde birbirinden güzel koylara demirlerler.






Üçağız sırtlarından Kekova’nın güzel panoraması






Üçağız kıyılarında kayaların üzerinde






Denizyosunlarından çıkarılan taşlar yazmalara işleniyor.






Kaleköy’e (Simena)sadece denizden ulaşılabiliyor.






Kale’den Kekova Körfezi





Batık kent kıyılarında






Deprem sonucu evler, sokaklar denize gömülmüş. Batık kent Kekova Adası kıyısında uzanıyor.






Kyenai kalıntıları üzerinde




Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 09:33


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri Antalya Seo tesbih aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort eryaman escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort
mecidiyeköy escort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2