PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Her gün Kayıptayız


eLanuR
23 December 2008, 20:41
Güneşli bir sonbahar günü[Only Registered Users Can See Links] evimin balkonundan etrafı izliyorum. Gözüme takılan her nokta bana[Only Registered Users Can See Links] eski günleri ve bu günlere ait kişileri çağrıştırıyor. Çeşitli nedenlerle bizi koyup gidenleri...Gerek uzaklara göç edenleri[Only Registered Users Can See Links] gerek dönüşü olmayısan yere gidenleri...Kendilerinden hiç haber alamadıklarımızı[Only Registered Users Can See Links] ölesiye özlediklerimizi … "Ahhh! " diyorum yorgun ve solgun nefesimle; " Her gün kayıptayız ! .....Eşten [Only Registered Users Can See Links] dosttan[Only Registered Users Can See Links] arkadaştan yana kayıptayız. "... Örneğin[Only Registered Users Can See Links] evimin karşısındaki şu eski ev. Uzun zamandır kapısı hiç açılmayısan[Only Registered Users Can See Links] penceresinden kimse bakmayısan sessiz mekân... Sıvaları dökülmüş[Only Registered Users Can See Links] dış cephe boyasının rengi solmuş. Daha üç yıl öncesine kadar bir karı koca vardı o evde. Erkek[Only Registered Users Can See Links] sabahın köründe kalkar; atlayıp arabasına[Only Registered Users Can See Links] işe giderdi. Çalışkan[Only Registered Users Can See Links] dinç bir erkek. Çınar gibi heybetli......Kadın ise[Only Registered Users Can See Links] o mavi- kocaman gözleriyle; pencere önünde[Only Registered Users Can See Links] elinde bir kitapla görünürdü her sabah. Kimbilir ne okurdu ! Bazen de; başı öne eğik bir vaziyette dantel örerdi. Örerken ne hayaller kurardı kimbilir. Belki de[Only Registered Users Can See Links] acıları işlerdi elişine.

Erkeğin hasta olduğunu duyduğumuzda[Only Registered Users Can See Links] şaşırdık. Çünkü sağlıklı görünüyordu. Derken aylar geçti; hastalığın izleri[Only Registered Users Can See Links] arsız arsız sırıttı erkeğin yüzünde. Ama yine de o[Only Registered Users Can See Links] kendisini her gördüğümüzde; daha solgun[Only Registered Users Can See Links] daha yorgun yüz ifadesiyle[Only Registered Users Can See Links] zor da olsa gülümsedi bize. Direndi hastalığına aylarca ama[Only Registered Users Can See Links] başaramadı . Bir gün[Only Registered Users Can See Links] sessiz bir kalabalık alıp götürdü evin erkeğini. O mavi gözlü[Only Registered Users Can See Links] nur yüzlü kadın; yas tuttu arkasından aylarca. Güzel yüzü gölgelendi[Only Registered Users Can See Links] bakışları donuklaştı. Konuşması azaldı[Only Registered Users Can See Links] gülümsemeleri durdu. Akşam olup da diğer evlerin ışıkları yandığında[Only Registered Users Can See Links] pencerede görürdüm onu . Vücudunu gizleyip[Only Registered Users Can See Links] sadece başını gösterirdi. Komşu evlerin erkekleri evlerine dönerken; kırılgan bir yüz ifadesiyle bakardı pencereden. Kimbilir neler geçiyordu içinden. Yaşlı çınarını özlüyordu muhakkak[Only Registered Users Can See Links] gelmeyeceğini bile bile onu bekliyordu boşuna.

Kısa bir süre sonra[Only Registered Users Can See Links] o mavi gözlü kadın da rahatsızlandı. Oğlanları[Only Registered Users Can See Links] gelinleri; el üstünde tuttular kendisini. Tertemiz yataklarda yatırdılar[Only Registered Users Can See Links] gerektiğinde doktora götürdüler. Ziyaretine gittiğim bir gün[Only Registered Users Can See Links] yatağında solgun yüzüyle yatıyor buldum kendisini. Yün gibi ağarmış saçlarının bir kısmı dökülmüştü yüzüne. Çok zayıflamıştı. Mavi gözleri yine güzeldi. Ama sanki ışıltısı azalmıştı." Bizim vaktimiz çoktan geçti[Only Registered Users Can See Links] Allah sizleri korusun kızım! " dedi bana. Sanki benim vaktim geçmemiş gibi.

Soğuk ama güneşli bir günde[Only Registered Users Can See Links] onu da alıp götürdüler. Bakakaldık arkasından. Mahallemizin en sevecen[Only Registered Users Can See Links] en hoşgörülü kadını yoktu artık. Böylece; her gün selâmlaştığım[Only Registered Users Can See Links] ayaküstü sohbet ettiğim bir komşum daha çıkıp gitti hayatımdan. Evi karardı[Only Registered Users Can See Links] sessizliğe büründü. Soğuk kış günlerinde[Only Registered Users Can See Links] evinin bacasından duman tütmüyor artık. Evde hiçbir yaşam belirtisi yok. Çatısında kuşlar konaklıyor bazen. Şimdi karşımda gördüğüm bu ev[Only Registered Users Can See Links] hüznün sokaklarında dolaştırıyor beni. Hiç açılmayısan perdeleri ile ruhumu daraltıyor.

Evimizin hemen sağ tarafında ise[Only Registered Users Can See Links] yıkılmayısa yüz tutumuş; her ne hikmetse bir türlü yıkılmayısan ve ayakta kalmayısı nasıl başarabildiğine şaşırdığım başka bir boş ev daha var. Yıllar önce nur yüzlü bir dedenin [Only Registered Users Can See Links] onun yarı sakat karısının ve çocuklarının yaşadığı ev. Şimdi ise; camları kırık[Only Registered Users Can See Links] giriş merdivenlerinin bir kısmı çökük. Yarısı çökmüş bir çatı[Only Registered Users Can See Links] açılmayısan koca bir kapı. Hiç kimsenin başını dayamadığı[Only Registered Users Can See Links] bakışlarını koymadığı küskün pencereler. Sahiplerinin kimi öldü gitti[Only Registered Users Can See Links] kimi gitti uzak yerlere. Anılarını bize bırakarak[Only Registered Users Can See Links] komşularını yalnızlığa terk ederek.

Evimizin arka tarafında ise; sahipsiz[Only Registered Users Can See Links] konak görünümünde yine boş bir ev.......Yıllarca[Only Registered Users Can See Links] yaşlı bir teyzenin yaz aylarında gelerek ışıklarını yaktığını[Only Registered Users Can See Links] bahçesini çiçeklendirmeye çalıştığı ev. Ah Ayşe Teyzeciğim ! Sana verdiğim sardunyalara nasıl güzel bakardın ! Çiçekli balkonumda birlikte otururken[Only Registered Users Can See Links] bana ne güzel dualar ederdin. Petunyalar[Only Registered Users Can See Links] sardunyalar arasında ne sohbetler ettik biz...Bir gün Ayşe Teyze de aniden gidiverdi. Kışı geçirmek üzere İstanbul`a değil[Only Registered Users Can See Links] temelli gitti. Sessizce hem de[Only Registered Users Can See Links] kimseye yük olmadan. Yorgun ve yaşlı kalbi[Only Registered Users Can See Links] aniden bırakıverdi Ayşe Teyze`yi; o da bizi.