ceyLin
25 November 2008, 14:33
Sevenler[Only Registered Users Can See Links] neden karı koca olamıyorlar? Günümüz gençleri neden evlenemiyor? Moral Dünyası evlilik konusunda en merak edilen soruların cevabını araştırdı.
[Only Registered Users Can See Links]
Hepimiz bir insan olarak çok büyük umutlarla severiz[Only Registered Users Can See Links] evlenmek ve mutlu bir yuva kurmak isteriz. Kimi insanlar bunu başarabilir[Only Registered Users Can See Links] bazıları da büyük hayal kırıklıklarına uğrar. Bu konuda büyük acılar yaşar. Moral Dünyası dergisi evlilik konusunda en merak edilen soruların cevabını araştırdı. İşte haber:
Son dönemlerde umduğu gibi hayat kuranların sayısı maalesef azalıyor. Sevgilerinde[Only Registered Users Can See Links] aşklarında veya evliliklerinde sorun yaşayanların sayısı ise giderek artıyor. Türkiye’nin son on beş-yirmi yıllık döneminde[Only Registered Users Can See Links] yanlış evlilikler[Only Registered Users Can See Links] boşanmalar aile içi şiddet olayları başlı başına gündem oluşturacak kadar çok.
Öyle ki[Only Registered Users Can See Links] televizyon haberlerinde[Only Registered Users Can See Links] gazetelerde gün geçmesin ki bu konularda felâket haberleri çıkmasın. Hem de üst üste. tekrar tekrar verildiği için[Only Registered Users Can See Links] gençler bu tablodan ürker hale geldi.
Toplum nasıl bu hale geldi neden evliliklerin çoğu sorunlu[Only Registered Users Can See Links] neden boşanmalar arttı? Niye bu kadar çok yanlış evlilik var? Gençlerimiz niçin evlilik gibi kutsal bir müesseseye endişe ve korkuyla bakıyorlar? Onca güzel bakımlı okumuş kızlar neden yaşları 30’lara dayandığı halde evlenmiyor ve neden fidan gibi gençler evlilikten kaçıyor?
Çok değil bir kuşak öncesinde mutlu aileler sorunsuz yuvalar büyük bir çoğunlukta iken şimdi ne oldu da on beş-yirmi yıl içinde her şey tersine dönmeye başladı?
Yanlış ilişkiler yanlış evlilikler[Only Registered Users Can See Links] ayrılmalar[Only Registered Users Can See Links] boşanmalar[Only Registered Users Can See Links] ortada kalan çocuklar evlenemeyen gençler[Only Registered Users Can See Links] evde kalmış kızlar[Only Registered Users Can See Links] evlenmeyen erkekler[Only Registered Users Can See Links]
Bu katmerli yangın her tarafı sarmış durumda. Mutlaka yakınımıza[Only Registered Users Can See Links] etrafımıza da geliyor alevler. Diyelim ki bizim ailemiz sorunsuz ama etrafımızda[Only Registered Users Can See Links] akrabalarımızda veya komşularımızda olabiliyor.
Sözgelimi kardeşiniz[Only Registered Users Can See Links] ağabeyiniz[Only Registered Users Can See Links] ablanız[Only Registered Users Can See Links] dayınız[Only Registered Users Can See Links] halanız bu dertlemustaripolunca[Only Registered Users Can See Links] onların dertleriyle meşgul olmak durumunda kalıyorsunuz. Ya da çok sevdiğiniz bir dostunuz[Only Registered Users Can See Links] arkadaşınız böyle bir olayı yaşıyorsa[Only Registered Users Can See Links] siz de huzursuz oluyorsunuz.
Daha da kötüsü[Only Registered Users Can See Links] “Benim oğlum[Only Registered Users Can See Links] benim kızım da böyle kötü bir evlilik yapar mı?” diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Hatta belki[Only Registered Users Can See Links] “Ya kızım evlenemezse[Only Registered Users Can See Links] oğlum hep ömür boyu bekâr kalırsa?” diye endişe edip korkuyorsunuz. Belki de[Only Registered Users Can See Links] başınızda böyle bir olay var[Only Registered Users Can See Links] uykularınız kaçıyor çocuklarınızın geleceğini düşündükçe…
Bu endişeler[Only Registered Users Can See Links] korkular salgın bir hastalık gibi yaygın toplumumuzda. Çünkü bunlar hep yaşanıyor artık. Bu yaşananlar gerçekten ülkemizde şiddeti daha da artan ve günden güne de yayılan sosyal bir olay. Bu konuda[Only Registered Users Can See Links] birey ve toplum olarak etkilendiğimize göre[Only Registered Users Can See Links] mutlaka bizlere ve devlete büyük görevler düşüyor.
Bu yangın mutlaka söndürülmeli[Only Registered Users Can See Links] mutlaka herkes elinden gelen çabayı göstermeli. Yoksa bu dehşetli ateş hepimizi yakıp kavurmak üzere. Daha da önemlisi[Only Registered Users Can See Links] yarınlarımızı[Only Registered Users Can See Links] çocuklarımızı yok etmek üzere.
Sevenler[Only Registered Users Can See Links] neden karı koca olamıyorlar?
Günümüzde bütün kolaylıklara ve yakınlaşmalara rağmen[Only Registered Users Can See Links] olması gereken evlilikler gerçekleşmiyor[Only Registered Users Can See Links] ilişkiler arkadaşlıktan öteye[Only Registered Users Can See Links] yani evliliğe bir türlü gidemiyor.
Başka bir tabirle[Only Registered Users Can See Links] sevenler karı koca olamıyorlar. Günümüzde sevgililer çoğalırken[Only Registered Users Can See Links] karı kocalar azalıyor.
Evlenemeyen kızlar[Only Registered Users Can See Links] eskiden olduğu gibi kısmeti olmadığı[Only Registered Users Can See Links] fiziksel kusuru bulunduğu veya yoksul olduğu için değil[Only Registered Users Can See Links] genelde kısmetlerini evlenmeye ikna edemediği için ya da görüştüğü konuştuğu erkek[Only Registered Users Can See Links] evlenmeye yanaşmadığı için evlenemiyorlar.
Bu durumda olan kızların yaşadığı duygusal psikoloji gerçekten içler acısı. Kimi kızlar travma geçiriyor[Only Registered Users Can See Links] hayata küsüyor[Only Registered Users Can See Links] kimisi psikolojik tedavi görüyor. Hemen hepsi[Only Registered Users Can See Links] geleceğinden kaygı duyuyor[Only Registered Users Can See Links] yarınından endişe ediyor. Hele ‘30 yaş’ paniğine kapılanlar için hayat kâbus gibi. Ümitsizlik duygusu pranga gibi yapışıyor. Bunalımlar[Only Registered Users Can See Links] stresler[Only Registered Users Can See Links] kâbuslar peşlerini bırakmıyor.
Üniversiteyi başarıyla bitirmiş[Only Registered Users Can See Links] iki dil bilen bir kız şunları söylüyor: “İyi eğitim aldık diye[Only Registered Users Can See Links] farklı kriterlere sahip olduk. Okuma sürecinde farklı davranış biçimiyle şekillendiğimiz için hiçbir şeyi beğenmez ve seçim yapamaz olduk. Şimdi iyi eğitim alan ama 29 yaşında evde kalmış bir kızım.”
Bu kızın söylediklerine benzer sözleri erkekler de söylüyor. Bir genç dostum[Only Registered Users Can See Links] “Eğitim diye hayatımızı adadık. Eğitimi tamamladığımızda evlenme yaşımız geçiyor. Ben otuz yaşından sonra[Only Registered Users Can See Links] ne zaman iş bulacağım da yuva kuracağım?” demişti.
Elbette her okuyan böyle düşünmüyor. Okuyan insanların hepsi suçu eğitime bağlamıyor. Ama bunun bir sebep olduğu da göz ardı edilmemeli.
Evlenme yaşı değişti
Günümüzde evliliğe hazır olmanın yaşı ve şartları değişti. Geçmişte 17-18 yaşını bulan kızlarla[Only Registered Users Can See Links] askerliğini bitiren erkekler fazla zaman kaybetmeden evlendirilirdi. Ancak gerek ekonomik şartlardan[Only Registered Users Can See Links] gerekse eğitim sürecinin uzunluğundan evlenme yaşının erkeklerde 30’a[Only Registered Users Can See Links] kadınlarda 25’e kadar çıktığını görmekteyiz. Genel ortalama aşağı yukarı budur ama kimi yerlerde[Only Registered Users Can See Links] özellikle büyük şehirlerde bu oranın da üstüne çıkıldığı görülür.
Bir erkeğin evlenmesi için gerekli olan şartların başında ‘ekmeğini eline almak’ gelir. Yani bir meslek sahibi olması[Only Registered Users Can See Links] evini geçindirmek için işe girip düzenli bir gelir getirmesi gereklidir. Günümüzde eğitim daha önem kazandığı için[Only Registered Users Can See Links] bir gencin okuması[Only Registered Users Can See Links] üniversiteyi bitirmesi öncelik kazanmıştır. Bu süreçte[Only Registered Users Can See Links] normal bir okul dönemi yaşayan kişilerin[Only Registered Users Can See Links] hiç sınıf kaybı yaşamadan[Only Registered Users Can See Links] üniversite sınavlarını hemen kazanıp yüksek öğrenimini bitirmesi[Only Registered Users Can See Links] doktora yapması vs. yaşı 25-26’ya çıkarıyor. Ardından eğitim nedeniyle tecil edilen askerlik görevinin yapılması[Only Registered Users Can See Links] iş bulunması gibi süreçler eklenince[Only Registered Users Can See Links] bir erkeğin evlenmesinin önündeki engeller ancak 28-30 yaşlarında kalkmış oluyor.
Kızlarda ise bu süreç sadece birkaç yıl eksikle tamamlanabiliyor. Onların da yaşları üniversiteyi bitirdiklerinde ortalama 25-26’yı buluyor. Bu nedenle Türkiye’de son yıllarda evlenme yaşı erkeklerde 30[Only Registered Users Can See Links] kızlarda 25 oluyor.
Bu gerçeklerden yola çıkarak aslında gençlerin evlenmesinin önündeki en büyük engeller[Only Registered Users Can See Links] başta eğitim[Only Registered Users Can See Links] askerlik ve iş bulma diyebiliriz.
[Only Registered Users Can See Links]
Hepimiz bir insan olarak çok büyük umutlarla severiz[Only Registered Users Can See Links] evlenmek ve mutlu bir yuva kurmak isteriz. Kimi insanlar bunu başarabilir[Only Registered Users Can See Links] bazıları da büyük hayal kırıklıklarına uğrar. Bu konuda büyük acılar yaşar. Moral Dünyası dergisi evlilik konusunda en merak edilen soruların cevabını araştırdı. İşte haber:
Son dönemlerde umduğu gibi hayat kuranların sayısı maalesef azalıyor. Sevgilerinde[Only Registered Users Can See Links] aşklarında veya evliliklerinde sorun yaşayanların sayısı ise giderek artıyor. Türkiye’nin son on beş-yirmi yıllık döneminde[Only Registered Users Can See Links] yanlış evlilikler[Only Registered Users Can See Links] boşanmalar aile içi şiddet olayları başlı başına gündem oluşturacak kadar çok.
Öyle ki[Only Registered Users Can See Links] televizyon haberlerinde[Only Registered Users Can See Links] gazetelerde gün geçmesin ki bu konularda felâket haberleri çıkmasın. Hem de üst üste. tekrar tekrar verildiği için[Only Registered Users Can See Links] gençler bu tablodan ürker hale geldi.
Toplum nasıl bu hale geldi neden evliliklerin çoğu sorunlu[Only Registered Users Can See Links] neden boşanmalar arttı? Niye bu kadar çok yanlış evlilik var? Gençlerimiz niçin evlilik gibi kutsal bir müesseseye endişe ve korkuyla bakıyorlar? Onca güzel bakımlı okumuş kızlar neden yaşları 30’lara dayandığı halde evlenmiyor ve neden fidan gibi gençler evlilikten kaçıyor?
Çok değil bir kuşak öncesinde mutlu aileler sorunsuz yuvalar büyük bir çoğunlukta iken şimdi ne oldu da on beş-yirmi yıl içinde her şey tersine dönmeye başladı?
Yanlış ilişkiler yanlış evlilikler[Only Registered Users Can See Links] ayrılmalar[Only Registered Users Can See Links] boşanmalar[Only Registered Users Can See Links] ortada kalan çocuklar evlenemeyen gençler[Only Registered Users Can See Links] evde kalmış kızlar[Only Registered Users Can See Links] evlenmeyen erkekler[Only Registered Users Can See Links]
Bu katmerli yangın her tarafı sarmış durumda. Mutlaka yakınımıza[Only Registered Users Can See Links] etrafımıza da geliyor alevler. Diyelim ki bizim ailemiz sorunsuz ama etrafımızda[Only Registered Users Can See Links] akrabalarımızda veya komşularımızda olabiliyor.
Sözgelimi kardeşiniz[Only Registered Users Can See Links] ağabeyiniz[Only Registered Users Can See Links] ablanız[Only Registered Users Can See Links] dayınız[Only Registered Users Can See Links] halanız bu dertlemustaripolunca[Only Registered Users Can See Links] onların dertleriyle meşgul olmak durumunda kalıyorsunuz. Ya da çok sevdiğiniz bir dostunuz[Only Registered Users Can See Links] arkadaşınız böyle bir olayı yaşıyorsa[Only Registered Users Can See Links] siz de huzursuz oluyorsunuz.
Daha da kötüsü[Only Registered Users Can See Links] “Benim oğlum[Only Registered Users Can See Links] benim kızım da böyle kötü bir evlilik yapar mı?” diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Hatta belki[Only Registered Users Can See Links] “Ya kızım evlenemezse[Only Registered Users Can See Links] oğlum hep ömür boyu bekâr kalırsa?” diye endişe edip korkuyorsunuz. Belki de[Only Registered Users Can See Links] başınızda böyle bir olay var[Only Registered Users Can See Links] uykularınız kaçıyor çocuklarınızın geleceğini düşündükçe…
Bu endişeler[Only Registered Users Can See Links] korkular salgın bir hastalık gibi yaygın toplumumuzda. Çünkü bunlar hep yaşanıyor artık. Bu yaşananlar gerçekten ülkemizde şiddeti daha da artan ve günden güne de yayılan sosyal bir olay. Bu konuda[Only Registered Users Can See Links] birey ve toplum olarak etkilendiğimize göre[Only Registered Users Can See Links] mutlaka bizlere ve devlete büyük görevler düşüyor.
Bu yangın mutlaka söndürülmeli[Only Registered Users Can See Links] mutlaka herkes elinden gelen çabayı göstermeli. Yoksa bu dehşetli ateş hepimizi yakıp kavurmak üzere. Daha da önemlisi[Only Registered Users Can See Links] yarınlarımızı[Only Registered Users Can See Links] çocuklarımızı yok etmek üzere.
Sevenler[Only Registered Users Can See Links] neden karı koca olamıyorlar?
Günümüzde bütün kolaylıklara ve yakınlaşmalara rağmen[Only Registered Users Can See Links] olması gereken evlilikler gerçekleşmiyor[Only Registered Users Can See Links] ilişkiler arkadaşlıktan öteye[Only Registered Users Can See Links] yani evliliğe bir türlü gidemiyor.
Başka bir tabirle[Only Registered Users Can See Links] sevenler karı koca olamıyorlar. Günümüzde sevgililer çoğalırken[Only Registered Users Can See Links] karı kocalar azalıyor.
Evlenemeyen kızlar[Only Registered Users Can See Links] eskiden olduğu gibi kısmeti olmadığı[Only Registered Users Can See Links] fiziksel kusuru bulunduğu veya yoksul olduğu için değil[Only Registered Users Can See Links] genelde kısmetlerini evlenmeye ikna edemediği için ya da görüştüğü konuştuğu erkek[Only Registered Users Can See Links] evlenmeye yanaşmadığı için evlenemiyorlar.
Bu durumda olan kızların yaşadığı duygusal psikoloji gerçekten içler acısı. Kimi kızlar travma geçiriyor[Only Registered Users Can See Links] hayata küsüyor[Only Registered Users Can See Links] kimisi psikolojik tedavi görüyor. Hemen hepsi[Only Registered Users Can See Links] geleceğinden kaygı duyuyor[Only Registered Users Can See Links] yarınından endişe ediyor. Hele ‘30 yaş’ paniğine kapılanlar için hayat kâbus gibi. Ümitsizlik duygusu pranga gibi yapışıyor. Bunalımlar[Only Registered Users Can See Links] stresler[Only Registered Users Can See Links] kâbuslar peşlerini bırakmıyor.
Üniversiteyi başarıyla bitirmiş[Only Registered Users Can See Links] iki dil bilen bir kız şunları söylüyor: “İyi eğitim aldık diye[Only Registered Users Can See Links] farklı kriterlere sahip olduk. Okuma sürecinde farklı davranış biçimiyle şekillendiğimiz için hiçbir şeyi beğenmez ve seçim yapamaz olduk. Şimdi iyi eğitim alan ama 29 yaşında evde kalmış bir kızım.”
Bu kızın söylediklerine benzer sözleri erkekler de söylüyor. Bir genç dostum[Only Registered Users Can See Links] “Eğitim diye hayatımızı adadık. Eğitimi tamamladığımızda evlenme yaşımız geçiyor. Ben otuz yaşından sonra[Only Registered Users Can See Links] ne zaman iş bulacağım da yuva kuracağım?” demişti.
Elbette her okuyan böyle düşünmüyor. Okuyan insanların hepsi suçu eğitime bağlamıyor. Ama bunun bir sebep olduğu da göz ardı edilmemeli.
Evlenme yaşı değişti
Günümüzde evliliğe hazır olmanın yaşı ve şartları değişti. Geçmişte 17-18 yaşını bulan kızlarla[Only Registered Users Can See Links] askerliğini bitiren erkekler fazla zaman kaybetmeden evlendirilirdi. Ancak gerek ekonomik şartlardan[Only Registered Users Can See Links] gerekse eğitim sürecinin uzunluğundan evlenme yaşının erkeklerde 30’a[Only Registered Users Can See Links] kadınlarda 25’e kadar çıktığını görmekteyiz. Genel ortalama aşağı yukarı budur ama kimi yerlerde[Only Registered Users Can See Links] özellikle büyük şehirlerde bu oranın da üstüne çıkıldığı görülür.
Bir erkeğin evlenmesi için gerekli olan şartların başında ‘ekmeğini eline almak’ gelir. Yani bir meslek sahibi olması[Only Registered Users Can See Links] evini geçindirmek için işe girip düzenli bir gelir getirmesi gereklidir. Günümüzde eğitim daha önem kazandığı için[Only Registered Users Can See Links] bir gencin okuması[Only Registered Users Can See Links] üniversiteyi bitirmesi öncelik kazanmıştır. Bu süreçte[Only Registered Users Can See Links] normal bir okul dönemi yaşayan kişilerin[Only Registered Users Can See Links] hiç sınıf kaybı yaşamadan[Only Registered Users Can See Links] üniversite sınavlarını hemen kazanıp yüksek öğrenimini bitirmesi[Only Registered Users Can See Links] doktora yapması vs. yaşı 25-26’ya çıkarıyor. Ardından eğitim nedeniyle tecil edilen askerlik görevinin yapılması[Only Registered Users Can See Links] iş bulunması gibi süreçler eklenince[Only Registered Users Can See Links] bir erkeğin evlenmesinin önündeki engeller ancak 28-30 yaşlarında kalkmış oluyor.
Kızlarda ise bu süreç sadece birkaç yıl eksikle tamamlanabiliyor. Onların da yaşları üniversiteyi bitirdiklerinde ortalama 25-26’yı buluyor. Bu nedenle Türkiye’de son yıllarda evlenme yaşı erkeklerde 30[Only Registered Users Can See Links] kızlarda 25 oluyor.
Bu gerçeklerden yola çıkarak aslında gençlerin evlenmesinin önündeki en büyük engeller[Only Registered Users Can See Links] başta eğitim[Only Registered Users Can See Links] askerlik ve iş bulma diyebiliriz.