ceyLin
7 February 2009, 20:38
[Only Registered Users Can See Links]ş Tüylerinin Yapısı
Kuşların sürüngenlerden evrimleştiğini iddia eden evrim teorisi[Only Registered Users Can See Links] bu iki ayrı canlı sınıfı arasındaki dev farkları asla açıklayamamaktadır. Kuşlar; içi boş hafif kemiklerden oluşan iskelet yapıları[Only Registered Users Can See Links] kendilerine özgü akciğer sistemleri[Only Registered Users Can See Links] sıcakkanlı metabolizmaları gibi özellikleriyle sürüngenlerden çok farklıdır. Kuşlarla sürüngenlerin arasına aşılmaz bir uçurum koyan bir başka özellik ise[Only Registered Users Can See Links] tamamen kuşlara has bir yapı olan tüylerdir.
Tüyler kuşları bu kadar ilginç kılan estetik unsurlardan en önemlisidir. "Tüy gibi hafif" sözü tüyün o zarif yapısındaki mükemmelliği açıklar niteliktedir.
Temelde protein yapısına sahip olan tüyler keratin adı verilen bir maddeden yapılmıştır. Keratin[Only Registered Users Can See Links] derinin alt tabakalarındaki yaşlı hücrelerin besin ve oksijen kaynaklarından uzaklaşarak ölmesi ve yerlerini genç hücrelere terk etmesi sonucu oluşan sert ve dayanıklı bir maddedir.
Kuş tüylerindeki mükemmel yaratılış hiçbir evrimsel süreçle açıklanamayacak kadar komplekstir. Ünlü kuş bilimci Alan Feduccia[Only Registered Users Can See Links] "tüylerin her özelliği aerodinamik fonksiyona sahiptir. Hafiftirler[Only Registered Users Can See Links] kaldırma kuvvetleri vardır ve kolaylıkla eski biçimlerine dönebilirler" der. Feduccia[Only Registered Users Can See Links] evrim teorisinin çaresizliğini ise şöyle kabul eder:
Uçmak için böylesine tasarlanmış bir organın[Only Registered Users Can See Links] nasıl olup da ilk başta başka bir amaca yönelik olarak ortaya çıktığını anlayamıyorum.
Tüylerdeki bu yaratılış[Only Registered Users Can See Links] Charles Darwin'i de çok düşündürmüş[Only Registered Users Can See Links] hatta tavus kuşu tüylerindeki mükemmel estetik kendi ifadesiyle Darwin'i "hasta etmiş"ti. Darwin[Only Registered Users Can See Links] arkadaşı Asa Gray'e yazdığı 3 Nisan 1860 tarihli mektupta "gözü düşünmek çoğu zaman beni teorimden soğuttu. Ama kendimi zamanla bu probleme alıştırdım" dedikten sonra şöyle devam ediyordu:
Şimdilerde ise doğadaki bazı belirgin yapılar beni çok fazla rahatsız ediyor. Örneğin bir tavus kuşunun tüylerini görmek[Only Registered Users Can See Links] beni neredeyse hasta ediyor.
[Only Registered Users Can See Links]üycükler ve Çengeller
Eğer bir kuş tüyünü mikroskop altına alır ve incelersek[Only Registered Users Can See Links] karşımıza olağanüstü bir yaratılış çıkar. Tüylerin ortasında hepimizin bildiği uzun ve sert bir boru vardır. Bu borunun her iki tarafından yüzlerce tüy çıkar.
Boyları ve yumuşaklıkları farklı olan bu tüyler kuşa aerodinamik özellik kazandırır. Ancak daha da ilginç olanı[Only Registered Users Can See Links] bu tüylerin herbirinin üzerinde de[Only Registered Users Can See Links] "tüycük" denilen ve gözle görülemeyecek kadar küçük olan çok daha küçük tüylerin bulunmasıdır. Bu tüycüklerin üzerinde ise "çengel" adı verilen minik kancalar vardır. Bu kancalar sayesinde her tüycük birbirine sanki bir fermuar gibi tutunur. Bu muhteşem yaratılışı daha yakından görmek için turna kuşunun tüylerinin yalnızca birisini ele alalım. Bu tek tüyün üzerinde[Only Registered Users Can See Links] tüy borusunun her iki yanında uzanan 650 tane incecik tüy vardır. Bunların her birinde ise 600 adet karşılıklı tüycük bulunur. Bu tüycüklerin her biri ise[Only Registered Users Can See Links] 390 tane çengelle birbirlerine bağlanır. Çengeller bir fermuarın iki tarafı gibi birbirine kenetlenmiştir. Birbirine çengellerle kenetlenen tüycükler[Only Registered Users Can See Links] o kadar bitişiktir ki[Only Registered Users Can See Links] duman üflendiği takdirde bile aralarından geçemez. Çengeller herhangi bir şekilde birbirinden ayrılırsa[Only Registered Users Can See Links] kuşun bir silkinmesi veya daha ağır hallerde gagasıyla tüylerini düzeltmesi tüylerin eski haline dönmesi için yeterlidir.
Kuşlar hayatlarını devam ettirebilmek için tüylerini daima temiz[Only Registered Users Can See Links] bakımlı ve her an kullanıma hazır tutmak zorundadır. Tüylerin bakımı için kuyruklarının dibinde bulunan yağ keselerini kullanır. Gagalarıyla bu yağdan bir miktar alarak[Only Registered Users Can See Links] tüylerini temizler ve parlatır. Bu yağ[Only Registered Users Can See Links] yüzücü kuşlarda[Only Registered Users Can See Links] suyun içinde veya yağmur altındayken suyun deriye ulaşmasına engel olur.
Dahası kuşlar tüylerini kabartarak[Only Registered Users Can See Links] soğuk havalarda vücut ısılarının düşmesini engeller. Sıcak havalarda ise tüylerini vücutlarına yapıştırarak[Only Registered Users Can See Links] vücutlarının serin kalmasını sağlar.
[Only Registered Users Can See Links]üy Tipleri
Vücudun çeşitli yerlerinde bulunan tüylerin her birinin görevi farklıdır. Kuşun karnındaki tüyle kanat ve kuyruk tüyleri birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Büyük tüylerden meydana gelen kuyruk tüyleri dümen ve fren görevini yerine getirir. Kanat tüyleri ise[Only Registered Users Can See Links] kanat çırpma esnasında açılarak yüzeyi genişletecek ve kaldırma kuvvetini artıracak bir yapıdadır. Kuşun kanadını aşağı doğru çırpması sırasında[Only Registered Users Can See Links] tüyler birbirlerine yakın duruma gelerek[Only Registered Users Can See Links] aralarından hava sızması engellenir. Kanatların yukarıya doğru kalkışı esnasında ise tüyler iyice açılarak aralarından havanın geçmesine elverişli bir pozisyon alır. Kuşlar[Only Registered Users Can See Links] uçabilme yeteneklerini koruyabilmek için belirli dönemlerde tüy döker. Yıpranmış ya da yırtılmış büyük tüyler[Only Registered Users Can See Links] görevlerini tam olarak yerine getiremedikleri için hızla yenilenir.
[Only Registered Users Can See Links]
Deride oluşan boş silindir yapı[Only Registered Users Can See Links] tüylerin çıkış noktasıdır.
2-3 saatlik bir yavru kuş öncelikle ısıtıcı tüylere sahiptir.
Kuşların sürüngenlerden evrimleştiğini iddia eden evrim teorisi[Only Registered Users Can See Links] bu iki ayrı canlı sınıfı arasındaki dev farkları asla açıklayamamaktadır. Kuşlar; içi boş hafif kemiklerden oluşan iskelet yapıları[Only Registered Users Can See Links] kendilerine özgü akciğer sistemleri[Only Registered Users Can See Links] sıcakkanlı metabolizmaları gibi özellikleriyle sürüngenlerden çok farklıdır. Kuşlarla sürüngenlerin arasına aşılmaz bir uçurum koyan bir başka özellik ise[Only Registered Users Can See Links] tamamen kuşlara has bir yapı olan tüylerdir.
Tüyler kuşları bu kadar ilginç kılan estetik unsurlardan en önemlisidir. "Tüy gibi hafif" sözü tüyün o zarif yapısındaki mükemmelliği açıklar niteliktedir.
Temelde protein yapısına sahip olan tüyler keratin adı verilen bir maddeden yapılmıştır. Keratin[Only Registered Users Can See Links] derinin alt tabakalarındaki yaşlı hücrelerin besin ve oksijen kaynaklarından uzaklaşarak ölmesi ve yerlerini genç hücrelere terk etmesi sonucu oluşan sert ve dayanıklı bir maddedir.
Kuş tüylerindeki mükemmel yaratılış hiçbir evrimsel süreçle açıklanamayacak kadar komplekstir. Ünlü kuş bilimci Alan Feduccia[Only Registered Users Can See Links] "tüylerin her özelliği aerodinamik fonksiyona sahiptir. Hafiftirler[Only Registered Users Can See Links] kaldırma kuvvetleri vardır ve kolaylıkla eski biçimlerine dönebilirler" der. Feduccia[Only Registered Users Can See Links] evrim teorisinin çaresizliğini ise şöyle kabul eder:
Uçmak için böylesine tasarlanmış bir organın[Only Registered Users Can See Links] nasıl olup da ilk başta başka bir amaca yönelik olarak ortaya çıktığını anlayamıyorum.
Tüylerdeki bu yaratılış[Only Registered Users Can See Links] Charles Darwin'i de çok düşündürmüş[Only Registered Users Can See Links] hatta tavus kuşu tüylerindeki mükemmel estetik kendi ifadesiyle Darwin'i "hasta etmiş"ti. Darwin[Only Registered Users Can See Links] arkadaşı Asa Gray'e yazdığı 3 Nisan 1860 tarihli mektupta "gözü düşünmek çoğu zaman beni teorimden soğuttu. Ama kendimi zamanla bu probleme alıştırdım" dedikten sonra şöyle devam ediyordu:
Şimdilerde ise doğadaki bazı belirgin yapılar beni çok fazla rahatsız ediyor. Örneğin bir tavus kuşunun tüylerini görmek[Only Registered Users Can See Links] beni neredeyse hasta ediyor.
[Only Registered Users Can See Links]üycükler ve Çengeller
Eğer bir kuş tüyünü mikroskop altına alır ve incelersek[Only Registered Users Can See Links] karşımıza olağanüstü bir yaratılış çıkar. Tüylerin ortasında hepimizin bildiği uzun ve sert bir boru vardır. Bu borunun her iki tarafından yüzlerce tüy çıkar.
Boyları ve yumuşaklıkları farklı olan bu tüyler kuşa aerodinamik özellik kazandırır. Ancak daha da ilginç olanı[Only Registered Users Can See Links] bu tüylerin herbirinin üzerinde de[Only Registered Users Can See Links] "tüycük" denilen ve gözle görülemeyecek kadar küçük olan çok daha küçük tüylerin bulunmasıdır. Bu tüycüklerin üzerinde ise "çengel" adı verilen minik kancalar vardır. Bu kancalar sayesinde her tüycük birbirine sanki bir fermuar gibi tutunur. Bu muhteşem yaratılışı daha yakından görmek için turna kuşunun tüylerinin yalnızca birisini ele alalım. Bu tek tüyün üzerinde[Only Registered Users Can See Links] tüy borusunun her iki yanında uzanan 650 tane incecik tüy vardır. Bunların her birinde ise 600 adet karşılıklı tüycük bulunur. Bu tüycüklerin her biri ise[Only Registered Users Can See Links] 390 tane çengelle birbirlerine bağlanır. Çengeller bir fermuarın iki tarafı gibi birbirine kenetlenmiştir. Birbirine çengellerle kenetlenen tüycükler[Only Registered Users Can See Links] o kadar bitişiktir ki[Only Registered Users Can See Links] duman üflendiği takdirde bile aralarından geçemez. Çengeller herhangi bir şekilde birbirinden ayrılırsa[Only Registered Users Can See Links] kuşun bir silkinmesi veya daha ağır hallerde gagasıyla tüylerini düzeltmesi tüylerin eski haline dönmesi için yeterlidir.
Kuşlar hayatlarını devam ettirebilmek için tüylerini daima temiz[Only Registered Users Can See Links] bakımlı ve her an kullanıma hazır tutmak zorundadır. Tüylerin bakımı için kuyruklarının dibinde bulunan yağ keselerini kullanır. Gagalarıyla bu yağdan bir miktar alarak[Only Registered Users Can See Links] tüylerini temizler ve parlatır. Bu yağ[Only Registered Users Can See Links] yüzücü kuşlarda[Only Registered Users Can See Links] suyun içinde veya yağmur altındayken suyun deriye ulaşmasına engel olur.
Dahası kuşlar tüylerini kabartarak[Only Registered Users Can See Links] soğuk havalarda vücut ısılarının düşmesini engeller. Sıcak havalarda ise tüylerini vücutlarına yapıştırarak[Only Registered Users Can See Links] vücutlarının serin kalmasını sağlar.
[Only Registered Users Can See Links]üy Tipleri
Vücudun çeşitli yerlerinde bulunan tüylerin her birinin görevi farklıdır. Kuşun karnındaki tüyle kanat ve kuyruk tüyleri birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Büyük tüylerden meydana gelen kuyruk tüyleri dümen ve fren görevini yerine getirir. Kanat tüyleri ise[Only Registered Users Can See Links] kanat çırpma esnasında açılarak yüzeyi genişletecek ve kaldırma kuvvetini artıracak bir yapıdadır. Kuşun kanadını aşağı doğru çırpması sırasında[Only Registered Users Can See Links] tüyler birbirlerine yakın duruma gelerek[Only Registered Users Can See Links] aralarından hava sızması engellenir. Kanatların yukarıya doğru kalkışı esnasında ise tüyler iyice açılarak aralarından havanın geçmesine elverişli bir pozisyon alır. Kuşlar[Only Registered Users Can See Links] uçabilme yeteneklerini koruyabilmek için belirli dönemlerde tüy döker. Yıpranmış ya da yırtılmış büyük tüyler[Only Registered Users Can See Links] görevlerini tam olarak yerine getiremedikleri için hızla yenilenir.
[Only Registered Users Can See Links]
Deride oluşan boş silindir yapı[Only Registered Users Can See Links] tüylerin çıkış noktasıdır.
2-3 saatlik bir yavru kuş öncelikle ısıtıcı tüylere sahiptir.