GeCeKuPa
24 December 2008, 19:12
…Türk Soyu…
[Only Registered Users Can See Links]ürklerin kökeni konusunda değişik görüşler ileri sürülmüştür. Gerek Çin yıllıklarında, gerekse Batı kaynaklarında Türkler ([Only Registered Users Can See Links]) genellikle “Moğol” tipinde betimlenmişlerdir. Çünkü Türkler ([Only Registered Users Can See Links]) uzun yıllar boyunca Moğollar ([Only Registered Users Can See Links]) ile etkileşim hâlinde bulunmuş ve büyük Moğol ([Only Registered Users Can See Links]) kitleleri Türklerin ([Only Registered Users Can See Links]) egemenliğine girmiştir. Ancak son yarım yüzyıl içerisinde yapılan antropolojik araştırmalar, Türkler ile Moğollar arasında bir miktar karışmayı kabul etmekle birlikte, Türklerin asıl olarak “beyaz ırka” mensup olduklarını ortaya koymuştur.
Türkler ([Only Registered Users Can See Links]), yeryüzünde mevcut üç büyük ırk grubundan (europid, mongolid ve negrid) “Europoid” adı verilen grubun “Turanid” kolundandırlar. “Brakisefal” kafatası yapısına sahip olan Türkler, her ne kadar “Dolikosefal Mongoloid” ırkındanmış gibi gösterilseler de, Türkleri diğer bütün ırklardan ayıran belirgin özellikler bulunmaktadır.
Türk soyu ([Only Registered Users Can See Links])nun (tipinin) baskın özellikleri; “beyaz renk, düz burun, yuvarlak yüz yapısı, hafif dalgalı saç, orta gürlükte sakal ve bıyık…”tır. Ayrıca “orta boy, boya nispeten kısa kol ve bacaklar, orta büyüklükte burun, ufak çene, parlak ve koyu renkli göz, çok hafifçe çıkık elmacık kemikleri…” gibi özellikler de sıralanabilir. Elbette bu özellikler birer “genelleme”dir ve Türk soylu herkesin bu özelliklere sahip olması gerekmemektedir. Fakat iklim ve coğrafya etkisi de düşünüldüğünde, bugün bile bu genellemeler, çoğu kez doğrulanmaktadır. Her ne kadar farklı coğrafyalarda yaşayıp, farklı tipler oluştursalar da, dünya üzerindeki Türklerin çoğu bu genellemelerin çoğuna uymaktadırlar.
[Only Registered Users Can See Links] Bu bölümden tam yararlanmak için aşağıdaki sayfalar size yardımcı olabilir:[Only Registered Users Can See Links]
» Türk Adının Anlamı ([Only Registered Users Can See Links])» Türklerin Ana Yurdu ([Only Registered Users Can See Links])» Türk Irkı = Türk Milleti / ATSIZ ([Only Registered Users Can See Links])» Türkler Hangi Irktandır? / ATSIZ ([Only Registered Users Can See Links])
Yunan, Çin, İslam ve Hristiyan kaynakları, Türkler ([Only Registered Users Can See Links]) arasında sarı ve Mongoloid ırktan, Aryani ve Hindi tiplerine kadar değişen sima farklılıklarının olduğunu belirlemişlerdir. Nitekim eski Çin kaynakları Kırgızları, kumral saçlı, mavi gözlü ve uzun boylu olarak tanımlarken; İslam ve Bizans kaynakları Kıpçakları sarışın, beyaz tenli ve uzun boylu olarak tanımlamıştır. Bu da, Türkler arasında da farklı yüz ve beden yapılarına ait boyların olduğunu göstermektedir.
Türk soyu ([Only Registered Users Can See Links]), tarihin erken çağlarında Orta Asya’da ortaya çıkarak, doğuda Kadırgan dağlarından, batıda Orta Tuna havzasına; güneyde Hindistan, İran ve Mısır’dan, kuzeyde Lena Irmağı’nın mansabına ve Volga ırmağı’na katılan Kama Irmağı havzasına kadar uzanan geniş bölgeye yayılmıştır. Bugün bu bölgenin asli ve hakim unsurudur.
Türklüğün Türk Ata ([Only Registered Users Can See Links]) ile başladığını, bu ulu zatın Tanrı’nın elçilerinden olabileceğini, Türk adı ([Only Registered Users Can See Links])nın bu Türk Ata ([Only Registered Users Can See Links])’nın adından kaynaklandığını, bu kutsal atanın getirdiği Tanrı ([Only Registered Users Can See Links]) buyruğu ile Türklüğü yaymış olabileceğini ve bu buyruğun büyük olasılıkla Türk töresi olduğunu savunan bir görüş de vardır. Ulu Önder Atatürk ([Only Registered Users Can See Links]) de TBMM’de yaptığı bir konuşmada, bütün dünya Türk adını benimsemiş yüz milyondan fazla kişinin yaşadığını belirtip, bu adın Hz. Nuh’un Türk adındaki oğlundan gelmiş olabileceğine dikkat çekmektedir. Tevrat kaynaklı bir rivayete göre, Türkler ([Only Registered Users Can See Links]) ve Türk adı ([Only Registered Users Can See Links]), Hz. Nuh’un üç oğlundan biri olan Yafes’in oğlu Türk ([Only Registered Users Can See Links])’ten gelmektedir. İran kaynaklarından Avesta’daki bir rivayete göre de Türk adı ([Only Registered Users Can See Links]), dünyayı oğulları arasında paylaştıran Feridun’un Türk ve Çin ülkelerini bağışladığı oğlu “Tur” veya “Turac”ın adından gelmektedir.
Divan-ü Lügati’t Türk ([Only Registered Users Can See Links])’te Kaşgarlı Mahmud ([Only Registered Users Can See Links]), “Tanrı ([Only Registered Users Can See Links])‘ nın devlet güneşini Türk ([Only Registered Users Can See Links]) burçlarında doğurduğunu ve onların milkleri üzerinde göklerin bütün teğrelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Tanrı onlara Türk adını ([Only Registered Users Can See Links]) verdi ve onları yeryüzüne ilbay kıldı. Zamanımızın hakanlarını onlardan çıkardı; dünya milletlerinin idare yularını onların ellerine verdi; onları herkese üstün eyledi; kendilerini hak üzere kuvvetlendirdi. Onlarla birlikte çatışanı, onlardan yana olanı aziz kıldı ve Türkler yüzünden onları her dilediklerine eriştirdi; bu kimseleri kötülüklerin ayak takımının şerrinden korudu…”
[Only Registered Users Can See Links]ürklerin kökeni konusunda değişik görüşler ileri sürülmüştür. Gerek Çin yıllıklarında, gerekse Batı kaynaklarında Türkler ([Only Registered Users Can See Links]) genellikle “Moğol” tipinde betimlenmişlerdir. Çünkü Türkler ([Only Registered Users Can See Links]) uzun yıllar boyunca Moğollar ([Only Registered Users Can See Links]) ile etkileşim hâlinde bulunmuş ve büyük Moğol ([Only Registered Users Can See Links]) kitleleri Türklerin ([Only Registered Users Can See Links]) egemenliğine girmiştir. Ancak son yarım yüzyıl içerisinde yapılan antropolojik araştırmalar, Türkler ile Moğollar arasında bir miktar karışmayı kabul etmekle birlikte, Türklerin asıl olarak “beyaz ırka” mensup olduklarını ortaya koymuştur.
Türkler ([Only Registered Users Can See Links]), yeryüzünde mevcut üç büyük ırk grubundan (europid, mongolid ve negrid) “Europoid” adı verilen grubun “Turanid” kolundandırlar. “Brakisefal” kafatası yapısına sahip olan Türkler, her ne kadar “Dolikosefal Mongoloid” ırkındanmış gibi gösterilseler de, Türkleri diğer bütün ırklardan ayıran belirgin özellikler bulunmaktadır.
Türk soyu ([Only Registered Users Can See Links])nun (tipinin) baskın özellikleri; “beyaz renk, düz burun, yuvarlak yüz yapısı, hafif dalgalı saç, orta gürlükte sakal ve bıyık…”tır. Ayrıca “orta boy, boya nispeten kısa kol ve bacaklar, orta büyüklükte burun, ufak çene, parlak ve koyu renkli göz, çok hafifçe çıkık elmacık kemikleri…” gibi özellikler de sıralanabilir. Elbette bu özellikler birer “genelleme”dir ve Türk soylu herkesin bu özelliklere sahip olması gerekmemektedir. Fakat iklim ve coğrafya etkisi de düşünüldüğünde, bugün bile bu genellemeler, çoğu kez doğrulanmaktadır. Her ne kadar farklı coğrafyalarda yaşayıp, farklı tipler oluştursalar da, dünya üzerindeki Türklerin çoğu bu genellemelerin çoğuna uymaktadırlar.
[Only Registered Users Can See Links] Bu bölümden tam yararlanmak için aşağıdaki sayfalar size yardımcı olabilir:[Only Registered Users Can See Links]
» Türk Adının Anlamı ([Only Registered Users Can See Links])» Türklerin Ana Yurdu ([Only Registered Users Can See Links])» Türk Irkı = Türk Milleti / ATSIZ ([Only Registered Users Can See Links])» Türkler Hangi Irktandır? / ATSIZ ([Only Registered Users Can See Links])
Yunan, Çin, İslam ve Hristiyan kaynakları, Türkler ([Only Registered Users Can See Links]) arasında sarı ve Mongoloid ırktan, Aryani ve Hindi tiplerine kadar değişen sima farklılıklarının olduğunu belirlemişlerdir. Nitekim eski Çin kaynakları Kırgızları, kumral saçlı, mavi gözlü ve uzun boylu olarak tanımlarken; İslam ve Bizans kaynakları Kıpçakları sarışın, beyaz tenli ve uzun boylu olarak tanımlamıştır. Bu da, Türkler arasında da farklı yüz ve beden yapılarına ait boyların olduğunu göstermektedir.
Türk soyu ([Only Registered Users Can See Links]), tarihin erken çağlarında Orta Asya’da ortaya çıkarak, doğuda Kadırgan dağlarından, batıda Orta Tuna havzasına; güneyde Hindistan, İran ve Mısır’dan, kuzeyde Lena Irmağı’nın mansabına ve Volga ırmağı’na katılan Kama Irmağı havzasına kadar uzanan geniş bölgeye yayılmıştır. Bugün bu bölgenin asli ve hakim unsurudur.
Türklüğün Türk Ata ([Only Registered Users Can See Links]) ile başladığını, bu ulu zatın Tanrı’nın elçilerinden olabileceğini, Türk adı ([Only Registered Users Can See Links])nın bu Türk Ata ([Only Registered Users Can See Links])’nın adından kaynaklandığını, bu kutsal atanın getirdiği Tanrı ([Only Registered Users Can See Links]) buyruğu ile Türklüğü yaymış olabileceğini ve bu buyruğun büyük olasılıkla Türk töresi olduğunu savunan bir görüş de vardır. Ulu Önder Atatürk ([Only Registered Users Can See Links]) de TBMM’de yaptığı bir konuşmada, bütün dünya Türk adını benimsemiş yüz milyondan fazla kişinin yaşadığını belirtip, bu adın Hz. Nuh’un Türk adındaki oğlundan gelmiş olabileceğine dikkat çekmektedir. Tevrat kaynaklı bir rivayete göre, Türkler ([Only Registered Users Can See Links]) ve Türk adı ([Only Registered Users Can See Links]), Hz. Nuh’un üç oğlundan biri olan Yafes’in oğlu Türk ([Only Registered Users Can See Links])’ten gelmektedir. İran kaynaklarından Avesta’daki bir rivayete göre de Türk adı ([Only Registered Users Can See Links]), dünyayı oğulları arasında paylaştıran Feridun’un Türk ve Çin ülkelerini bağışladığı oğlu “Tur” veya “Turac”ın adından gelmektedir.
Divan-ü Lügati’t Türk ([Only Registered Users Can See Links])’te Kaşgarlı Mahmud ([Only Registered Users Can See Links]), “Tanrı ([Only Registered Users Can See Links])‘ nın devlet güneşini Türk ([Only Registered Users Can See Links]) burçlarında doğurduğunu ve onların milkleri üzerinde göklerin bütün teğrelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Tanrı onlara Türk adını ([Only Registered Users Can See Links]) verdi ve onları yeryüzüne ilbay kıldı. Zamanımızın hakanlarını onlardan çıkardı; dünya milletlerinin idare yularını onların ellerine verdi; onları herkese üstün eyledi; kendilerini hak üzere kuvvetlendirdi. Onlarla birlikte çatışanı, onlardan yana olanı aziz kıldı ve Türkler yüzünden onları her dilediklerine eriştirdi; bu kimseleri kötülüklerin ayak takımının şerrinden korudu…”