PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : AĞladiĞimda mendİlİm ol....,


HaZzAn
31 December 2008, 12:27
Dün yine gökyüzünün masmavi görkemi ve hayalini çizdiğim bembeyaz bulutlarının altında seni bekledim. Uzaklarda gülümseyen gökkuşağının renkleri içinde aradım seni[Only Registered Users Can See Links] yoktun. Yokluğun[Only Registered Users Can See Links] bir canavarın dişlerinde yüreğimi kemirip duruyor. Yokluğun cehennemim[Only Registered Users Can See Links] yokluğun zifiri karanlığım[Only Registered Users Can See Links] zindanım oldu. Belki[Only Registered Users Can See Links] bir köşeden çıkıp gelirsin diye bütün gün seni düşleyip[Only Registered Users Can See Links] gözlerim ufukta[Only Registered Users Can See Links] kucağım dolu sevgi[Only Registered Users Can See Links] yüreğimde binbir umut yeşertip ve ölesiye bir özlemle bekledim seni[Only Registered Users Can See Links] gelmedin... Seni ne kadar özlediğimi bilmiyorsun. Bir bilsen seni ne kadar çok özlediğimi; dağları[Only Registered Users Can See Links] tepeleri aşar[Only Registered Users Can See Links] denizleri[Only Registered Users Can See Links] ovaları devirip gelirdin bana...

Senden ayrılalı günlerin[Only Registered Users Can See Links] ayların[Only Registered Users Can See Links] yılların nasıl geçtiğini bilemez[Only Registered Users Can See Links] hesabını tutamaz oldum. Her seher uyanınca dağların esen rüzgarlarına açıyorum penceremi[Only Registered Users Can See Links] o ölümüne özlediğim kokunu getirir diye. Bir nebze de olsa dindirir yada söndürür diye yüreğimdeki özlemin ateşini...

Her gece menekşe rengi gözlerini demledim hayalimde. İpek saçlarını[Only Registered Users Can See Links] sevdalı gülüşlerini[Only Registered Users Can See Links] inci dişlerini demledim. Ne çok severdin yayla yollarında türküler söylemeyi[Only Registered Users Can See Links] ellerimi avucunun içine alıp[Only Registered Users Can See Links] başını göğsüme dayamayısısısı. Şimdi her gece[Only Registered Users Can See Links] insana hayat veren ve yüreğime nakış nakış işleyen sevda sözlerin dolaşıyor kulaklarımda [Only Registered Users Can See Links] paylaştığımız ümit dolu tatlı hayalleêmiz.

Yılmak yoktu bizim için bu yolda. Ağlamak[Only Registered Users Can See Links] sızlanmak yoktu[Only Registered Users Can See Links] geriye dönmek hiç yoktu. Zordu[Only Registered Users Can See Links] çetindi bizim sevdamız ama her şeye ve çekilen tüm acılara değerdi. Sabır diyordun. Sabrı[Only Registered Users Can See Links] ümit etmeyi[Only Registered Users Can See Links] sevmeyi[Only Registered Users Can See Links] zorluklara karşı direnmeyi de senden öğrenmiştim. Konuşurken insanın yüzüne dosdoğru bakmayısısısı[Only Registered Users Can See Links] dürüst ve namuslu bakmayısısısı[Only Registered Users Can See Links] merhameti[Only Registered Users Can See Links] acımayısısısı[Only Registered Users Can See Links] insan gibi düşünmeyi senden öğrenmiştim. Senden öğrenmiştim sevdalara türkü yakmayısısısı...

Şimdi Ren nehrinin kıyısında dalgın bakışlarla dalıp dalıp gidiyorum uzaklara. Gökyüzü masmavi ve saatler yorgun bir su gibi akıp gidiyor gözlerimde.. Ufka[Only Registered Users Can See Links] gökmavisinin kızılla birleştiği o ince sıcak ve yumuşak çizgiye bakıyorum. Bir kuş gelip konuyor saçlarıma[Only Registered Users Can See Links] yüreğimi ipekten kanatlarına sarıp sana gönderiyorum...

Saatler su gibi akıp gidiyor. Bir gemi yanaşıyor kıyıya[Only Registered Users Can See Links] inen yolcuları izliyorum[Only Registered Users Can See Links] sen yoksun. “ Kahretsin !”. diyorum.” Ne olur çıkıp gelse[Only Registered Users Can See Links] sarılsa boynuma.” Bir gemi uzaklaşıyor limandan. Suların devinimleri akıyor gözlerimde[Only Registered Users Can See Links] karışıp gidiyor uzaklara... Seninle suyu pırıl pırıl bir pınarın başında buluşmak[Only Registered Users Can See Links] ellerini tutmak[Only Registered Users Can See Links] yüreğinin sımsıcak yerinden[Only Registered Users Can See Links] menekşe gözlerinden[Only Registered Users Can See Links] narçiçeği dudaklarından öpmek[Only Registered Users Can See Links] serin nefesini doyasıya içmek ve doyasıya içime çekmek geçiyor içimden... Sonra sarılıp[Only Registered Users Can See Links] sımsıkı kucaklamak ve sevinçten havalara uçmak geçiyor ...

Her gece kuş olup sana doğru uçmak[Only Registered Users Can See Links] ardında serin rüzgarlar bırakarak[Only Registered Users Can See Links] dağlar[Only Registered Users Can See Links] denizler[Only Registered Users Can See Links] ormanlar aşıp[Only Registered Users Can See Links] bir pınarın başında menekşe gözlerine konmak geçiyor içimden. Dalgın bakışlarından[Only Registered Users Can See Links] sevdalı yüreğinden öpmek geçiyor. O an bütün ağaçlar diz çökmeli diyorum[Only Registered Users Can See Links] özleminle kanayan yüreğime. Bütün yıldızlar göz kırpmalı mutluluklara. “Allahım bu kadar mutluluk çok.” deyip[Only Registered Users Can See Links] ellerimi gökyüzüne kaldırıp ağlamalıyım. Gökler de ağlamalı benimle[Only Registered Users Can See Links] bulutlar[Only Registered Users Can See Links] ırmaklar[Only Registered Users Can See Links] yıldızlar da ağlamalı...

Sevgiler büyüttüm
kır çiçeklerinden[Only Registered Users Can See Links] güneşin kanını emen
umutlar yeşerttim bahar renginde al yeşil
dağlarda kar erirken ceylanlar emzirdim
melekler uyandırdım her tan ağardığında
toplamak için bütün düş kırıklarını aynalardan
yıldızlarla selam yolladım sana
ve her gece mavi bir kuş tutup avuçlarıma
dudaklara gül ve rüzgar iliştirdim dağların doruklarına
gelmedin.

upuzun köprüler kurdum içimdeki yolculuklara sana kavuşmak için
beyaz günlere uzandım beyaz atlarla[Only Registered Users Can See Links] sana getirsinler diye umutlarımı
seninle öpüşürken
beyaz beyaz güvercinler kanat çırpıyordu mavi göklerin burçlarında
bütün ayrılıkların[Only Registered Users Can See Links] savaşların[Only Registered Users Can See Links] ihanetlerin üzerine bir çizgi çekiyordum
en güzel barış çiçeklerini versin diye dünya

hasret ateşine bürünürken geceler
uzun ayrılıkların dağladığı sevdalarda
korkunç alevler içirdim seni seven yanıma
iç çekmeyi öğrendi bir yanım[Only Registered Users Can See Links] acı çekmeyi bir yanım
ve ardından oturup ağladım küskün ırmaklar gibi
karışıp gitti gözyaşlarım çağlayanlara
silmedin