PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Takının Anadolu Yolculuğu


HaZzAn
7 January 2009, 15:45
Mezarlardan Saraylara Takının Anadolu Yolculuğu


Anadolu takıları[Only Registered Users Can See Links] binlerce yılın içinden süzülüp gelen teknik incelikleri[Only Registered Users Can See Links] detaylarda saklanan derinliği ve onlarca kültürün izini süren tasarımlarının zenginliğiyle zamanın ötesine geçiyor...

Otuz bin yıl önce ölümün sessizliğinde doğdu takılar. İnsanoğlu[Only Registered Users Can See Links] yanıbaşında susan nefesin geri dönmeyeceğini anladığında[Only Registered Users Can See Links] belki son bir kez daha onu kutsamak[Only Registered Users Can See Links] gittiği yerde huzur duymasını sağlamak[Only Registered Users Can See Links] karanlığın kötülüklerinden korumak için mezarına taşlardan[Only Registered Users Can See Links] boynuz ve kemiklerden[Only Registered Users Can See Links] deniz kabuklarından yapılma boncuk dizileri[Only Registered Users Can See Links] bilezikler ve yüzükler koydu.
Sonra başa çıkamadığı kötülüklerden[Only Registered Users Can See Links] tehlikelerden kendisini de korumak için boynunu[Only Registered Users Can See Links] kollarını[Only Registered Users Can See Links] ellerini[Only Registered Users Can See Links] başını[Only Registered Users Can See Links] ayaklarını takılarla donattı; onları tanrılarına sundu. Bir de baktı volkanik camlara yansıyan görüntüsü[Only Registered Users Can See Links] takılarla daha farklı[Only Registered Users Can See Links] daha güzel... İşte dinin ötesine geçtiği o andan sonra taktıklarını bir daha hiç çıkarmadı; takıların güzelliğinde kendi güzelliğini buldu. Zamanın içinden sessizce geçerken onları en parlak[Only Registered Users Can See Links] en göz alıcı madenlerle[Only Registered Users Can See Links] taşlarla bezedi. 6000 yıl önce bu topraklarda[Only Registered Users Can See Links] Anadolu’da madenlerin en büyüleyicisini[Only Registered Users Can See Links] altını işleyebileceğini keşfetti ve altın[Only Registered Users Can See Links] diğer tüm değerli madenler ve taşların da önüne geçti; takıların vazgeçilmezi oldu. Altın takılar[Only Registered Users Can See Links] insanoğluna her şeyin[Only Registered Users Can See Links] tüm dinsel amaçlarının[Only Registered Users Can See Links] güzel görünme çabalarının ötesinde[Only Registered Users Can See Links] yaşadığı toplum içinde soyut konumunun somut işaretini sundu.


5000 YIL ÖNCE PARLAYAN IŞIK
Değerli madenlerden takı üretimi yani kuyumculuk işte böyle başladı. Ama bin yıl boyunca emekleyen kuyumculuk[Only Registered Users Can See Links] gerçek bir zanaat olarak karşımıza[Only Registered Users Can See Links] şaşırtıcı güzellikteki[Only Registered Users Can See Links] oya gibi işlenmiş takılarla M.Ö. 3. bin yılda çıktı. M.Ö. 2600-2000 dönemine tarihlenen en parlak ve yetkin takı objeleri Troya[Only Registered Users Can See Links] Eskiyapar ve Alacahöyük’te bulundu. Prens mezarlarında ele geçen altın[Only Registered Users Can See Links] gümüş[Only Registered Users Can See Links] agat[Only Registered Users Can See Links] kuvars kristali gibi değerli malzemelerden yapılan broşlar[Only Registered Users Can See Links] kolyeler[Only Registered Users Can See Links] iğne[Only Registered Users Can See Links] bilezik[Only Registered Users Can See Links] diadem[Only Registered Users Can See Links] kemer ve elbise süsü olarak kullanılan çift altın idollerin her biri[Only Registered Users Can See Links] birer sanat eseri niteliğindeydi.
Aynı döneme ait Doğu Anadolu’da Karaz[Only Registered Users Can See Links] Batı Anadolu’da Beycesultan ve Semayük[Only Registered Users Can See Links] Göller bölgesinde Kuruçay[Only Registered Users Can See Links] Geçiş bölgesinde Kusura[Only Registered Users Can See Links] Demircihöyük[Only Registered Users Can See Links] Polatlı[Only Registered Users Can See Links] Karaoğlan[Only Registered Users Can See Links] Konya civarında Karahöyük[Only Registered Users Can See Links] Malatya’da Aslantepe[Only Registered Users Can See Links] Çukurova bölgesinde Tarsus[Only Registered Users Can See Links] İslahiye bölgesinde Tilmenhöyük ve Gedikli[Only Registered Users Can See Links] Güneydoğu Anadolu’da Pulur[Only Registered Users Can See Links] Norşuntepe ve Tepecik buluntuları[Only Registered Users Can See Links] Anadolu insanının tasarımda ve döküm işlerinde daha o tarihte ulaştığı ileri düzeyi anlatıyor. Troya altın takılarında kullanılan granülasyon ve telkari teknikleri ise[Only Registered Users Can See Links] daha ileri bir kuyumculuk çalışmasına işaret ediyor.
Tunç çağını geride bırakırken[Only Registered Users Can See Links] M.Ö. 2000-1200 arasında Anadolu’da ticaret kolonileri oluşturan Asurlu tüccarların ilgisi de[Only Registered Users Can See Links] özellikle altın[Only Registered Users Can See Links] gümüş ve bakır madenleri üzerinde yoğunlaştı. Asurlu tüccarlar[Only Registered Users Can See Links] Mezopotamya’dan getirdikleri malların yerine buradan değerli madenleri götürüyorlardı. Ticaretin canlandırdığı iletişim olanakları[Only Registered Users Can See Links] Anadolu’daki ilkçağ zanaatkârlarına Mezopotamya kültürünü tanıttı. Zanaatkârlar[Only Registered Users Can See Links] yeni tanıdıkları motifleri ve konuları kendi dünyalarının anlamı içinde eritip[Only Registered Users Can See Links] ortak bir üslup yaratmayı başardılar.

[Only Registered Users Can See Links]

HaZzAn
7 January 2009, 15:45
ANADOLU’NUN BATISINDA YÜKSELEN TAKI SANATI
Hititler’in egemenliği altındaki Anadolu’dan bugüne taşınan takılar ne yazık ki çok az; yalnızca Boğazköy’de bulunan altın mühür yüzük[Only Registered Users Can See Links] altın “oturan tanrıça” amuleti[Only Registered Users Can See Links] mezarlarda ölülerin ağız ve gözlerini kapayan[Only Registered Users Can See Links] kol ve ayak bileklerine sarılan altın safihalarla[Only Registered Users Can See Links] kulaklara yerleştirilen kulak tıkaçlarından ibaret...
M.Ö. 900’den sonra değerli maden ve taş kullanılarak yaratılan takılar[Only Registered Users Can See Links] eski görkemine özellikle Anadolu’nun orta ve batısında kurulan uygarlıklarda kavuştu. Burada hem takılar çoğaldı; hem teknik yetkinleşti. Günümüze çok fazla örnek kalmamasına karşın M.Ö. 8. yüzyılın ikinci yarısında Orta Anadolu’da egemen olan Frigya’nın kuyumculuk sanatına en önemli katkısı[Only Registered Users Can See Links] özgün bir formu olan fibulalardı.
Antik dünyanın ticaret merkezinde oturan Batı Anadolu kentlerinin zanaatkârları ise doğu ile batının sanatını kendilerinde bütünleştirip[Only Registered Users Can See Links] Orientalizan sentezi gerçekleştirdiler. M.Ö. 8. yüzyıl sonuyla 7. yüzyıl başında özellikle doğulu motiflerin kullanıldığı değerli metal ve fildişi takılar ortaya çıktı. Lydia’nın başkenti Sardes[Only Registered Users Can See Links] işte bu süreçte kuyumculuğun ışığı oldu. Kimyasal işlemle ilk kez saf altının da elde edildiği altın rafinerisinin bulunduğu Sardes’da özellikle fildişi oymacılığı ve değerli ya da yarı değerli taşların da başarıyla kullanıldığı teknik ustalıkla işlenmiş altın takılar ortaya çıktı.
Sonraki iki yüzyıl Anadolu’nun batısında kuyumculuk zanaatının doruğa ulaştığı yüzyıllar oldu. Saf ya da safa yakın ayarda altınla yapılan takılarda döküm[Only Registered Users Can See Links] repousse[Only Registered Users Can See Links] fligre[Only Registered Users Can See Links] granülasyon gibi birçok kuyumculuk tekniği birarada kullanıldı. En yetkin örnekleri[Only Registered Users Can See Links] Efes Artemis Tapınağı adak çukurunda ve Uşak çevresinde bulundu. Anadolu’nun ana tanrıçası ile Helenler’in anavatanındaki tapınma biçemini birleştiren ana tanrıça Artemis tapımı[Only Registered Users Can See Links] dönemin takı sanatını da biçimlendirdi. Evrensel[Only Registered Users Can See Links] uygarlığın koruyucusu[Only Registered Users Can See Links] doğanın yöneticisi ve arıların kraliçesi tanrıçanın üç farklı karakteri[Only Registered Users Can See Links] takılarda görülen arı[Only Registered Users Can See Links] hilal ve atmaca motiflerinde anlatımını buldu. Küpelerde[Only Registered Users Can See Links] apliklerde[Only Registered Users Can See Links] broşlarda ve iğne topuzlarında arı; küpeler ve sarkaçlarda hilal; broş ve sarkaçlarda ise atmaca kullanıldı daha çok.



[Only Registered Users Can See Links]

HaZzAn
7 January 2009, 15:47
URARTU’NUN ZENGİNLİĞİ

Aynı dönemde M.Ö. 900-600 arasında merkezi Van olan Urartu krallığının önde gelen kentleri Altıntepe[Only Registered Users Can See Links] Patnos[Only Registered Users Can See Links] Adilcevaz ve Toprakkale’deki prens mezarları[Only Registered Users Can See Links] tapınak[Only Registered Users Can See Links] saray ve depolarından yüzyıllar sonra çıkan altın küpeler[Only Registered Users Can See Links] agat ve amber kolyeler ve özellikle düğmeler[Only Registered Users Can See Links] granülasyon tekniğinin en güzel örneklerini oluşturdu. Bu zor kuyumculuk tekniğinin ustası olan Urartular’ın granülasyonla bezeli üç at başı biçiminde kolye başı[Only Registered Users Can See Links] balık ve halka biçimi altın küpeler[Only Registered Users Can See Links] uçları ejder başlı gümüş bilezikler[Only Registered Users Can See Links] değerli metalleri işlemede ulaştıkları başarıyı tüm görkemiyle ortaya koydu.
Arkaik ve klasik dönemlere ait Anadolu takıları[Only Registered Users Can See Links] yalınlığın içinden ustalıkla çıkarılan bir etkileyiciliğe sahiplerdi. Yaygın olarak telkari ve mineleme teknikleriyle yapılan çelenklerde bitkisel motifler[Only Registered Users Can See Links] kolye ve pandantiflerde nar[Only Registered Users Can See Links] meşe palamudu ve hayvan başları işliydi. Ay tanrıçasının sembolü hilal[Only Registered Users Can See Links] Ön Asya kültürlerinin hepsinde olduğu gibi Anadolu’da da her yerdeydi.



PERSLERLE RENKLENEN TAKI
M.Ö. 545’ten itibaren Pers egemenliğine giren Anadolu’da bir kez daha doğu ve batı kültürü harmanlandı; takılar bu kez kendilerine Pers etkisinde bir üslup buldular. Anadolu’nun hemen her yerine yayılan dönemin takılarının en çarpıcı özelliği[Only Registered Users Can See Links] üzerlerindeki yarı değerli taşların ve bunların cam taklitlerinin kullanımlarının çok artmış olmasıydı; takılar rengârenkti. Dönemin kuyumculuk merkezleri Sardes ve Çanakkale Boğazı üzerindeki Lampsakos’ta biçimlenen takılarda özellikle üçgen[Only Registered Users Can See Links] baklava motifi ve üçgen piramit süslemeler çok kullanıldı.[Only Registered Users Can See Links]
HELLENİSTİK DÖNEMİN GÖRKEMİ

Ardından gelen Hellenistik dönem[Only Registered Users Can See Links] Anadolu’da takı sanatının ve kuyumculuk zanaatının doruğa ulaştığı dönemlerden biri oldu. Arkaik ve klasik çağlar boyunca hemen yalnızca tapınaklara adak ve mezarlara sunu olarak yapılan ve çok nadir kullanılan takılar[Only Registered Users Can See Links] bu dönemde insanların gündelik yaşamlarına girdi. Trakya’da zengin maden yataklarının bulunması ve Pers hazinelerinde biriken altın ve gümüş stokları[Only Registered Users Can See Links] dünyevi zevklerin en cezbedici olanına eğilimi artırdı.
Bol bol insan ve hayvan figürleri kullanılan Hellenistik dönem takıları[Only Registered Users Can See Links] bol granülasyon ve filigre ile zenginleşti. Daha önemlisi Hellenistik dönem[Only Registered Users Can See Links] sadece değerli metallerin ve kimi zaman da yarı değerli taşların kullanıldığı takıların yerini artık değerli taşlarla bezeli mücevherlerin aldığı döneme işaret etti. Büyük İskender’in doğu seferleriyle Anadolu’ya taşınan zümrüt[Only Registered Users Can See Links] yakut[Only Registered Users Can See Links] agat[Only Registered Users Can See Links] aquamarin[Only Registered Users Can See Links] grena[Only Registered Users Can See Links] karneol[Only Registered Users Can See Links] sard[Only Registered Users Can See Links] plasma[Only Registered Users Can See Links] amatist gibi değerli taşlar[Only Registered Users Can See Links] Hellenistik dönem takılarına yerleşti. Motiflerde de farklılıklar oluştu; menadlarla eroslar[Only Registered Users Can See Links] zenci tasvirleri[Only Registered Users Can See Links] aslan[Only Registered Users Can See Links] boğa[Only Registered Users Can See Links] geyik gibi hayvanların başları sıklıkla kullanılır oldu. Dönemin “moda”sı ise Herakles düğümlü takılardı...


[Only Registered Users Can See Links]
ROMA’NIN ‘STAMPA’ VE ‘SAVAT’I

Roma döneminde Anadolu takıları[Only Registered Users Can See Links] önceleri Hellenistik dönemin kuyumculuk geleneklerine bağlı kaldı. Yine de takılarda inci[Only Registered Users Can See Links] jasper ve camın kullanılması[Only Registered Users Can See Links] renkli kakmacılığa başlanması bu döneme rastlar. Ama Romalı kuyumcular[Only Registered Users Can See Links] kendilerine özgü form ve teknikleri asıl M.S. 200-400 arasında yarattılar. Hellenistik dönemde kuyumculuğun merkezi olan İskenderiye ve Antakya Roma döneminde de önemini korumasına karşın[Only Registered Users Can See Links] imparatorluğun başkenti de kuyumculukta bir ekol oluşturmayı başardı.
Bu dönemde altın ile değerli taş kombinasyonlarının hem en güzel örnekleri verildi; hem de kullanımları yaygınlaştı. Roma takıları[Only Registered Users Can See Links] aşırı karmaşık ve zarif Hellenistik tarzın tersine sadelikleriyle ön plana çıktılar. Romalı kuyumcular[Only Registered Users Can See Links] geliştirdikleri iki yeni teknikle[Only Registered Users Can See Links] stampa ve savat teknikleriyle zanaatı da daha ileri bir noktaya taşıdılar. Kolyelerde sikkelerin kullanılması[Only Registered Users Can See Links] hayvan başlı ve bitki motifli bileziklerin yaratılması da bu dönemin özelliklerindendi.


BİZANS’IN ‘MİNE’Sİ

İkiye bölünen Roma İmparatorluğu’nun Anadolu topraklarındaki ardılı Bizans’ın takı geleneği[Only Registered Users Can See Links] sanatta egemen olan iki güçlü akımın etkisinde biçimlendi. İlki[Only Registered Users Can See Links] özellikle saray ve ileri gelen çevrelerce tutulan[Only Registered Users Can See Links] kökü eski sanat geleneklerine bağlı[Only Registered Users Can See Links] ince[Only Registered Users Can See Links] hassas[Only Registered Users Can See Links] hatta bazı durumlarda Hıristiyanlığa yabancı unsurların bile göze batmadığı görkemli[Only Registered Users Can See Links] zengin ve göz kamaştırıcı bir sanat akımı olan başkent üslubuydu. Diğeri ise form güzelliğine önem vermeyen[Only Registered Users Can See Links] dini konuları esas alan ve sanatı dinin bir anlatımı olarak kabul eden ilkel ve kuru bir sanat akımı olan eyalet üslubu... Ama her iki üslupta da çok tanrılı dinlerdeki motifler Hıristiyanlıkla birlikte yerlerini farklı motiflere bıraktılar; çok farklı teknikler kuyumculuğa egemen oldu.
Bizans İmparatorluğu’nun ilk dönemlerinde kuyumculuk[Only Registered Users Can See Links] form ve teknik olarak Roma kuyumculuğunun devamı niteliğindeydi. Kendine özgü form[Only Registered Users Can See Links] desen ve teknikler[Only Registered Users Can See Links] Konstantinopolis’in kuyumculuk merkezi haline dönüştüğü 6. yüzyıldan sonra gelişti. Bu gelişimde Bizans imparatorları II. Theodosius ve III. Valentinianus’un camcı ve kuyumculardan vergi almamaları büyük rol oynadı. Saraya bağlı biçimlenen kuyumculuğun ilerlemesi için ayrıca İskenderiye ve Antakya’dan ustalar getirtilerek[Only Registered Users Can See Links] bir Bizans üslubunun ortaya çıkması sağlandı. Değerli madenler[Only Registered Users Can See Links] özellikle altınla birlikte değerli ve yarı değerli taşların ve organik maddelerin kullanıldığı gösterişli takılarda Bizans kuyumculuğunun özgün tekniği mine gelişmeye başladı.
Bizanslılar da tıpkı kendilerinden önceki Anadolu halkları gibi takılarını[Only Registered Users Can See Links] süslenmenin ve zenginliklerini göstermenin yanı sıra kötülüklerden korunmak ve dindarlıklarını göstermek için taktılar. Bizans takıları[Only Registered Users Can See Links] Roma ve Hellenistik dönemin geleneklerinin Hıristiyanlıkla harmanlandığı özgün ürünler olarak hem Batı’yı hem de kendilerinden sonra Anadolu’da yaşayan Selçuklu ve Osmanlı kuyumculuğunu etkilediler.

HaZzAn
7 January 2009, 15:48
TÜRKMEN TAKILARIYLA GELEN ÖZGÜNLÜK

Ama takının Anadolu’daki yolculuğu sırasında edindiği farklı üsluplar arasında en özgün olanı[Only Registered Users Can See Links] bu topraklara Selçuklularla birlikte gelen Türkmen boylarının getirdiği üsluptu. Orta Asya kökenli Türkmen takı geleneği[Only Registered Users Can See Links] kökleri çok eskilere dayalı bilinmedik sırlarla dolu[Only Registered Users Can See Links] çok ince bir sanata dayanıyordu. Geleneksel teknolojinin basit araçlarıyla üretilen takılara değerli taşların yerleştirilme biçimi[Only Registered Users Can See Links] kullanılan geometrik formlar[Only Registered Users Can See Links] Türkmen takı geleneğinin özgünlüğünü yansıtıyordu. Her birinin etnolojik olarak farklı anlamları olan[Only Registered Users Can See Links] takının üstüne konulan şelpeli guppa[Only Registered Users Can See Links] alına takılan manlaylık[Only Registered Users Can See Links] saça takılan şelpeler[Only Registered Users Can See Links] düğmeler[Only Registered Users Can See Links] boyuna takılan iğneler[Only Registered Users Can See Links] gargılıklar[Only Registered Users Can See Links] boncuklar[Only Registered Users Can See Links] göğüse takılan çeşitli büyüklükteki gülyakalar[Only Registered Users Can See Links] tumarlar[Only Registered Users Can See Links] yine göğüse takılan şelpeler[Only Registered Users Can See Links] alkım çengekler[Only Registered Users Can See Links] ses çıkaran düğmeler[Only Registered Users Can See Links] kollara takılan bilezikler[Only Registered Users Can See Links] yüzükler[Only Registered Users Can See Links] kaftana takılan çarpazlar[Only Registered Users Can See Links] saça takılan tokalar...
Türkmen takıları[Only Registered Users Can See Links] eski savaşçıların demirden giysilerini de hatırlatıyordu. Kubbe şeklindeki gümüş “gupha”[Only Registered Users Can See Links] tahiye kenarlarındaki yanaklara kadar inen gümüş askıları ile “çekkelik” ve ense tarafındaki askı ile “yeğinlik” askeri bir şapkaya benziyordu. Geniş göğüs süsleri “gülyaka”[Only Registered Users Can See Links] “dağdun” ve “blukuv”[Only Registered Users Can See Links] gümüş “apbaslar” ile askerlerin göğüs zırhlarını andırıyordu.
Selçuklu döneminde altın ve gümüş takılar daha çok Konya ve Alaiye’de yapıldı. İslamiyet’in getirdiği sınırlamalar çerçevesinde altın takılar hemen neredeyse kadınlarla sınırlı kaldı. Ama hediye verme geleneğinin yerleşmesiyle birlikte değerli madenlerden üretilen objelerin yapımı bu dönemde hız kazandı.


[Only Registered Users Can See Links]

HaZzAn
7 January 2009, 15:49
ANADOLU TAKI GELENEĞİNİN DORUĞU: OSMANLILAR
Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar Anadolu’da her türlü değerli maden[Only Registered Users Can See Links] değerli taş ve süsleme teknikleri denenmiş; çeşitli formlar geliştirilmişti. Osmanlılar[Only Registered Users Can See Links] bin yıllarca süren istilalar ve göçlerle biçimlenen son derece zengin bir takı geleneği mirasını devraldılar. Yapabilecekleri tek bir şey kalmıştı; takı sanatını doruğuna ulaştırmak. Onlar da bunu yaptılar.
Osmanlı İmparatorluğu’nun gücü artarken kuyumculuk zanaatının önemi de giderek arttı. Osmanlı kuyumculuğu[Only Registered Users Can See Links] miras aldığı tarihi kültürel zenginlikle birlikte İmparatorluğun yayıldığı geniş coğrafyanın birikimlerini de yansıttı. Payitaht İstanbul’un dışında Trabzon[Only Registered Users Can See Links] Samsun[Only Registered Users Can See Links] Sivas[Only Registered Users Can See Links] Van[Only Registered Users Can See Links] Erzurum[Only Registered Users Can See Links] Erzincan[Only Registered Users Can See Links] Gümüşhane[Only Registered Users Can See Links] Bitlis[Only Registered Users Can See Links] Kula[Only Registered Users Can See Links] Eskişehir[Only Registered Users Can See Links] Diyarbakır[Only Registered Users Can See Links] Mardin[Only Registered Users Can See Links] Midyat[Only Registered Users Can See Links] Şam[Only Registered Users Can See Links] Halep[Only Registered Users Can See Links] Kıbrıs[Only Registered Users Can See Links] Prizren gibi yerlerde de değerli madenler farklı tekniklerle işlendi.
Bol bol insan ve hayvan figürleri kullanılan Hellenistik dönem takıları[Only Registered Users Can See Links] bol granülasyon ve filigre ile zenginleşti. Daha önemlisi Hellenistik dönem[Only Registered Users Can See Links] sadece değerli metallerin ve kimi zaman da yarı değerli taşların kullanıldığı takıların yerini artık değerli taşlarla bezeli mücevherlerin aldığı döneme işaret etti. Büyük İskender’in doğu seferleriyle Anadolu’ya taşınan zümrüt[Only Registered Users Can See Links] yakut[Only Registered Users Can See Links] agat[Only Registered Users Can See Links] aquamarin[Only Registered Users Can See Links] grena[Only Registered Users Can See Links] karneol[Only Registered Users Can See Links] sard[Only Registered Users Can See Links] plasma[Only Registered Users Can See Links] amatist gibi değerli taşlar[Only Registered Users Can See Links] Hellenistik dönem takılarına yerleşti. yayılmasıyla birlikte doğudan gelen Herat ve erken Safevi üslubunun etkisiyle şark motifleri ve 18. yüzyıldan sonra ise Batılı tarzda gemi[Only Registered Users Can See Links] fiyonk[Only Registered Users Can See Links] arma türü motifler belirginlik kazandı.

HaZzAn
7 January 2009, 15:50
İlk dönemlerde daha sade olan takılar[Only Registered Users Can See Links] sonraları giyimin ayrılmaz bir parçası haline dönüştü ve giderek daha gösterişli olmaya başladı. Sorguç[Only Registered Users Can See Links] istefan[Only Registered Users Can See Links] zülüflük[Only Registered Users Can See Links] enselik[Only Registered Users Can See Links] saç bağı[Only Registered Users Can See Links] gerdanlık[Only Registered Users Can See Links] iğne[Only Registered Users Can See Links] çelenk[Only Registered Users Can See Links] küpe[Only Registered Users Can See Links] bilezik[Only Registered Users Can See Links] yüzük[Only Registered Users Can See Links] zehgir[Only Registered Users Can See Links] mühür[Only Registered Users Can See Links] nişan[Only Registered Users Can See Links] halhal[Only Registered Users Can See Links] pazubent[Only Registered Users Can See Links] düğme[Only Registered Users Can See Links] çaprast[Only Registered Users Can See Links] zincir[Only Registered Users Can See Links] saat[Only Registered Users Can See Links] köstek[Only Registered Users Can See Links] kemer[Only Registered Users Can See Links] kemer tokası gibi takılar[Only Registered Users Can See Links] en çok tercih edilen parçalardı. Osmanlı’da değerli maden ve taşlar[Only Registered Users Can See Links] yalnız takılarda da kullanılmazdı. Kur’an kabı[Only Registered Users Can See Links] askı[Only Registered Users Can See Links] kılıç[Only Registered Users Can See Links] hançer[Only Registered Users Can See Links] gaddare[Only Registered Users Can See Links] gürz[Only Registered Users Can See Links] tüfek[Only Registered Users Can See Links] tesbih[Only Registered Users Can See Links] bardak[Only Registered Users Can See Links] matara[Only Registered Users Can See Links] kase[Only Registered Users Can See Links] şerbetlik[Only Registered Users Can See Links] maşrapa[Only Registered Users Can See Links] zarf[Only Registered Users Can See Links] kutu[Only Registered Users Can See Links] sandık[Only Registered Users Can See Links] şamdan[Only Registered Users Can See Links] buhurdan[Only Registered Users Can See Links] gülabdan[Only Registered Users Can See Links] kaşık[Only Registered Users Can See Links] nargile[Only Registered Users Can See Links] yazı takımı[Only Registered Users Can See Links] yelpaze[Only Registered Users Can See Links] ayna[Only Registered Users Can See Links] tarak[Only Registered Users Can See Links] kamçı[Only Registered Users Can See Links] sadak[Only Registered Users Can See Links] Kabe armağanları gibi eşyaların süslenmesinde de kullanılırdı. Altın[Only Registered Users Can See Links] gümüş ve değerli taşlar kullanılarak yapılan taht[Only Registered Users Can See Links] beşik[Only Registered Users Can See Links] örtü[Only Registered Users Can See Links] kaftan[Only Registered Users Can See Links] zırh[Only Registered Users Can See Links] at koşum takımı gibi büyük parçalar ise özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünü simgeliyordu.
Balkanlardan ve İran’dan getirtilen kuyumcu ustaları ile Türk ustaların yanına geç dönemlerde katılan Ermeni ustaların kakma[Only Registered Users Can See Links] çalma[Only Registered Users Can See Links] oyma[Only Registered Users Can See Links] savat[Only Registered Users Can See Links] telkari[Only Registered Users Can See Links] hasır[Only Registered Users Can See Links] mıhlama gibi tekniklerle çalıştıkları Osmanlı takılarının en önemli özelliği[Only Registered Users Can See Links] İmparatorluğun çoğulcu yapısını yansıtan çeşitliliğiydi. Çok değişik parçaların yan yana kullanılması bir yana farklı tarza sahip[Only Registered Users Can See Links] karşıt renklerin de büyük bir uyumla kullanıldığı takılar[Only Registered Users Can See Links] Osmanlı İmparatorluğu’nun özgünlüğünü yaratıyordu.
Türkiye kuyumculuğunun geleceği[Only Registered Users Can See Links] bugün işte Anadolu’nun bu görkemli takı geleneğinin üzerinde biçimleniyor. Binlerce yılın içinden süzülüp gelen kuyum tekniklerinin incelikleri[Only Registered Users Can See Links] detaylarda saklanan derinlik[Only Registered Users Can See Links] birbirinin içinden geçerken başkalaşan kültürlerin izlerini süren tasarımların zenginliği[Only Registered Users Can See Links] bu topraklarda yetişen kuyumculara miras. Anadolu takılarının mezar odalarından saraylara yaptığı yolculuğu şimdi onlar sürdürüyor...


[Only Registered Users Can See Links]