eLanuR
28 October 2008, 09:59
Belki alışkındı kulakların bu iki kelimenin dudaktaki dansına...Hoşça kal ; bir daha görüşmenin güvencesiydi. Bir önceki adımıydı bir sonraki buluşmanın...Hoşça kal denir ve hoşça kalınırdı senin aşklarında... Oysa bende Elveda demektir hoşça kal[Only Registered Users Can See Links] bilemedin; kısacık zamanlara sığan tutkunun kılavuzluğundaki bu aşkta...
Duvarlarıma sana dair çok da fazla olmayan anılarımı çerçeveleyip astığım bir gece vermiştim kararımı. Her nedense çok eğri büğrü duruyordu resimler. Anılar mı yakışmadı resimlere[Only Registered Users Can See Links] yoksa resimler mi yapışmadı çerçevelerin sabitliğine anlayamadım. Ama ters duran bir şeyler vardı bu tuhaf görüntüde.Sarhoş naralarını tıpkı birer otriş gibi dolamıştım kelimelerin boynuna. Sonra birdenbire hayretle[Only Registered Users Can See Links] o gideceği yönü şaşırmış naraların sokaklardan değil yüreğimden geldiğini fark ettim. Yalpalaya yalpalaya yeni bir limana demir atmaya giden[Only Registered Users Can See Links] adımlarını bir türlü aynı hizaya getiremeyen bu ayaklar[Only Registered Users Can See Links] benim sevdamı arşınlıyorlardı...Yine yanlış yollara[Only Registered Users Can See Links] yanlış ayakkabılarla dalmıştım düşüncesizce. nasır tutan kalbimdi[Only Registered Users Can See Links] parmaklarım sapasağlamdı görünüşte! Bakmamıştım mor sarmaşıklı yaprakların altındaki kocaman dikenlerini saklayan bataklıklara...Ah aylak ruhum; yine aldanmıştı gökyüzünün kızıl[Only Registered Users Can See Links] fettan saçlarına...Oysa çeviriverseydi tutkudan körelen gözlerini birkaç bakış aşağıya[Only Registered Users Can See Links] sevdasına arapsaçı gibi dolanan yalanları fark edebilecekti...Ah aşka hiç doymayan aç ruhum[Only Registered Users Can See Links] kısacık mutlulukların lezzetli mezeler olduğu bu sofrada[Only Registered Users Can See Links] kadeh kadeh şarapları hapsedip damağına yine de aç kalktın aşkın saflığına...
Hesaplaşma yüklü bir gecenin sabahıydı sana vedam. Oysa sen sadece hoşça kal dedim sanmıştın...Kanter içinde kaldı dudaklarım sana söyleyemediklerimi kendime haykırmaktan. Söylesem anlamazdın[Only Registered Users Can See Links] biliyorum...Üstünde hiçbir etiket olmayan bir şişeye konmuş bir yardım mesajıydı kelimelerim...Ben ıssız bir adada; yanında almak isteyebileceği üç şeyi bile olmayan bir kazazedeydim. Çok tirajik biliyor musun? Üç şey alamazdım yanıma[Only Registered Users Can See Links] almayı isteyebileceğim tek şey sendin... Ve sen bana aynı cümlenin içindeki iki kelime kadar yakın; ve aynı zamanda aynı cümlenin içinde asla bir araya gelemeyecek iki kelime kadar uzaktın...Çelişkilerin bileşkesi bir sevgili...Şarkılar saki olmuştu masama. Hep acı olan mezelerimi getirirken soframa[Only Registered Users Can See Links] biri geldi biri gitti upuzun bir yalnızlık boyunca...Şarabımın tadı daha mı mayhoştu ne! O tanıdık tadı yapıştırabilmek için dudaklarıma[Only Registered Users Can See Links] günün ağarması gerekti kadehlerin tanıdık lal kırmızısında...
Sana hoşça kal demek hiç kolay değildi...Çünkü benim için hoşça kal[Only Registered Users Can See Links] elveda demekti...
Benim sözlüğüm neden farklıdır bilemedim hiç...Yazmasın istedim vedalar ve vedalara yüklü anlamlar sayfalarda[Only Registered Users Can See Links] boş yere aradım uzun soluklu aşkları yırtık sayfalarda...Nedendir bilmem hep ama hep ayak izleri oldu satırlarımda...Kah kuma gömülüp kaybolan ayakların izlerini aradım çöl ıssızlığı akşamlarda[Only Registered Users Can See Links] kah demirden bir örs gibi vurdum adımlarımla vurgun sonlara...
Hatırla sevgili içinde koşar adım coşan sevişlerini...Sakin limanlara demir atmak isteyen gemimin çıpası havada kaldı... Uzun soluklu bir aşkı[Only Registered Users Can See Links] bir kar tanesinin bir kartopuna ve ardından bir çığa dönüşmesi gibi yaşamak isterken[Only Registered Users Can See Links] sağanak yağmurda ıslanıp[Only Registered Users Can See Links] sırılsıklam kaldım yalnızlığımla...Çok yükseklere saklamıştım ben sevgimi[Only Registered Users Can See Links] sen upuzun adımları yüklerken bacaklarına[Only Registered Users Can See Links] dümdüz bir yol üzerinde koşup durdun boş yere...Başını kaldırıp bakmayı akıl edemedin göğün gülümseyen mavi gözlerine...Uzaklıkları hala ölçülerle sabitleyen bir düzene esirken sen[Only Registered Users Can See Links] ben çok başka bir coğrafyada farklı bir iklimin estirdiği rüzgara dönüşmüştüm bile...İki kelimenin buluşamadığı cümleler[Only Registered Users Can See Links] gökyüzüyle yeryüzü arasından çok daha uzak mesafelerin timsaliydi yüreğimde...Sen takılmışken bildik hikayelerin tanıdık işleyişine[Only Registered Users Can See Links] ben bir masalın içinde sakince bekliyordum sessizlikle çoğalan çığlıklarımı gömüp göğsüme...
Sadece hoşça kal deyip gittim diye; yüreğin hala küskün biliyorum...Elveda çok büyük bir kelime. Sığmadı dudaklarımın sınırları içine.
Sözlüğümden haberdar olacak kadar çok kalmadın sevgili [Only Registered Users Can See Links] yüreğimde. Benim “hoşça kal” ım yazılmış yanlışlıkla elveda kelimesinin yerine...Kim bilir belki de bir hoşça kal en çok bu aşktaki kadar yakışır elveda hanesine...Bazen sözcükler biz farkına bile varmadan[Only Registered Users Can See Links] kayıp gider dilimizden; bizim bile yerleştirmekte güçlük çekebileceğimiz en uygun yere.....
Duvarlarıma sana dair çok da fazla olmayan anılarımı çerçeveleyip astığım bir gece vermiştim kararımı. Her nedense çok eğri büğrü duruyordu resimler. Anılar mı yakışmadı resimlere[Only Registered Users Can See Links] yoksa resimler mi yapışmadı çerçevelerin sabitliğine anlayamadım. Ama ters duran bir şeyler vardı bu tuhaf görüntüde.Sarhoş naralarını tıpkı birer otriş gibi dolamıştım kelimelerin boynuna. Sonra birdenbire hayretle[Only Registered Users Can See Links] o gideceği yönü şaşırmış naraların sokaklardan değil yüreğimden geldiğini fark ettim. Yalpalaya yalpalaya yeni bir limana demir atmaya giden[Only Registered Users Can See Links] adımlarını bir türlü aynı hizaya getiremeyen bu ayaklar[Only Registered Users Can See Links] benim sevdamı arşınlıyorlardı...Yine yanlış yollara[Only Registered Users Can See Links] yanlış ayakkabılarla dalmıştım düşüncesizce. nasır tutan kalbimdi[Only Registered Users Can See Links] parmaklarım sapasağlamdı görünüşte! Bakmamıştım mor sarmaşıklı yaprakların altındaki kocaman dikenlerini saklayan bataklıklara...Ah aylak ruhum; yine aldanmıştı gökyüzünün kızıl[Only Registered Users Can See Links] fettan saçlarına...Oysa çeviriverseydi tutkudan körelen gözlerini birkaç bakış aşağıya[Only Registered Users Can See Links] sevdasına arapsaçı gibi dolanan yalanları fark edebilecekti...Ah aşka hiç doymayan aç ruhum[Only Registered Users Can See Links] kısacık mutlulukların lezzetli mezeler olduğu bu sofrada[Only Registered Users Can See Links] kadeh kadeh şarapları hapsedip damağına yine de aç kalktın aşkın saflığına...
Hesaplaşma yüklü bir gecenin sabahıydı sana vedam. Oysa sen sadece hoşça kal dedim sanmıştın...Kanter içinde kaldı dudaklarım sana söyleyemediklerimi kendime haykırmaktan. Söylesem anlamazdın[Only Registered Users Can See Links] biliyorum...Üstünde hiçbir etiket olmayan bir şişeye konmuş bir yardım mesajıydı kelimelerim...Ben ıssız bir adada; yanında almak isteyebileceği üç şeyi bile olmayan bir kazazedeydim. Çok tirajik biliyor musun? Üç şey alamazdım yanıma[Only Registered Users Can See Links] almayı isteyebileceğim tek şey sendin... Ve sen bana aynı cümlenin içindeki iki kelime kadar yakın; ve aynı zamanda aynı cümlenin içinde asla bir araya gelemeyecek iki kelime kadar uzaktın...Çelişkilerin bileşkesi bir sevgili...Şarkılar saki olmuştu masama. Hep acı olan mezelerimi getirirken soframa[Only Registered Users Can See Links] biri geldi biri gitti upuzun bir yalnızlık boyunca...Şarabımın tadı daha mı mayhoştu ne! O tanıdık tadı yapıştırabilmek için dudaklarıma[Only Registered Users Can See Links] günün ağarması gerekti kadehlerin tanıdık lal kırmızısında...
Sana hoşça kal demek hiç kolay değildi...Çünkü benim için hoşça kal[Only Registered Users Can See Links] elveda demekti...
Benim sözlüğüm neden farklıdır bilemedim hiç...Yazmasın istedim vedalar ve vedalara yüklü anlamlar sayfalarda[Only Registered Users Can See Links] boş yere aradım uzun soluklu aşkları yırtık sayfalarda...Nedendir bilmem hep ama hep ayak izleri oldu satırlarımda...Kah kuma gömülüp kaybolan ayakların izlerini aradım çöl ıssızlığı akşamlarda[Only Registered Users Can See Links] kah demirden bir örs gibi vurdum adımlarımla vurgun sonlara...
Hatırla sevgili içinde koşar adım coşan sevişlerini...Sakin limanlara demir atmak isteyen gemimin çıpası havada kaldı... Uzun soluklu bir aşkı[Only Registered Users Can See Links] bir kar tanesinin bir kartopuna ve ardından bir çığa dönüşmesi gibi yaşamak isterken[Only Registered Users Can See Links] sağanak yağmurda ıslanıp[Only Registered Users Can See Links] sırılsıklam kaldım yalnızlığımla...Çok yükseklere saklamıştım ben sevgimi[Only Registered Users Can See Links] sen upuzun adımları yüklerken bacaklarına[Only Registered Users Can See Links] dümdüz bir yol üzerinde koşup durdun boş yere...Başını kaldırıp bakmayı akıl edemedin göğün gülümseyen mavi gözlerine...Uzaklıkları hala ölçülerle sabitleyen bir düzene esirken sen[Only Registered Users Can See Links] ben çok başka bir coğrafyada farklı bir iklimin estirdiği rüzgara dönüşmüştüm bile...İki kelimenin buluşamadığı cümleler[Only Registered Users Can See Links] gökyüzüyle yeryüzü arasından çok daha uzak mesafelerin timsaliydi yüreğimde...Sen takılmışken bildik hikayelerin tanıdık işleyişine[Only Registered Users Can See Links] ben bir masalın içinde sakince bekliyordum sessizlikle çoğalan çığlıklarımı gömüp göğsüme...
Sadece hoşça kal deyip gittim diye; yüreğin hala küskün biliyorum...Elveda çok büyük bir kelime. Sığmadı dudaklarımın sınırları içine.
Sözlüğümden haberdar olacak kadar çok kalmadın sevgili [Only Registered Users Can See Links] yüreğimde. Benim “hoşça kal” ım yazılmış yanlışlıkla elveda kelimesinin yerine...Kim bilir belki de bir hoşça kal en çok bu aşktaki kadar yakışır elveda hanesine...Bazen sözcükler biz farkına bile varmadan[Only Registered Users Can See Links] kayıp gider dilimizden; bizim bile yerleştirmekte güçlük çekebileceğimiz en uygun yere.....