PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sen mürşid-i kamili ne sanırsın?


Yorgun Yürek
21 April 2009, 12:48
Sünbül Sinan hazretlerinin[Only Registered Users Can See Links] Muhammed Çelebi isminde bir talebesi anlattı: “Sünbülî tarîkatının şeyhi olan Sünbül Sinân hazretlerine talebe olmuştum. Dergâhında bulunuyor[Only Registered Users Can See Links] onun hizmetiyle şerefleniyordum. Bir gün kendisinden izin alarak Gelibolu'ya gitmiştim. Orada bir haram işleme durumu ile karşı karşıya kalmıştım[Only Registered Users Can See Links] nefsim harama meyletti. Tam onu işlemek üzere idim ki[Only Registered Users Can See Links] yanımda hocam Sünbül Sinân’ı gördüm. Onu görür görmez[Only Registered Users Can See Links] utancımdan kıpkırmızı oldum. Ne yapacağımı şaşırmış bir hâlde haramdan uzaklaştım. Bir gemiye binerek İstanbul’a geldim. Hemen dergâha koştum. Hocam Sünbül Sinân ile kapıda karşılaştım. Beni görünce; “Ey Çelebi! Sen mürşid-i kâmili ne zannedersin? O[Only Registered Users Can See Links] talebesini gözetmez ise[Only Registered Users Can See Links] şeytan ve nefs[Only Registered Users Can See Links] onu hevâsına uydurup helâk eder[Only Registered Users Can See Links] çabucak tövbe-i nasûh eyle. Bir daha da böyle işleri yapmaya kalkma." buyurdu. Bundan böyle nerede bir haram ile karşılaşsam[Only Registered Users Can See Links] hemen hocam hatırıma gelir[Only Registered Users Can See Links] onun himmeti bereketi ile haramlar gözüme çok kötü hâlde görünürdü.”