ceyLin
16 December 2008, 18:05
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Bilim adamları[Only Registered Users Can See Links] bilimsel çalışmalarda mihenk taşı kabul edilen ve 1572 yılında gözlemlenen bir süpernova patlamasının "ışık yankılarını" gözlemlediler.
Alman Max Planck Astronomi Enstitüsü'nden araştırmacılar[Only Registered Users Can See Links] 1572'de Danimarkalı astronom Tycho Brahe'un gözlemleyerek kaydettiği süperno[Only Registered Users Can See Links]ın[Only Registered Users Can See Links] yıldızlar arası toz tarafından yansıtılan donuk ışık yankılarını[Only Registered Users Can See Links] Havai ve
İspanya'daki teleskopları kullanarak tespit ettiler.
O dönem tüm dünyada gözlemcilerin büyük ilgisi çeken bu gök olayının doğası üzerindeki 436 yıllık gizemi çözmeye yardımcı olması beklenen[Only Registered Users Can See Links] meşhur süpernovanın "fosil izleri" konusundaki araştırma[Only Registered Users Can See Links] Nature dergisinde yayınlandı.
Max Planck Enstitüsü'nden Dr Oliver Krause[Only Registered Users Can See Links] 1572'dek süpernova patlamasının bilim tarihinde çok önemli bir nokta olduğunu belirterek[Only Registered Users Can See Links] bu gözlemle gökyüzündeki değişmezlik ilkesinin ortadan kalktığını kaydetti.
1572'de Kasım ayının başlarında Cassiopiea takımyıldızında beliren ve gün ışığında bile görülebilen parlak "yeni yıldız"[Only Registered Users Can See Links] aralarında ünlü Danimarkalı astronom Brahe'nin de bulunduğu birçok gözlemciyi büyülemişti.
Süparnovanın kesin konumunu "Stella Nova" adlı kitabında belirleyen Tycho Brahe[Only Registered Users Can See Links] ölçümlerinin yeni yıldızın[Only Registered Users Can See Links] "yıldızların değişmez olduğunu söyleyen ve 2 bin yıl Batı düşüncesine hakim olan Aristo geleneğine ters düşecek" biçimde Ay'ın çok gerisinde olduğunu kaydetmişti. Bu bulgu Kepler[Only Registered Users Can See Links] Galileo[Only Registered Users Can See Links] Newton ve diğer bilim adamlarının çalışmaları için önemli bir dayanak teşkil etmişti.
Enerjisi biten büyük yıldızların şiddetle patlamasına denilen süpernovaların bazen parlaklığı Güneş'in parlaklığının yüz milyon katına varabiliyor.
Başlangıçta yapısı[Only Registered Users Can See Links] iyonize madde olan plazma şeklindeki bir süpernovanın parlaklığını yitirmesi haftalar ya da aylar sürebilir. Bu süre zarfında yaydığı enerji[Only Registered Users Can See Links] güneşin 10 milyar yılda yayacağı enerjiden daha fazladır.
Bu patlamalar[Only Registered Users Can See Links] maddenin evrende bir noktadan başka noktalara taşınması işine yarar. Patlama sonucunda dağılan yıldız artıklarının[Only Registered Users Can See Links] evrenin başka köşelerinde birikerek yeniden yıldızlar ya da yıldız sistemleri oluşturduğu varsayılmaktadır.
Bu teoriye göre[Only Registered Users Can See Links] Güneş[Only Registered Users Can See Links] Güneş Sistemi içindeki gezegenler ve bu arada elbette bizim Dünyamızın da[Only Registered Users Can See Links] çok eski zamanlarda meydana gelmiş bir süpernova patlaması sonucu ortaya çıktığı ileri sürülüyor.
Bilim adamları[Only Registered Users Can See Links] bilimsel çalışmalarda mihenk taşı kabul edilen ve 1572 yılında gözlemlenen bir süpernova patlamasının "ışık yankılarını" gözlemlediler.
Alman Max Planck Astronomi Enstitüsü'nden araştırmacılar[Only Registered Users Can See Links] 1572'de Danimarkalı astronom Tycho Brahe'un gözlemleyerek kaydettiği süperno[Only Registered Users Can See Links]ın[Only Registered Users Can See Links] yıldızlar arası toz tarafından yansıtılan donuk ışık yankılarını[Only Registered Users Can See Links] Havai ve
İspanya'daki teleskopları kullanarak tespit ettiler.
O dönem tüm dünyada gözlemcilerin büyük ilgisi çeken bu gök olayının doğası üzerindeki 436 yıllık gizemi çözmeye yardımcı olması beklenen[Only Registered Users Can See Links] meşhur süpernovanın "fosil izleri" konusundaki araştırma[Only Registered Users Can See Links] Nature dergisinde yayınlandı.
Max Planck Enstitüsü'nden Dr Oliver Krause[Only Registered Users Can See Links] 1572'dek süpernova patlamasının bilim tarihinde çok önemli bir nokta olduğunu belirterek[Only Registered Users Can See Links] bu gözlemle gökyüzündeki değişmezlik ilkesinin ortadan kalktığını kaydetti.
1572'de Kasım ayının başlarında Cassiopiea takımyıldızında beliren ve gün ışığında bile görülebilen parlak "yeni yıldız"[Only Registered Users Can See Links] aralarında ünlü Danimarkalı astronom Brahe'nin de bulunduğu birçok gözlemciyi büyülemişti.
Süparnovanın kesin konumunu "Stella Nova" adlı kitabında belirleyen Tycho Brahe[Only Registered Users Can See Links] ölçümlerinin yeni yıldızın[Only Registered Users Can See Links] "yıldızların değişmez olduğunu söyleyen ve 2 bin yıl Batı düşüncesine hakim olan Aristo geleneğine ters düşecek" biçimde Ay'ın çok gerisinde olduğunu kaydetmişti. Bu bulgu Kepler[Only Registered Users Can See Links] Galileo[Only Registered Users Can See Links] Newton ve diğer bilim adamlarının çalışmaları için önemli bir dayanak teşkil etmişti.
Enerjisi biten büyük yıldızların şiddetle patlamasına denilen süpernovaların bazen parlaklığı Güneş'in parlaklığının yüz milyon katına varabiliyor.
Başlangıçta yapısı[Only Registered Users Can See Links] iyonize madde olan plazma şeklindeki bir süpernovanın parlaklığını yitirmesi haftalar ya da aylar sürebilir. Bu süre zarfında yaydığı enerji[Only Registered Users Can See Links] güneşin 10 milyar yılda yayacağı enerjiden daha fazladır.
Bu patlamalar[Only Registered Users Can See Links] maddenin evrende bir noktadan başka noktalara taşınması işine yarar. Patlama sonucunda dağılan yıldız artıklarının[Only Registered Users Can See Links] evrenin başka köşelerinde birikerek yeniden yıldızlar ya da yıldız sistemleri oluşturduğu varsayılmaktadır.
Bu teoriye göre[Only Registered Users Can See Links] Güneş[Only Registered Users Can See Links] Güneş Sistemi içindeki gezegenler ve bu arada elbette bizim Dünyamızın da[Only Registered Users Can See Links] çok eski zamanlarda meydana gelmiş bir süpernova patlaması sonucu ortaya çıktığı ileri sürülüyor.