PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Seyduna ve Şahrud (kavuşamayan iki aşık ırmağın öyküsü)


HaZzAn
31 December 2008, 12:29
(Yitik öyküdür)
Tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan
İki ayrı yürekte durmadan kanayan
Seyduna’yla Şahrud
Yüreklerin akarken bıraktığı izi
Birbirlerinin gözlerinde aradılar.
Yoktu.
İki iklim farkıydılar
Ne zaman göz göze değseler
Yangın çıkmayacak denli uzaktılar.
Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı
Üçüncü bir kente düşmüş suretleri

Şahrud gökyüzü geliniydi.
Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri.
Bir solukluk rüzgarda bile
Usul usul kanardı gelincik bedeni.

Seyduna yeryüzü cehennemi.
Ölüm[Only Registered Users Can See Links] çağrılı uçurumlarda sınardı sevdasını
Yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı[Only Registered Users Can See Links]
Onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi.

İki iklim ayrıldılar.
“Ya Şahrud!” dedi Seyduna
“Gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm.
Ardına bakma[Only Registered Users Can See Links] gözyaşımla vurulursun.
Su gibi git.”

Şahrud’un yüzüne keder mayın gibi durdu.
Ve zaman gözlerinin su yeşilinde kuruldu.
Hüzün bir Buda heykeli gibi çırılçıplak[Only Registered Users Can See Links]
Yüzlerine oturdu.

Rivayet odur ki[Only Registered Users Can See Links]
Şahrud vardığı denizlerde hala
Seyduna türküleriyle uyanmakta[Only Registered Users Can See Links]
Seyduna[Only Registered Users Can See Links] Şahrud’un gözlerinden kalan
Masalla yaşlanmakta.