Bir gencin tövbesi

[Yorgun Yürek]

Allahü teâlâ, peygamberi Musa aleyhisselâma hitap edip
" (Ey Musa! Filân mahallede, bizim dostlarımızdan biri vefât etti[Only Registered Users Can See Links] Git onun işini gör[Only Registered Users Can See Links] Sen gitmezsen, bizim rahmetimiz onun işini görür) buyurdu[Only Registered Users Can See Links]
Hazret-i Musa, emir olunduğu mahalleye gitti[Only Registered Users Can See Links]
Oradakilere:
-Bu gece, burada, Allahü teâlânın dostlarından biri vefât etti mi? diye sorunca:
-Ey Allahın peygamberi! Allahü teâlânın dostlarından hiç kimse vefât etmedi[Only Registered Users Can See Links] Ama, filân evde zamanını kötülüklerle geçiren fâsık bir genç öldü[Only Registered Users Can See Links] Fıskının çokluğundan, hiç kimse onu defnetmeye yanaşmıyor, dediler[Only Registered Users Can See Links]
Musa aleyhisselâm:
-Ben onu arıyorum, buyurdu[Only Registered Users Can See Links] Gösterdiler[Only Registered Users Can See Links]
Hazret-i Musa, o eve girdi[Only Registered Users Can See Links] Rahmet meleklerini gördü[Only Registered Users Can See Links] durup, ellerinde rahmet tabakları olup, Allahü teâlânın rahmet ve lütfunu saçıyorlardı[Only Registered Users Can See Links] Musa, yalvararak münacaat etti:
-Ey Rabbim! sen buyurdun ki, o''Benim dostumdur[Only Registered Users Can See Links]'' İnsanlar ise fâsık olduğuna şahitlik ediyorlar[Only Registered Users Can See Links] Hikmeti nedir?
Allahü teâlâ:
(Ey Musa! İnsanların onun için fâsık demeleri doğrudur[Only Registered Users Can See Links] Ama, günahından haberleri var, tövbesinden haberleri yok[Only Registered Users Can See Links] Benim bu kulum, seher vakti, toprağa yuvarlandı ve tövbe etti[Only Registered Users Can See Links] Bizim huzurumuza sığındı[Only Registered Users Can See Links] Ben ki, Allah'ım! Onun sözünü ve tövbesini kabul ettim[Only Registered Users Can See Links] Ona rahmet ettim ki, bu dergâhın ümitsizlik kapısı olmadığı anlaşılsın!) buyurdu[Only Registered Users Can See Links]