ceyLin
26 December 2008, 20:16
Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı:
"Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı."- Ö. Seyfettin.
Taneleri iri:
"Kaba çakıl."- .
Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse):
"Kaba, hantal, şivesiz bir sürü adamlar kafesinin önüne toplanırlar."- R. H. Karay.
Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli:
"Kaba bir yün döşekle temiz bir şilte, yastık yorgan buldum."- H. R. Gürpınar.
isim Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer.
mecaz Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü:
"Çocuklardan biri ağzından çok fena, çok kaba bir şey kaçırdı."- O. C. Kaygılı.
"Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı."- Ö. Seyfettin.
Taneleri iri:
"Kaba çakıl."- .
Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse):
"Kaba, hantal, şivesiz bir sürü adamlar kafesinin önüne toplanırlar."- R. H. Karay.
Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli:
"Kaba bir yün döşekle temiz bir şilte, yastık yorgan buldum."- H. R. Gürpınar.
isim Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer.
mecaz Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü:
"Çocuklardan biri ağzından çok fena, çok kaba bir şey kaçırdı."- O. C. Kaygılı.