PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İmanın ilk meyvesi merhamettir


eLanuR
16 December 2008, 18:44
İmanın ilk meyvesi merhamettir. Ondan uzak bir gönül zî-hayat (hayat sahibi[Only Registered Users Can See Links] canlı) değildir. Her hayrın başı olan besmele ve fatiha Allah'ın (c.c.) Rahman ve Rahîm (merhamet) isimleri ile başlar. Peygamberler ve velîlerin hayat hikayeleri de merhamet menkıbeleri ile doludur.Allah'ın (c.c.) ahlakı ile ahlaklanmanın en tabiî neticelerinden biri[Only Registered Users Can See Links] merhamet dolu engin bir gönle sahip olmaktır. İbadetlerin[Only Registered Users Can See Links] bilhassa haccın hakîkatine böyle bir gönül ile kavuşulabileceğini Mevlana (k.s.) aşağıdaki şu hikayesi ile ifade eder:"Bir kişi hac ve umre îfası için Mekke'ye doğru sür'atle gidiyordu.""Her gittiği şehirde oranın ulularını araştırıyor;"- Bu beldede basîret sahibi kim var?" diye önüne gelene soruyordu."Çünkü nereye sefer yaparsa yapsın[Only Registered Users Can See Links] evvela Hakk dostlarını bulmanın zarureti inancı içinde idi.""Hakk Teala:"Şayet bilmiyorsanız[Only Registered Users Can See Links] zikir ehlinden sorunuz!" buyuruyordu.""Musa (a.s.) dahî ledünnî ilme sahib Hızır'ı (a.s.) ziyaretle emredilmişti.""Bu kişi[Only Registered Users Can See Links] hilal gibi süzgün[Only Registered Users Can See Links] uzun boylu bir pîr gördü ki[Only Registered Users Can See Links] onda velîlerin rûhaniyeti vardı.""Gözleri Dünya'ya âma[Only Registered Users Can See Links] kalbi ise[Only Registered Users Can See Links] Güneş gibiydi.""O kişi[Only Registered Users Can See Links] o pîrin karşısına oturdu. Pîr ona;"- Ey kişi[Only Registered Users Can See Links] nereye gidiyorsun? Gurbet eşyasını nereye taşıyorsun?" dedi""O kişi de:"- Hacca gitmek niyetindeyim; iki yüz dirhem de param var." dedi.""Pîr o kişiye dedi ki:"- Ey kişi! O dünyalığının bir miktarını Allah (c.c.) yolundaki muhtaçlara[Only Registered Users Can See Links] garîblere[Only Registered Users Can See Links] bîçarelere dağıt! Onların gönüllerine gir ki; rûhunun ufku açılsın! İlk defa gönlüne haccettir! Ondan sonra rakîk bir gönülle o nazik hac yolculuğuna devam et!..""Çünkü Kabe[Only Registered Users Can See Links] Allah'ın (c.c.) hane-i birri[Only Registered Users Can See Links] yani ziyareti farz olan[Only Registered Users Can See Links] sevabı mücib bir beyttir. Lakin insan kalbi[Only Registered Users Can See Links] bir sır hazinesidir.""Kabe[Only Registered Users Can See Links] Azeroğlu İbrahim'in (a.s.) binasıdır. Gönül ise[Only Registered Users Can See Links] "Celîl" ve "Ekber" olan Allah'ın (c.c.) nazargâhıdır.""Eğer sende basîret varsa[Only Registered Users Can See Links] gönül Kabe'sini tavaf et!.Topraktan yapılmış sandığın Kabe'nin asıl manası gönüldür.""Cenab-ı Hakk[Only Registered Users Can See Links] görünen[Only Registered Users Can See Links] bilinen suret Kabe'sini tavaf etmeyi[Only Registered Users Can See Links] kirlilikten temizlenmiş[Only Registered Users Can See Links] arınmış bir gönül Kabe'si elde edesin diye sana farz kılmıştır.""Şunu iyi bil ki[Only Registered Users Can See Links] sen Allah'ın (c.c.) nazargâhı olan bir gönlü incitir[Only Registered Users Can See Links] kırarsan[Only Registered Users Can See Links] Kabe'ye yaya olarak da gitsen[Only Registered Users Can See Links] kazandığın sevab[Only Registered Users Can See Links] gönül kırmanın günahını dengeleyemez..""Sen varını[Only Registered Users Can See Links] yoğunu[Only Registered Users Can See Links] malını[Only Registered Users Can See Links] mülkünü ver de bir gönül yap!.. Yap da o gönül[Only Registered Users Can See Links] mezarda[Only Registered Users Can See Links] o kapkara gecede sana ışık versin...""Allah'ın (c.c.) huzûruna altın dolu binlerce keseler götürsen[Only Registered Users Can See Links] Cenab-ı Hakk:"Bize bir şey getirmek istiyorsan[Only Registered Users Can See Links] kazanılmış bir gönül getir!""Çünkü altın[Only Registered Users Can See Links] gümüş bizim için bir şey değildir. Eğer bizi ve rızamızı istiyorsan[Only Registered Users Can See Links] bunun ancak bir gönül kazanmayısısısısısa bağlı olduğunu unutma!.." buyurur.""Hakk'ın nûrunun insandaki tecellîsini görmek için kalb gözün iyice açılsın!.""O kişi[Only Registered Users Can See Links] pîrin bu nüktelerini kavradı. Gönlü[Only Registered Users Can See Links] sohbetle[Only Registered Users Can See Links] merhametin esrarından bir hisse aldı. Huzur ve vecd içinde hac yolculuğuna devam etti."Mevlana (k.s.) bu hikayeden sonra devamla buyurur:"Sefere çıkacağın vakit[Only Registered Users Can See Links] ilahî bir hazine olan insan-ı kamil olmak talebi ile çık ki[Only Registered Users Can See Links] gönlünün ufku açılsın!""Her kim ekin ekerse[Only Registered Users Can See Links] maksadı buğday almak olur. Saman zaten buğday ile husûle gelir.""Saman ekersen[Only Registered Users Can See Links] buğday hasıl olmaz. Öyleyse sen de insan-ı kamil[Only Registered Users Can See Links] rehber-i fazıl ara; onun talibi ol!""Hac vakti olunca Kabe'yi ziyaret ve tavaf maksadı ile git! Bu maksatla gidersen[Only Registered Users Can See Links] Mekke'nin hakîkatini görmüş olursun!.."Mevlana'nın (k.s.) hikayede haccı misal vermesi[Only Registered Users Can See Links] haccın çok nazik bir ibadet olmasındandır. Çünkü hacda[Only Registered Users Can See Links] meşru olan birçok şeyler yasaklanır. Bir mahşer manzarası sergilenir. Ayet-i kerîmede insanın "refesden[Only Registered Users Can See Links] yanî malayaniden[Only Registered Users Can See Links] Dünya'nın boş şeylerinden korunması ihtar edilir. Bu sebepten ötürü hac yolculuğuna ruhî bir hazırlıkla çıkmalıdır."Namazın[Only Registered Users Can See Links] orucun nafilesi gibi haccın da nafilesi vardır. Nafile yapılan hac ibadetleri hakkında cahilane tenkitler yapmak[Only Registered Users Can See Links] Allah (c.c.) korusun ucu küfre sarkan sözlerdir. Bunlar[Only Registered Users Can See Links] cehalet homurtuları olup[Only Registered Users Can See Links] ibadet lezzetinden mahrumiyetin kara ifadeleridirAsr-ı saadetten beri nafileler[Only Registered Users Can See Links] bir îman vecdi île devam ede gelmişlerdir. Heyecan ve iştiyak île yapılan nafile ibadetler kulu[Only Registered Users Can See Links] Allah'a (c.c.) takarrub (yakınlaşma) tecellîsine mazhar kılar. Ruhu derinleştirir. Merhamet ve cömertlik vasıfları inkişaf eder. Hakk'ın gören gözü[Only Registered Users Can See Links] işiten kulağı olur[Only Registered Users Can See Links] yani onların görüşleri[Only Registered Users Can See Links] duyuşları[Only Registered Users Can See Links] düşünüşleri ve ifadeleri artık hep ilahî nurun cereyanıdır.Bu yükselişler[Only Registered Users Can See Links] nafile ibadetlere olan muhabbet ve mahlûkata olan merhametle mümkündür. İmam-ı A'zam'ın 55 kere haccettiğini söylemek bu hususta kafî ve vâfîdir."¤¤¤kîretu'l-Evliya" kitabından insanın Hakk katında değerini ifade eden bir kıssa:Tabiînden âlim[Only Registered Users Can See Links] fâzıl[Only Registered Users Can See Links] muhaddis ve sûfî Abdullah bin Mübarek[Only Registered Users Can See Links] haccı îfa ettikten sonra Mekke de Harem de yakaza halinde iken semadan iki melek gelir Biri diğerine:"- Bu sene 600 bin kişi haccetti. Hepsinin haccı Şam da Ali bin Muvaffak ismindeki bir ayakkabı tamircisinin yaptığı amelin hürmetine kabul oldu. Bu kişi hacca gitmeğe niyet etti[Only Registered Users Can See Links] lakin gidemedi. Onun yaptığı bir amel hürmetine bu kadar hüccacîn haccı kabul oldu " der.Abdullah bin Mübarek uyku île yakaza arası olan bu halden uyanınca[Only Registered Users Can See Links] merak ve hayret içinde kaldı. Şam kervanı ile Şam'a gitti. O zatı bulup sordu:"- Sen hacca gitmediğin halde ne amel işledin?"Ali bin Muvaffak[Only Registered Users Can See Links] Abdullah bin Mübarek gibi meşhur bir zatı karşısında görünce şaşırdı. Heyecanından bayıldı. Kendisine geldiğinde şöyle anlattı:"- Otuz sene hacca gitmeyi arzu eder dururdum Eskicilikten 300 dirhem para biriktirdim. Hac yolculuğuna niyet ettim. Hamile karım:"- Komşudan et kokuşu geliyor; bana bir parça et ister misin'?" dedi Komşuma gittim. Durumu anlattım. Komşum ağladı:"- Yedi gün oldu ki[Only Registered Users Can See Links] çocuklarım açtır... Yolda ölü bir hayvan buldum.Ondan bir parça kestim. Şimdi onu kaynatıp onları avutuyorum. Helal bir gıda bulamaz isem[Only Registered Users Can See Links] mecburî onu yedireceğim. İsterseniz vereyim[Only Registered Users Can See Links] fakat bu kaynayan et[Only Registered Users Can See Links] bunlara ölümle burun buruna geldikleri için helal[Only Registered Users Can See Links] size ise haramdır." dedi.Ali bin Muvaffak devamla:"- Bunu duyunca[Only Registered Users Can See Links] sanki içimden bir parça koptu. Bin bir zorlukla biriktirdiğim bu 300 dirhemi ona verdim