GeCeKuPa
11 March 2009, 09:07
Kapadokya
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve: kullan ([Only Registered Users Can See Links]-one), ara ([Only Registered Users Can See Links])
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Kapadokya'dan bir manzara
(Göreme ([Only Registered Users Can See Links]), Türkiye ([Only Registered Users Can See Links]))
Kapadokya, (Pers ([Only Registered Users Can See Links]) dilinde Katpatuk; “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelir). Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes ([Only Registered Users Can See Links]), Hasandağı ([Only Registered Users Can See Links]) ve Güllüdağ ([Only Registered Users Can See Links])’ın püskürttüğü lav ([Only Registered Users Can See Links]) ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ([Only Registered Users Can See Links]) ve rüzgar ([Only Registered Users Can See Links]) tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır.
İnsan yerleşimi Paleolitik ([Only Registered Users Can See Links]) döneme kadar uzanmaktadır. Hititler ([Only Registered Users Can See Links])'in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hrıstiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler bölgeyi putperestlerin ([Only Registered Users Can See Links]) zulmünden kaçan Hıristiyanlar ([Only Registered Users Can See Links]) için devasa bir sığınak haline getirmiştir.
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Kapadokya'daki taş formasyonlarının Türkçe'de niçin "Peri bacaları" diye adlandırılmış olduklarını gösteren bir manzara.
Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu ([Only Registered Users Can See Links])'nun da önemli kavşaklarından biridir.
M.Ö. XII. yüzyılda Hitit İmparatorluğu ([Only Registered Users Can See Links])'nun çöküşüyle bölgede karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde Asur ([Only Registered Users Can See Links]) ve Frigya ([Only Registered Users Can See Links]) etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur. Bu Krallıklar M.Ö. VI. yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer. Bugün kullanılan Kapadokya adı, Pers dilinde "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına geliyor. M.Ö. 332 yılında Büyük İskender ([Only Registered Users Can See Links]) Persleri yenilgiye uğratır, ama Kapadokya'da büyük bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulur. M.Ö. III. yy. sonlarına doğru Romalıların ([Only Registered Users Can See Links]) gücü bölgede hissedilmeye başlar. M.Ö. I. yy ortalarında Kapadokya Kralları, Romalı generallerin gücüyle atanmakta ve tahttan indirilmektedir. M.S. 17 yılında son Kapadokya kralı ölünce bölge Roma'nın bir eyaleti olur.
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Kapadokya'dan bir görünüm
(Uçhisar kalesi ([Only Registered Users Can See Links]), Türkiye ([Only Registered Users Can See Links]))
MS III. yy'da Kapadokya'ya Hıristiyanlar gelir ve bölge onlar için bir eğitim ve düşünce merkezi olur. 303-308 yılları arasında Hıristiyanlara uygulanan baskılar iyice artar. Fakat Kapadokya baskılardan korunmak ve Hıristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir yerdir. Derin vadiler ve volkanik yumuşak kayalardan oydukları sığınaklar Romalı askerlere karşı güvenli bir alan oluşturur.
IV. yy, daha sonra "Kapadokya'nın Babaları" olarak adlandırılan insanların, dönemi olur. Fakat bölgenin önemi, III. Leon'un ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaşır. Bu durum karşısında, ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya başlar. İkonoklasm hareketi yüz yıldan fazla sürer (726-843). Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklasm etkisinde kaldıysa da, ikondan yana olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini sürdürdüler. Kapadokya manastırları bu devirde oldukça gelişir.
Yine bu dönemlerde, Anadolu ([Only Registered Users Can See Links])'nun Ermenistan ([Only Registered Users Can See Links])'dan Kapadokya'ya kadar olan Hıristiyan bölgelerine Arap ([Only Registered Users Can See Links](halk)) akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur. XI. ve XII. yüzyıllarda Kapadokya Selçukluların ([Only Registered Users Can See Links]) eline geçer. Bu ve bunu takip eden Osmanlı ([Only Registered Users Can See Links]) zamanlarında bölge sorunsuz bir dönem geçirir. Bölgedeki son Hıristiyanlar 1924-26 yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında güzel mimari örnekler bırakarak Kapadokya'yı terkettiler.
Jeolojik oluşumu [değiştir ([Only Registered Users Can See Links])]
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Tatlarini-Nevşehir
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Avcılar Vadisi; ileride görünen yerleşim birimi Göreme'dir.
60 milyon yıl önce 3. Jeolojik ([Only Registered Users Can See Links]) devirde Toroslar ([Only Registered Users Can See Links]) yükseldi. Kuzeydeki Anadolu Platosu ([Only Registered Users Can See Links])'nun sıkışmasıyla yanardağlar faaliyete geçti. Erciyes, Hasandağı ve ikisinin arasında kalan Göllüdağ, bölgeye lavlar püskürttü. Platoda biriken küller yumuşak bir tüf tabakası oluşturdu. Tüf tabakasının üzeri yer yer sert bazalttan oluşan ince bir lav tabakasıyla örtüldü. Bazalt çatlayıp parçalara ayrıldı. Yağmurlar çatlaklardan sızıp yumuşak tüfü aşındırmaya başladı. Isınan ve soğuyan hava ile rüzgârlar da oluşuma katıldı. Böylece sert bazalt kayasından şapkaları bulunan koniler oluştu. Bu değişik ve ilginç biçimli kayalara halk bir ad yakıştırdı: "Peri bacası ([Only Registered Users Can See Links])".
Bazalt örtüsü olmayan tüf tabakları ise erozyonla vadilere dönüştü. İlginç şekilli oluştu. Daha sonraları insan eli, emeği ve duygusu işe koyuldu. Dokuz-on bin yıl öncesine ait yerleşimlerden ilk Hıristiyanların kayalara oydukları kiliselere, büyük ve güvenli yer altı kentlerine kadar uzun bir dönemde büyük bir uygarlık yaratıldı.
Bölge günümüzde turizm açısından büyük bir öneme sahiptir. Avanos ([Only Registered Users Can See Links]), Ürgüp ([Only Registered Users Can See Links]), Göreme ([Only Registered Users Can See Links]), Akvadi ([Only Registered Users Can See Links]), Uçhisar ([Only Registered Users Can See Links]) ve Ortahisar ([Only Registered Users Can See Links]) Kaleleri, El Nazar Kilisesi ([Only Registered Users Can See Links]), Aynalı Kilise ([Only Registered Users Can See Links]), Güvercinlik Vadisi ([Only Registered Users Can See Links]), Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri ([Only Registered Users Can See Links] onak_Yeralt%C4%B1_%C5%9Eehirleri&action=edit&redlink=1), Ihlara Vadisi ([Only Registered Users Can See Links]), Selime Köyü ([Only Registered Users Can See Links]), Çavuşin ([Only Registered Users Can See Links]), Güllüdere Vadisi ([Only Registered Users Can See Links]), Paşabağ- Zelve belli başlı görülmesi gereken yerlerdir.Kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü dile getirirler. Bu evler ondokuzuncu yüzyılda yamaçlara ya kayaların ya da kesme taştan inşa edilmişlerdir. Bölgenin tek mimarı malzemesi olan taş yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanaklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir. Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır. Gerek avlu gerekse ev kapılarının malzemesi ahşaptır. Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir. Yöredeki güvercinlikler 19. yüzyılın sonları, 18. yüzyılda yapılmış küçük yapılardır. İslam resim sanatını göstermek açısından önemli olan güvercinliklerin bir kısmı manastır veya kilise olarak inşa edilmişlerdir. Güvercinliklerin yüzeyi yöresel sanatçılar tarafından zengin bezemeler, kitabeler ile süslenmişlerdir. Bölge şarapçılık ve üzüm yetiştiriciliği ile de ünlüdür. Kapadokya'yı eskiden ev olarak kullanıyorlardı.Bu yüzden şimdi kalıntılar çıkartılıyor. Bunlar tarihi eser olarak koruma altına alınıyor.
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve: kullan ([Only Registered Users Can See Links]-one), ara ([Only Registered Users Can See Links])
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Kapadokya'dan bir manzara
(Göreme ([Only Registered Users Can See Links]), Türkiye ([Only Registered Users Can See Links]))
Kapadokya, (Pers ([Only Registered Users Can See Links]) dilinde Katpatuk; “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelir). Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes ([Only Registered Users Can See Links]), Hasandağı ([Only Registered Users Can See Links]) ve Güllüdağ ([Only Registered Users Can See Links])’ın püskürttüğü lav ([Only Registered Users Can See Links]) ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ([Only Registered Users Can See Links]) ve rüzgar ([Only Registered Users Can See Links]) tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır.
İnsan yerleşimi Paleolitik ([Only Registered Users Can See Links]) döneme kadar uzanmaktadır. Hititler ([Only Registered Users Can See Links])'in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hrıstiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler bölgeyi putperestlerin ([Only Registered Users Can See Links]) zulmünden kaçan Hıristiyanlar ([Only Registered Users Can See Links]) için devasa bir sığınak haline getirmiştir.
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Kapadokya'daki taş formasyonlarının Türkçe'de niçin "Peri bacaları" diye adlandırılmış olduklarını gösteren bir manzara.
Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu ([Only Registered Users Can See Links])'nun da önemli kavşaklarından biridir.
M.Ö. XII. yüzyılda Hitit İmparatorluğu ([Only Registered Users Can See Links])'nun çöküşüyle bölgede karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde Asur ([Only Registered Users Can See Links]) ve Frigya ([Only Registered Users Can See Links]) etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur. Bu Krallıklar M.Ö. VI. yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer. Bugün kullanılan Kapadokya adı, Pers dilinde "Güzel Atlar Ülkesi" anlamına geliyor. M.Ö. 332 yılında Büyük İskender ([Only Registered Users Can See Links]) Persleri yenilgiye uğratır, ama Kapadokya'da büyük bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulur. M.Ö. III. yy. sonlarına doğru Romalıların ([Only Registered Users Can See Links]) gücü bölgede hissedilmeye başlar. M.Ö. I. yy ortalarında Kapadokya Kralları, Romalı generallerin gücüyle atanmakta ve tahttan indirilmektedir. M.S. 17 yılında son Kapadokya kralı ölünce bölge Roma'nın bir eyaleti olur.
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Kapadokya'dan bir görünüm
(Uçhisar kalesi ([Only Registered Users Can See Links]), Türkiye ([Only Registered Users Can See Links]))
MS III. yy'da Kapadokya'ya Hıristiyanlar gelir ve bölge onlar için bir eğitim ve düşünce merkezi olur. 303-308 yılları arasında Hıristiyanlara uygulanan baskılar iyice artar. Fakat Kapadokya baskılardan korunmak ve Hıristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir yerdir. Derin vadiler ve volkanik yumuşak kayalardan oydukları sığınaklar Romalı askerlere karşı güvenli bir alan oluşturur.
IV. yy, daha sonra "Kapadokya'nın Babaları" olarak adlandırılan insanların, dönemi olur. Fakat bölgenin önemi, III. Leon'un ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaşır. Bu durum karşısında, ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya başlar. İkonoklasm hareketi yüz yıldan fazla sürer (726-843). Bu dönemde birkaç Kapadokya kilisesi İkonoklasm etkisinde kaldıysa da, ikondan yana olanlar burada rahatlıkla ibadetlerini sürdürdüler. Kapadokya manastırları bu devirde oldukça gelişir.
Yine bu dönemlerde, Anadolu ([Only Registered Users Can See Links])'nun Ermenistan ([Only Registered Users Can See Links])'dan Kapadokya'ya kadar olan Hıristiyan bölgelerine Arap ([Only Registered Users Can See Links](halk)) akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur. XI. ve XII. yüzyıllarda Kapadokya Selçukluların ([Only Registered Users Can See Links]) eline geçer. Bu ve bunu takip eden Osmanlı ([Only Registered Users Can See Links]) zamanlarında bölge sorunsuz bir dönem geçirir. Bölgedeki son Hıristiyanlar 1924-26 yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında güzel mimari örnekler bırakarak Kapadokya'yı terkettiler.
Jeolojik oluşumu [değiştir ([Only Registered Users Can See Links])]
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Tatlarini-Nevşehir
[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])[Only Registered Users Can See Links] ([Only Registered Users Can See Links])
Avcılar Vadisi; ileride görünen yerleşim birimi Göreme'dir.
60 milyon yıl önce 3. Jeolojik ([Only Registered Users Can See Links]) devirde Toroslar ([Only Registered Users Can See Links]) yükseldi. Kuzeydeki Anadolu Platosu ([Only Registered Users Can See Links])'nun sıkışmasıyla yanardağlar faaliyete geçti. Erciyes, Hasandağı ve ikisinin arasında kalan Göllüdağ, bölgeye lavlar püskürttü. Platoda biriken küller yumuşak bir tüf tabakası oluşturdu. Tüf tabakasının üzeri yer yer sert bazalttan oluşan ince bir lav tabakasıyla örtüldü. Bazalt çatlayıp parçalara ayrıldı. Yağmurlar çatlaklardan sızıp yumuşak tüfü aşındırmaya başladı. Isınan ve soğuyan hava ile rüzgârlar da oluşuma katıldı. Böylece sert bazalt kayasından şapkaları bulunan koniler oluştu. Bu değişik ve ilginç biçimli kayalara halk bir ad yakıştırdı: "Peri bacası ([Only Registered Users Can See Links])".
Bazalt örtüsü olmayan tüf tabakları ise erozyonla vadilere dönüştü. İlginç şekilli oluştu. Daha sonraları insan eli, emeği ve duygusu işe koyuldu. Dokuz-on bin yıl öncesine ait yerleşimlerden ilk Hıristiyanların kayalara oydukları kiliselere, büyük ve güvenli yer altı kentlerine kadar uzun bir dönemde büyük bir uygarlık yaratıldı.
Bölge günümüzde turizm açısından büyük bir öneme sahiptir. Avanos ([Only Registered Users Can See Links]), Ürgüp ([Only Registered Users Can See Links]), Göreme ([Only Registered Users Can See Links]), Akvadi ([Only Registered Users Can See Links]), Uçhisar ([Only Registered Users Can See Links]) ve Ortahisar ([Only Registered Users Can See Links]) Kaleleri, El Nazar Kilisesi ([Only Registered Users Can See Links]), Aynalı Kilise ([Only Registered Users Can See Links]), Güvercinlik Vadisi ([Only Registered Users Can See Links]), Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri ([Only Registered Users Can See Links] onak_Yeralt%C4%B1_%C5%9Eehirleri&action=edit&redlink=1), Ihlara Vadisi ([Only Registered Users Can See Links]), Selime Köyü ([Only Registered Users Can See Links]), Çavuşin ([Only Registered Users Can See Links]), Güllüdere Vadisi ([Only Registered Users Can See Links]), Paşabağ- Zelve belli başlı görülmesi gereken yerlerdir.Kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler yörenin özgünlüğünü dile getirirler. Bu evler ondokuzuncu yüzyılda yamaçlara ya kayaların ya da kesme taştan inşa edilmişlerdir. Bölgenin tek mimarı malzemesi olan taş yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanaklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir. Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır. Gerek avlu gerekse ev kapılarının malzemesi ahşaptır. Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir. Yöredeki güvercinlikler 19. yüzyılın sonları, 18. yüzyılda yapılmış küçük yapılardır. İslam resim sanatını göstermek açısından önemli olan güvercinliklerin bir kısmı manastır veya kilise olarak inşa edilmişlerdir. Güvercinliklerin yüzeyi yöresel sanatçılar tarafından zengin bezemeler, kitabeler ile süslenmişlerdir. Bölge şarapçılık ve üzüm yetiştiriciliği ile de ünlüdür. Kapadokya'yı eskiden ev olarak kullanıyorlardı.Bu yüzden şimdi kalıntılar çıkartılıyor. Bunlar tarihi eser olarak koruma altına alınıyor.