Orijinalini görmek için tıklayınız : Kiriklar Hakkinda Genel Bilgiler Ve Tedavi Ilkeleri
ceyLin
16 February 2009, 20:30
Kırık Tanımı
Dıştan veya içten etki eden kuvvetlerle kemik dokusunda oluşan ayrılmayısa veya bu sebeplerle kemiğin anatomik bütünlüğünün ve devamlılığının bozulmasına “Kırık” denir. Kemikteki kırılma etki eden kuvvetlerin derecesine ve kemiğin şoku abzorbe edebilme yeteneğine göre ufak bir çatlaktan (Fissür)[Only Registered Users Can See Links] bir veya bir çok kemiğin kırılmasına ; hatta komşu eklemlerde çıkık eşlik etmesine (Kırıklı-çıkık) kadar değişiklik gösterebilir. Kırığı oluşturan kuvvet sadece kemiği kırmayısıp [Only Registered Users Can See Links] beraberinde kemiğin etrafındaki deri[Only Registered Users Can See Links] kaslar [Only Registered Users Can See Links] tendonlar [Only Registered Users Can See Links] ligamentler[Only Registered Users Can See Links] damarlar[Only Registered Users Can See Links] sinirler ve komşuluğundaki organları da yaralayabilir.
Kırığı oluşturan sebepler ile kırık lokalizasyonları yaşlara göre farklılıklar gösterir. Yeni doğan döneminde doğum travmaları[Only Registered Users Can See Links] çocuklarda düşme[Only Registered Users Can See Links] dövülme ve trafik kazaları[Only Registered Users Can See Links] gençlerde spor ve trafik kazaları[Only Registered Users Can See Links] orta yaşlarda trafik ve iş kazaları ve ileri yaşlarda düşmeler ve tümöral olaylar kırık yapan başlıca nedenlerdir. Yeni doğanlarda doğum travmasına bağlı olarak en çok klavikula[Only Registered Users Can See Links] femur cismi [Only Registered Users Can See Links] humerus kırılır. Çocuklarda humerus suprakondiler kırıkları başta olmak üzere dirsek çevresi ve önkol kemikleri ile femur cismi en çok kırılır. Genç ve orta yaşlarda tibia[Only Registered Users Can See Links] femur ve radius distali en çok kırılan bölgelerdendir. İleri yaşlarda femur boynu[Only Registered Users Can See Links] trokanterik bölge[Only Registered Users Can See Links] humerus proksimali ve radius distali en çok kırık görülen bölgelerdendir.
Kırık tipleri ve sınıflandırma
1) Kemik doku sağlamlığına göre:
Normal kemikte (Travmatik) kırık
Hastalıklı kemikte (Patolojik) kırık
Stress (Yorgunluk) kırığı 2) Kırık hattının[Only Registered Users Can See Links] kemiği çevreleyen deri yada mukoza yoluyla[Only Registered Users Can See Links] dış ortamla ilişkide olup[Only Registered Users Can See Links] olmamasına göre:
Kapalı kırıklar
Açık kırıklar 3) Kırık oluşturan kuvvete göre:
Direkt mekanizma ile olan kırıklar
İndirekt mekanizma ile olan kırıklar
Direkt ve indirekt mekanizma kombinasyonu ile olan kırıklar 4) Kırık sayısına göre:
Tek kırık hattı
Multiple kırık hattı 5) Kırığın derecesine ve kırık hattına göre:
a) Ayrılmış (deplase) kırıklar
Transvers kırık
Oblik kırık
Spiral kırık
Kopma kırığı
Parçalı kırık b) Ayrılmamış (non-deplase) kırıklar
Çatlak (fissür[Only Registered Users Can See Links] linear kırık)
Yaş ağaç (green stick) kırığı
Torus kırığı
Çökme kırıkları
Kompresyon (sıkışma) kırıkları
Dişlenmiş (impakte) kırıklar
Epifizin ayrılmamış kırıkları 6) Kırığın kemikteki anatomik lokalizasyonuna göre:
Proksimal bölge kırıkları (Proksimal epifizer ve aaaafizer bölge ; trokanterik[Only Registered Users Can See Links] femur boynu[Only Registered Users Can See Links] tibia kondil[Only Registered Users Can See Links] kollum şirurjikum vb)
Cisim (shaft) kırıkları (Diafiz bölgesi ; 1/3 üst[Only Registered Users Can See Links] 1/3 orta[Only Registered Users Can See Links] 1/3 alt bölge olarak ifade edilir)
Distal bölge kırıkları (Distal epifizer ve aaaafizer bölge ; suprakondiler[Only Registered Users Can See Links] malleoler[Only Registered Users Can See Links] pilon[Only Registered Users Can See Links] Colles vb)
Epifiz bölgesi kırıkları (Çocuklarda fizisler kapanmadan önceki dönemde fizis hattını etkileyen epifiz ve aaaafiz kırıkları anlaşılır)
Kırıklı - çıkıklar (Kırıkla birlikte kırığın olduğu kemiğin katıldığı eklemde de çıkık olması) 7) Kırılan kemiğin histolojik yapısına göre:
Spongiöz bölge kırıkları
Kortikal bölge kırıkları 8) AO sınıflaması:
AO Grubunun yapmış olduğu sınıflama ile uzun kemikler önce numaralandırılır. Buna göre humerus 1 [Only Registered Users Can See Links] önkol 2 [Only Registered Users Can See Links] femur 3[Only Registered Users Can See Links] tibia 4 numara ile kodlandırılır (Şekil.1).
[Only Registered Users Can See Links]
Kemik kırıkları kendi içinde de proksimal bölge kırıkları 1[Only Registered Users Can See Links] cisim kırıkları 2[Only Registered Users Can See Links] distal bölge kırıkları 3 numara ile kodlandırılır. Her bölgedeki kırık A-B-C olarak kategorize edilir. Bu gruplar kendi arasında da A1-A2-A3 ; B1-B2-B3 ; C1-C2-C3 olarak alt gruplara ayrılır (Şekil.2) .
[Only Registered Users Can See Links]
Ayrıca her alt grup tekrar 1-2-3 eklenerek en alt gruplara ayrılır.Buna göre örneğin cisim kırıkları şöyle tarif edilir:
A : Basit kırıklardır.
Spiral (1-2-3)
Oblik (1-2-3)
Transvers (1-2-3)
B : Kamalı kırıklardır.
Spiral kamalı (1-2-3)
Bükülmeli kamalı (1-2-3)
Parçalı kamalı (1-2-3)
C : Kompleks kırıklardır.
Spiral (1-2-3)
Segmentli (1-2-3)
Çok parçalı[Only Registered Users Can See Links] irregüler (1-2-3)
Bu sınıflamayısa göre femur distal bölge (3.3) kırıkları ise şu şekilde sınıflandırılır (Şekil.3):
[Only Registered Users Can See Links]
A : Ekstra-artiküler kırıklardır.
Basit ekstra artiküler (1-2-3)
aaaafizeal kamalı ekstra artiküler (1-2-3)
aaaafizeal kompleks ekstra artiküler (1-2-3)
B : Parsiyel artiküler kırıklardır.
Lateral kondil kırığı [Only Registered Users Can See Links] sagittal (1-2-3)
Medial kondil kırığı [Only Registered Users Can See Links] sagittal (1-2-3)
Kondil kırığı[Only Registered Users Can See Links] frontal (1-2-3)
C : Komplet artiküler kırıklardır.
Her iki kondil ve aaaafizde basit kırık (1-2-3)
Her iki kondilde basit[Only Registered Users Can See Links] aaaafizde çok parçalı kırık (1-2-3)
Eklem içi ve aaaafizde çok parçalı kırık (1-2-3)
AO sınıflaması tüm kırıkların kapsamlı bir şekilde dökümante edildiği faydalı bir sınıflamadır.
Kırıkları oluşturan sebepler ve kırık oluş mekanizması
Travmatik yolla oluşan kırıklarda görülen başlıca sebepler : Trafik kazaları (araç içi veya araç dışı) [Only Registered Users Can See Links] düşme [Only Registered Users Can See Links] çarpma[Only Registered Users Can See Links] yüksekten düşme[Only Registered Users Can See Links] ev içi kazalar ve düşmeler[Only Registered Users Can See Links] iş kazaları[Only Registered Users Can See Links] spor kazaları ve yaralanmaları [Only Registered Users Can See Links] göçük altında kalma (deprem [Only Registered Users Can See Links] maden kazaları vb) [Only Registered Users Can See Links] üzerine bir şey düşmesi[Only Registered Users Can See Links] ateşli silah yaralanması [Only Registered Users Can See Links] kesici delici alet yaralanması[Only Registered Users Can See Links] darpa maruz kalma ve dövülme ve yenidoğanlarda görülen doğum travmalarıdır. Patolojik kırıklarda kemikte bir hastalık mevcuttur ve kırık çoğu zaman basit travmalarla veya bazen travma olmaksızın kendiliğinden meydana gelir. Altta yatan hastalık benign tümör[Only Registered Users Can See Links] primer veya sekonder malign tümör [Only Registered Users Can See Links] osteoporoz[Only Registered Users Can See Links] osteomalazi[Only Registered Users Can See Links] enfeksiyon vb olabilir. Stress kırıklarında ise sürekli tekrarlayan zorlamalar ve yorgunluk sonucunda bariz bir travma olmadan fissür yada tam kırık gelişebilir. Örneğin eğitimi yeterli olmayısan askerlerde uzun yürüyüşler sonucunda aaaatars yorgunluk kırıkları görülebilir.
Normal anatomi ve fizyolojiye sahip bir kemikte dıştan etki eden kuvvetler ve vücut ağırlığının taşınması ile kas ve ligamentlerin çekmesi gibi vücudun içinden etki eden kuvvetlerin şiddeti[Only Registered Users Can See Links] doğrultusu[Only Registered Users Can See Links] hızı ve etkileme süresine göre kırıklar meydana gelir (Şekil.4).
[Only Registered Users Can See Links]
ceyLin
16 February 2009, 20:35
Kırıkların iyileşmesi (Kaynaması)
Vücuttaki bazı kırıkların kaynama süreleri ve görülme sıklıkları Şekil.5 de şematize edilmiştir.
[Only Registered Users Can See Links]
Kırık iyileşmesi kırık olduğu andan itibaren başlar ve 3 aşamadan oluşur:
İnflamatuvar dönem
Tamir dönemi
Remodelizasyon dönemi Bu üç dönem biri bitmeden diğeri başlayarak devam eder ve en uzun süreni remodelizasyon dönemidir (Şekil.6).
[Only Registered Users Can See Links]
İnflamatuvar dönemde kırık uçlar arasında hematom oluşur ve hematom periost tarafından veya periost yırtılmışsa sağlam yumuşak dokular tarafından çepeçevre kolluk şeklinde sarılır. Bu dönem ilk 3-4 günlük süreyi kapsar. Oluşan bu hematom kırık iyileşmesi açısından son derece önemlidir ve kırık hematomunun boşalması bazı sorunlara neden olabilir. Kırık hematomu intramembranöz sağladığı gerginlikle kırık uçlarını birarada tutma görevini de kısmen üstlenir. Kırık uçlarda 1-5 mm arasında nekroz gelişir. Nekrotik kemik uçlarından ve kırık hematomunda bulunan ölü hücrelerden salınan inflamatuvar mediatörler kapiller membran permeabilitesini artırarak inflamatuvar hücrelerin kırık bölgesine gelmesine yol açarlar (polimorf çekirdekli lökositler [Only Registered Users Can See Links] makrofaj ve lenfositler).
İnflamatuvar hücreler nekrotik dokuları rezorbe ederken fibroblastlar bölgeye gelerek Tamir dönemini başlatırlar. Tamir döneminde ilk 48 saat içinde periost[Only Registered Users Can See Links] endeost ve kırığa yakın yerlerdeki havers kanallarının tabakalarından hücre proliferasyonu başlar ; kırık hattı boyunca rezorbsiyon devam eder. Hücre proliferasyonu sonucu kırık uçlardaki boşluklar hücrelerle dolar. Kırık hattına dolan hücreler kemiğin hücresel devamlılığının onarımına yardım eder. Proliferasyonla birlikte kondroblastlar ve osteoblastlar gelişerek kıkırdak ve kemik doku oluşur. Osteoblastlar osteosite dönüşerek (intramembranöz) veya enkondral kemikleşmeyle kemik devamlılık sağlanır. Nekrotik kemik rezorbe olur ve yerini yeni kemik dokusu alır.
Tamir döneminde özetleyecek olursak (Şekil.7) hematom içine yayılan makrofajlar ve osteoklastlar ölü kemiğin ortadan kaldırılmasını sağlar ve osteoblastlar kemik oluşumunu sağlar.
[Only Registered Users Can See Links]
2-6 hafta arasında kırık uçlar arasında ve çevresinde sert osteoid doku gelişir. Kallus oluşumu hem subperiosteal hem de endeosteal gelişim gösterir. 6-12 haftada kemikleşme olur[Only Registered Users Can See Links] fragmanlar arasında sert bir köprü oluşur ve mekanik zorlamalara oldukça dayanıklıdır. 12-26 haftada kallus dokusu olgunlaşır. 6-12 ayda fragmanlar arası kortikal kaynama tamamlanır.
Bu şekilde kallus formasyonu ile kemikleşmeye indirekt veya sekonder kırık iyileşmesi denilir. İnternal fiksasyonla tam anatomik redüksiyon yapılan kırıklarda veya fissür gibi ayrılmamış kırıklarda kallus formasyonu gelişmeksizin doğrudan kortikal uçların birbirine kaynaması ile iyileşme sağlanır ve buna direkt veya primer kemik iyileşmesi denilir.
Bundan sonra 1-2 sene içerisinde yeniden şekillenme Remodelizasyon olur[Only Registered Users Can See Links] kırık çevresi fazla kemik dokusu rezorbe olur[Only Registered Users Can See Links] medüller kanallar açılır ve normal kemik yapısı kazanılır. Remodelizasyon Wolff kanunlarına göre olur. Normalin dışında bir konveksite ve konkavite kalmışsa konveks tarafta gerilme ve kemik rezorbsiyonu[Only Registered Users Can See Links] konkav tarafta sıkışma ve yeni kemik yapımı meydana gelir. Burada oluşan elektriksel aktiviteye göre rezorbsiyonun ve kemik yapımının meydana geldiği bulunmuştur. Remodelizasyon tamir döneminin sonlarına doğru başlayıp [Only Registered Users Can See Links] kırık kaynadıktan sonra yıllarca devam edebilir. Remodelizasyonla çocuk kırıklarında 15-20○ ye kadar açılanmalar düzelebilir. Fakat rotasyon düzelmez. Ayrıca erişkinlerde açılanmalar daha zor düzelir; fakat sonuçta iş görür bir kemik haline tekrar gelir. Ekleme yakın kırıklarda[Only Registered Users Can See Links] eklemin yaptığı major hareketleri istikametine aykırı kırıklarda düzelme daha zordur.
Kırık iyileşmesini olumsuz etkileyen faktörler: Yüksek enerjili travmalar ve geniş yumuşak doku hasarı bulunması[Only Registered Users Can See Links] kırık uçların birbirinden ayrılması[Only Registered Users Can See Links] araya yumuşak dokuların girmesi (interpozisyon)[Only Registered Users Can See Links] besleyici damarların hasar görmesi[Only Registered Users Can See Links] cerrrahi redüksiyon yapılmışsa aşırı disaaaaiyon ve yumuşak doku hasarı yapılması[Only Registered Users Can See Links] kırığın transvers [Only Registered Users Can See Links] parçalı veya segmenter olması (spiral ve oblik kırıklar daha çabuk kaynar) [Only Registered Users Can See Links] açık kırık olması (hematomun boşalması[Only Registered Users Can See Links] kontaminasyon ve enfeksiyon olasılığı ve aşırı yumuşak doku hasarı nedeniyle)[Only Registered Users Can See Links] redüksiyonun başarısızlığı[Only Registered Users Can See Links] iyi stabilizasyon yapılmaması[Only Registered Users Can See Links] yeterli süre immobilizasyon yapılmaması[Only Registered Users Can See Links] kırık yerinde enfeksiyon olması[Only Registered Users Can See Links] hastanın ileri yaşta olması[Only Registered Users Can See Links] eklem içi kırık olması (sinovyal sıvının kırık iyileşmesini bozucu etkisi nedeniyle)[Only Registered Users Can See Links] kemikte önceden var olan patolojik bir durum olması[Only Registered Users Can See Links] spongioza ihtiva etmeyen veya kortikal kemik içeriği yüksek kırık olması[Only Registered Users Can See Links] beslenme ve sağlıklı aaaabolizmayısısısı etkileyen her türlü sistemik hastalık (diabet[Only Registered Users Can See Links] maligniteler[Only Registered Users Can See Links] sistemik enfeksiyonlar[Only Registered Users Can See Links] anemiler vb)[Only Registered Users Can See Links] kemoterapi[Only Registered Users Can See Links] radyoterapi[Only Registered Users Can See Links] sigara bağımlılığı (nikotin) ve kortikosteroidler kırık iyileşmesini olumsuz etkiler.
Kırık iyileşmesini olumlu etkileyen faktörler: Olumsuz etkileyen faktörlerin tam tersi durumların olumlu etkilemesinin yanısıra; elektrik akımları[Only Registered Users Can See Links] manyetik alan ultrason hiperbarik oksijen uygulamaları düşük kuvvette lazer uygulaması anabolik steroidler D vitamini kalsitonin parathormon prostoglandinler BMP (Bone morphogenetic protein) büyüme hormonu büyüme faktörleri kafa travması ameliyatla uygulanan kemik grefti ve demineralize kemik matriksi[Only Registered Users Can See Links] gen tedavisi olumlu etkileyen faktörlerdir.
Kırık belirti ve bulguları
Kırıkları doğru teşhis edebilmek için yaralının hızlı dikkatli ve sistematik olarak anamnezini almak[Only Registered Users Can See Links] soruşturma yapmak belirti ve bulguları ortaya koymak bunun için de sistemik ve lokal fizik muayenesini yapmak ve radyolojik bulgu ve belirtileri değerlendirmek gerekir.
Anamnez: Bilinci yerinde olanların kendisinden veya bilinci yerinde olmayısısısanların çevresindekilerden bazı sorulara cevap aranmalıdır:
Ne şikayeti var? (Ağrı hareket kısıtlılığı şişlik morarma vb)
Ne oldu? (Düşme yüksekten düşme kaza vb)
Nasıl oldu ? (Nereden düştü? ne kazası? nasıl yaralandı? neyle yaralandı?)
Ne zaman olduğu? (Yaralanmadan sonra geçen zaman!)
Nerede oldu ? (Yolda[Only Registered Users Can See Links] evde[Only Registered Users Can See Links] işte vb)
Ne yapıldı?(Bilinçsizce yapılmış bir müdahale var mı?) Kırıkla beraber etrafındaki kas ve tendonlarla[Only Registered Users Can See Links] onu örten fasya ve cilt de yaralandığı için belirtilerin bir bölümü kırığa spesifik olmayısısısıp[Only Registered Users Can See Links] bu belirtiler aynı tür travmaların kırık oluşturmaksızın meydana getirdikleri yumuşak doku lezyonlarında da görülürler. Kırık olduğu zaman ise bazı belirti ve bulgular sadece kırığa özgüdür. Bu sebeplerle kırıklarda görülebilecek tüm belirtiler: Travmayısısısa ait genel belirtiler ve kırığa özgü belirti ve bulgular diye iki aşamada değerlendirilir.
Travmayısısısa ait genel belirti ve bulgular:
1.Ağrı ve duyarlılık: Ağrı bütün travmalarda olur ; fakat kırıklarda daha çok olur. Spontan ağrı (hastanın travma bölgesinde var olduğunu ifade ettiği ağrı)[Only Registered Users Can See Links] direkt ağrı (travma bölgesine basınç uygulandığında ortaya çıkan veya artan ağrı) veya indirekt ağrı (uzaktan zorlama uygulandığında travma bölgesinde ortaya çıkan veya artan ağrı) müsbet olabilir. Spontan[Only Registered Users Can See Links] direkt ve indirekt ağrının aynı lokalizasyonda saptanması kırık lehine bir bulgudur.
2.Hematom : Kırığı oluşturan darbenin damarları yaralaması veya kırık uçların damarları yaralaması ve kırıktan kaynaklanan hematom nedeniyle görülür. Hematom hızla artarsa ve büyürse büyük damar yaralanmaları akla gelmelidir.
3.Ekimoz : Doku arasına ve cilt altına yayılan kanın verdiği morumsu görünümdür. Erkenden travma bölgesinde görülmesi büyük kanama ve kırık habercisi olabilir. Rengi zaman geçtikçe fıstıki yeşil ve sarıya dönüşür. Tam kaybolması 3 haftayı bulur. Ekimoz yer çekiminin etkisiyle yer değiştirir. Humerus ve dirsek iç kısmında görülmesi humerus üst uç[Only Registered Users Can See Links] uyluk arkasında görülmesi femur üst uç kırıklarını akla getirir.
4.Fonksiyon bozukluğu : Hareket sistemi elemanları yaralandığı zaman ağrıya engel olmak için hareketlerin sınırlandırıldığı saptanır. Kırıkta ise aynı zamanda kaldıraç kolu bozulduğu için hareketler yapılamaz.
Kırığa özgü belirti ve bulgular:
1. Hastanın duruşu: Hastanın duruşu bazı kırıklar için tipiktir. Örneğin yaşlı bir hastada düşme sonucu alt ekstremitelerde bir tarafta eğer adduksiyon[Only Registered Users Can See Links] dış rotasyon ve kısalık görülüyorsa[Only Registered Users Can See Links] kollum femoris kırığı veya trokanterik kırık akla gelmelidir (Şekil.8) .
[Only Registered Users Can See Links]
2. Deformite: Kırık uçlarının yer değiştirmesi ile olur. Kırık uçlarının birbirinden ayrılmasına deplasman uçlar birbirlerinin üzerine binmişse overriding[Only Registered Users Can See Links] fragmanlar birbirinden uzaklaşmışsa distraksiyon[Only Registered Users Can See Links] öne arkaya veya yan düzeyde açılanmasına angulasyon kırık uçlarının kendi ekseni etrafında dönmesine ise rotasyon denir.
3. Krepitasyon: Kırık uçlarının birbirine sürtünmesi sonucu palpasyonda hissedilen bir kıtırtı hissidir. Tesadüfen tespit edildiğinde kesin kırık olduğunu gösterir. Ancak olup[Only Registered Users Can See Links] olmadığını araştırmak nörovasküler yaralanmalara yol açabileceğinden yapılmamalıdır.
4. Anormal hareket: Bir kemikte anatomi ve fizyolojiye aykırı olarak gözlenen harekettir. Çok değerli ve kırık olduğunu gösteren bir bulgudur. Ancak krepitasyonda olduğu gibi aynı gerekçelerle olup olmadığını aramak tıbbi bir hatadır.
5. Palpasyon belirtileri ve kısalık : Kırık şüphesi bulunan bir kemik palpasyonla çok dikkatli incelenmelidir. Kemikler cilde en yakın kısımlarından palpe edilirler. Patella ve olekranon kırıklarında kırık uçlar arasında aralık hissedilebilir. Komşu eklemler de dikkatlice muayene edilir. Kemikte kısalık olup[Only Registered Users Can See Links] olmadığına bakılır ve sağlam tarafla ölçüm sonuçları karşılaştırılır. Kırıktan şüphe edilen ekstremitedeki tüm periferik sinirler ve arterlerin de yaralanıp[Only Registered Users Can See Links] yaralanmadığına bakılmalıdır.
6. Radyolojik inceleme: Konvansiyonel radyolojinin önemi ve tanı koymada değeri çok fazladır. Kırık derecesi sayısı uçların durumu kırığın yeri çıkık ve yabancı cisim bulunuşu kırığa uygulanan redüksiyon ve stabilizasyonun başarısı ve takipte kaynayıp[Only Registered Users Can See Links] kaynamadığı ancak iyi bir radyolojik inceleme ile anlaşılabilir. Kural olarak: Kırığı düşünülen kemiğin proksimal ve distal eklemlerinin de aynı film dahilinde görülmesi gerekir. Örneğin[Only Registered Users Can See Links] ulna cisim kırığında radius başının da çıkık olup olmadığı incelenmelidir (Monteggia kırığı) . Çocuklarda ve gerekirse erişkinlerde de karşılaştırma amacıyla radyolojik inceleme simetrik yapılmalıdır. Yani aynı kemiğin sağlam olanının da radyolojik incelemesi ve karşılaştırma yapılmalıdır. Her kemiğin standart olarak en az (2 yönlü) ön-arka ve yan gerekirse oblik ve özel pozisyonda çekilmiş radyografileri istenmelidir. Çekilecek olan radyogramları isterken önce anatomik lokalizasyon ve sonra pozisyon belirtilir. Humerus ön-arka ve yan radyografi[Only Registered Users Can See Links] Lumbar vertebralar 2 yönlü radyografi [Only Registered Users Can See Links] Önkol (dirsek ve el bileği dahil) 2 yönlü radyografi vb gibi. Radyogramlarda ilk önce istenilen pozisyon ve lokalizasyonda çekilip[Only Registered Users Can See Links] çekilmediği; değerlendirme yapmak için yeterli kalitede olup[Only Registered Users Can See Links] olmadığına bakılmalıdır. Bu şartları taşımıyorsa tekrarı istenmelidir. Değerlendirmeye alınan bir radyogramda dikkati çeken bir kırık hemen görülse de [Only Registered Users Can See Links] öncelikle bunun dışında normal görülen kemik ve eklemler dikkatle taranmalı; eşlik eden bir hastalık olup[Only Registered Users Can See Links] olmadığına bakılmalı; bundan sonra kırık bölge ayrıntılı olarak incelenmelidir. Göze çarpan bir kırık yoksa fizik muayenede direkt ve indirekt ağrının olduğu bölge çok kapsamlı olarak tetkik edilmelidir. Herşeye rağmen kırık saptanamayısısısan ancak klinik olarak kırık olabileceği düşünülen vakalarda atelle tespit ve 10 gün sonra tekrar radyolojik inceleme önerilir. Eklem içi kırıklarda (asetabulum[Only Registered Users Can See Links] glenoid[Only Registered Users Can See Links] tibia kondil[Only Registered Users Can See Links] vb)[Only Registered Users Can See Links] pelvis kırıklarında[Only Registered Users Can See Links] vertebra kırıklarında[Only Registered Users Can See Links] patolojik kırıklarda ve şüpheli durumlarda istenilecek Bilgisayarlı tomografi tetkiki daha ayrıntılı ve kesin bir inceleme olanağı sunar. Manyetik rezonans görüntüleme tekniği de çok değerlidir. Eklem içi kırıklar ve eklem içi patolojilerde [Only Registered Users Can See Links] nörolojik defisit bulunan vertebra kırıklarında[Only Registered Users Can See Links] patolojik kırıklarda ve yine şüpheli durumlarda çok yararlı bilgiler verir.
Kırıklarda tedavi ilkeleri
İlk yardım
İlk yapılacak şey hastayı çok hızlı bir şekilde değerlendirmek olmalı ve komplike şekilde yaralanmış bir hastaysa[Only Registered Users Can See Links] öncelik hastayı yaşatmak için gerekenlerin yapılmasıdır. Genel vücut travması geçirmiş bir hastada bunun için ABCD kuralına uygun bir şekilde davranılır. A (Airway) İlk iş olarak hastanın solunum yolu kontrol edilir. Herhangi bir engel varsa (Kan[Only Registered Users Can See Links] takma dişler[Only Registered Users Can See Links] sekresyon[Only Registered Users Can See Links] vb) çıkarılır veya dil arkaya kaymışsa bu durum çene yukarıya ve baş hafifçe arkaya getirilerek düzeltilir . Gerekirse airway yada endotrakeal tüp takılarak solunum yolunun kapanması engellenir. B (Breathing) Hastanın solunumu kontrol edilir. Solunum yetersizse nedeni hızlı bir şekilde aranır ve buna yönelik acil müdaheleler yapılır ; gerekirse maske ile oksijen takviyesi yapılır . Solunum yoksa endotrakeal tüpten derhal solunum takviyesine başlanır veya ventilatöre bağlanır. C (Circulation) Kardiyovasküler sistem süratle kontrol edilir ve desteklenir. Kanama varsa bastırararak veya bandaj uygulayarak durdurulur. Kardiyak arrest varsa kalp masajına başlanır. D (Disability) Hastanın mevcut yaralanma ve sistemlerin bundan etkilenme derecesi araştırılır. Hızla sistemik bir nörolojik muayenesi yapılır. Hastanın bilinci kapalıysa pupillaların ışık refleksi [Only Registered Users Can See Links] ağrılı uyarana cevabı [Only Registered Users Can See Links] motor aktivite gibi parametrelere bakılır. Açılmış olan damar yollarından kan ve diğer sıvılar verilerek volum kayıpları karşılanır ve şokla mücadele edilir. Hastada aldığı-çıkardığı takibine başlanır ve hasta aaaa monitorize edilir.
ceyLin
16 February 2009, 20:36
Geçici tespit
Kaza yerinde veya hasta ilk görüldüğünde mevcut olan imkanlarla uygulanır. Servikal vertebra travması varsa boyun iki yanına ince yastık veya kum torbaları ile desteklenir veya daha iyisi servikal boyunluk varsa bu dikkatlice takılır. Hasta sert bir zemine yatırılır. Torakolumbar travma varsa lumbar lordoz ince yastıklarla desteklenir ve gövdenin dönmesine engel olunacak şekilde tespit edilir (Şekil.9) .
[Only Registered Users Can See Links]
Üst ekstremitede kırıklarda ve çıkıklarda üçgen bandaj[Only Registered Users Can See Links] omuz slingi geçici tespit sağlayabilir. Kırıklar sert mukavva gibi cisimlerle de tutturularak sarılabilir. Hiçbir şey bulunamıyorsa kol gövdeye yaklaştırılarak sargı bezi ile en rahat pozisyonda sabitlenebilir. Alt ekstremitede kırık olan kemik yine geçici atellerle muhafaza edilebilir. Uygun bir şey bulunamadığında ise kırık bacağı sağlam bacağa sargı ile tutturmak geçici bir çözümdür (Şekil.10).
[Only Registered Users Can See Links]
Transportasyon
İlk değerlendirmesi ve acil müdahele ile gerekli tedavi ve tespitin yapıldığı hastalar kesin tedavisinin yapılabilmesi için tam teşekküllü sağlık kurumlarına uygun ve seri bir şekilde gönderilmelidir. Birden çok yaralının varlığında bunlardan derhal[Only Registered Users Can See Links] kısa sure içinde ve uygun zamanda müdahale edilecek olanlar ayırt edilmelidir. Taşıma hastaya zarar vermeden yapılmalıdır. Yeterli kişi[Only Registered Users Can See Links] araç ve gereç olmadan başlanmamalıdır (Yangın[Only Registered Users Can See Links] patlama tehlikesi vb acil durumlar hariç). Hasta sedyeye alınarak ve ambulansla ilgili sağlık kuruluşuna giderken acil tedavisine devam edilir ve telefonla hastanın durumu hakkında bilgi verilerek gereken hazırlıkların yapılması sağlanır.
Alçı-atel-sargı-bandaj uygulamaları
Bazı kırıkların kaynamasına kadar ki tedavisi bu şekilde yapılırken [Only Registered Users Can See Links] bazılarının da cerrahi tedavi uygulanıncaya kadar ki dönemde geçici olarak tespiti ve tedavisi bu şekilde yapılır. Kaymamış [Only Registered Users Can See Links] pozisyonu bozulmamış kırıklar doğrudan alçıya alınabilirler. Kaymış ve redüksiyon gerektiren kırıklar önce kapalı redüksiyon manevrası ile yerine getirilirler ve sonra alçı uygulanır. Alçı bu şekilde kırığı uygun pozisyonda ve hareketsiz tutarak kırık kaynayıncaya kadar iyileşmeyi sağlar. Kapalı redüksiyon başarısız olursa [Only Registered Users Can See Links] veya cerrahi tedavi gerektiren bir kırık olduğu zaman yine geçici tespit sağlamak için alçı uygulanabilir.
Alçı iyi bir tespit aracıdır. İlk defa 1852 yılında Mathijsen tarafından kullanılmıştır. Kimyasal olarak (CaSO4)2H2O yapısında olan alçı tozunun gözenekli sargı bezine yapıştırılması ile elde edilir ve kuru olarak 7.5-10-15 cmlik rulo yapılmış şekilde bulunur. Alçı rulo suya maruz kaldığında (CaSO4)2H2O yani Anhidröz Kalsiyum Sülfat [Only Registered Users Can See Links] 2(CaSo4 x 2H2O) yani Hidrate Kalsiyum Sülfat a dönüşür ; toz halindeki alçı solid kristal haline dönüşürken ısı açığa çıkar. Alçı rulolar bu kimyasal işlem tamamlanmadan yaralı veya kırık kemik olan ekstremiteye sarılır. Alçı sargı doğrudan cilt üzerine sarılamaz veya cilde temas edemez. Bunun için alçı sarılmadan önce ekstremitenin alçıya alınacak bölümü alçı pamuğu sargısıyla dairesel olarak sarılır[Only Registered Users Can See Links] öellikle kemik çıkıntılara gerekirse pamuk takviyesi yapılır ve alçı bu pamuk sargı üzerine sarılır. Sarma işlemi sona erince bir miktar ısınma ile alçı sertleşmeye ve daha sonra kurumayısısısa başlar. Alçı kurudukça kuvvetlenir. Bu şekilde ekstremitenin çevresini tamamen kateden alçılara sirküler alçı denilir (Şekil.11) .
[Only Registered Users Can See Links]
Ekstremitenin çevresini tam katetmeyen ve genellikle çevrenin yarısını katedecek tarzda alçı plakalar da yapılabilir. Bu tür alçılara oluklu alçı yada alçı atel denilmektedir. Bunlar ya sirküler alçı yapıldıktan sonra yanlardan boylu boyunca kesilerek bir yarı kısmın çıkarılıp[Only Registered Users Can See Links] kalan kısmın ekstremiteye sargı beziyle sarılmasıyla elde edilirler. Veya çoğunlukla pamuk sargı sarılmış ekstremite üzerine[Only Registered Users Can See Links] 8-12 kat gidip gelinerek açılmış alçı sargının plaka şeklinde su kovasına batırılıp[Only Registered Users Can See Links] fazla suyu alındıktan sonra[Only Registered Users Can See Links] ekstremitenin yarı çevresini kapsayacak şekilde ve yine sertleşmeden [Only Registered Users Can See Links] sargı bezleriyle bandajlanması sonucu uygulanırlar. Alçı sargının ısınma ve sertleşme süresi alçının cinsine göre 2-4 ile 5-6 dakikalar arasında değişmektedir.
Kural olarak; 1-sirküler alçı hiçbir zaman çok sıkı sarılmamalı[Only Registered Users Can See Links] 2-alçı sargı ekstremitenin etrafında kendi ağırlığıyla döndürülmeli[Only Registered Users Can See Links] 3-sarma işlemine her zaman periferden başlayarak proksimale doğru ilerlenilmeli[Only Registered Users Can See Links] 4-eklem yerleri 8 şeklinde geçilmeli[Only Registered Users Can See Links] 5-her sarılan alçı az önce sarılan katın ½ si ile ⅔ ünü örtecek şekilde ilerlenilmeli[Only Registered Users Can See Links] 6-yeterli sağlamlık için 8-12 kat sarılmalı [Only Registered Users Can See Links] 7-en proksimale ulaşınca tekrar perifere ve distale doğru gidilip-gelinmeli[Only Registered Users Can See Links] 8-bir alçı sargı sarılıp-diğeri sarılmayısısısa başlanmadan önce ekstremitenin kıvrımlarına modelize edilerek güzel sarması ve oturması sağlanmalıdır.
Sentetik alçılar sirküler alçı yapmak amacıyla kullanılabilir. Ancak normal alçıya oranla uygulaması daha çok tecrübe ister ve normal alçı kadar iyi şekil verilemez. Tek avantajı sertleştikten sonra sudan etkilenmemesidir.
Alçı atel yapılırken de ıslatılmış alçı plaka uygun tarafa konulup[Only Registered Users Can See Links] sargı bezi aynı şekilde yukarıdaki kurallara uygun olarak sarılır. Sirküler alçı ve alçı ateller genellikle kırık kemiğin proksimal ve distal eklemini içerecek şekilde uygulanırlar. Bu alçılar uygulanma yerine[Only Registered Users Can See Links] seviyesine ve uygulama biçimine göre isimlendirilirler: Örneğin dirsek altı sirküler alçı (MP eklemlerden dirseğe kadar) [Only Registered Users Can See Links] dirsek üstü atel (El MP eklemlerden başlayıp[Only Registered Users Can See Links] humerus orta kısımlarına kadar)[Only Registered Users Can See Links] diz üstü sirküler alçı (MP eklemlerden femur ortalarına kadar)[Only Registered Users Can See Links] pelvipedal sirküler alçı (Bir taraf MP eklemlerden tüm alt ekstremiteyi ve uzantısı olarak pelvisi saran sirküler alçı)[Only Registered Users Can See Links]
Bir diğer önemli kural sirküler alçı ve atellerde katedilen eklemlerin pozisyonudur. Genellikle burada tercih edilen pozisyon öncelikle kırığın kaymasına engel olmakla beraber [Only Registered Users Can See Links] seçilecek pozisyon ilgili eklemin istirahat pozisyonu veya uzun süre tespitten sonra fonksiyonları ileri derecede bozmayısısısacak ve eklem sertliği gelişse bile kolayca düzelebilecek pozisyonlardır. Bunun için genellikle el bileğinde nötral veya dorsal fleksiyon (bazen palmar fleksiyon)[Only Registered Users Can See Links] dirsekte 90o fleksiyon [Only Registered Users Can See Links] ayak bileğinde 90o nötral pozisyon[Only Registered Users Can See Links] dizde ve kalçada semifleksiyon tercih edilir. Bundan dolayı alçı veya atel sarılırken eklemler yardımcılar tarafından istenilen pozisyonda tutulur ve alçı sertleşinceye kadar bu pozisyonlar muhafaza edilir. Ayrıca alçı yapıldıktan sonra konjesyon[Only Registered Users Can See Links] ödem ve dolaşım bozukluğu tehlikesi nedeniyle[Only Registered Users Can See Links] ekstremite aşağıya sarkıtılmaz ve emin olununcaya kadar bazen birkaç gün kalp seviyesinin hizasında veya yukarısında tutulur. Şüphede kalındığında sık aralıklarla dolaşım takibi ve hastanın klinik gözlemi gereklidir. Alçı sıkıyorsa ve dolaşımı bozuyorsa[Only Registered Users Can See Links] zaman geçirmeden derhal gevşetilmeli yada çıkartılmalıdır. Alçıyı kesmek için titreşim özelliği ile alçıyı kesen alçı kesme motorları kullanılır. Bulunamadığı takdirde sirkeli su içerisinde bekletmek alçıyı yumuşatır ve kesilerek çıkarılabilir.
Sargı bezi yardımıyla oluklu alçı yada atel yapılabildiği gibi [Only Registered Users Can See Links] sargı bezinin sarılmasıyla oluşan ve bir taraf üst ekstremiteyi tümüyle saran ve tespit eden Velpau bandajı en çok omuz çıkıkları redükte edildikten sonra kullanıldığı gibi [Only Registered Users Can See Links] klavikula kırıklarında[Only Registered Users Can See Links] akromioklaviküler yaralanmalarda ve humerus üst uç kırıklarında da kullanılabilen bir bandajdır (Şekil.12) .
[Only Registered Users Can See Links]
Bu bandajda tespit edilecek taraftaki el karşı omuza konulur. Ciltte tahrişi önlemek için kolun gövdeye temas ettiği kısımlar pamukla desteklenir. Sargı bezini koldan gövdeye doğru ve omuzdan dirseğe doğru sardıktan sonra kolun[Only Registered Users Can See Links] omuz ve ön kolun hiç bir kısmı gözükmeyecek şekilde sarılır. Sargı bezi sararken kural çok sıkı sarmamak [Only Registered Users Can See Links] ancak gevşekte bırakmamak şeklindedir. Bir evvelki sarılan kısmın ½ si ile ⅔ ünü katedecek şekilde sarılır ve eklem yerleri 8 şeklinde geçilir. Üçgen sargı da omuz ve önkol travmalarında tespit sağlar. Jones bandajı ayak bileğinden kasığa kadar sarılan bir bandajdır ve daha ziyade diz yaralanmalarında kullanılır. Bir kat sarılan pamuk üzerine sargı bezi sarılır. Sonra tekrar pamuk ve tekrar sargı bezi sarılır.
Elastik bandaj çoğunlukla yumuşak doku lezyonlarında kısmen bir tespit sağlama ve ödemi azaltma gayesi ile sarılır. Bunun dışında çocuklarda Klavikula kırıklarında elastik bandajla sekiz bandajı yapılabilir. Ekstremiteye elastik bandaj sarılırken de her zaman periferden başlanır[Only Registered Users Can See Links] çok sıkı sarılmaz; gevşek sarılırsa da fonksiyon görmez. Yine bir evvelki sarılan kısmın ½ si ile ⅔ ünü katedecek şekilde sarılır ve yine eklem yerleri 8 şeklinde geçilir. Sarılma işlemi bitince kopçaları ile tutturulur. Sıkarsa veya gevşerse açılıp[Only Registered Users Can See Links] yeniden sarılmalıdır.
ceyLin
16 February 2009, 20:38
Traksiyon
Kırıkların anlık redüksiyonu geçici tespiti veya yavaş yavaş kademeli redüksiyonu amaçlarıyla yapılır. Bunlardan birincisi; redüksiyon gerektiren bir kırık kapalı yöntemlerle redükte edilecekse[Only Registered Users Can See Links] burada karşılıklı iki kişi kırığa traksiyon uygular ve bazı kırıklar sadece traksiyonla yerine getirilebilirler. Bazen traksiyonla beraber kırığı redükte edecek kişi değişik manevralar ve manüplasyonlar da yapabilir. Bu şekilde kapalı redüksiyon başarıya ulaşmış ise kırığa derhal sirküler alçı uygulanır ve bu şekilde kırık tedavisine başlanmış olur.
İkinci amaç kırığı nispeten hareketsiz hale getirmek ve ağrıyı [Only Registered Users Can See Links] yumuşak doku hasarını azaltmakdır. Bunun için yapılan işlem cilt traksiyonudur (İndirekt traksiyon). Bunun için gerekli alet set olarak piyasada bulunmaktadır. Genellikle kalça bölgesi kırıklarında asıl tedavi yapılana kadarki bir kaç gün boyunca kullanılır. Tibia yan taraflarındaki cilde uygulanan traksiyon setinin ucuna 3 kg kadar ağırlık asılır ve kırık nispeten hareketsiz hale getirilir.
Üçüncü amaç yani kırıkların kademeli redüksiyonunun sağlanması iskelet traksiyonu (Direkt traksiyon) ile sağlanır. Bunun içinde kırıktan biraz bir bölgeden kemikten geçirilen bir Steinman çivisinin dışta kalan uçlarına önce bir üzengi biçiminde çelik tel yerleştirilir ve bunun da ucuna takılan bir ip makaralı sistemden geçirilerek ucuna ağırlık bağlanır. Çocuk femur kırıklarında Tub. tibiadan yapılan Russell traksiyonu eskiden çok kullanılırdı. Veya yine çocuk femur kırıklarında suprakondiler bölgeden geçirilen çiviye makaralı sistemle ağırlık asılır[Only Registered Users Can See Links] kalça ve diz 90o de tutulurdu (Doksana doksan traksiyon) (Şekil.13) .
[Only Registered Users Can See Links]
Bugün suprakondiler bölgeden geçirilen bu çivi ve üzengi yardımıyla ameliyat masasında traksiyonla anlık olarak femur redükte edilmekte ve çivinin uçları alçı içerisinde bırakılmak suretiyle pelvipedal alçı yapılmaktadır. Uygulanan bu yönteme inkorpore alçılama denilmektedir. Humerus un sorunlu kırıklarında olekranondan iskelet traksiyonu yapılabilmektedir. Bazı santral asetabular çıkıklarda femurdan iskelet traksiyonu halen kullanılabilen bir yöntemdir. Sorunlu tibia kırıklarında kalkaneustan iskelet traksiyonu yapılabilmektedir. Servikal vertebra yaralanmalarında kafa üst kubbeden uygulanan Halo traksiyonla ağırlık kontrollü bir şekilde artırılarak kırık veya çıkığın redüksiyonu sağlanabilmektedir. Traksiyon yöntemi genel olarak bu şekilde kırığın redüksiyonu sağlanıncaya kadar sürdürülür ve daha sonra diğer dıştan tespit yöntemlerinden birine geçilir.
Eksternal fiksasyon
Kırığın proksimal ve distal bölgelerinden kemiğe dışarıdan uygulanan çivi [Only Registered Users Can See Links] veya tellerin yardımıyla[Only Registered Users Can See Links] dışarıda aaaal cihazlarla bunlar birbirine bağlanıp[Only Registered Users Can See Links] fragmanlara hakim olunması ve tespit sağlanması yöntemine eksternal fiksasyon bu işe yarayan cihazlara da eksternal fiksatör denilmektedir. Kırık yeri açılmadan bu işlem yapılabildiği için [Only Registered Users Can See Links] kırık iyileşmesini bozmama ve açık cerrahinin komplikasyonlarından kaçınma avantajları vardır. 1900 lü yıllardan itibaren uygulanmayısısısısa başlanan fiksatörlerin günden güne gelişmesi ve çivi yeri enfeksiyonu gibi önemli bir komplikasyonunun uygun bakım koşullarına ve antibiyotiklerdeki gelişmelere bağlı olarak azalmasından sonra 1970 ve 1980 li yıllardan itibaren daha çok kullanılabilir olmuştur.
Eksternal fiksasyon işlemi ameliyathanede ameliyat hazırlığı yapılarak ve anesaaai (Genel yada rejyonel) altında yapılır. Bugün eksternal fiksatörlerle kırıklara her planda hakim olunabilmekte[Only Registered Users Can See Links] duruma göre kırığa distraksiyon yada kompresyon uygulanabilmekte [Only Registered Users Can See Links] kırık kaynaması bir miktar sağlandıktan sonra dinamik duruma getirilerek kaynamanın daha çabuk gerçekleşmesi sağlanabilmektedir. Özellikle açık kırıklarda[Only Registered Users Can See Links] enfekte nonunion ve psödoartrozlarda[Only Registered Users Can See Links] pelvis kırıklarında[Only Registered Users Can See Links] uzatma ameliyatlarında endikedir. Bazı intraartiküler kırıklarla peri artiküler kırıklarda [Only Registered Users Can See Links] çok parçalı diyafiz kırıklarında da kullanılabilir. Bakımı düzgün yapılmak şartıyla[Only Registered Users Can See Links] kırık kaynaması yeterli sağlamlığa ulaşıncaya kadar kalabilmektedir. AO tübüler eksternal fiksatör[Only Registered Users Can See Links] İlizarov sirküler eksternal fiksatör[Only Registered Users Can See Links] dinamik aksiyel fiksatörler bugün için çok kullanılanlardandır (Şekil.14) .
[Only Registered Users Can See Links]
İnternal fiksasyon
Kırık bölgenin ameliyatla açılarak cerrahi redüksiyonundan (açık redüksiyon) sonra bu iş için özel yapılmış olan ve vücut içerisinde kalacak olan madeni tespit cihazları (İmplant) ile kırık fragmanların tespitine internal fiksasyon denilir. Açık redüksiyon + internal fiksasyon için osteosenaaa tabiri de kullanılmaktadır (Şekil.15) .
[Only Registered Users Can See Links]
Genellikle plak [Only Registered Users Can See Links] vida ve tellerle internal fiksasyon bu şekilde yapılır. Ancak internal fiksasyon yapmak için açık redüksiyon yapılması şart değildir. Kırık yeri traksiyon [Only Registered Users Can See Links] manüplasyon yoluyla kapalı redükte edildikten sonra kemiğin medullasına uzak yerden girilerek bir intramedüller çivi yerleştirilebilir. Buna kapalı intramedüller çivileme denilir. Hatta bu şekilde kırık yeri açılmadan ve kırık biyolojisine de zarar vermeden yapılabildiği için bu yöntemin avantajlı tarafları vardır. Bir de bazı kırıklarda (Çocuklarda humerus suprakondiler kırıkları) kapalı redüksiyon sonrasında dışarıdan kırık hattını geçecek ve redüksiyonu koruyacak şekilde Kirschner telleri ile internal fiksasyon yapılabilir. Buna da perkütan çivileme yöntemi denilmektedir.
İnternal fiksasyon için kullanılan implantların biyolojik uyumlu olmaları[Only Registered Users Can See Links] toksik olmamaları [Only Registered Users Can See Links] yeterli dayanıklılığa sahip olmaları[Only Registered Users Can See Links] yıpranma ve aşınmayısısısısa dayanıklı olmaları[Only Registered Users Can See Links] vücut içinde tepki yapmamaları ve tepkiye de maruz kalmamaları beklenir. Bugün için en çok kullanılan maden karışımları paslanmaz çelik [Only Registered Users Can See Links] titanyum alaşımları ve kobalt-krom karışımlarıdır.
Bugün için yaygın olarak kullanılan bazı implantlar şu şekilde sıralanabilir: Kirschner telleri[Only Registered Users Can See Links] serklaj telleri[Only Registered Users Can See Links] kilitli Kirschner telleri[Only Registered Users Can See Links] Knowles çivileri[Only Registered Users Can See Links] Schanz vidaları[Only Registered Users Can See Links] Steinman çivileri[Only Registered Users Can See Links] Küntscher intramedüller çivisi[Only Registered Users Can See Links] Ender intramedüller çivileri[Only Registered Users Can See Links] U çivileri (Staple) [Only Registered Users Can See Links] Rush çivisi[Only Registered Users Can See Links] Smith Petersen çivisi[Only Registered Users Can See Links] kortikal vida[Only Registered Users Can See Links] spongiöz vida[Only Registered Users Can See Links] malleol vidası[Only Registered Users Can See Links] kanüle vidalar[Only Registered Users Can See Links] interferens vidaları[Only Registered Users Can See Links] düz plaklar[Only Registered Users Can See Links] rekonstrüksiyon plakları[Only Registered Users Can See Links] kompresyon plakları (DCP)[Only Registered Users Can See Links] sınırlı temaslı kompresyon plakları(LCDCP)[Only Registered Users Can See Links] semitübüler plaklar[Only Registered Users Can See Links] 1/3 tübüler plaklar[Only Registered Users Can See Links] Dinamik kalça plağı (DHS)[Only Registered Users Can See Links] Dinamik kondil plağı (DCS)[Only Registered Users Can See Links] Harris Muller plağı[Only Registered Users Can See Links] L plak[Only Registered Users Can See Links] Jewett plağı[Only Registered Users Can See Links] T plaklar[Only Registered Users Can See Links] anatomik plaklar[Only Registered Users Can See Links] Kilitli intramedüller çiviler[Only Registered Users Can See Links] vertebra posterior enstrumantasyonları[Only Registered Users Can See Links] vertebra anterior enstrumantasyonları[Only Registered Users Can See Links] parsiyel veya total endoproaaaler.
Açık redüksiyon ve internal fiksasyonun avantajları: Tam anatomik redüksiyon sağlanır[Only Registered Users Can See Links] stabil fiksasyon sağlanır[Only Registered Users Can See Links] kırığın kaynaması için uygun ortam sağlanır[Only Registered Users Can See Links] erken harekete izin verilerek fonksiyonların kazanılması kolaylaşır ve uzun süreli immobilizasyonun sakıncaları görülmez. Bunlara karşılık dezavantajlı yönleri ise : Kapalı kırık ameliyatla açık hale getirilmiş olur ve enfeksiyon gelişebilir. Kırık iyileşmesinin biyolojik safhaları bozulur ve kaynama bundan dolayı gecikebilir.
Endikasyonları:
1. Kapalı yöntemlerle redüksiyonun başarısız olduğu kırıklar.
2. Mutlaka açık redüksiyon ve internal fiksasyon yapılması gerekli kırıklar:
a)Kopma kırıkları (Olekranon[Only Registered Users Can See Links] patella[Only Registered Users Can See Links] fibula başı[Only Registered Users Can See Links] trokanter major vb)
b)Eklem içi kırıklar . Mutlak anatomik redüksiyon yapılması ve erken harekete başlanması fonksiyonel bakımdan çok iyi sonuç verir.
c)İnterpozisyonlu kırıklar. Femur[Only Registered Users Can See Links] humerus [Only Registered Users Can See Links] tibia kırıkları.
d)Kırıklı-çıkıklar. Kalça[Only Registered Users Can See Links] omuz [Only Registered Users Can See Links] diz[Only Registered Users Can See Links] dirsek kırıklı-çıkıkları.
e)Bazı epifiz kırıkları. Özellikle Salter-Harris tip III-IV kırıklar.
f)Replantasyon yapılırken kırık kemikler internal ve-veya eksternal fiksasyonla tespit edilirler.
3.Kırık iyileşmesinin ameliyatla daha iyi[Only Registered Users Can See Links] çabuk ve güvenli gerçekleşeceği kırıklar. Femur boynu[Only Registered Users Can See Links] trokanterik femur kırıkları[Only Registered Users Can See Links] femur cisim ve suprakondiler bölge kırıkları gibi kırıklar.
4. İnstabil vertebra kırıkları
5. Psödoartrozlar
6.Büyük damar yaralanması yapmış kırıklar. Damar tamiri yapılırken kırığın da güvenli bir tespiti[Only Registered Users Can See Links] damarın yeniden zarara uğramaması için gereklidir.
Relatif endikasyonları:
1. Multipl kırıklar
2. Redüksiyon ve tespiti kapalı yöntemlerle çok güvenceli olmayısısısısan kırıklar. Tibia[Only Registered Users Can See Links] humerus[Only Registered Users Can See Links] ön kol çift kemik kırıkları .
3. Kaynama gecikmesi olan kırıklar
4. Patolojik kırıklardır
vBulletin v3.8.4, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.