HaZzAn
31 December 2008, 12:28
İşte Şimdi Evlenebilirsin
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Bir zamanlar[Only Registered Users Can See Links] bir genç herkes gibi
evlenmek istiyordu. Bu niyetini ailesine açtığında[Only Registered Users Can See Links] babası ona şöyle
dedi: “Elbette oğlum[Only Registered Users Can See Links] elbette evlenebilirsin. Bana kendi alınterinle
kazandığın bir altını getirdiğinde[Only Registered Users Can See Links] seni hemen evlendireceğim.
” Delikanlı babasının bu sözlerine gülümsedi. Ne kadar da kolay bir
sınavdı bu böyle. Ertesi gün[Only Registered Users Can See Links] istenilen altın lirayı götürüp gururla
babasının avucuna koydu. Babası hiçbir şey söylemeden[Only Registered Users Can See Links] altını evlerinin
yanından akan nehre fırlattı.
Çocuk[Only Registered Users Can See Links] altının düştüğü nehre şaşkınlıklı bir-iki saniye baktıktan sonra[Only Registered Users Can See Links]
babasına döndü ve sordu:
“Şimdi evlenebilirim[Only Registered Users Can See Links] değil mi babacığım?”
Babası başını iki yana salladı:
“Hayır oğlum. Sana kendi alınterinle ve emeğinle kazandığın bir altını
getirmeni söylemiştim. Bu altını sen kazanmamışsın ki!”
Genç delikanlı babasının gerçeği nasıl keşfettiğini anlayamamıştı. Sahiden
de[Only Registered Users Can See Links] parayı bir arkadaşından ödünç almıştı. Ertesi gün[Only Registered Users Can See Links] bu defa annesinden
bir altın borç aldı ve parayı babasına götürdü.
Babası altını aldı ve yine nehre fırlattı. Delikanlı bir kez daha şaşırmıştı:
“Bunu niye yapıyorsun baba[Only Registered Users Can See Links] anlamadım. Ama sana bir altın getirmiş
oldum[Only Registered Users Can See Links] artık evlenebilir miyim?”
Babası bu defa da izin vermedi oğluna:
“Bu altını da sen kazanmamışsın!”
Genç[Only Registered Users Can See Links] babasının yanından ayrıldıktan sonra uzun uzun düşündü.
Başkasından borç alıp getirdiğinde babası parayı yine nehre atacaktı ve
bu gidişle evlenemeyecekti. O yüzden[Only Registered Users Can See Links] bir iş bulup çalışmaya ve altını
kendi emeğiyle kazanmaya karar verdi.
Günler geçti ve kazandığı bir altını babasına götürdü. Babası her zamanki
gibi parayı nehre atmaya hazırlanıyordu ki[Only Registered Users Can See Links] oğlu can havliyle babasının
kolunu tuttu ve bağırdı:
“Hayır baba! O altını nehre atamazsın! Onu kazanmak için günlerce
çalıştığımı ve sırtımın ağrılar içinde kaldığını biliyor musun sen?”
Babası[Only Registered Users Can See Links] yüzünde ışıltılı bir gülümseme ile[Only Registered Users Can See Links] elini oğlunun omzuna koydu ve:
“İşte şimdi evlenebilirsin[Only Registered Users Can See Links] oğlum” dedi. “Çünkü[Only Registered Users Can See Links] emeğinin karşılığı olan bu
altının değerini artık biliyorsun ve eminim ki onu akıllıca
harcayacaksın.”
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Bir zamanlar[Only Registered Users Can See Links] bir genç herkes gibi
evlenmek istiyordu. Bu niyetini ailesine açtığında[Only Registered Users Can See Links] babası ona şöyle
dedi: “Elbette oğlum[Only Registered Users Can See Links] elbette evlenebilirsin. Bana kendi alınterinle
kazandığın bir altını getirdiğinde[Only Registered Users Can See Links] seni hemen evlendireceğim.
” Delikanlı babasının bu sözlerine gülümsedi. Ne kadar da kolay bir
sınavdı bu böyle. Ertesi gün[Only Registered Users Can See Links] istenilen altın lirayı götürüp gururla
babasının avucuna koydu. Babası hiçbir şey söylemeden[Only Registered Users Can See Links] altını evlerinin
yanından akan nehre fırlattı.
Çocuk[Only Registered Users Can See Links] altının düştüğü nehre şaşkınlıklı bir-iki saniye baktıktan sonra[Only Registered Users Can See Links]
babasına döndü ve sordu:
“Şimdi evlenebilirim[Only Registered Users Can See Links] değil mi babacığım?”
Babası başını iki yana salladı:
“Hayır oğlum. Sana kendi alınterinle ve emeğinle kazandığın bir altını
getirmeni söylemiştim. Bu altını sen kazanmamışsın ki!”
Genç delikanlı babasının gerçeği nasıl keşfettiğini anlayamamıştı. Sahiden
de[Only Registered Users Can See Links] parayı bir arkadaşından ödünç almıştı. Ertesi gün[Only Registered Users Can See Links] bu defa annesinden
bir altın borç aldı ve parayı babasına götürdü.
Babası altını aldı ve yine nehre fırlattı. Delikanlı bir kez daha şaşırmıştı:
“Bunu niye yapıyorsun baba[Only Registered Users Can See Links] anlamadım. Ama sana bir altın getirmiş
oldum[Only Registered Users Can See Links] artık evlenebilir miyim?”
Babası bu defa da izin vermedi oğluna:
“Bu altını da sen kazanmamışsın!”
Genç[Only Registered Users Can See Links] babasının yanından ayrıldıktan sonra uzun uzun düşündü.
Başkasından borç alıp getirdiğinde babası parayı yine nehre atacaktı ve
bu gidişle evlenemeyecekti. O yüzden[Only Registered Users Can See Links] bir iş bulup çalışmaya ve altını
kendi emeğiyle kazanmaya karar verdi.
Günler geçti ve kazandığı bir altını babasına götürdü. Babası her zamanki
gibi parayı nehre atmaya hazırlanıyordu ki[Only Registered Users Can See Links] oğlu can havliyle babasının
kolunu tuttu ve bağırdı:
“Hayır baba! O altını nehre atamazsın! Onu kazanmak için günlerce
çalıştığımı ve sırtımın ağrılar içinde kaldığını biliyor musun sen?”
Babası[Only Registered Users Can See Links] yüzünde ışıltılı bir gülümseme ile[Only Registered Users Can See Links] elini oğlunun omzuna koydu ve:
“İşte şimdi evlenebilirsin[Only Registered Users Can See Links] oğlum” dedi. “Çünkü[Only Registered Users Can See Links] emeğinin karşılığı olan bu
altının değerini artık biliyorsun ve eminim ki onu akıllıca
harcayacaksın.”