HaZzAn
22 December 2008, 15:18
Büyük umutlarla başlayan evlilikler[Only Registered Users Can See Links] bazen ne yazık ki boşanmalarla noktalanıyor. Ve insan mutluluğa çok çabuk adapte olurken[Only Registered Users Can See Links] boşanmanın getirdiği mutsuzluk kimi zaman çiftleri depresyona bile sokuyor.
Bu nedenle uzmanlar[Only Registered Users Can See Links] boşanmaya karar veren eşlerin[Only Registered Users Can See Links] bu zorlu maratonu nasıl başaracakları konusunda çeşitli önerilerde bulunuyorlar. Yani[Only Registered Users Can See Links] ayrılık aşaması nasıl daha kolay atlatılabilir buna yönelik tüyolar veriyorlar.
Aile ve İlişki Terapisti Psikiyatr Murat Dokur[Only Registered Users Can See Links] boşanmanın iki insan arasındaki duygusal ve kişisel beraberliğin sona ermesi olduğunu ve evli bir çiftin beraberliğinde sıkıntı[Only Registered Users Can See Links] bezginlik duygularının[Only Registered Users Can See Links] keyifli anlardan daha fazla yoğunlaştığı noktada çiftlerin problemlerinin de başladığını belirtiyor. Dokur'a göre[Only Registered Users Can See Links] bu problemlerin devamında gelen boşanma[Only Registered Users Can See Links] tıpkı evlilik gibi bir "durum" olarak değerlendirilebilir.
Boşanmanın öncesi[Only Registered Users Can See Links] sırası ve sonrasında yaşanabilecek olan bazı ortak özellikli duygulardan ve onlara eşlik eden davranışlardan söz etmek mümkün.
Boşanma aşamaları
Dokur[Only Registered Users Can See Links] "Boşanma öncesi dönem[Only Registered Users Can See Links] düşünme dönemidir. Bu dönemde[Only Registered Users Can See Links] tatsız olan gerçeğin fark edilmesi söz konusudur. Önce tatminsizlik[Only Registered Users Can See Links] hoşnutsuzluk[Only Registered Users Can See Links] eşe ve ilişkiye yabancılaşma görülebilirken; sonrasında yoğun korku[Only Registered Users Can See Links] çok büyük acı/keder[Only Registered Users Can See Links] şok[Only Registered Users Can See Links] boşluk[Only Registered Users Can See Links] kaos[Only Registered Users Can See Links] yetersizlik ve düşük benlik değerinin deneyimlenmesi olasıdır. Bu duygularla baş ederken[Only Registered Users Can See Links] ortaya bazı davranış özellikleri çıkabilir.
Partnerle yüzleşmek[Only Registered Users Can See Links] tartışmak/münakaşa etmek[Only Registered Users Can See Links] terapi arayışına geçmek[Only Registered Users Can See Links] inkar[Only Registered Users Can See Links] fiziksel ve duygusal olarak içe kapanmak[Only Registered Users Can See Links] her şey yolundaymış gibi yapmak ve sevecenliği geri kazanmaya çalışmak bu davranışlardan bazılarıdır. Bu dönemde çiftlerin bilmesi gereken en önemli şey; boşanabilmeleri için önce ilişkilerinin düzelmesi gerektiğidir. Çatışma devam ettiği sürece[Only Registered Users Can See Links] boşanma zor ve sancılı olacaktır" diyor.
Yapılan aile terapileri gösteriyor ki[Only Registered Users Can See Links] boşanma sırası dönem[Only Registered Users Can See Links] mahkeme dönemi olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönemde eşlerden biri ya da her ikisi depresyona girebilir; kızgınlık[Only Registered Users Can See Links] ümitsizlik hissedebilir[Only Registered Users Can See Links] kendilerine acıyabilir[Only Registered Users Can See Links] yoğun öfke[Only Registered Users Can See Links] üzüntü[Only Registered Users Can See Links] ve yalnızlık hissedebilir. Bu duyguların ardından bir yas tutma ve rahatlama sürecine geçilir. Bu dönemde çiftlerin pazarlık etmeleri[Only Registered Users Can See Links] çatışmaya girmeleri[Only Registered Users Can See Links] birbirlerini tehdit etmeleri[Only Registered Users Can See Links] hatta bazen intihara teşebbüs etmeleri söz konusu olabilir.
Eşler artık fiziksel olarak ayrılmaktadır ve boşanma işlemleri kanuni olarak başlatılmaktadır. Buna paralel olarak ekonomik düzenlemeler yapılır ve akraba ile arkadaşlara durum açıklanır. Bu dönemde özellikle ailelerle temasta[Only Registered Users Can See Links] boşanma konusunun en az şekilde gündeme gelmesi ve eğer olmuyorsa[Only Registered Users Can See Links] temasın azaltılması ve daha sessiz yaşanabilmesi kıymetli olacaktır.
Sonrası
Dokur'a göre; Boşanma sonrası dönemde dengenin yeniden kurulması söz konusudur. Bu dönemde kişilerin daha iyimser[Only Registered Users Can See Links] kararlı[Only Registered Users Can See Links] coşkulu[Only Registered Users Can See Links] meraklı oldukları gözlenebilir. Bazen pişmanlıklar ortaya çıkabilir. Ancak sonra durumun kabullenilmesiyle birlikte[Only Registered Users Can See Links] kendine güven artar[Only Registered Users Can See Links] benlik değeri yeniden yükselir[Only Registered Users Can See Links] bütünlük hissine ulaşılır ve bağımsızlık duygusu tekrar yaşanır.
Boşanmanın sona erdiği bu dönemde; yeni arkadaşlarla görüşülmeye başlanabilir[Only Registered Users Can See Links] yeni bir yaşam biçiminin ve çocuklar için günlük bir rutinin oturtulması ile kimliğin yeniden sentezlenmesi söz konusu olur. Boşanmanın psikolojik açıdan da tamamlanmasıyla birlikte[Only Registered Users Can See Links] yeni bir sevgi nesnesine yönelim olur ve yeni yaşam biçiminde ve yeni arkadaşlarla rahat olmaya doğru geçilir. Yine bu dönemde[Only Registered Users Can See Links] çocukların[Only Registered Users Can See Links] boşanmayı kabul etmelerine yardımcı olmak söz konusudur. Boşandıktan sonra; eşlerin[Only Registered Users Can See Links] mümkünse zorunlu olmadıkça aynı ortamda bulunmamaları ve aynı arkadaş gruplarında ve/veya sosyal ortamda bulunmamaları tercih olunur. Çocuklarla ilgili olarak da[Only Registered Users Can See Links] bir uzmana başvurulması yararlı ve kolaylaştırıcı olacaktır.
Aile terapisti psikiyatr Dr Armağan Samancı[Only Registered Users Can See Links] boşanmaya karar veren çiftlerin işlerinin evlenmeye karar verenler kadar kolay olmadığını çünkü insanların bir grubunun[Only Registered Users Can See Links] kişilik özelliği açısından bağımlı olduğunu ve bundan dolayı sadece evliliklerinden değil[Only Registered Users Can See Links] bağlandıkları herhangi bir ilişkiden de ayrılmalarının zor olduğunu belirterek şunları söylüyor.
"Sonuçta mesela[Only Registered Users Can See Links] ikiliden biri bağımlı özellikler taşıyorsa ve ilk ilişkisini yaşıyorsa[Only Registered Users Can See Links] bu dönem çok yoğun acılı yaşanıyor.Üstelik[Only Registered Users Can See Links] eşlerden biri için diğeri kaybedilmeyecek kadar değerliyse[Only Registered Users Can See Links] yaşamında duygusal olarak aktarım yapacağı başka şeyler yoksa[Only Registered Users Can See Links] iyi bir arkadaş ya da aile ilişkisi bulunmuyorsa[Only Registered Users Can See Links] artı duygusal boşluk yaşıyorsa bu konumda o kişi için ayrılmak zor oluyor. Çünkü burada sadece şahıstan ayrılmak değil[Only Registered Users Can See Links] yıllardır yakaladığı iyilik hissinden de ayrılmak söz konusu." Samancı'nın şimdiye kadar yaptığı terapilerden edindiği izlenimler şöyle: Ayrılıkta çok zorlanan insanlar bir ilişkiyi ancak başka bir ilişkiye girerek bitiyorlar. Çünkü biliyorlar ki[Only Registered Users Can See Links] o ilişkiden ayrılmaları zor ama aynı zamanda ilişki de iyi gitmiyor yani terk edileceklerini hissediyorlar ama ayrılmaya da yanaşmıyorlar. Bir yandan da başkasına bağlanma yoluna gidiyorlar.
Ne yapmak gerekiyor?
Psikiyatr Dr. Armağan Samancı[Only Registered Users Can See Links] ayrılık kararı veren çiftlerin izlemeleri gereken yolu şöyle anlatıyor. "Her şeyde olduğu gibi öncelikle kişinin bireysel çözümlenmesinin olması lazım. Kendi iç dünyalarında[Only Registered Users Can See Links] eşleriyle ilgili yarattıkları modelin gerçek olup olmadığını anlamaları[Only Registered Users Can See Links] o insanı gerçekçi anlamda görmeleri gerekiyor. Bu insanlar[Only Registered Users Can See Links] sadece ilişki bozulmasın diye iyi bir çizgi oluşturmak çözümü yerine ilişkiyi testten geçirecek sürece girmeli. Yaşamlarında farklı duygusal yatırım alanları oluşturmaları lazım.
Bir arkadaş grubu[Only Registered Users Can See Links] bir hayvan sevgisi[Only Registered Users Can See Links] gönüllü bir çalışma yapmak olabilir bu. Ve genel anlamda karşı cinsle dostluklarını da geliştirmeleri gerekiyor. Sonuçta yaşamının bir insan odaklı olmaması lazım. Kendi bireyselliklerini dostluk olarak da yaşamalı. Karşı cinsten bir dost kimi zaman eşin daha net sorgulanmasını getirebilir. İlişkinin iyi gitmeyen taraflarını böyle görebilirler. Ve gerçekten zorlanılan noktada[Only Registered Users Can See Links] mutlaka terapi desteği alınmalı. Çünkü bazı insanlar[Only Registered Users Can See Links] düşünce olarak ilişkinin kötüye gittiğin görse bile çok sıkıntı yaşıyor."
Bu nedenle uzmanlar[Only Registered Users Can See Links] boşanmaya karar veren eşlerin[Only Registered Users Can See Links] bu zorlu maratonu nasıl başaracakları konusunda çeşitli önerilerde bulunuyorlar. Yani[Only Registered Users Can See Links] ayrılık aşaması nasıl daha kolay atlatılabilir buna yönelik tüyolar veriyorlar.
Aile ve İlişki Terapisti Psikiyatr Murat Dokur[Only Registered Users Can See Links] boşanmanın iki insan arasındaki duygusal ve kişisel beraberliğin sona ermesi olduğunu ve evli bir çiftin beraberliğinde sıkıntı[Only Registered Users Can See Links] bezginlik duygularının[Only Registered Users Can See Links] keyifli anlardan daha fazla yoğunlaştığı noktada çiftlerin problemlerinin de başladığını belirtiyor. Dokur'a göre[Only Registered Users Can See Links] bu problemlerin devamında gelen boşanma[Only Registered Users Can See Links] tıpkı evlilik gibi bir "durum" olarak değerlendirilebilir.
Boşanmanın öncesi[Only Registered Users Can See Links] sırası ve sonrasında yaşanabilecek olan bazı ortak özellikli duygulardan ve onlara eşlik eden davranışlardan söz etmek mümkün.
Boşanma aşamaları
Dokur[Only Registered Users Can See Links] "Boşanma öncesi dönem[Only Registered Users Can See Links] düşünme dönemidir. Bu dönemde[Only Registered Users Can See Links] tatsız olan gerçeğin fark edilmesi söz konusudur. Önce tatminsizlik[Only Registered Users Can See Links] hoşnutsuzluk[Only Registered Users Can See Links] eşe ve ilişkiye yabancılaşma görülebilirken; sonrasında yoğun korku[Only Registered Users Can See Links] çok büyük acı/keder[Only Registered Users Can See Links] şok[Only Registered Users Can See Links] boşluk[Only Registered Users Can See Links] kaos[Only Registered Users Can See Links] yetersizlik ve düşük benlik değerinin deneyimlenmesi olasıdır. Bu duygularla baş ederken[Only Registered Users Can See Links] ortaya bazı davranış özellikleri çıkabilir.
Partnerle yüzleşmek[Only Registered Users Can See Links] tartışmak/münakaşa etmek[Only Registered Users Can See Links] terapi arayışına geçmek[Only Registered Users Can See Links] inkar[Only Registered Users Can See Links] fiziksel ve duygusal olarak içe kapanmak[Only Registered Users Can See Links] her şey yolundaymış gibi yapmak ve sevecenliği geri kazanmaya çalışmak bu davranışlardan bazılarıdır. Bu dönemde çiftlerin bilmesi gereken en önemli şey; boşanabilmeleri için önce ilişkilerinin düzelmesi gerektiğidir. Çatışma devam ettiği sürece[Only Registered Users Can See Links] boşanma zor ve sancılı olacaktır" diyor.
Yapılan aile terapileri gösteriyor ki[Only Registered Users Can See Links] boşanma sırası dönem[Only Registered Users Can See Links] mahkeme dönemi olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönemde eşlerden biri ya da her ikisi depresyona girebilir; kızgınlık[Only Registered Users Can See Links] ümitsizlik hissedebilir[Only Registered Users Can See Links] kendilerine acıyabilir[Only Registered Users Can See Links] yoğun öfke[Only Registered Users Can See Links] üzüntü[Only Registered Users Can See Links] ve yalnızlık hissedebilir. Bu duyguların ardından bir yas tutma ve rahatlama sürecine geçilir. Bu dönemde çiftlerin pazarlık etmeleri[Only Registered Users Can See Links] çatışmaya girmeleri[Only Registered Users Can See Links] birbirlerini tehdit etmeleri[Only Registered Users Can See Links] hatta bazen intihara teşebbüs etmeleri söz konusu olabilir.
Eşler artık fiziksel olarak ayrılmaktadır ve boşanma işlemleri kanuni olarak başlatılmaktadır. Buna paralel olarak ekonomik düzenlemeler yapılır ve akraba ile arkadaşlara durum açıklanır. Bu dönemde özellikle ailelerle temasta[Only Registered Users Can See Links] boşanma konusunun en az şekilde gündeme gelmesi ve eğer olmuyorsa[Only Registered Users Can See Links] temasın azaltılması ve daha sessiz yaşanabilmesi kıymetli olacaktır.
Sonrası
Dokur'a göre; Boşanma sonrası dönemde dengenin yeniden kurulması söz konusudur. Bu dönemde kişilerin daha iyimser[Only Registered Users Can See Links] kararlı[Only Registered Users Can See Links] coşkulu[Only Registered Users Can See Links] meraklı oldukları gözlenebilir. Bazen pişmanlıklar ortaya çıkabilir. Ancak sonra durumun kabullenilmesiyle birlikte[Only Registered Users Can See Links] kendine güven artar[Only Registered Users Can See Links] benlik değeri yeniden yükselir[Only Registered Users Can See Links] bütünlük hissine ulaşılır ve bağımsızlık duygusu tekrar yaşanır.
Boşanmanın sona erdiği bu dönemde; yeni arkadaşlarla görüşülmeye başlanabilir[Only Registered Users Can See Links] yeni bir yaşam biçiminin ve çocuklar için günlük bir rutinin oturtulması ile kimliğin yeniden sentezlenmesi söz konusu olur. Boşanmanın psikolojik açıdan da tamamlanmasıyla birlikte[Only Registered Users Can See Links] yeni bir sevgi nesnesine yönelim olur ve yeni yaşam biçiminde ve yeni arkadaşlarla rahat olmaya doğru geçilir. Yine bu dönemde[Only Registered Users Can See Links] çocukların[Only Registered Users Can See Links] boşanmayı kabul etmelerine yardımcı olmak söz konusudur. Boşandıktan sonra; eşlerin[Only Registered Users Can See Links] mümkünse zorunlu olmadıkça aynı ortamda bulunmamaları ve aynı arkadaş gruplarında ve/veya sosyal ortamda bulunmamaları tercih olunur. Çocuklarla ilgili olarak da[Only Registered Users Can See Links] bir uzmana başvurulması yararlı ve kolaylaştırıcı olacaktır.
Aile terapisti psikiyatr Dr Armağan Samancı[Only Registered Users Can See Links] boşanmaya karar veren çiftlerin işlerinin evlenmeye karar verenler kadar kolay olmadığını çünkü insanların bir grubunun[Only Registered Users Can See Links] kişilik özelliği açısından bağımlı olduğunu ve bundan dolayı sadece evliliklerinden değil[Only Registered Users Can See Links] bağlandıkları herhangi bir ilişkiden de ayrılmalarının zor olduğunu belirterek şunları söylüyor.
"Sonuçta mesela[Only Registered Users Can See Links] ikiliden biri bağımlı özellikler taşıyorsa ve ilk ilişkisini yaşıyorsa[Only Registered Users Can See Links] bu dönem çok yoğun acılı yaşanıyor.Üstelik[Only Registered Users Can See Links] eşlerden biri için diğeri kaybedilmeyecek kadar değerliyse[Only Registered Users Can See Links] yaşamında duygusal olarak aktarım yapacağı başka şeyler yoksa[Only Registered Users Can See Links] iyi bir arkadaş ya da aile ilişkisi bulunmuyorsa[Only Registered Users Can See Links] artı duygusal boşluk yaşıyorsa bu konumda o kişi için ayrılmak zor oluyor. Çünkü burada sadece şahıstan ayrılmak değil[Only Registered Users Can See Links] yıllardır yakaladığı iyilik hissinden de ayrılmak söz konusu." Samancı'nın şimdiye kadar yaptığı terapilerden edindiği izlenimler şöyle: Ayrılıkta çok zorlanan insanlar bir ilişkiyi ancak başka bir ilişkiye girerek bitiyorlar. Çünkü biliyorlar ki[Only Registered Users Can See Links] o ilişkiden ayrılmaları zor ama aynı zamanda ilişki de iyi gitmiyor yani terk edileceklerini hissediyorlar ama ayrılmaya da yanaşmıyorlar. Bir yandan da başkasına bağlanma yoluna gidiyorlar.
Ne yapmak gerekiyor?
Psikiyatr Dr. Armağan Samancı[Only Registered Users Can See Links] ayrılık kararı veren çiftlerin izlemeleri gereken yolu şöyle anlatıyor. "Her şeyde olduğu gibi öncelikle kişinin bireysel çözümlenmesinin olması lazım. Kendi iç dünyalarında[Only Registered Users Can See Links] eşleriyle ilgili yarattıkları modelin gerçek olup olmadığını anlamaları[Only Registered Users Can See Links] o insanı gerçekçi anlamda görmeleri gerekiyor. Bu insanlar[Only Registered Users Can See Links] sadece ilişki bozulmasın diye iyi bir çizgi oluşturmak çözümü yerine ilişkiyi testten geçirecek sürece girmeli. Yaşamlarında farklı duygusal yatırım alanları oluşturmaları lazım.
Bir arkadaş grubu[Only Registered Users Can See Links] bir hayvan sevgisi[Only Registered Users Can See Links] gönüllü bir çalışma yapmak olabilir bu. Ve genel anlamda karşı cinsle dostluklarını da geliştirmeleri gerekiyor. Sonuçta yaşamının bir insan odaklı olmaması lazım. Kendi bireyselliklerini dostluk olarak da yaşamalı. Karşı cinsten bir dost kimi zaman eşin daha net sorgulanmasını getirebilir. İlişkinin iyi gitmeyen taraflarını böyle görebilirler. Ve gerçekten zorlanılan noktada[Only Registered Users Can See Links] mutlaka terapi desteği alınmalı. Çünkü bazı insanlar[Only Registered Users Can See Links] düşünce olarak ilişkinin kötüye gittiğin görse bile çok sıkıntı yaşıyor."